Kitap Künyesi

Yazar: Hasan Bacanlı

Yayın Evi: Kaknüs Yayınları

İSBN: 9789752566354

Sayfa Sayısı: 144

Küçük Prens’in Peşinde Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry’nin yazıya döktüğü, 1943 senesinde piyasaya sürülen Küçük Prens, tüm dünyada ufak büyük milyonlarca kişinin beğenerek okumuş olduğu bir eserdir. Hemen derhal tüm okuyucular, gezegenine döndükten sonrasında Küçük Prens’e ne işe yaradığını merak eder. İşte bu kitap da Küçük Prens’i bulmak için Afrika’ya giden bir eğitim psikolojisi profesörünün hikâyesi.

Yazar Küçük Prens’in peşine düşmesiyle adım atar söze. Afrika’daki bir mağarada bir haftalık bir bekleyişin arkasından Küçük Prens’le karşılaşır. Yaşamdan ölüme çeşitli mevzularda konuşurlar. Küçük Prens, o güne kadar tanımış olduğu insanlardan bahseder. Bir süre konuştuktan ve beraber zaman geçirdikten sonrasında her ikisi de Küçük Prens’in büyümüş bulunduğunu farkına varır.

“Gülümsedim. ‘Bu yüzden önce pilotla karşılaştın,’ dedim. ‘Herkesin sırası var. Pilotla karşılaştığında küçük bir çocuktun. Ama şimdi biraz büyümüş gibisin. Benimle karşılaşmak için biraz daha görmüş geçirmiş olman gerekiyordu demek ki.’”

“Öğretmenler pilotlardan sonra gelir.”

Exupéry’nin hikâyeleri tadında bir kitap. Küçük Prens’in peşinden gitmek isteyenler için…

(Tanıtım Bülteninden)

Küçük Prens’in Peşinde Alıntıları – Sözleri

• ” Değişiklik yavaş olduğunda insan bir şeylerin değiştiğini birazcık geç fark edebiliyor.”
• İnsan büyüdükçe olmadığı benzer biçimde olmayı öğreniyor. Sonra da hakikaten öyleki olmaya başlıyor…
• “ Bu günü yaşamak nedir ? “ diye sordu Küçük Prens.
  “ Bu gün yaptıklarındır. Yaşamak yaptıklarındır. Sen yaptıklarınsın. Ne yaptıysan osun.”
• İnsanlar beklerler ki arkadaşları onların hatırı için onların sevdiğini sevsin, sevmediğini sevmesin. Oysa bu , arkadaşın ölümü anlama gelir. Hatta kimi zaman kendilerine numara yapmasını isterler.
  ‘ en azından benim için seviyor görünsün’ derler. Yani sevdikleri onlar için yalan söylesin isterler. Oysa sevgi dürüstlüktür, sevdiğinin karşısında kendi olabilmektir….
• Dostluklar acıları böler, lukları çarpar

Küçük Prens’in Peşinde İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Gerçekten Küçük Prens’in devamı yazılmış da onu okuyormuşum benzer biçimde… Hasan Bacanlı üslup ve hikayede hiçbir kopukluğa sebep olmayacak mükemmel bir yapıt kaleme almış. Küçük Prens benzer biçimde bu kitap da asla bir çocuk kitabı değil, özünü yitirmiş bir erişkin kitabı. (Kübra A.)

En azca ufak prens kadar görkemli bir kitaptı. İlgimi çeken şey kitabı yazan kişinin eğitim psikoloji profesörü olması ve benim de fakültemin dekanı olmasıydı 🙂 Ama şu yanı güzeldi. Her bölümden bir şey öğreniyorsunuz. Sanırım akademisyenin kitabı da bu şekilde oluyor 🙂 hepimiz okumalı bence pişman olmazsınız. (Nisanur)

Küçük Prens’in Peşinde PDF indirme linki var mı?

Hasan Bacanlı – Küçük Prens’in Peşinde kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Küçük Prens’in Peşinde PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hasan Bacanlı Kimdir?

1961 senesinde doğan Prof.Dr. Hasan Bacanlı, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Kısmı´nden 1982 senesinde mezun oldu. Yüksek Lisans ve doktora eğitimimi aynı fakültede icra eden Prof.Dr. Bacanlı, 1992’da destek doçent, 1996 doçent ve 2002’de profesörlük ünvanı aldı.

1994’te Ohio Eyalet Üniversitesi´nde konuk öğretim üyesi olarak bulunan Prof.Dr. Hasan Bacanlı, 2003-2004 yılları aralığında Talim Terbiye Kurulu üyesi olarak vazife yapmış oldu. 2014’ten bu yana Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı olan Prof.Dr. Bacanlı, halen UNESCO Türkiye Milli Komitesi üyesi olarak vazife yapıyor.

Yayınlanmış kitaplarının yanı sıra ulusal ve uluslar arası dergilerde yayınlanmış yazıları bulunuyor.

Hasan Bacanlı Kitapları – Eserleri

• Küçük Prens’in Peşinde
• Eğitim Psikolojisi
• Gelişim ve Öğrenme
• UNDE SCIS Bilgi Psikolojisi Denemesi
• Yetkin Öğretmenin Derslik Yönetimi
• Sosyal Beceri Eğitimi
• İnsan Başkasıyla İnsan Olur
• Yetkin Ailede Çocuk Yetiştirme
• Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı
• Yetkin Problem Çözme
• Düş Düş Üzerine
• Özür ve Af

Hasan Bacanlı Alıntıları – Sözleri

• İnsan devamlı olarak değişmiş olur (Yetkin Öğretmenin Derslik Yönetimi)
• Bilgi davranışın başlangıcıdır (Yetkin Problem Çözme)
• Bir durum yada davranışın usta(ca) olup olmadığı dışardan bakınca anlaşılır, içerden değil. (Yetkin Problem Çözme)
• İnsanlar birbirlerinden nefret ediyorlar bundan dolayı birbirlerinden korkuyorlar.
  İnsanlar birbirlerinden korkuyorlar bundan dolayı birbirlerini tanımıyorlar.
  İnsanlar birbirlerini tanımıyorlar bundan dolayı birbirleriyle konuşmuyorlar.
  İnsanlar birbirleriyle konuşmuyorlar bundan dolayı birbirleriyle yazışma kuramıyorlar.
  Martin Luther King (Sosyal Beceri Eğitimi)
• Dostluklar acıları böler, lukları çarpar (Küçük Prens’in Peşinde)
• Davranışlar, genel olarak üç gruba ayrılarak ele alınmaktadır.
  -Bilişsel
  -Duyuşsal
  -Psikomotor (Eğitim Psikolojisi)
• Okulda öğrenilen bilgilerin gündelik hayatla ilişkisi kesildi. (Yetkin Öğretmenin Derslik Yönetimi)
• Talebe öğretmenden yalnız dersi öğrenmez, doğru insan olmayı da öğrenir, onun benzer biçimde bir insan olmak ister (Yetkin Öğretmenin Derslik Yönetimi)
• Becerikli insanoğlu daha azca hata yaparlar (Yetkin Problem Çözme)
• Eleştir-değiştir-geliştir-aş! (Yetkin Öğretmenin Derslik Yönetimi)
• “…Eğitimle ilgili birçok aptallık eğitimdeki halihazır felsefi ve Değer bilimsel karışıklığın kaçınılmaz yan ürünü olarak ortaya çıkar. Değerden arınık olmaya çalışmak, tamamen teknolojik olmaya çalışmak, yalnız anane yada alışkanlığa dayanmaya çalışmak, eğitimi yalnız telkin olarak tanımlamak. Bunların hepsi de kıymet karışıklığı, felsefi ve değerbilimsel başarısızlıktır.” Abraham Maslow (Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı)
• İnsanlar kendilerine danışılmasından hoşlanırlar (Yetkin Problem Çözme)
• Tüm gerçek problemler çözülebilir ve çözülecektir de. (Yetkin Öğretmenin Derslik Yönetimi)
• Genel olarak kabul gören anlayışa bakılırsa, kaygı sebebi belirsiz korkudur. Nedeni belli olduğu süre hissedilen duyguya korku, sebebi belirsiz olursa kaygı denmektedir. (UNDE SCIS Bilgi Psikolojisi Denemesi)
• Görülebileceği benzer biçimde, kavramlar “efradını cami, ağyarını engel” tanımlarına hemen hemen haiz değillerdir; bu yüzden birçok noktada örtüşmektedirler. (Sosyal Beceri Eğitimi)
• Kuşkusuz, aradıkları şeyi nadiren bulabilirler, bundan dolayı yanlış şeyi aramaktadırlar. (Eğitim Psikolojisi)
• Sevgi o denli mühim ve pozitif yönde bir duygudur ki, insanla ilgili bir şeyi kötüye kullanma etmek isteyen duygular ilk olarak sevgiyi kötüye kullanma ederler. O yüzden gündelik hayatta sevgi olarak karşımıza çıkan duyguları birazcık eşelediğinizde oldukca çeşitli duygularla karşı karşıya gelirsiniz.
  Kendini değersiz gören bir şahıs bunu telafi edebilmek için çevresinde Sevgi arayışına girebilir. Karşıdakine sevgisini verme ve göstermede yetersiz bulunduğunu hisseden şahıs, karşıdakinin sadakatinden şüphelenmeye başlayabilir.
  Abartılmış bir kişilik algısına haiz olan biri başkalarına verdiği sevginin onlara bir lütuf bulunduğunu düşünmeye başlayabilir ve onları nankörlükle, doğrusu sevgisinin kıymetini bilememekle suçlayabilir. (İnsan Başkasıyla İnsan Olur)
• Oysa yaşamın anlamı iyi mi katıldığımızda ve ne katkıda bulunduğumuzda yatar. (Eğitim Psikolojisi)
• İnsanlar beklerler ki arkadaşları onların hatırı için onların sevdiğini sevsin, sevmediğini sevmesin. Oysa bu , arkadaşın ölümü anlama gelir. Hatta kimi zaman kendilerine numara yapmasını isterler.
  ‘ en azından benim için seviyor görünsün’ derler. Yani sevdikleri onlar için yalan söylesin isterler. Oysa sevgi dürüstlüktür, sevdiğinin karşısında kendi olabilmektir…. (Küçük Prens’in Peşinde)
• Hepimiz insan olduğumuzu, her şeyin en iyisini yaptığımızı düşünürüz, pardon sanırız. Ama ne yazık ki zannın bir çok yanlıştır. Bu anlamda kullandığımız avunma (pardon müdafa) mekanizması da vardır: “beşer şaşar”, ” insan yanılır”. Yani devamlı insanca davrandığımıza inanır hata yaptığımızı düşündüğümüz süre da beşer şaşar harmanisine bürünürüz.
  Tabii, kimi zaman fena davranmışızdır, bu esasen bazen olabilen bir şeydir. Burada “süre” ile “süre” arasındaki dönemin uzuuuuun bulunduğunu düşünmek isteriz. Akşamdaaaaaan akşama içki içip, bayramdan bayrama namaz kılan gibiyiz.
  Bilirsiniz, bir ayyaşa sormuşlar:
  -ne kadar içiyorsun?
  – akşamdaaaaaan akşama ( iki akşam arasındaki mesafenin ne kdar uzun bulunduğunu göstermek için birinci akşamı uzatarak)
  Aynen bunun benzer biçimde bizim de hatalarımız arasıda uzuuuuun süre bulunduğunu düşünmek hoşumuza gider. Hepimiz akıllı, uslu, yardımsever vb doğrusu “insan” olan varlıklarız. Hatta neredeyse devamlı. Sadece ara sıra hata yaparız. Zaten tamamımız yakinen biliriz ki, “istisnalar kaideyi bozmaz”. Oysa kazın ayağı öyleki değildir, istisnalar başka bir kural oluştururlar. (İnsan Başkasıyla İnsan Olur)