Eğitim

Kızılağaçlar Kralı – Michel Tournier Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızılağaçlar Kralı – Michel Tournier Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızılağaçlar Kralı kimin eseri? Kızılağaçlar Kralı kitabının yazarı kimdir? Kızılağaçlar Kralı konusu ve anafikri nedir? Kızılağaçlar Kralı kitabı ne konu alıyor? Kızılağaçlar Kralı PDF indirme linki var mı? Kızılağaçlar Kralı kitabının yazarı Michel Tournier kimdir? İşte Kızılağaçlar Kralı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Michel Tournier

Çevirmen: Hasan Anamur

Orijinal Adı: Le Roi des Aulnes

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755391373

Sayfa Sayısı: 379


Kızılağaçlar Kralı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

…Kızılağaçlar Kralı, her insanın kendi halinde bir oto tamircisi sandığı, oysa masallardaki tenobur devleri çağrıştıran, kökeni yıldızlar ve gezegenler evreninde olan, dönemin ölçüsünden sıyrılan, sadece güncel vakalar içinde de yaşamak zorunda kalan Abel Tiffauges’un İkinci Dünya Savaşı öncesi Fransası’nda süregelen ve cenk süresince Fransa, Almanya ve Prusya’da devam eden muhteşem serüvenini anlatır. “Yarısı etten-kemikten, yarısı mermerden bir heykel” olan, “et seven, kan seven, ten seven”, körpe çocuklarıysa bambaşka duygularla seven Abel Tiffauges, ruhunun dünyanın oluşumu kadar eski olduğuna ve sonsuza kadar yaşayacağına, kendisi ile Yazgı içinde bir tür ortaklığın varlığına, yeryüzündeki tüm olayların onun yaşamındaki gelişmelere bakılırsa biçimlendiğine inanır. O şekilde ki, Saint-Christophe koleji o haksız yere cezalandırıldığı için yanar; İkinci Dünya Savaşı o haksız yere tutuklandığı için çıkar…


Kızılağaçlar Kralı Alıntıları – Sözleri

  • Benim için mühim olan yalnızca sevmek eylemi. Ben tepeden tırnağa sevgiyim.
  • Kızacağından çekindiğim için bu tarz şeyleri ona söyleyemiyordum, bu sebeple söz onun için devamlı ya bir okşamaydı ya da bir hücum; hiçbir vakit gerçeğin aynısı olmadı.
  • Sen durağan(durgun) bir noktaya yapışıp kalıyorsun, fakat dünya dönmek istiyor, dönmesine engel olamazsın.
  • Hüznün ve sevincin adamıyım ben.
  • Kötülükten başka bir şey beklemediğim bir topluma varlığımı unutturmaya karar vermiştim.
  • Benim benzer biçimde şimşeklerle kuşatılmış da olsa insan, şansın bir ara kendisine de gülebileceğini düşünemez mi sanki?
  • Yeryüzünde her şeyin simge ve alegori bulunduğunu idrak etmek için ihtiyaç duyulan tek şey sonsuz bir dikkat kabiliyeti.
  • Körlüğümüzün ve sağırlığımızın duvarını delebilmek için göstergelerin bıkıp usanmadan kafamıza dank dank vurmaları gerek. Yeryüzünde her şeyin simge ve alegori bulunduğunu idrak etmek için ihtiyaç duyulan tek şey sonsuz bir dikkat kabiliyeti.
  • Erkek ile hanım birbirine aslına bakarsan o denli yabancı ki, onları ortak bir yaşlarında bir araya getirmek o denli güç ki, onları çocuk yaşından başlayarak her şeyi paylaşmaya alıştırmamak aptalca ve canice bir şey.
  • Hayvandan insana giden çizgi üstünde, çocuk erişkinin ötesindedir ve bir aşırıinsan, bir insanüstü kabul edilmelidir. Zekayla ilgili olarak da aynı netice kabul ettirmiyor mu kendini? Zekayı yeni şeyler öğrenme, ilk kez karşılaşılan sorunlara çözümler bulma yetisi olarak tanımlarsak, kim çocuktan daha parlak zeka olabilir?


Kızılağaçlar Kralı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kendi halinde bir oto tamircisinin bayağı günlük vakalar içinde vakit ve gerçeklikten sıyrılıp yaşamı kendi kafasında iyi mi bir kurguya dönüştürdüğünü özetleyen bir kitap. Olaylar İkinci Dünya Savaşı öncesi ve cenk süresince yaşananlarla ilgili. Romanın ilk kısmı cenk öncesi Fransa’da yaşayan kahramanımızın çocukluk ve gençlik yıllarına da yer verdiği günlüğünden notlarla başlıyor. Bu günlükte anlatılanları okuduktan sonrasında kahramanın bakış açısından simgelerin ve alegorilerin insan yaşamında iyi mi bir öneme haiz olduğu anlıyorsunuz. Kitabın öteki bölümleri ise yazarın kendi diliyle anlattığı kahramanın cenk esnasında yaşamış olduğu gerçeklik ile hayal dünyası arasındaki vakalarla ilgili. İnsanlığın yaşamış olduğu en acılı günlerde bir şahıs iyi mi olur da gerçekliği ve kendi kafasındaki imgesel birleştirip bu kurguyu hangi şartlar altında yaşayabilir? Bence kitabın ana fikri bu. (Kapitalist Köle Spartaküs)


Kızılağaçlar Kralı PDF indirme linki var mı?


