Eğitim

Kırık Taşlar – Herakleitos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kırık Taşlar – Herakleitos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kırık Taşlar kimin eseri? Kırık Taşlar kitabının yazarı kimdir? Kırık Taşlar konusu ve anafikri nedir? Kırık Taşlar kitabı ne konu alıyor? Kırık Taşlar PDF indirme linki var mı? Kırık Taşlar kitabının yazarı Herakleitos kimdir? İşte Kırık Taşlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Herakleitos

Çevirmen: Erdal Alova

Orijinal Adı: Περί Φύσεως

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750709852

Sayfa Sayısı: 176


Kırık Taşlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Diyalektik düşüncenin kökenleri açısından Hegel benzer biçimde Marx’a da esin veren Herakleitos’un Doğa Üstüne adlı yapıtından günümüze kalan “Parçalar”ı, ozan Alova’nın şiir diliyle yapmış olduğu çeviriyle sunuyoruz. Alova’yı, “Parçalar”ı Kırık Taşlar başlığı altında bir araya getirerek çevirmeye yönelten etkenlerin başlangıcında, Eski Yunanlı filozofun ateşe, suya, toprağa, güneşe “çıplak akıl”la bakarak evrensel yasaları çözmeye emek harcaması, diyalektik düşünceyi gözlem yöntemiyle keşfetmesi, her şeyin devamlı bir akış halinde bulunduğunu sistemli bir şekilde açıklaması ve tüm bu tarz şeyleri açıklarken birkaç sözcükte indirilmiş olduğu o büyük derinlik gelmektedir.

Okur, Kırık Taşlar’ı “çıplak akıl”la okusun, diyor Alova, tıpkı Herakleitos’un ateşi, suyu okumuş olduğu benzer biçimde.


Kırık Taşlar Alıntıları – Sözleri

  • “gece vakti yakılan bir kandil benzer biçimde yanar ve söner insan.”
  • Ölçülü olmak en büyük erdemdir.
  • Ephesoslu Heraklitos der ki, yaşamın amacı gönül rahatlığıdır.
  • “Dinlemeyi bilmediklerinden konuşmayı da bilmiyorlar.”
  • “Bu kosmos’u ne tanrılar ne insanlar yarattı, o her zaman vardı.”
  • “Uykudayken ne yaptığını unutan insanoğlu benzer biçimde bunlar da uyanıkken ne yaptıklarının bilincinde değiller.”
  • “Hiçbir filozofun talebesi olmadı, onu eğiten kendi doğası ve azmidir.”
  • eğitim eğitilenler için ikinci güneştir.
  • “Tanrı iseler ne diye arkalarından ağlıyorsunuz? Arkalarından ağlıyorsanız ne diye kendilerini hâlâ tanrı kabul ediyorsunuz?”


Kırık Taşlar İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bir taş attım kaybolana…: Keşke eserleri iyi bir halde korunsaydı da her bilgileri okuyarak çözümleme edebilseydik dedirten, insanlık tarihinin en mühim filozoflarından kabul edilen Herakleitos’e ilişkin başyapıt.
Günümüz tabiriyle ifade etmek gerekirse Herakleitos zor bir karakterdir. Bu zor ve isyankar kişilik kendisini düşüncelerinde de göstermiş ve hepimiz anlamasın diye oldukça zor bir üslup seçmeye itina göstermiş. Fragmanlarda da bunu kolaylıkla görmüş olacaksınız.
Fragmanlar ile kişilik-tabiat-kozmos dengesini görmüş olacaksınız. Bütünsellik içinde benliği tabiat ve kozmos ile bir tutarak bugünün panteist düşüncenin özünü oluşturan görüşü ortaya çıkarmıştır Herakleitos. Daha doğrusu kuramsal olarak yerin oluşturmuştur. Daha sonrasında Spinoza başta olmak suretiyle, Nietzsche benzer biçimde adlar bu görüşü oldukça geliştirecek argümanlar sunacaktır. Logos terimi üstünden meydana gelen anlatıma bakılırsa Herakleitos’in topluma kızmasında temel niçin tabiat üstücü bir inanışa haiz olarak devleti kutsayan bir görüşe haiz olmaları olmalı.
Herakleitos’in bu görüşleri öylesine kıymetli ve etkisinde bırakan ki Nietzsche üslup olarak bile Herakleitos’i izlemiştir.
Bu vesileyle kişilik-tabiat-kozmos bütünselliği üstüne düşünerek kendi çıkarımlarınızı bu fragmanlarla karşılaştırmanız oldukça değeli bir etkinlik olacaktır. Keyifli okumalar.
Ve mevzu dışı not: İnceleme yazmak bile öylesine zorlaştı ki silinmesi yüzünden 4 kere baştan adım atmak zorunda kaldım. Gerçekten tasarlanmış bu güncel site efsaneleşmiş olmuş. Artık alternatif kitap okuma noktalarına yönelme zamanı geldi. Hoşça kalınca. Bir taş attım kaybolan’a… (Uğur De Molinari)

Kendimi keşfettim: İncelemeye, alıntıyla adım atmak isterim; “Ana babasını dinleyen çocuklar benzer biçimde olmamalıyız; şu demek oluyor ki bizlere aktarıldığı benzer biçimde.” (185) Yani, geleneksel bilgilerle, başkalarından öğrenmekle bilge olunmaz. Bilgelik soruşturmakla ve sorgulamakla adım atar. Ayrıca, birçok felsefeci’un metinlerini dikkatle incelerseniz; Herakleitos’tan etkilendiklerini gore bilirsiniz.
Herakleitos’un, kesime tepkisi ve kitle üstüne.
“Fragmanlarından ve Diogenes Laertios’un aktardığı öykülerden Herakleitos’un çoğunluğu anlayışsız ve değersiz olarak gördüğünü çıkartabiliriz. Kendi döneminde yaygın olan dinsel inanç ve adetlerle açıkça alay etmektedir. Bilgece bir yaşam sürmekten yoksun olan çoğunluğu birçok fragmanında hayvanlarla eş meblağ.”
“Uyanıkken tüm gördüğümüz ölüm, uyurken gördüğümüz ise uykudur.”
Herakleitos’un döneminde yaygın olan gizem dinlerine (mystēria) gore, ölüm sonrasındaki yaşamı öğrenmenin yollarından birisi de uykuda, daha doğrusu rüyalarda ruhun öte dünyayı ziyaret etmesidir. Kendisi bu inanca karşı çıkar. Bu sebeple ona gore ölüm sadece uyanıkken anlaşılabilir. Uykuda ise uyumaktan, bilinçsiz bir halde bulunmaktan başka bir şey yoktur.
Altın arayanlar oldukca fazla toprak kazarlar ve oldukca azca bulurlar.
“Altın (khryson) eşeklerin tercih etmediği bir şeydir.” Ama hakikati bulmak ve keşfetmek isteyenler için bulunması oldukca zor ve zahmetli bir madendir. Bu fragmanda geçen dizēmenoi, “arama, keşfetme ve bir şeyin aslını ortaya çıkarma” anlamlarına gelir. Aynı terim meşhur “Kendimi keşfettim!” fragmanında da karşımıza çıkacaktır. Altın, Herakleitos’a gore hakikatin simgesidir, derindedir ve o şekilde kolaylıkla kendini ele vermez. Hakikate ulaşmak için derinleşmek ve üzerini örten ön yargılardan kurtulmak gerekir. Bu da bayağı insan için oldukca zor bir uğraştır. Bu sebeple bu tür insanoğlu çerçöpü bilgiye tercih ederler.
“Deniz hem en saf hem de en kirli sudur. Balıklar için içilebilir ve can verici; insanoğlu için içilemez ve öldürücü.”
Her bir canlı varlığın ilgileri ve gereksinimleri farklıdır. Bu bakımdan her canlı nesneler dünyasıyla değişik bir halde ilişki kurar. Nesnelerin deneyim edilmesi her canlı varlıkta değişik şekillerde ortaya çıkar. Aynı nesneler her tür üstünde aynı etkiyi yaratmaz. Denizin hem yaşam verici hem de öldürücü olması kendi yapısındaki karşıtların birliğinden değil, iki değişik tecrübeden dolayı ortaya çıkan bir durumdur.
Fragmanlar’ın bir çok kaybolmuş ve bu oldukca üzücü. Yine de, kesinlikle okuyun. (Kamal)

“Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar.”
“Her şeyden bir, bir’den her şey.”
“Ölümsüzler ölümlü, ölümlüler ölümsüz. Biri diğerinin ölümünü yaşar, diğeri de ötekinin yaşamına ölür.”
İlkçağ felsefesi okumak devamlı hoşuma gitmiştir bu sebeple düşününce elinizde ortalama 2200-2500 senelik metinler tutuyorsunuz. Evet bir ihtimal saf bir halde ulaşmadı, bir ihtimal bazıları sonradan eklendi fakat büyük bir çoğunluğu o zamana aittir. Sanki geçmişe gidip de onlarla söyleşi eder benzer biçimde hissedersiniz. Onlardan hala bir şeyler öğrenebilirsiniz. 2200 yıl öncesinde yaşamış olsalar da onlar hala bizim öğretmenimizdir. Bu yüzden severim işte.
İlkçağ felsefecileri içinde bir ihtimal en gizemli ve en karanlık kişilik. Dediklerini yada demek istediklerini tam olarak anlayamadığımız. Az konuş ve öz konuş mantığıyla hareket eden birisidir kendisi. Düşününce de birazcık haklı diyorum fakat bu kadar da azca konuşma be adam diyesim gelmiyor da değil. Kitaba geçmeden ilkin Herakleitos’tan bahsedelim birazcık.
.
.
Herakleitos’un MÖ 540 ila 480 içinde yaşamış olduğu düşünülüyor. Düşünülüyor bu sebeple yaşamöyküsü tam bilinmiyor. Hakkında bildiğimiz bir çok şeyi öteki filozoflardan yada şairlerden öğreniyoruz. Fragmanlarını okudukça anlayacaksınız ki kendisi oldukca sivri dilli birisi ve korkusuzca istediği şeyi eleştirebiliyor. Örnek vermek gerekirse, toplumunun dini görüşünü, yaşam görüşünü, davranışlarını vb. Fakat iyi mi oluyor da bu kadar sivri dilliyken hala hayatta kalabiliyor diye düşünebilirsiniz. Denilene gore kendisi yüksek mevkide bir aileye haiz şu demek oluyor ki enerjisini buradan alıyor.
O zamanlarda bir bilge olarak kabul edilmesi, fikirleriyle toplumu şekillendirebilmesi sebebiyle Ephesoslular (Efesliler) Herakleitos’u çağırarak şehir için yasalar tasarlamasını istemişler. Fakat Herakleitos bu çağrıyı dikkate almayıp Artemis Tapınağının civarlarında çocuklarla aşık oynamayı tercih etmiştir. Bu kadar acayip bir insanoğlunun ölümü de bir gariptir. Diogenes Laertios bir tanıklığa dayanarak Herakleitos’un vücudunun su toplaması sonucu öldüğünü yada başka bir tanıklığa gore iyileşmek amacıyla kendini gübre yığınına gömdürdüğü ve pislik içinde kalmış olarak köpekler tarafınca parçalanarak öldüğünü söylemiştir. Tabii hangisi doğru tartışmalı ve kati bir data yok. Yine de acayip demek yerindedir.
.
.
.
Herakleitos’un felsefesinden de oldukca kısa anlatmak gerekir. Herakleitos çoğunluğu asla sevmemiştir ve çoğunluğu aptal olarak görmüştür. Kalabalığa değil yalnız bilgeliği (logosu) anlayabilene yazdığını sıkça dile getirmiştir. Bu sebeple çoğunluğun hakikat yerine geçici hazlar ardında bulunduğunu düşünmüştür ve bunu fragmanlarında onlarca defa bizlere anlatmıştır. Mutluluk dediğimiz şeyin hakikati bilerek ve ona uygun yaşamak bulunduğunu söylemiştir. Hakikat her şeyden üstündür fakat aslolan mühim olan oldukca bilmek yerine doğru bilmektir. Bu yüzden Pisagor’u sıkça eleştirir. Sadece Pisagor’u değil Homeros’u ve Hesiodos’u da eleştirmiştir. Görüşlerinden biri ise, iyi mi ki Thales her şeyin altında yatan birlik su’dur dediyse Herakleitos’a gore de bu ateştir. Bu sebeple ateş, doğası gereği, herhangi bir şeye rahatça dönüşebilecek ve her şeyi de rahatça kendisine dönüştürebilecek yapıdadır. Hatta ruhun en yüksek makamının ateşin özelliklerinde bulunduğunu düşünür şu demek oluyor ki kuru ve sıcak en düşük hususi ise nemli ve ıslak olmasıdır. Diğer bir görüşü, Herakleitos’a gore aslolan bağlamı yada uyumu oluşturanlar, birbiriyle uyumlu ve uzlaşan öğeler değil, tersine uyumsuz ve uzlaşmaz olan öğelerdir. Yani uyum dediğimiz şey aslına bakarsak uyumsuzlardan oluşur. Ve kim bilir en mühim görüşlerinden birisi, her şeyin devamlı bir akış halinde olduğu düşüncesidir. Herakleitos “Aynı nehre girenlerin üstünden her an yeni sular akar; ya da aynı nehre adım atarız ve giremeyiz; biziz, biz değiliz.” Der.
“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”
Özetlemek gerekirse felsefesinden de bahsettiğimize gore kitaba geçelim. Kitaba Cengiz Çakmak hocamızın oldukca güzel önsözü ve Herakleitos’un yaşamöyküsünü anlattığı yazıyla başlıyoruz. Tamamen mütevazı ve akıcı bir üslupla yazılmış ve hiçbir şey bilmeyen birinin bile bir şey öğrenebileceği şekilde yazmıştır. Bu önsöz, yaşam hikayesi, üslüp mevzularından sonrasında bizlere direkt fragmanlar karşılıyor. Kitabın kim bilir en sevdiğim taraflardan birisi her fragmana ayrı bir izahat konulması. Bu sebeple Herakleitos’un dili aslına bakarsan zor anlaşılırken bir de Türkçe çevirisi giriyor işin içine bu yüzden Cengiz Hoca sıkılmadan tek tek her fragmanı açıklamış. Benim alıntılarımda yorumlara yazdığım şeyler Cengiz Hoca’nın açıklamaları. Diğer bir güzel yan ise her fragman bir Türkçe bir de Yunanca aslıyla verilmiş olması. Ha kabul edebilirsiniz Yunancayı iyi mi anlayalım. Haklısınız fakat en azından görmüş oluyorsunuz. Ekstra merakınız var ise Fizik dersinde gördüğünüz Yunan harflerini okuyarak kelimeyi azca oldukca atama edebiliyorsunuz. Ben denedim işe yarıyor :). Herakleitos hakkında hiçbir şey bilmeyen biri bile bu kitabı alıp Herakleitos hakkında birçok şey öğrenebilir. Hem Herakleitos felsefesine giriş durumunda hem de Heraleitos’un fragmanları var işte daha ne istiyorsunuz :)) Şiddetle tavsiye ederim. İyi okumalar.
.
.
Tavsiye: https://open.spotify.com/track/2QTSDTXM2PsUzUE9jro56N?si=4bd8ad9ff04d4b13 (Olcay)


Kırık Taşlar PDF indirme linki var mı?


Herakleitos – Kırık Taşlar kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Kırık Taşlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Herakleitos Kimdir?

Anadolu Efes’de yaşayan Sokrates öncesi (Pre-Socratic) felsefeci.Efes’in yerlisi olduğu ve babasının adının Bloson olduğu benzer biçimde detaylar haricinde yaşamı hakkında pek azca şey bilinmektedir. Batı felsefe tarihinde dinamik bir felsefî sistem ortaya koyan ilk kişidir.Herakleitos’un yaşamı hakkında neredeyse kati olan hiçbir şey bilinmemektedir. Yaşamına ilişkin pek oldukca bilgiyi Diogenes Laertios’tan öğreniyoruz. İyonya’nın sonuncu ve en büyük filozofu olan Herakleitos’un Bloson’un oğlu olduğu ve İ.Ö. 540 civarında Efes’te doğan olduğu söylenmektedir. Apollodoros’a gore 69.Olimpiyatta sivrilmiştir. (İ.Ö. 504-501) Efes’te kral-rahipler veren bir aileden geldiği anlaşılmaktadır. Antisthenes bu görevi kullanma sırası Herakleitos’a vardığında, bu hakkını kardeşine bıraktığını söyler.

Kendisinin çağdaşları ile karşıtlık içinde bulunduğunu görmüş ve topluluk içinde yaşamaktan uzaklaşmıştır. Bu büyük filozofun söylediklerinden sürecinin siyasal durumundan hoşlanmadığı ve sert bir üslupla bu durumu eleştirdiği anlaşılıyor. Yalnızca siyasal durumu değil, kendi yurttaşlarını da eleştiriyor. Arkadaşı Hermodoros’u sürgüne yolladıkları için Ephesos’lulara şöyleki diyor:

” Tüm erişkin Ephesoslular kendilerini asıp kenti ufaklıklara bıraksalar iyi olur; bu sebeple onlar ‘asla kimse bizlerden oldukca kıymetli olmamalı; bu şekilde biri var ise, gitsin, başka yerde başkalarının içinde yaşasın!’ diyerek, aralarındaki en kıymetli adamı , Hermodoros’u sürgüne yolladılar.”

Yurttaşları ondan kanunlar yapmasını isteyince, şehir artık fena yönetim biçiminin hakimiyetinde olduğundan bu isteği geri çevirmiştir. Herakleitos’un zenginleşmiş yeni sınıfa karşı duyduğu nefreti şu fragment’ten anlıyoruz:

“Hiç noksan olmasın zenginliğiniz Ephesos’lular. Olmasın ki alçaklığınız belli olsun”

Bir hikâyeye gore Herakleitos Artemis Tapınağına çekilerek aşık oynuyormuş. Ephesoslular çevresinde toplandıklarında şöyleki demiş: “Ne şaşıyorsunuz reziller? Yoksa bu şekilde yapmak sizinle beraber devlet yönetmekten daha iyi değil mi?”

Halka “yığın, anlayışsızlar” gözüyle bakıyor, bu küçümseme onların geleneksel inançlarını da içine alır. Herakleitos’un Ksenophanes’in yerleşik din anlayışına eleştirici tutumunu devam ettirdiğini görüyoruz:

“Gece dolaşanlar, Magos’lar, Bakkhos rahipleri, Dionysos’un rahipleri, gizemlere erenler. Ölümden sonrasında ceza çekmekle tehdit ediyorlar ve ateşte yanacaklarını kehanet ediyorlar; halkın içinde kabul gören bu gizli saklı ayinler bu şekilde mukaddes olmayan tarzda cereyan eder.”

“Kana bulanarak arındırmaya çalışıyorlar kendilerini,çamura batmış birinin kendini çamurlu suyla yıkaması benzer biçimde.Çamurla temizlenen birine hepimiz deli der. Karşılarındaki tanrı heykellerine yakarıyorlar, konuşur benzer biçimde duvarlarıyla evlerin. Ne tanrılar ne de kahramanlar hakkında bir şey bildikleri var”

“İnsanlar bu töreni Dionysos’a saygıda bulunmak için düzenlemeyip, yalnız Phallus’a övgüler düzseydiler, o süre bu hakkaten utanmazca bir iş olurdu. Oysa kendilerinden geçerek saygıda bulundukları Dionysos ile Hades tek ve aynı şeydir.”

Bu büyük felsefeci, daha önceki büyük Yunan bilginlerini, filozoflarını ve şairlerini de küçümsüyor:

“Homeros’u yarışmalardan kovmalı ve sopalamalı, aynı şekilde Arkhilokhos’u da.”

“Oldukca data insanı akıllı yapmaz; o şekilde olsa Hesiodos’u, Pythagoras’ı, Ksenophanes’i ve Hekataios’u akıllı yapardı.”

Herakleitos fragmanlarından anlaşıldığı benzer biçimde Yunan dünyasında kabul görmüş bu adları eleştiriyor. Platon da Herakleitos benzer biçimde Yunan dünyasında oldukca mühim olan Homeros ve Hesiodos’u insanları yanlış şekillendirdikleri mevzusunda eleştirmiştir. Platon’un beğenmediği o mitoslardaki evren tasarımıdır.

Diogenes’e gore Herakleitos çocukluğundan beri muhteşem bir insandı; gençliğinde hiçbir şey bilmediğini ileri sürerdi ve kendini incelediğini söyler: “Kendimi keşfettim” “Ruhun ucu bucağı yok”

Herhangi bir filozofun talebesi olmamasına karşın Ksenophanes’in derslerini dinlediğini söyleyenler vardır. Herakleitos Milet’li filozoflardan da etkilenmiştir. Zıtlıkların çatışması ve birliği ana öğretisinde Anaksimandros ve Pythagoras’dan etkilendiği görülmektedir. Ruh öğretisinde de Anaksimenes’ten etkilenmiştir.

İlk olarak Herakleitos kitabından elimizde en fazla sayıda fragmentin bulunmuş olduğu filozoftur. (Diels 126 fragment)Eserinin adı “Doğa üstüne”. Diogenes’den öğrendiğimize gore eseri üç bölümdür; Birinci evren üstüne, ötekiler siyaset ve tanrı bilim üstüne. Bu yapıt atasözlerini çağrıştırır ifadelerden oluşan şiirsel bir düz yazıdır. Yığına karşı gösterdiği küçümseme üslubunda da kendini gösterir. Geniş halk yığınları tarafınca anlaşılmayı isteyen bir insanoğlunun diliyle konuşmaz. Bilmeceyi çağrıştıran sözleri sadece kendisini idrak edebilecek niteliğe haiz olan seçkinlere hitap etme arzusunun ifadesidir. Dilinin bu özelliklerinden dolayı kendisine “karanlık” denmiştir.

Herakleitos’un sözlerini idrak etmek için çaba harcamak gerekir. Bilmeceyi çözmek gerekir. Bu sebeple ona gore hakikat gizlenmeyi sever:

“Delphoi’daki tanrının kehaneti ne açıklıyor ne de gizliyor, yalnızca işaret ediyor.”

Kitabını adak olarak Artemis tapınağına koydu. Diogenes’ten öğrendiğimize gore eseri o denli meşhur oldu ki Herakleitosçular denen ardılları ondan kaynaklandı.


Herakleitos Kitapları – Eserleri

  • Fragmanlar
  • Kırık Taşlar


Herakleitos Alıntıları – Sözleri

  • “Tanrı iseler ne diye arkalarından ağlıyorsunuz? Arkalarından ağlıyorsanız ne diye kendilerini hâlâ tanrı kabul ediyorsunuz?” (Kırık Taşlar)
  • “gece vakti yakılan bir kandil benzer biçimde yanar ve söner insan.” (Kırık Taşlar)
  • Ölçülü olmak en büyük erdemdir. (Fragmanlar)
  • “Hiçbir filozofun talebesi olmadı, onu eğiten kendi doğası ve azmidir.” (Kırık Taşlar)
  • Ephesoslu Heraklitos der ki, yaşamın amacı gönül rahatlığıdır. (Fragmanlar)
  • Ephesoslu Heraklitos der ki, yaşamın amacı gönül rahatlığıdır. (Kırık Taşlar)
  • “Hiçbir filozofun talebesi olmadı, onu eğiten kendi doğası ve azmidir.” (Fragmanlar)
  • Ölçülü olmak en büyük erdemdir. (Kırık Taşlar)
  • eğitim eğitilenler için ikinci güneştir. (Kırık Taşlar)
  • “Uykudayken ne yaptığını unutan insanoğlu benzer biçimde bunlar da uyanıkken ne yaptıklarının bilincinde değiller.” (Kırık Taşlar)
  • “gece vakti yakılan bir kandil benzer biçimde yanar ve söner insan.” (Fragmanlar)
  • “Tanrı iseler ne diye arkalarından ağlıyorsunuz? Arkalarından ağlıyorsanız ne diye kendilerini hâlâ tanrı kabul ediyorsunuz?” (Fragmanlar)
  • eğitim eğitilenler için ikinci güneştir. (Fragmanlar)
  • “Dinlemeyi bilmediklerinden konuşmayı da bilmiyorlar.” (Fragmanlar)
  • “Bu kosmos’u ne tanrılar ne insanlar yarattı, o her zaman vardı.” (Fragmanlar)
  • “Bu kosmos’u ne tanrılar ne insanlar yarattı, o her zaman vardı.” (Kırık Taşlar)
  • “Dinlemeyi bilmediklerinden konuşmayı da bilmiyorlar.” (Kırık Taşlar)
  • “Uykudayken ne yaptığını unutan insanoğlu benzer biçimde bunlar da uyanıkken ne yaptıklarının bilincinde değiller.” (Fragmanlar)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş