Kitap Künyesi

Yazar: Ebubekir Hâzım Tepeyran

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786257070768

Sayfa Sayısı: 192

Küçük Paşa Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İstanbul’un bir paşa konağında doğacak bebek için sütanne aranır. Anadolu’nun bir köyünden getirilen, yeni doğum yapmış Selime, bununla beraber kırk günlük oğlu Salih’le konağa alınır. “Küçük Paşa” olarak çağırılan Salih yedi yaşına kadar burada, Büyük Paşa’nın oğlu şeklinde yaşar, ta ki paşanın ölmesiyle kapı önüne konana dek. Hiç tanımadığı köyüne, doğru dürüst hatırlamadığı ebeveynine dönen Salih’i eziyet dolu günler beklemektedir…

Ebubekir Hâzım Tepeyran Küçük Paşa’da köy-şehir uçurumuna, köylerdeki eğitimsizlik ve yoksulluğa dikkat çekerken, Anadolu’nun sefaletini de adeta bir ressam şeklinde berrak ve sanat içerikli bir tavırla gözlerimizin önüne seriyor.

Ebubekir Hâzım Tepeyran (1864-1947)

Ebubekir Hâzım Tepeyran, Niğde’de dünyaya geldi, eğitimini Niğde Rüştiyesi’nde tamamladı. Bir süre Tahrirat Kalemi’nde vazife yaptıktan sonrasında 1882’de Konya’ya gitti, burada Fransızca öğrendi. İlk şiirleri Konya Vilayet Gazetesi’nde yayımlandı. 1896’da Dedeağaç Mutasarrıflığı’na atandı. İki yıl sürdürdüğü bu görevi esnasında saraya jurnallendi. Suçlamaların asılsızlığı anlaşılınca Osmanlı nişanıyla ödüllendirilerek Musul valiliğine atandı. Manastır ve Bağdat’ta valilik yapmış oldu. Meşrutiyet’in ilanıyla Sivas ve Ankara valilikleri, İstanbul şehreminliği, Hicaz, Beyrut, Halep valiliği görevlerinde bulunmuş oldu. 1918’de Bursa valisi, 1920’de Dâhiliye Nâzırı oldu. Bu görevi esnasında Kuvayımilliye’yi desteklediği nedeni öne sürülerek Mustafa Paşa Divan-ı Harbi tarafınca idama mahkûm edildi. Vahdettin bu cezayı küreğe çevirdi. Kararın bozulmasıyla 1921’de gizlice Anadolu’ya geçti. Ankara Hükümeti tarafınca Sivas ve Trabzon valiliklerine getirildi. Cumhuriyet döneminde Niğde milletvekiliği yapmış oldu.

Türkçe ve Fransızca şiirleri, anı ve öykü kitapları vardır. Tek romanı Küçük Paşa, Nabizade Nâzım’ın Karabibik adlı kitabından sonrasında, Anadolu ve köy yaşamını etraflıca işleyen ilk romandır.

Küçük Paşa Alıntıları – Sözleri

• Felaketlerin en kaçınılmazı olanları; bilgisizlik ile…
• Bu gönül okşayan hayal, acımasız gerçekle karşı karşıya gelmedikçe bozulmayacak…
• ” Yaşasın Vatan ” , ” Yaşasın Millet ” , ” Yaşasın Ordu “
• …kalbinin durumunu açmayı sanki bir düşkünlük sayıyordu.
• “O her haliyle cisimleşmiş bir sessiz sızlanmaydı. İşitilmez, fakat görülür bir şikâyet şekli, bir mazlum timsaliydi.”
• …aynı kaderi paylaşanların hususi ilişkisi vardır.
• İnsanlara saf mutluluk nasip olmaz. Her tatlı kesinlikle azca oldukca bir acılıkla karışır.
• “Bütün dünya ve içindeki her şeye kayıtsız, her şeyden ve hatta kendi varlığından da iğrenir gibi geziniyordu…”

Küçük Paşa İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ilk olarak kendi düşüncelerimi belirterek adım atmak isterim. Bu romana oldukca ön yargılı yaklaştım başlangıçta oldukca sıkılarak okudum. Karabibik’ten sonrasında yazılmış ilk köy temalı roman olması açısından ilgimi çekse de en fazla ne kadar değişik olabilir ki diyordum. Lakin kitabın sonunda ağlamamak için zor tuttum kendimi. Yazar bu romanda köy-kent yaşamı arasındaki uçurumlara, köyün yaşayanlara yurt değil adeta bir gömüt olduğuna, açlık, sefil yaşam, maddi imkansızlıklar ve yaşam koşullarıyla mutsuz ve ümitsiz bir Anadolu ve Anadolu halkını resmetmiştir. Kaderine terk edilmiş köy halkının, bu terkedilişe serzenişte bulunmayıp durumu kabullenişilerinin sebebi; serzenişte bulununca dinlenilmediklerini, haklarının savunulmadığını ve hiçbir süre da savunulmayacağını bilmelerinden kaynaklıdır. Tabiatın, yaşam koşularının insanoğlu üstündeki tesiri her ne kadar onları çaresiz bıraksa da teslimiyet hissetseler de köy halkı durmadan çalışıp çabalayan, ömürlerini bu şekilde idame ettiren insanlardır. Derslik ve statü farklılıkların da belirgin şekilde gözler önüne serildiği bu romanda, Salih’in İstanbul’da Paşa olarak büyüyüp seneler sonrasında doğduğu köye geldiğindeki ilk karşılanışı ile romanın ilerleyen bölümlerinde itibarının kaybolmasıyla silikleşip kendisinin bile kendini değersiz hissetmesi, üvey annesinden görmüş olduğu onca zulme karşın dimdik durup güzel anılara sığınmasına karşın maalesef ki romanın beklenmedik şekilde hazin sonlanması “zalimin zulmünün mazlumunun sabrını, mazlumun sabrının ise zalimin zulmünü artırmaya yettiğinin” yadsınamaz bir timsalidir. (Berivan Rollas)

Efsaneeee: •KÜÇÜK PAŞA – EBUBEKİR TEPEYRAN
Selamlar, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Kar
abibik’ den sonrasında ilk köy romanı olarak kabul edilen bu kitap, yazarın da ön sözde bahsetmiş olduğu şeklinde bir roman olarak değilde o devrin yaşamını özetleyen gerçekci bir yapıt olarak bakmak daha doğru olacaktır. Konağın yeni doğacak Paşası için bir süt anne aranır, Kamil Ağa kendi köylüsü olan Ali ile görüşerek Selime’ yi konağa götürmeyi ikna eder, Ali bu sırada çıkan harbe asker olarak yine dönüştür. Selime, konağa tek başına değil kırk günlük evladı Salih ile gitmiştir. Selime, konakta ki cariyelerin dikkatini çekerek sık sık çeşitli sorulara maruz kalmıyor, Hanım kimi arasa onun odasında buluyordu. Hanım’ ın isteği üstüne kırk günlük Salih’ in sütten kesilmesine karar verildi. Haldun ile dostça büyüyen Salih, bunu cesaret bilerek “Paşa Baba” demeye adım atar. Adeta Paşa’nın evladı şeklinde yaşamaya adım atar, bu durum Naime Hanım’ ı içten içe Küçük Paşa’ dan nefret etmeye adım atmıştır. Büyük Paşa öldüğünde bir an bile beklemeden bizim Küçük Paşa Salih’ i geldiği köye yine gönderir. Kamil Ağa köyü o şekilde güzel söyledi ki, köye vardığında Salih’ in tüm umutları. Babası Ali, Hacca isminde bir hanımda evliliğe ilk adımını attı, bu Hacca bizim Küçük Paşa’ ya neler yapmadı ki..
.
.
Bu senenin en etkisinde bırakan kitaplardan birisi Küçük Paşa oldu benim için, sonunda neredeyse ağlayacaktım siz düşünün. Devrin köy yaşamını özetleyen bu yaratı hakkaten başarı göstermiş. Neden daha ilkin karşılasıp okumadım diye düşündüm, fakat bir cevap bulamadım kendimce. Paşa’ nın oğlu şeklinde yaşayan Salih, köy hayatına, eziyetine adapte olabilir mi sizce? Bu kitabı okumayan her insanın okumasını isterim. Keyifli okumalar diyemeyeceğim, zira okurken keyif alamazsınız.. kitap/kitap–226680 (Ayşegül)

Ahh Küçük Paşa… Kim kimi tamamladı tam olarak anlayamadım. Ben mi kitabı, kitap mı beni?
Kendisi daha kırk günlük iken anası, paşa konağında bulunan bir bebek için Anadolu’nun ücra köyünden İstanbul’un gözde konağına sütanne olarak gider. Küçük Paşa’mız Salih de beraberindedir. Salih, yedi yıl konakta yaşadıktan sonrasında yine köyüne döner, dönmeye zorlanır. Olaylar burada gelişir.
Yazar, köy ve şehir arasındaki büyük fark ile fakirliğin en gerçekçi hâlini Küçük Paşa üstünden dile getirmiş. Aslında bir tek Küçük Paşa üstünden demek de doğru olmaz zira yazarın kendi düşüncelerini ifade etmiş olduğu sayfalar devam eden bölgeler de mevcut ki beni kitabından koparan bölgeler tam olarak buralar. Yazar; sürecinin de niçin olduğu tarzda yazarak upuzun betimlemeler yapmış olup, vakası yarıda keserek döneme ve duruma karşı olan düşüncelerini de asla çekinmeden ve aksatmadan yazmış. Kitabın tek eksi yönü ve okumayı zorlaştıran kısmı bu bana bakılırsa.
Küçük Paşa’mız hayata iyi mi başlamış, neler yaşamış, sonunda ne olmuş da kitap karakterleri de dahil olmak suretiyle bizi bu kadar etkilemiş? Kapak fotoğrafıyla bile insanoğlunun içine işleyen bir kitap Küçük Paşa.
İyi okumalar 🙂 (Gizem Özbek)

Küçük Paşa PDF indirme linki var mı?

Ebubekir Hâzım Tepeyran – Küçük Paşa kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Küçük Paşa PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ebubekir Hâzım Tepeyran Kimdir?

1864 senesinde Niğde’de dünyaya geldi. Babası, Niğde Tahrirat müdürü olan Niğdeli Bekir Beyzade Hasan Efendi, anası Muhsine Hanım idi. Babasının görevi sebebiyle Isparta ve Antalya ’da tahsil gördükten sonrasında babasının tekrardan Niğde’de görevlendirilmesi üstüne ortaöğrenimini 1879’da Niğde Rüştiyesi’nde tamamladı. Bir süre Tahrirat Kalemi’nde vazife yapmış oldu.

Niğde’de teftişe gelen Konya valisi Müşir Mehmet Sait Paşa ile tanıştıktan sonrasında onun daveti ile 1882 senesinde Konya’ya gitti. Konya Maarif Meclisi Kâtibi olarak vazife yaparken Vilayet Gazetesi’nde de yazarlık yapmış oldu. İlk şiirleri Konya Vilayet Gazetesi’nde yayımlandı. Arapça ve Farsça biliyordu, kendi hususi gayreti ile Fransızca öğrendi.

Ebubekir Hâzım Tepeyran Kitapları – Eserleri

• Küçük Paşa
• Zalimane Bir İdam Hükmü
• Belgelerle Kurtuluş Savaşı Anıları
• Hatıralar
• Kar Çiçekleri

Ebubekir Hâzım Tepeyran Alıntıları – Sözleri

• Bu gönül okşayan hayal, acımasız gerçekle karşı karşıya gelmedikçe bozulmayacak… (Küçük Paşa)
• İnsanlara saf mutluluk nasip olmaz. Her tatlı kesinlikle azca oldukca bir acılıkla karışır. (Küçük Paşa)
• “Bütün dünya ve içindeki her şeye kayıtsız, her şeyden ve hatta kendi varlığından da iğrenir gibi geziniyordu…” (Küçük Paşa)
• …kalbinin durumunu açmayı sanki bir düşkünlük sayıyordu. (Küçük Paşa)
• Felaketlerin en kaçınılmazı olanları; bilgisizlik ile… (Küçük Paşa)
• Gel, ne korkarsın ecel, simâ-yı zerdimden benim
  Kurtar Allah aşkına dünyayı, derdimden benim (Hatıralar)
• ” ‘Dünyada ne bulduk ki ölümden kaçılsın’ ” (Zalimane Bir İdam Hükmü)
• Heyecanla uyanan minimini Emine :
  ‘Ne iyi bir düş gördük, dedi , değil mi anne ? (Kar Çiçekleri)
• “O her haliyle cisimleşmiş bir sessiz sızlanmaydı. İşitilmez, fakat görülür bir şikâyet şekli, bir mazlum timsaliydi.” (Küçük Paşa)
• ” Yaşasın Vatan ” , ” Yaşasın Millet ” , ” Yaşasın Ordu ” (Küçük Paşa)
• …aynı kaderi paylaşanların hususi ilişkisi vardır. (Küçük Paşa)