Michel Tournier – Kızılağaçlar Kralı kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Kızılağaçlar Kralı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Michel Tournier Kimdir?

Fransız romancı, öykücü ve denemeci; 1924’te Paris’te dünyaya geldi. Tournier, gerçekçi mekânlarda geçmesine karşılık, mitlerden ve simgecilikten yararlanan ve entelektüel bir kışkırtıcılık içeren metinler yazar. Roman ve öykülerinin çoğunda mit ya da efsanelerin günümüz atmosferine uyarlandığını görürüz; sık sık cinsel sapkınlıklara, rahatsız edici takıntılara ve grotesk temalara yer verilir. Her yapıtında ana ya da yan karakterlerden birinin bir çocuk ve en oldukca işlediği temanın da masumiyetin yitirilmesi olduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıntılı ve felsefi spekülasyonlara dayanan bir yazım seçimi vardır. İlk romanıyla Fransız Akademisi’nin Roman Büyük Ödülü’nü, ikinci romanıyla Goncourt Ödülü’nü kazanmış, 1972’de Goncourt Akademisi üyeliğine seçilmiştir.

Tournier ilk romanı Vendredi ou les limbes du Pacifique (1967; Cuma ya da Pasifik Arafı, Çev. Melis Ece, Ayrıntı Yay., 1994) ile büyük ilgi topladı. Bu yapıtında, çağdaş felsefe ve antropolojinin kuramlarından yararlanarak Robinson mitini tekrardan yorumlar ve insan doğasına ilişkin Defoe’nunkilerden oldukça değişik çıkarsamalar yapar. Yoğun gönderme ve simgelerle yüklü Le Roi Des Aulnes(1970; Kızılağaçlar Kralı, Çev. Hasan Anamur, Ayrıntı Yay., 1996), adını Goethe’nin bir şiirinden alır. Roman Hitler’in askeri akademilerine genç öğrenciler yollayan bir insanın çevresinde döner. Les météores(1975; Meteorlar, Çev. Yaşar Avunç, Ayrıntı Yay., 2001) eşcinsel bir amca ve ikiz yeğenlerinin yaşamını anlatırken ikilik, narsisizm, ensest ve eşcinsellik benzer biçimde cinsel mevzuları kurcalar. Le Coq de bruyère (1978;Çalı Horozu, Çev. Mustafa Balel, Ayrıntı Yay., 1990) ise yazarın hikâye ve masal arasındaki ayırımı belirlediği ve insanla hemcinsleri ya da insanla nesneler içinde aykırı ilişkiler yarattığı bir başka mühim kitabıdır.

Başlıca yapıtları: Éléazar ou la Source et le Buisson (1996; Kaynak ve Çalı ya da Éléazar, Çev. Mustafa Balel, Ayrıntı Yay., 2000); Le Médianoche amoureux (1985; Veda Yemeği, Çev. Mustafa Balel, Ayrıntı Yay., 1992); La Goutte d’or (1985; Altın Damla, Çev. Mustafa Balel, Ayrıntı Yay., 1998); Gaspard, Melchior et Balthazar (1980); Gilles et Jeanne (1983; Gilles ile Jeanne, Çev. Melis Ece, Gece Yay., 1989); Le Vent Paraclet(1977); Le Vagabond immobile (1984); La Couleuvrine (1994); Le Miroir des idees (1994); Journal extime (2002).


Michel Tournier Kitapları – Eserleri

  • Cuma ya da Pasifik Arafı
  • Veda Yemeği
  • Düşüncelerin Aynası
  • Çalı Horozu
  • Cuma ya da Yaban Yaşam
  • Altın Damla
  • Kızılağaçlar Kralı
  • Meteorlar
  • Anahtarlar ve Kilitler
  • Gilles ile Jeanne
  • Müneccim Krallar
  • Dışsal Günlük
  • Kutsal Ruh
  • Kaynak ve Çalı ya da Eleazar


Michel Tournier Alıntıları – Sözleri

  • Düşüncem onu her kullanmak istediğimde gıcırdamaya süregelen benzer bir mekanizma, içerdeliğe, dışardalığın zararına daha çok kıymet veriyor. Varlıkların değersiz bir kabuğun içine hapsolmuş hazineler bulunduğunu düşünürsek, içlerine ne kadar oldukca dalarsak, ulaşacağımız zenginlikler de o denli büyük olurdu. Ama ya gömü yoksa? (Cuma ya da Pasifik Arafı)
  • Meleği oynayan salağı oynar. Ama salağı oynamak melek olmaya yetmiyor. (Dışsal Günlük)
  • Pek net olmayan 1nokta var,
    mühim olan mutlu olacak mısın??? (Altın Damla)
  • Bundan dolayı terbiye ve hakkaniyet yasaları iktidar alanına uygulanmaz. (Müneccim Krallar)
  • Kızacağından çekindiğim için bu tarz şeyleri ona söyleyemiyordum, bu sebeple söz onun için devamlı ya bir okşamaydı ya da bir hücum; hiçbir vakit gerçeğin aynısı olmadı. (Kızılağaçlar Kralı)
  • Televizyonda “ilk bakışta aşk”la ilgili verdiğim
    bir röportajın peşinden Guy Béart şu şekilde yazdı bana:”Büyük aşk daha ilkin asla görmediğimiz birini tanımaktır. Şarkılar için de aynısı geçerli: içimize dokunduklarında, ortada bir tekrardan kavuşma var anlama gelir.” (Dışsal Günlük)
  • Onun için her mutlu tesadüf bir tuzağı haber veriyordu. (Çalı Horozu)
  • “Biliyor musunuz, çocuklarım, aşkla dostluk arasındaki en büyük fark, karşılıksız dostluk olamamasıdır”, diye açıklıyordu. “Size dostluk duymayan birine dostluk duyamazsınız. Ya paylaşılır, ya paylaşılmaz. Kısacası, mutsuz dostluk olması imkansız. Oysa, ne yazık ki, aşk!” (Anahtarlar ve Kilitler)
  • (…) hiçbir şey sonsuz boşluğun sonsuz suskunluğundan daha üzücü olması imkansız. (Veda Yemeği)
  • “Söyleyeceğin şey suskunluktan daha güzel değilse,SUS o vakit….” (Altın Damla)
  • Deha
    Yetenek
    Ustalık
    Açıkgözlük
    Her insanoğlunun – kim olursa olsun – bu dört yeteneğin karışımı bulunduğunu kabul etmekte fayda vardır. Her şey onların oranına bağlıdır. (Düşüncelerin Aynası)
  • A B ‘yi severdi, B C’yi, C D ‘yi, D de A’yı, böylece hepimiz ağlayarak birbirinin arkasından koşardı. “Hiçbir vakit Sev beni! demeyin, işe yaramaz, diye uyarıyordu Paul Valery. (Anahtarlar ve Kilitler)
  • Körlüğümüzün ve sağırlığımızın duvarını delebilmek için göstergelerin bıkıp usanmadan kafamıza dank dank vurmaları gerek. Yeryüzünde her şeyin simge ve alegori bulunduğunu idrak etmek için ihtiyaç duyulan tek şey sonsuz bir dikkat kabiliyeti. (Kızılağaçlar Kralı)
  • “Kutsal kitabı okumuş olsaydın bir şey dikkatini çekerdi.
    Tanrı ilkin Adem’i yarattı, sonrasında da cenneti, hemen sonra Adem’i cennete koydu.
    Adem cennette olmasına şaşmıştı, bu ona organik gelmemişti, değil mi?
    Havva’nın durumu başkaydı; o Adem’den sonrasında yaratıldı. Cennette yaratıldı; cennetin yerlisi.
    sonrasında ikisi de cennetten kovulduklarında, bu Adem ve Havva için aynı şey değildi. Adem ilk çıkış noktasına geri dönüyordu.
    Havva ise, tersine, doğduğu ülkeden sürülmüştü.
    Eğer bunu unutursanız, kadınlardan yana hiçbir şey anlamazsınız.
    Kadınlar cennetin sürgünleridir..” (Meteorlar)
  • İşitmem zayıfladığından, aygıt kullanmak için bir kulak uzmanıyla randevum var. Her gün erteliyordum. Kendi kendime: “Nihayetinde başkalarının söylediklerini duymak o denli mühim mi?” diyordum. (Dışsal Günlük)
  • Ruhun, sadece içeriyi dışarıdan ayıran deri perdesinin ötesinde kayda kıymet bir içinde ne olduğu bulunduğunu ve ben noktasının çevresindeki daha geniş çemberlere eklemlenebildiği seviyede sonsuz derecede zenginleşebildiğini düşünüyorum! (Cuma ya da Pasifik Arafı)
  • Tuhaf ve kaygı verici bir boşlukta dalgalanıyordum… (Veda Yemeği)
  • Cehalet kötülüğün ta kendisidir, işte bu kadar rahat ve açık. (Gilles ile Jeanne)
  • Biz altının uğursuzluk getirdiğine inanıyoruz. Gümüş saftar, katışıksızdır ve temizdir.
    Altın, oldukca değerlidir, insanı tamahkârlaştırır, hırsızlığa, şiddete, adam öldürmeye götürür.
    Bunu sana şunun için söylüyorum: Görüyorum ki bullea aureanla 1maceraya atılmak üzeresin. Bu 1özgürlük simgesidir, fakat metali uğursuz. Tanrı seni korusun! (Altın Damla)
  • Başkası yoksa ben var mıyım? (Cuma ya da Pasifik Arafı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş