Eğitim

Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler – Scott Lynch Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler – Scott Lynch Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler kimin eseri? Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler kitabının yazarı kimdir? Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler konusu ve anafikri nedir? Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler kitabı ne konu alıyor? Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler PDF indirme linki var mı? Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler kitabının yazarı Scott Lynch kimdir? İşte Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Scott Lynch

Çevirmen: Cihan Karamancı

Orijinal Adı: Red Seas Under Red Skies

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053754640

Sayfa Sayısı: 696


Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Canlı, orijinal ve çekici. Muhteşem bir halde yazılmış.”

-George R.R. Martin-

“Fazla söze gerek yok, bu kitaba bayıldım.”

-Patrick Rothfuss-

“Bizi tarih kitaplarında ararsan en fazla satır aralarında bulabilirsin. Yok eğer efsanelerde ararsan işte orada övüldüğümüzü görebilirsin.”

Usta hırsız ve dolandırıcı Locke Lamora ile ölümcüllüğünden hiçbir şey kaybetmemiş Jean Tannen, evlerinin ve geçmişlerinin enkazından firar etmiş, Camorr’un Belası ise Camorr’suz kalmıştır. Ancak oradan oraya sürüklenmek Centilmen Piçler için bile bir seçenek değildir, onlar da en iyi yaptıkları işe geri dönerler… Bu kez hedefleri Tal Verrar kent devleti ve şehrin en korunaklı, görkemli binası Günahane’dir.

Görüp görülebilecek en büyük kumarhane olan ve oradan bir tek sikke çalıp hayatta kalanın olmadığı Günahane, Locke’un direnemeyeceği türden bir hedeftir…

… fakat Locke’un kusursuz suçunun beklemesi gerekmektedir.

Çoksatan serisi Centilmen Piç’in ikinci kitabında Scott Lynch, açık denizlerin ve en alçakçasından kurnazlıkların noksan olmadığı sürükleyici öyküsünü, kırılma noktasına kadar sınanan bir dostluğu anlatarak dokuyor ve sarsıcı kalemiyle okurların hayal dünyasını alabora etmeye devam ediyor.


Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler Alıntıları – Sözleri

  • “Non destiti, nunquam desistam.”
    (Ne olursa olsun, asla vazgeçme.)
  • Yeteri kadar insanı bir şeyden yoksun bıraktığınız takdirde o şey eninde sonunda sis kadar yoğun bir gizemle çevrelenirdi.
  • Bizi tarih kitaplarında ararsan en fazla satır aralarında bulabilirsin. Yok eğer efsanelerde ararsan işte orada övüldüğümüzü görebilirsin.
  • Yalnızca tanrıların cezası ahmaklar haritalara çizilmiş sınırlar uğruna can verir.
  • “‘Zor’ ile ‘imkânsız’ çoğu zaman birbirleriyle karıştırılan iki kuzendir ve aralarında oldukça azca benzerlik bulunur.”
  • “Bizi tarih kitaplarında ararsan en fazla satır aralarında bulabilirsin. Yok eğer efsanelerde ararsan işte orada övüldüğümüzü görebilirsin.”
  • “Beni iyi dinle. Liyakatin ve sadakatin tek başlarına dünyadaki konumunu korumaya yeteceği bir hiyerarşide büyüdüğümü sanıyordum,” diye fısıldadı hanım. “Bir bağlılık yemini ettim ve o yeminin her iki yöne de bağlayıcı bulunduğunu zannettim. Ahmağın tekiydim. Ve o ahmaklığın neticelerinden kaçmak için pek oldukça adamı ve bayanı öldürmek zorunda kaldım. Sahiden de benden güvenimi ve Paolo ile Cosetta için beslediğim umutları daha ilkin neredeyse ölümüme sebep olan bir saçmalığa bağlamamı mı istiyorsun? Hangi yasal sisteme itaat etmeliyim Orrin? Hangi krala, düke yada imparatoriçeye öz annem benzer biçimde güvenmeliyim? Hangileri hayatıma benden daha iyi kıymet biçebilir? Onları bana gösterip bir tavsiye mektubu yazabilir misin?”
  • “Soyluları soyabiliriz. Evlere girip çıkabiliriz. Bacalardan aşağı inebilir, kilitleri açabilir, faytonları soyabilir, kasaları kırabilir ve türlü türlü kart hilesi yapabiliriz,” dedi Locke. “Eğer taşşakların olsaydı onları kesip yerlerine misket koyabilirdim ve yedi gün süresince değişikliği fark etmezdin.”
  • Askerler sulh sağlamak için kanlarını akıttıklarında o barıştan en oldukça istifade edenler, akıtılan kanları ilk unutanlardır.
  • ” Canın cehenneme Locke! Tanrıların cezası yaşamını bu tanrıların cezası barakada somurtup oturasın diye kurtarmadım. Kederi bizzat buluş etmişsin benzer biçimde davranıyorsun fakat {hiç de} o denli hususi değilsin!”


Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler; Locke Lamora’nın Yalanları ile başlamış olan Centilmen Piç serisinin ikinci kitabı. İlk kitabı 4 yıl ilkin okumama karşın, akılda kalıcı karakterleri, her kitapta ayrı bir maceranın derinlemesine işlenmesi ile uzun ara vermenin sorun yaratmadığı bir okuma süreci geçirdim. Derin ve detaylı kurgulanmış evreni, karakterlerin içsel yaşantılarının anlamayı elde eden ve yaşatan bir düzeyde irdelenmesi, oyun içinde oyun hissi veren zekice planlanmış stratejiler, hırsızların belli bir inanç sistemine, terbiye ve onur anlayışına bağlı olarak verilmesi serinin öne çıkan özellikleri.
Camorr’dan büyük kayıplarla ayrılan Locke Lamora ve Jean Tannen yeni bir başlangıç için harekete geçerler. Locke suçluluk duyguları ve kederi ile baş etmekte zorlanırken, Jean onu yine eski haline döndürmek için çaba sarf etmektedir. Kullandığı stratejiler Locke’ı harekete geçirir ve Tall Verrar kent devletini içeren planları bu şekilde adım atar. Tall Verrar’da Günahane isminde kurumun sahibi Requin; hem zenginliği hem de haiz olduğu güç sebebiyle, Locke ve Jean için oldukça cazip bir hedeftir. Uzun ve detaylı bir planlama sürecinden sonrasında harekete geçen ekip kendilerini siyasal güç çatışmalarının ortasında bulurlar. Tahmin etmedikleri bir tehditle karşı karşıya kalınca; kendilerini gemiyle denize açılmış, korsanlar ve deniz çatışmaları ile dolu bir maceranın içinde bulacaklardır.
Ayrıntılı denizcilik terimleri ve şehirlerin, bölgelerin detaylı betimlemeleri sebebiyle yoğun ve yorucu bir yapısı olsa da, Karayip Korsanları filmini çağrıştıran ve keyifle okunan konusu ile beğendiğim bir kitap oldu.
Hususi bir eğitimden geçen ve bağlı bulundukları inanç sisteminin öğretileri doğrultusunda hareket eden hırsızlar, gücü ve zenginliği ellerinde bulunduran insanların yaşantıları, korsanlar, deniz savaşları, kuvvetli hanım karakterler,uzaktan insanları denetim etme gücüne haiz büyücüler benzer biçimde öğeleri epik bir evren kurgusu ile işleyen bu seri önerimdir. (Aylin Büyüksavaş)

Camorr’un Belası olan Centilmen Piçler’imiz, Gri Kral ve Şahinci ile olan savaşlarını kazandıktan sonrasında hem memleketleri olan Camorr’dan, hem de çetelerindeki oldukça sevgili üç dostlarından olarak kalpleri kırık bir halde yeni maceralara yelken açmışlardı birinci kitapta.
İkinci kitapta ise Locke ile Jean, Tal Verrar’daki Günahane’yi, doğrusu şehrin en korunaklı ve görkemli binasını soymayı hedeflediler sadece aniden kendilerini denizde kaptanlık yapar halde buluverdiler, böylece karayı karıştırdıkları yetmezmiş benzer biçimde denizi de karıştırmaya ant içtiler.Bir taraftan eski düşmanlarıyla uğraşırken yeni düşmanlar edinmekten de doğal olarak ki geri kalmadılar sadece düşman edindikleri kadar dost da edindiler.Hem de onlar için ölmeyi göze alacak dostlar..
Birinci kitabı sevmiştim fakat ikincisine bayıldım.Kaptan Zamira ve Ezri bu kitaptaki en sevdiğim karakterlerdi.Bu kitap çoğunlukla denizde geçiyor ve bol miktarda vapur ve deniz terimleri içeriyor sadece ben okurken çoğunu anlayamasam da (bilhassa gemiyle ilgili olanları) fazlasıyla keyif aldım.Jean ile Locke arasındaki dostluk tek kelimeyle muhteşem.İyi ve fena günlerinde birbirlerinin daima yanında olmaları, kavga ederken bile derhal sonrasında birbirlerinden özür dilemeleri ve başlarına gelen her çıkmazda birbirleri için ölmeyi her defasında göze almaları gerçek bir arkadaşlığın iyi mi bir şey bulunduğunu gösteriyor bizlere. (Selin)

İlk kitabın bıraktığı noktadan hızla ilerleyen bu devam kitabında o denli oldukça vaka oldu ki 696 sayfalık değil de 1000 küsür sayfalık bir kitap okumuş benzer biçimde hissediyorum. Gerçi bunda bir tek vaka çokluğu değil, yazım tarzının da tesiri var. Hem sevmiş olarak okudum hem de asla bitmeyecek diye korktum haha
Hikayemizin başlangıcında büyük kayıplarının peşinden Locke ve Jean’i Camorr’dan ötelerde buluyoruz. Locke ruhsal bir buhranın içindeyken Jean devam edebilmenin ve Locke’u tekrardan ayağa kaldırmanın bir yolunu bulmaya çalışıyor. İlk kitapta vakalar o şekilde bir gelişmişti ki yas tutmaya ne karakterlerin ne bizim vaktimiz olmuştu. Bu yüzden başlangıçta o duygusal çalkantının gösterilmesi, üstün körü yada sözle geçilmemesi oldukça uygun düşmüş.
Jean elbet Locke’u kendine getirmeyi başarıyor ve kendilerini Tel Varrar’daki bir güç mücadelesinin ortasında her insana biz sizin için çalışıyoruz dedikleri bir çift taraflı casusluk silsilesinde buluyorlar. Tabii bu esnada da arkada kendi planlarını çeviriyorlar. Ama işler istediklerinden oldukça daha değişik bir yöne gidince kara haydutlarımız denizlere açılmak zorunda kalıyorlar.
Locke ve Jean birbirlerine sıkı sıkıya bağlı kalırken yeni düşmanlarla beraber yeni dostlar da ediniyorlar. Ve ve Jean’in sevdiği oldu! Benim benzer biçimde ‘azıcık aşk da katsınlar ya ne olacak’ kafalı biri için bu kurguyu daha bir şevkle okuma sebebiydi.
Kurguda hoşuma giden nokta, hırsızlığı bir dini inancın parçası benzer biçimde kabul ediyorlar malum. Ama bu gerçek dünyadaki zihniyetimizle asla uyuşmadığı için Locke Lamora’nın Yalanları’nda macerayı sevsem de bu mantık aklıma yatmamıştı. Sanki bu inanç da Locke için bir tür dalaverenin parçasıymış gibiydi. KGAKD’de ‘zenginleri rahatsız edip onlara hatırlatma’ misyonu daha iyi verilmiş. Belki de karakter gelişiminin etkisiyle Locke ve Jean’i deli hırsızlardan daha fazlası olarak görebildim.
Hoşuma gitmeyen nokta ise Locke’un gerçek kimliğiyle ilgili bir başka öykü var. Hatta çok açık ki ana hikayemiz o olacak. Fakat bu oldukça fazla arka planda kaldı. ((Tahminimce Hırsızlar Cumhuriyeti’nde bundan birazcık daha çok bahsedilecek ve 4. kitapla beraber o hikayeye gireceğiz. Yani bu kitaplar bir nevi hazırlık. Her şey iyi, güzel fakat yazar oldukça yavaş kitap yazıyor. Bu yüzden de bu kadar yavaş kitap yazan biri için mevzuyu fazla dallandırıp budaklandırması ben de gitmemiz ihtiyaç duyulan yere varabilecek miyiz şüphesi oluşturuyor.))
Hırsızlar Cumhuriyeti demişken, sonunda Sabetha geliyoor! Herkes kendisinden nefret etmiş. Yine de olayların gidişatının yanı sıra Sabetha’yı merak ediyorum. (Nur D.)


Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler PDF indirme linki var mı?


Scott Lynch – Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Scott Lynch Kimdir?

1978’de Minnesota’da doğan Scott Lynch, ilk romanı Locke Lamora’nın Yalanları yayımlanana kadar bulaşıkçılık, garsonluk, tasarımcılık benzer biçimde çeşitli işler yapmış oldu. Centilmen Piç serisinin ilk kitabı olan bu romanın gösterdiği başarıyla beraber fantastik kurgunun mühim isimlerinden birine dönüştü. 2007’de WFA (Dünya Fantezi Ödülü) finalisti olan Locke Lamora’nın Yalanları’nın film hakları Warner Brothers tarafınca satın alındı.


Scott Lynch Kitapları – Eserleri

  • Locke Lamora’nın Yalanları
  • Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler
  • Hırsızlar Cumhuriyeti


Scott Lynch Alıntıları – Sözleri

  • Yalnızca tanrıların cezası ahmaklar haritalara çizilmiş sınırlar uğruna can verir. (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • Yalanlar çıkar gider fakat gerçek hep evde kalır. (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • “Dostunu yavaş yavaş öldüren zehrin adını bilmiyorum. Ama seni öldürenin adı umut.” (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • “Hak edilmeyen iyi talih daima bir tuzak barındırır.” (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • Gülümseyebilirim ve gülümserken katliam işleyebilirim,
    Ve bağırabilirim “Yaşasın” diye kalbimi sızlatana kadar,
    Ve ıslatabilirim yanaklarımı yapmacık gözyaşlarıyla,
    Ve sokabilirim yüzümü şekilden şekle.
    Shakespeare, VI. Henry, 3. Bölüm (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • ” Canın cehenneme Locke! Tanrıların cezası yaşamını bu tanrıların cezası barakada somurtup oturasın diye kurtarmadım. Kederi bizzat buluş etmişsin benzer biçimde davranıyorsun fakat {hiç de} o denli hususi değilsin!” (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • “Bizi tarih kitaplarında ararsan en fazla satır aralarında bulabilirsin. Yok eğer efsanelerde ararsan işte orada övüldüğümüzü görebilirsin.” (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • “Beni iyi dinle. Liyakatin ve sadakatin tek başlarına dünyadaki konumunu korumaya yeteceği bir hiyerarşide büyüdüğümü sanıyordum,” diye fısıldadı hanım. “Bir bağlılık yemini ettim ve o yeminin her iki yöne de bağlayıcı bulunduğunu zannettim. Ahmağın tekiydim. Ve o ahmaklığın neticelerinden kaçmak için pek oldukça adamı ve bayanı öldürmek zorunda kaldım. Sahiden de benden güvenimi ve Paolo ile Cosetta için beslediğim umutları daha ilkin neredeyse ölümüme sebep olan bir saçmalığa bağlamamı mı istiyorsun? Hangi yasal sisteme itaat etmeliyim Orrin? Hangi krala, düke yada imparatoriçeye öz annem benzer biçimde güvenmeliyim? Hangileri hayatıma benden daha iyi kıymet biçebilir? Onları bana gösterip bir tavsiye mektubu yazabilir misin?” (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • “Her ne olursa olsun değerini bilecek kadar uzun yaşamanın şerefine.” (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • Yeteri kadar insanı bir şeyden yoksun bıraktığınız takdirde o şey eninde sonunda sis kadar yoğun bir gizemle çevrelenirdi. (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • “Bir domuzdan daha mı akıllısın Locke?”
    “Arada sırada,” dedi Locke. “Tabii karşıt görüşler yok değil.”
    “Peki bir inekten daha mı tehlikelisin? Bir tavuktan? Ya da bir koyun?”
    “Gel cömertlik edip evet diyelim.”
    “Öyleyse neden en yakındaki çiftliğe gidip kafana bir taç takmıyor ve kendini hayvanların imparatoru ilan etmiyorsun?” (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • “Dünyayı zenginleştirmenin sırrı yalnızca kalplerimizde gizli saklı.” (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • Ama süre bir nehirdir Locke ve bizi hep düşündüğümüzden daha uzağa götürür. (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • Büyümenin en naturel süreci de hüsrandan hüsrana konmaktı. (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • ”Artık titremeye başlamış olalım, olur mu? dedi Locke’un dizleri.” (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • Ses vermeyen bir vicdanın tellerini çekiştiriyorsunuz. (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • “Ne de olsa zehirler bir tek yemekli davetlerde bulaşıcıdır.” (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • Genç olmak elinde değil, fakat artık aptal olmaktan vazgeçmenin zamanı geldi. (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • Gündüz vakti bu tür masallara gülüp geçmek kolaydı. Fakat gece hayallere gerçeklik katardı. (Locke Lamora’nın Yalanları)
  • “Dünyayı oldukça fazla üzerine alınıyorsun.” (Hırsızlar Cumhuriyeti)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş