Eğitim

Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor – Danusia Stok Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor – Danusia Stok Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor kimin eseri? Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor kitabının yazarı kimdir? Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor konusu ve anafikri nedir? Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor kitabı ne konu alıyor? Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor PDF indirme linki var mı? Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor kitabının yazarı Danusia Stok kimdir? İşte Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Danusia Stok

Çevirmen: Aslı Kutay Yoviç

Orijinal Adı: Kieslowski on Kieslowski

Yayın Evi: Agora Kitaplığı

İSBN: 9786051030913

Sayfa Sayısı: 256


Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Film yapmak izleyiciler, festivaller, eleştiriler, söyleşiler demek değildir. Film yapmak her gün sabahın altısında kalkmak anlamına gelir. Soğuk, yağmur, balçık demek, ağır ışık malzemelerini taşımak anlamına gelir. Her şeyden ilkin, asap bozan bir meslektir ve her şey, ailen, duyguların, hususi yaşamın dahil olmak suretiyle ikinci plana atılır. Ve hepsi bir yana, film yapmak sabretmek anlamına gelir.

“Bunun haricinde ben, filmin montaj odasında var olmaya başladığına inanıyorum. Çekmek bir tek lüzumlu malzemeyi ve seçenekleri sağlamaktır. Kendime mümkün olduğunca hareket etme özgürlüğü tanıyarak başlarım montaja. Kurgulamak iki film parçasını birbirine bağlamaktır ve bu aşamada uyulması lüzumlu bazı kurallar vardır. Kurgunun bir başka aşaması da, filmi oluşturmaktır. Bu, seyirciyle oynanan bir oyundur; dikkati yönlendirme, gerilimi dağıtabilme oyunu. Bazı yönetmenler bu oyunda senaryoya, bazıları oyunculara, sahnelemeye, ışıklara, görüntüye yaslanırlar. Bense filmin tanımlaması güç, bir tek orada, montaj odasında yaşam gören ruhunun farkındayım.”


Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor Alıntıları – Sözleri

  • “Acı çekmenin çekmemekten daha fena olduğundan güvenli değilim. Bazen acı çekmek daha iyidir. Herkes bir kere bunu yaşamalıdır. Bizi olgunlaştıran da budur. İnsan doğasını bu oluşturur. Kolay bir hayatınız var ise, başkalarını da düşünmeniz için bir sebebiniz yoktur. Kendiniz ve başkası hakkında endişelenmeniz için bir halde acıyı yaşamış olmanız, acı çekmenin ne işe yaradığını bilmeniz gerekir. Böylelikle incindiğinizde, incinmenin ne işe yaradığını anlarsınız. Zira acının ne işe yaradığını anlamazsanız, acının olmadığı bir yaşamı da anlamaz ve öyleki bir yaşam için şükredemezsiniz.”
  • “Sanatta kalitenin emaresi bence şu: Bir şey okuduğum da, gördüğüm de ya da dinlediğim de birden, birisinin benim de düşündüğüm ve yaşadığım bir şeyi formüle etmiş olduğu duygusuna kapılıyorum; tam benim düşündüğüm şeklinde sadece benim hayal ettiğimden daha iyi cümlelerle ya da görsel düzenlemelerle ya da daha iyi bir ses kompozisyonuyla formüle edilmiş. Ya da bir anlığına, bende, güzellik hissi yada luğu uyandırıyor. İşte büyük edebiyatı, averaj edebiyattan ayıran da bu. Büyük edebiyat eserlerini okuduğunuzda, söylediğinizi ya da duyduğunuzu zannettiğiniz bir iki cümleye kesinlikle rastlarsınız. Sizi ilgilendiren bir tarif ve etkileyen bir imgedir bu, sizin imgenizdir. Sayfaların birinde, kendinizi aynı durum da buluverirsiniz ya da sizden oldukça değişik fakat, sizin bir zamanlar düşündüğünüz şeklinde düşünen ya da görmüş olduğu­nüz şeklinde gören birine rastlarsınız. Büyük sinemacılık dedikleri de budur -eğer öyleki bir şey var ise. Bir an için kendinizi orada buluverirsiniz; sadece bu duruma duygusal mı yaklaştığınızın yada bu durumu entelektüel, karşılaştırmalı ve analitik olarak mı düşündüğünüzün esasında hiçbir önemi yoktur.”
  • “Gittikçe daha oldukça, umurumuzda olan tek şeyin yalnızca kendimiz olduğu duygusuna kapılıyorum. Başka insanlara dikkat ettiğimizde bile kendimizi düşünüyoruz.
    (…)Kendimizden bir şeyler verebilmekte oldukça güzel bir yan var. Ancak kendimizden verirken, bunu gene kendimiz için, kendi hakkımızda daha iyi görüşlere haiz olmak için yaptığımızdan, bu güzellik lekeleniyor. Bu saf bir güzellik mi? Yoksa birazcık bozulmuş mu? Filmin yönelttiği sual da bu. Cevabı bilmiyoruz ve bilmek de istemiyoruz. Sadece suali bir kez daha yansıtıyoruz.”
  • “En oldukça acı çektiğim zamanı ne size ne de bir başkasına anlatı­rım. Bu en acı veren, bununla beraber da en derinde gizlenen şey­dir. Bunun hakkında konuşmam, ikinci olarak da, bazı yerlerde meydana çıksa da, bu acıyı kendime bile itiraf edemem. Kuşku­suz bu acı bir yerlerde ortaya çıkacaktır ve eğer hakikaten isterse­niz onu bulacaksınızdır.”
  • Tabii ki kendimi bir şeylerden kaçıyormuşum şeklinde hissediyorum fakat bu beni rahatsız etmiyor. Bazen hayatınızı sürdürmek için kaçmanız gerekir.
  • Başarı denen kelimeyi asla sevmiyorum. Zira o kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorum. Benim gözümde başarı, oldukça sevdiğim bir şeyi elde etmek anlamına gelir. Ancak istediğim şey herhalde ulaşılmaz bir şeydir. Bu yüzden ben, bu şekilde bir değerlendirme yapmaktan çekinirim.
  • Paris’in haricinde meydana getirilen bir görüşmede yanıma on beş yaşlarında bir kız geldi ve Veronique’yi izlediğini söylemiş oldu. Filmi tam üç kez seyretmiş. Ruh diye bir şeyin bulunduğunu kavramış. Sadece bunu söylemek istiyordu. Daha evvelinde bilmiyormuş fakat artık ruh diye bir şeyin var bulunduğunu öğrenmiş. Bunda oldukça güzel bir yan var. Veronique’i çekmeye o kız için değerdi. Bir yıl süresince çalışmak, o denli para, enerji, vakit, sabır harcamak, kendinize eziyet etmek, canınızın çıkması, Parisli bir kızın ruh diye bir şeyin var bulunduğunu anlamasına değerdi.


Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Sinema gelişimi içinde değişik dönemlerde bir oldukça akımın tesirinde kalmış olarak şekillendi fakat bazı yönetmenler var ki tek başlarına bir akım gücüne sahipler. Kieslowski de benim için o yönetmenlerden birisidir. İlk dönem filmlerindeki o sertliği zaman içinde daha naif,şiir(klasik olacak fakat onun kadrajlarını ve geçişlerini özetleyebilecek daha güzel bir kelimem yok) bir kalite kazanmıştır. Bir çok şahıs “The Decalogue” ve “Three Colors” serileriyle tanır yönetmeni fakat sinemasındaki bu ince geçişin ilk örneği olan “The Double Life of Veronique” gözden kaçmaması ihtiyaç duyulan bir şaheserdir.
Ruhları hafifleten insandır Kieslowski. (arden)

Şahane bir kitap. Kieslowski sinemasını seviyorsanız zevkle okursunuz ve hakkında birçok şey öğrenebilirsiniz. I’m so so belgeselini de tavsiye ederim. (Badu)

Tek kelimeyle mükemmel bir kitap. Tabir yerindeyse bir solukta okudum. İçinde her şeyi bulabileceğiniz bir kitap. Kieslowski’yi seviyorsanız doğal olarak. Okurken her kelimesinden zevk aldım…. (NeverMore)


Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor PDF indirme linki var mı?


Danusia Stok – Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Danusia Stok Kimdir?


Danusia Stok Kitapları – Eserleri

  • Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor


Danusia Stok Alıntıları – Sözleri

  • Paris’in haricinde meydana getirilen bir görüşmede yanıma on beş yaşlarında bir kız geldi ve Veronique’yi izlediğini söylemiş oldu. Filmi tam üç kez seyretmiş. Ruh diye bir şeyin bulunduğunu kavramış. Sadece bunu söylemek istiyordu. Daha evvelinde bilmiyormuş fakat artık ruh diye bir şeyin var bulunduğunu öğrenmiş. Bunda oldukça güzel bir yan var. Veronique’i çekmeye o kız için değerdi. Bir yıl süresince çalışmak, o denli para, enerji, vakit, sabır harcamak, kendinize eziyet etmek, canınızın çıkması, Parisli bir kızın ruh diye bir şeyin var bulunduğunu anlamasına değerdi. (Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor)
  • “Gittikçe daha oldukça, umurumuzda olan tek şeyin yalnızca kendimiz olduğu duygusuna kapılıyorum. Başka insanlara dikkat ettiğimizde bile kendimizi düşünüyoruz.
    (…)Kendimizden bir şeyler verebilmekte oldukça güzel bir yan var. Ancak kendimizden verirken, bunu gene kendimiz için, kendi hakkımızda daha iyi görüşlere haiz olmak için yaptığımızdan, bu güzellik lekeleniyor. Bu saf bir güzellik mi? Yoksa birazcık bozulmuş mu? Filmin yönelttiği sual da bu. Cevabı bilmiyoruz ve bilmek de istemiyoruz. Sadece suali bir kez daha yansıtıyoruz.” (Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor)
  • “Acı çekmenin çekmemekten daha fena olduğundan güvenli değilim. Bazen acı çekmek daha iyidir. Herkes bir kere bunu yaşamalıdır. Bizi olgunlaştıran da budur. İnsan doğasını bu oluşturur. Kolay bir hayatınız var ise, başkalarını da düşünmeniz için bir sebebiniz yoktur. Kendiniz ve başkası hakkında endişelenmeniz için bir halde acıyı yaşamış olmanız, acı çekmenin ne işe yaradığını bilmeniz gerekir. Böylelikle incindiğinizde, incinmenin ne işe yaradığını anlarsınız. Zira acının ne işe yaradığını anlamazsanız, acının olmadığı bir yaşamı da anlamaz ve öyleki bir yaşam için şükredemezsiniz.” (Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor)
  • Tabii ki kendimi bir şeylerden kaçıyormuşum şeklinde hissediyorum fakat bu beni rahatsız etmiyor. Bazen hayatınızı sürdürmek için kaçmanız gerekir. (Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor)
  • “En oldukça acı çektiğim zamanı ne size ne de bir başkasına anlatı­rım. Bu en acı veren, bununla beraber da en derinde gizlenen şey­dir. Bunun hakkında konuşmam, ikinci olarak da, bazı yerlerde meydana çıksa da, bu acıyı kendime bile itiraf edemem. Kuşku­suz bu acı bir yerlerde ortaya çıkacaktır ve eğer hakikaten isterse­niz onu bulacaksınızdır.” (Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor)
  • Başarı denen kelimeyi asla sevmiyorum. Zira o kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorum. Benim gözümde başarı, oldukça sevdiğim bir şeyi elde etmek anlamına gelir. Ancak istediğim şey herhalde ulaşılmaz bir şeydir. Bu yüzden ben, bu şekilde bir değerlendirme yapmaktan çekinirim. (Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor)
  • “Sanatta kalitenin emaresi bence şu: Bir şey okuduğum da, gördüğüm de ya da dinlediğim de birden, birisinin benim de düşündüğüm ve yaşadığım bir şeyi formüle etmiş olduğu duygusuna kapılıyorum; tam benim düşündüğüm şeklinde sadece benim hayal ettiğimden daha iyi cümlelerle ya da görsel düzenlemelerle ya da daha iyi bir ses kompozisyonuyla formüle edilmiş. Ya da bir anlığına, bende, güzellik hissi yada luğu uyandırıyor. İşte büyük edebiyatı, averaj edebiyattan ayıran da bu. Büyük edebiyat eserlerini okuduğunuzda, söylediğinizi ya da duyduğunuzu zannettiğiniz bir iki cümleye kesinlikle rastlarsınız. Sizi ilgilendiren bir tarif ve etkileyen bir imgedir bu, sizin imgenizdir. Sayfaların birinde, kendinizi aynı durum da buluverirsiniz ya da sizden oldukça değişik fakat, sizin bir zamanlar düşündüğünüz şeklinde düşünen ya da görmüş olduğu­nüz şeklinde gören birine rastlarsınız. Büyük sinemacılık dedikleri de budur -eğer öyleki bir şey var ise. Bir an için kendinizi orada buluverirsiniz; sadece bu duruma duygusal mı yaklaştığınızın yada bu durumu entelektüel, karşılaştırmalı ve analitik olarak mı düşündüğünüzün esasında hiçbir önemi yoktur.” (Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş