Eğitim

Körburun – Hikmet Hükümenoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Körburun – Hikmet Hükümenoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Körburun kimin eseri? Körburun kitabının yazarı kimdir? Körburun konusu ve anafikri nedir? Körburun kitabı ne konu alıyor? Körburun PDF indirme linki var mı? Körburun kitabının yazarı Hikmet Hükümenoğlu kimdir? İşte Körburun kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Hikmet Hükümenoğlu

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750732836

Sayfa Sayısı: 592


Körburun Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Birazdan güneş doğacaktı. Uyuyan cırcırböcekleri uyanacak, yorulanlar uykuya dalacak, insanlar yataklarından kalkıp kahvaltı masasına geçecekti. Yıldızlara bakılırsa bulutsuz, rüzgârsız, ılık bir gün olacaktı. Önce uzaktan düdük sesi duyulacaktı, sonra şehir hatları vapuru, yosunların kokusunu kabartan köpükler çıkararak iskeleye yanaşacaktı. İçi her zamanki gibi çay ve mazot kokacaktı. Halatlar atıldıktan birkaç dakika sonra hemen toplanacaktı; vapur Körburun’da çok beklemeyecekti çünkü Seher’den başka yolcusu olmayacaktı büyük olasılıkla.”

 

Körburun, hem uzak hem yakın bir ada… Sapa, içine kapalı fakat bir o denli da yakınındaki anakaranın uzantısı. Kuşaklardır gözden ırak, ağır akan yaşantısı aslen asla yabancısı olmadığımız bir öykü konu alıyor bizlere. Eski, “ah ne güzel komşularımız” ile geçen günlerden gittikçe kendi içine kapanan, içine kapandıkça da kendi kurallarındaki  dayatmacılığın sertleştiği bir yaşamın adım adım örüldüğü Körburun’da  gürültülü şeyler hakkında susulur, günlük sesler ise uğultuya dönüşür.

 

Hikmet Hükümenoğlu, üç kuşağın aşklarını, hırslarını, düş kırıklıklarını anlattığı Körburun’da “büyük roman”ı deniyor ve bizi öykünün bireyi aştığı yere bakmaya yönlendiriyor.


Körburun Alıntıları – Sözleri

  • Dişin aşa değmez, dilin salavata dönmez inşallah!
  • “Babamı kaybettim deyip duruyorum “….
    “Insan kalemini kaybeder, anahtarını kaybeder. Sonra da bulur . Babasını kaybetmez ki ! O denli saçma geliyor ki ! Nereye koyduğumu unuttuğum bir eşya şeklinde günün birinde karşıma çıkmayacak. Bundan dolayı artık oyle birisi yok. “
  • Zaman da bazı şeyleri insanoğlunun aklının gerisindeki en karanlık, en kuytu köşeye itiyordu.
  • Bazen hayal kırıklığı, kırılan hayallerin önemi ile ölçülmeyecek kadar oldukça canını acıtıyordu insanoğlunun.
  • Bazen hayal kırıklığı, kırılan hayallerin önemi ile ölçülemeyecek kadar oldukça canını acıtıyordu insanoğlunun.
  • Zalime boyun eğmeyecek kadar kuvvetli ol fakat zalim olacak kadar kuvvetli olma, derdi sözgelişi, Güce âşık olma, derdi. Güce âşık olursan o güç elinden gitmesin diye korkak olursun, korkaklığını gizlemek için de zalim olursun.
  • Dünya, körlerin nedensiz istençlerinin ürünü ve tam bir sefalet vadisi. Yaşamak bir hata!..
  • Bazen insan, konuşmuş olduğu şahıs daha ağzını açmadan neler söyleyeceğini bilir. Bilir fakat duymak istemez…
  • Zalime boyun eğmeyecek kadar kuvvetli ol fakat zalim olacak kadar kuvvetli olma. Güce aşık olma… Güce aşık olursan o güç elinden gitmesin diye korkak olursun, korkaklığını gizlemek için de zalim olursun.
  • “İnsan kalemini kaybeder, anahtarını kaybeder. Sonra da bulur. Babasını kaybetmez ki ! O kadar saçma geliyor ki ! Nereye koyduğumu unuttuğum bir eşya gibi günün birinde karşıma çıkmayacak. Çünkü artık öyle birisi yok.”


Körburun İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Dünya , kurulalı beri ne oldukça hayata tanıklık etmiştir. Her devrin, her bölgenin, her insanoğlunun bambaşka hikayesi olsa da kesişir hep birbiri ile. Tarihin tekerrürü , bu benzer hikayeleri ile birçok ders verir , almak isteyene ve nasibi olana. Her insana bir yaşam hakkı verilir ve hepimiz kendi öyküsünü yaşayarak gider bu dünyadan. Uzaktan bakıldığında silik bulduğumuz, geçiverdiğimiz her yaşam hikayesi , yakınlaştıkça anlam kazanmaya adım atar. Bu kitapta da birçok değişik hayata yakından bakmamızı elde etmiş yazar. Her karakteri kendi geçmişiyle , bugünüyle , seçimleriyle değerlendirme fırsatı buldum. 60’lardan 90 lı yıllara gelene kadar 3 kuşağı kapsayan, o devrin tarihsel süreçlerine de değinen bir roman. Okurken sıkılmadım fakat okumaya süre bulmakta zorluk çeken bir insan olarak bu kadar kalınca bir kitap okumak beni zorladı birazcık. Ama söylediğim şeklinde o devrin yaşanmışlıklarını duymak, değişik insan pencerelerinden yaşamı anlamlandırmak oldukça güzel kazanımlar. Körburun adası ve yaşananlar her ne kadar yazarın kurgusu olsa da gerçeklerle kesiştiği pek oldukça yönü var. Ve o gerçekleri okuyarak deneyim edebilmek oldukça kıymetli şu kısa ömürde. Ne denir, yaşam her şeyi deneyim ederek öğrenecek kadar uzun değil, görebilmek ve ders çıkarabilmek lazım. Kitapla kalınca. kitap/kitap–71481 yazar/i8785 (İlknur Demirhan)

1960-1990 arası üç nesli özetleyen bu kitabı malesef hepimiz şeklinde ben oldukça sevemedim. Biraz kopuk geldi vakalar arası bağlantılar. Karakterlere noldu sonunda hepsini öğrenemedik sözgelişi. Ama 8puan vermemin sebebi bana 6-7 eylül vakalarını daha net araştırmamı sağlamış oldu. 64 tehcirinde insanların tek valizle cebinde 22 dolar parayla türkiye’den zorla tehcir edilmeleri beni oldukça üzdü. Onun haricinde söylediğim şeklinde darbe Öncesi sonrası dönemler üstünkörü anlatılmış fakat insanda araştırma istediği uyandırdığı için yazara teşekkür ediyorum. (Merve)

Oldukca sevdiğim ve etkilendiğim kitaplarımın
içinde yerini aldı Körburun. Konusunu , film izler şeklinde akıcı dilini , her bir karakterin büyük incelikle işlenişini oldukça beğendim.
Son zamanlarda okuduğum en ilgi çekici ve günlük hedeflerimin iyi mi bitttiğini anlayamadığım nadir kitaplardandı .
Anlatım o denli samimi ve gerçek ki kendinizi Körburun sokaklarında dolaşıp esnaf ile konuşurken bulabilir , karakterler ile iç içe hissedebilirsiniz. (Nurhan Topaloğlu)


Körburun PDF indirme linki var mı?


Hikmet Hükümenoğlu – Körburun kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Körburun PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hikmet Hükümenoğlu Kimdir?

1971 senesinde İstanbul’da doğdum. Üniversite sınavlarında tek bir fizik sorusuna bile doğru yanıt veremeden fizik bölümünü kazandım. Baktım dersler hoşuma gidiyor, dişimi sıkıp mezun oldum. Ama fizikçi olmaya cesaret edemedim. 2004′e kadar finans sektöründe çalıştım. Sonra işi gücü bırakıp roman yazmaya başladım.  İnternette bulduğunuz eski fotoğraflara aldanmayın, bir zamanlar daha kiloluydum ve saçlarım vardı. İlk romanım, Kar Kuyusu 2005′de yayımlandı. Daha sonrasında Minik Yalanlar Kitabı, 47 Numaralı Kamara ve son olarak 2012′de 04:00 çıktı.  Roman haricinde öykü yazıyorum ve arada sırada tercüme yapıyorum. Aslına bakarsanız şimdilik yalnız bir tane tercüme yaptım (İnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri, Hannah Tinti) fakat fırsat olursa devamı gelsin isterim.

Yazı yazmaktan süre kaldığında elektronik müzik yapmayı seviyorum…

…fakat para kazanmak için değil, yalnız kendi kendimi eğlendirmek için. Doğrusu müzik yaparak para kazanmak asla kötü olmazdı, kendime daha oldukça elektronik müzik oyuncağı alabilirdim ve asla suçluluk duygusu hissetmezdim. Hala İstanbul’da yaşıyorum fakat günün birinde şöyleki bir yere yerleşme hayallerim var. Ya da şöyleki bir yere. En sevdiğim film  Blade Runner ve en sevdiğim şarkı sözü “…teach me the value of restraint / of saving my strength / and long pauses.” Jun Miyake’nin Turn Backisimli şarkısından bu sözler. 04:00 adlı romanımın sonunda, mühim bir sahnede karşınıza çıkabilir. 


Hikmet Hükümenoğlu Kitapları – Eserleri

  • Körburun
  • Atmaca
  • 04:00
  • Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri
  • 47 Numaralı Kamara
  • Kar Kuyusu
  • Minik Yalanlar Kitabı
  • Eşit Masallar
  • Pamuk Kalpli Prens ve Yedi Cüceler


Hikmet Hükümenoğlu Alıntıları – Sözleri

  • Aşka dair tüm acılar unutulabilir, en azından dondurulup uzun süre bozulmadan saklanabilir.
    Bundan dolayı lüzumlu koşullar bir araya ulaştığında, olasılıkları tüketmemek adına her türlü zorluğu ve acıyı unutmak, bayanlar için basit bir kabiliyettir.
    Bundan dolayı bayanlar ilkin affeder, sonrasında uygun bir anı yakalayıp intikam alır. (47 Numaralı Kamara)
  • “Annem babama niye aşık olmuş sence abi?”
    “Bana ne soruyorsun, git ona sor.”
    “Sordum. Hatırlamıyorum dedi.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Artık kabuk bağlamıştır söylediğim yaralar hala açıkmış… (Atmaca)
  • “Sondan başa doğru okuyabilseydik, tüm aşk öyküleri mutlu biterdi.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Ben iyi mi mutlu olacağını asla keşfedemeyecek insanlardan biriyim sanırım (Kar Kuyusu)
  • eline kalem alan hepimiz başta kendini anlatır derler. (47 Numaralı Kamara)
  • Bu şekilde rasgele bir evrende kendi yaşamımıza yön verebileceğimize inanmamız oldukça acıklı değil mi? (04:00)
  • Hepimiz gözlerimizi kapatıp unutuyoruz. Hiçbir şey olmamış şeklinde yaşamımıza devam ediyoruz. Tüm kent çıldırdı, gökdelenlerin tepesinden kanalizasyonların altına tamamımız kafayı sıyırdık fakat baksana asla belli etmiyoruz. (04:00)
  • “Aşkın o kadar da mühim bir şey olduğuna inanmıyorum. Sarhoşluk gibi.. Sofradayken iyi hoş ama ardından günlerce hasta yatıyorsunuz. Acıdan kıvranıyorsunuz” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Hem insanoğlunun televizyonu olunca kocaya ne gerek var, değil mi fakat? (Kar Kuyusu)
  • İnsanlara hala okudukları kitaplara bakılırsa aklımda not veriyordum;fizyolojik özellikler ikinci sırada geliyordu. (Atmaca)
  • Gerçek sanıp sırtımızı yasladığımız her şeyin çatlaklarla dolu bulunduğunu görünce, korku anlık bir şey olmaktan çıkıp asla bitmeyen bir kabusa dönüşüyordu. (04:00)
  • ‘Ben iyi kötü ne yaptığımı biliyorum. Seni kafamda küçük bir kutuya kapattım, dışarıya taşmana izin vermeyeceğim.’ (Atmaca)
  • Biraz geç doğmuştuk, dünyaya yirmi yıl ilkin gelseydik bu kadar bilgisiz olmazdık büyük olasılıkla. Bize anlatılanlarda Cumhuriyet’ in ilanıyla Özal’ ın başbakan olması içinde sisli bir dönem vardı, o arada mühim şeyler olmuştu…. (Atmaca)
  • Ama bir tek şeyi anladım, o da her gün bundan önceki gün şeklinde geçip giderken kendimi otomatik pilota bağlayıp sonrasında da mutsuzum diye söylenmek işe yaramıyor. Dönerek geri baktığımda mutlu olabilmek için elimden gelen her şeyi yaptım diyebilmen lazım. (Kar Kuyusu)
  • “İnsan kalemini kaybeder, anahtarını kaybeder. Sonra da bulur. Babasını kaybetmez ki ! O kadar saçma geliyor ki ! Nereye koyduğumu unuttuğum bir eşya gibi günün birinde karşıma çıkmayacak. Çünkü artık öyle birisi yok.” (Körburun)
  • Seviye itimat verir fakat devamlı mutlu etmez. (Kar Kuyusu)
  • Bir şeyin kıymetli olması için oldukça pahalı olması, ışıklar saçması gerekmiyor. En zoru basitliğin içindeki güzelliğe erişebilmek. (Atmaca)
  • Umarsızlık denilen şeyin lafın gelişi değil de gerçek olanını bir kez tadan, neye benzediğini asla unutmaz. (04:00)
  • “Aşkın o denli da önemli bir şey olduğuna inanmıyorum. Sarhoşluk şeklinde… Sofradayken iyi hoş fakat arkasından günlerce hasta yapıyorsunuz. Acıdan kıvranıyorsunuz.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş