Kitap Künyesi

Yazar: Orçun Türkay

Editör: Korkut Erdur

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750849336

Sayfa Sayısı: 64

Bir Serap Günce Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kuşağı içinde kendine özgü bir yere ve biçeme haiz olan Orçun Türkay’dan yeni bir kitap: “Bir Serap Günce”. Gerçeklikle beslenen hayallerin tutulduğu bir yas günlüğü.

“Uzunca bir burnu, genişçe bir ağzı vardı. Ağzını büzerek gülüyor, gözleri doluyordu. “Annem çok güzeldi” dedi.”

“Tunç Bey”le (YKY, 2018) aralık bıraktığı kapıyı kapatmadan aşama kaydediyor Orçun Türkay.

“Bir Serap Günce” yüklerinden arınmış, ölüm korkusunu yenmiş bir anlatı. Bir yitik sonrası yaşanmış olan yazınsal artçı sarsıntı…

Bir Serap Günce Alıntıları – Sözleri

• Mezarların önüne girmedim. Kenarda, yolda bekledim. El açtım, duaları unutmuşum, taşa bakıp içimden bir şeyler söyledim, merhaba söyledim. Benimki ilkin bitti.
• Uzunca bir burnu, genişçe bir ağzı vardı. Ağzını büzerek gülüyor, gözleri doluyordu. “Annem oldukça güzeldi” dedi.
• “Evvelce bebeklere kırmızı giydirmezlermiş, niye biliyor musun?” dedi sonrasında.
  “Erkeklere mi?”
  “Ne kızlara ne erkeklere…Kartal kapmasın diye.”
• Upuzun, bembeyaz saçları vardı anneannemin. İki taraftan örerdi. Can atardık onun evine gitmeye. Kümesten yumurta toplardık. Gider gitmez pazen geceliklerimizi giyerdik, orada kalmak için.
• “Neydi o yazarın adı? Hani asla ‘ve’ kullanmaz” dedi birden.
  “Ataç mı?”
  “Hah, yaşa, Ataç. ‘Ben kaybolmam’ dermiş ya kızına, kulakları çınlasın…”
• “Tutamadım seni.” dedim. “Düşmedim ki.” dedi.
  ” Ama tutamadım seni.”
• “Annem”dedi,” ölmesinden önceki hafta o şekilde güzelleşmişti ki…Zaten oldukça güzeldi fakat hani eriyen mum sönmeden bir parlar ya, o şekilde.
• “Baş başa kaldık” dedi sonrasında.
  Yine bunun ne kadar süreceğini düşündüm. Elbet biteceğinden korktum.

Bir Serap Günce İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bir Serap Günce bir ölümün peşinden ortaya çıkan duygu durumlarına dair bir yas günlüğü adeta.
Basit ve rutin bir yaşam devam eden insanların kayıplarının peşinden yaşadııkları yas, anılar, kimi zaman çekmecede bulunan bir fotoğraf, kimi zaman sokaktan gelen bir ses, kimi zaman yenen bir yiyecek, kimi zaman televizyonda denk gelinen bir filmle kendini hatırlatan kayıplar. Siz bu kayıpların acısını yaşarken dışarıda bunu umursamazca akıp giden yaşam ve sizin kaybınıza ragmen akıp giden hayata kaldığınız yerden yine dahil olma çabası üstüne bir anlatı.
Değişik bir kitaptı Bir Serap Günce. Bir yitik sonrası yaşanmış olan yazınsal artçı sarsıntı. (Filiz)

orçun türkay’a ilişik anlatı kitabı. yazarın annesinin kaybı sonrasında yayımladığı bu kitap bir yasın öyküsünü daha doğrusu günlüğünü barındırıyor.
oldukça kolay cümlelerle yazılmış olmasına karşın yazarın değişik bir yöntem izlediği en başlangıcında fark ediliyor. ben bu anlatıma birkaç sayfa sonrasında alıştım fakat gündelik dile oldukça yakın olduğundan ara sıra koptum. gene de değişik bir metin okumak hoşuma gitti doğrusu. (gamby)

Bir Serap Günce PDF indirme linki var mı?

Orçun Türkay – Bir Serap Günce kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Bir Serap Günce PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Orçun Türkay Kimdir?

Orçun Türkay 1976’da İstanbul’da hayata merhaba dedi. Saint Joseph Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Kısmı’nü tamamlamış oldu. Çeşitli yayınevlerine, kuruluşlara çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Orçun Türkay Kitapları – Eserleri

• Dans Ediyor Bir Hane
• Zavallı
• Tunç Bey
• Bir Serap Günce
• Belkıs, Cevat ve Ne İdüğü Belirsizler
• Peri Masalları

Orçun Türkay Alıntıları – Sözleri

• “Hayatta senden başka kimseden özür dilemedim, sen de kabul etmedin.” (Tunç Bey)
• […] her şeyi atabilirsin, ilk başta balonun yükseleceğini, yükseldiğini sanarak kum torbalarını… Şeyleri kum torbaları olarak gördükten sonrasında, değil mi ya? Her şeyi atabilirsin, evet, her şeyi atabilirsin. Konuşacak hiçbir şey kalmaz böylece. (Zavallı)
• “Unutulacak kadar eski” (Tunç Bey)
• Ama açık ki sen tüm bu tarz şeyleri daha ilkin düşünmüşsün, beklemek üzerine bu şekilde düşünmeyi sürdürürsen beklemekten asla kurtulamazsın. Hâlâ birşeyleri beklediğin ortada (Peri Masalları)
• “Bazen öyle umutsuzluğa kapılıyorum ki, rakı kadehimi kime bıraksam diye düşünüyorum” (Tunç Bey)
• “Annem”dedi,” ölmesinden önceki hafta o şekilde güzelleşmişti ki…Zaten oldukça güzeldi fakat hani eriyen mum sönmeden bir parlar ya, o şekilde. (Bir Serap Günce)
• “Neydi o yazarın adı? Hani asla ‘ve’ kullanmaz” dedi birden.
  “Ataç mı?”
  “Hah, yaşa, Ataç. ‘Ben kaybolmam’ dermiş ya kızına, kulakları çınlasın…” (Bir Serap Günce)
• […] daha kafadan başlıyor anlayacağın. (Zavallı)
• Birden unutulmak gelir aklıma, ya da başka bir şeyin sana yeğ tutulması, bu bir zorunluluk bile olsa, affedilemez bir şeydir dürüst olmam gerekirse; o süre o kahraman başım düşer ve ekilmenin ezik haklılığıyla çekip gitmeye zorlarım kendimi. (Peri Masalları)
• adam yatağın sağına giriyor. tek dizini yere koyup, ilk kez ağlıyor. bu şekilde hıçkıra hıçkıra ağlaması kahkasını çağrıştırıyor birazcık. fakat onu güzelleştirmiyor. (Dans Ediyor Bir Hane)
• “daha ilkin bir kez, bir akşamüstü, yiyecek masasının yanında, odalara giden salon kapısının önünde ayakta dururlarken olduğu şeklinde, bu kez bir süre dev gibi fenerbahçe posteri asılacak salon duvarının önünde, kütüphanenin, televizyonun tam karşısında, üçlü kanepede otururlarken, adam hanıma sarılıyor, hanım adama sarılıyor. arkalarındaki kalorifer peteğinin üstünde kadehleriye beraber duran, geyik başı kabartmali sürahide ‘Im Wald und auf der Haide / da such ich meine Freude’ yazıyor. oysa evde kimse almanca bilmiyor. ” (Dans Ediyor Bir Hane)
• “Birden unutulmak gelir aklıma, ya da başka bir şeyin sana yeğ tutulması, bu bir zorunluluk bile olsa, affedilemez bir şeydir dürüst olmam gerekirse; o süre o kahraman başım düşer ve ekilmenin ezik haklılığıyla çekip gitmeye zorlarım kendimi.” (Peri Masalları)
• Adam yatağın sağına giriyor. Tek dizini yere koyup, ilk kez ağlıyor. Bu şekilde hıçkıra hıçkıra ağlaması kahkasını çağrıştırıyor birazcık. Ama onu güzelleştirmiyor. (Dans Ediyor Bir Hane)
• Tekdüze bir hortumlar zinciri. (Zavallı)
• İnsan kalabalığı bir hava durumu şeklinde. Başını kaldırmana izin vermeyen bir yağış. (Zavallı)
• Ters gittiğini düşündüğü şeyler düz gitselermiş de yaşamına o şekilde oldukça tesir etmeyecek gibiler. (Zavallı)
• (…) Ama olur mu o şekilde şey? Aynı yazgının içine sıkışmalı ve birbirlerinden tiksinmeli insanoğlu. (Zavallı)
• Upuzun, bembeyaz saçları vardı anneannemin. İki taraftan örerdi. Can atardık onun evine gitmeye. Kümesten yumurta toplardık. Gider gitmez pazen geceliklerimizi giyerdik, orada kalmak için. (Bir Serap Günce)
• Bundan dolayı insanların daima ulaşılmaza gereksinimleri olmuştur, geçmişi, Tanrı’yı, kralı ondan sevmiş, o yüzden onlardan korkmuşlardır. En ulaşılmaz olan da yok olandır. Hiç eğer olmazsa zavallı yaşamda yok olmaya en yakın duran. (Peri Masalları)
• Uzunca bir burnu, genişçe bir ağzı vardı. Ağzını büzerek gülüyor, gözleri doluyordu. “Annem oldukça güzeldi” dedi. (Bir Serap Günce)