Eğitim

Kürklü Venüs – Leopold von Sacher-Masoch Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kürklü Venüs – Leopold von Sacher-Masoch Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kürklü Venüs kimin eseri? Kürklü Venüs kitabının yazarı kimdir? Kürklü Venüs konusu ve anafikri nedir? Kürklü Venüs kitabı ne konu alıyor? Kürklü Venüs PDF indirme linki var mı? Kürklü Venüs kitabının yazarı Leopold von Sacher-Masoch kimdir? İşte Kürklü Venüs kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Leopold von Sacher-Masoch

Çevirmen: Semih Uçar

Orijinal Adı: Venus im Pelz

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9786053140900

Sayfa Sayısı: 192


Kürklü Venüs Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsani varoluşun karanlık taraflarına ışık tutuluyor Kürklü Venüs’te. Daha ilk sayfadan itibaren insanoğlunun arzuları ve tutkuları, saldırganlığa olan “içgüdüsel” eğilimleri didik didik ediliyor. Yerleşik değerleri ve anlamları sarsan, sınırları zorlayan kışkırtıcı bir roman Kürklü Venüs. İçinde “sevginin”, “merhametin”, “şefkatin”, “cinselliğin” olduğu “aşk” da siyasal bir egemenlik oyunundan ibaret:

Goethe’nin “Ya çekiç olmalısın ya örs” sözü hiçbir yere hanım adam ilişkisine uyduğu kadar iyi uymuyor, söz içinde, rüyanda Bayan Venüs de bunu göstermişti sana. Erkeğin ihtirasında kadının gücü saklıdır ve adam dikkat etmezse hanım bu gücü kullanmasını bilir. Erkeğin bir tiran yada kadının kölesi olmak içinde bir seçim yapmaktan başka şansı yoktur. Kendisini teslim etmiş olduğu anda boyunduruk kafasına geçirilmiştir ve kırbacı teninde hissedecektir…

“Aşk” insanoğlunun tutkularından, bilhassa de egemenlik hırslarından bağımsız bir ruh hali değil; hatta efendi ve köle arasındaki kadim ilişki aşkı da belirleyen bir ilişki…


Kürklü Venüs Alıntıları – Sözleri

  • “Kadını bir gömü benzer biçimde gömmek isteyen yalnız adamın egoizmidir.”
  • “Kimseyi sevmiyorum ben.”
  • ”Ruhtan ruha sevişmeyi öğrenememiştik biz; bu yüzden de büyü bozulmuştu.”
  • “Tanrı onu cezalandırdı ve bir kadının ellerine teslim etti.”
  • “Dünyanın en ciddi erkeğinin kendini bana bırakması, ayaklarıma içtenlikle kapanması beni coşturuyor.”
  • “Seven adam için, sevilmiş olduğu kadının sadakatsizliğinden daha büyük bir gaddarlık var mıdır?”
  • “Kadını bir gömü benzer biçimde gömmek isteyen yalnız adamın egoizmidir.”
  • Belki diyeceksiniz; ”Toplumun kurallarına başkaldıranı damgalarlar, taşa tutarlar, toplumun dışına sürerler.” Olsun, ben bu tarz şeyleri göze alırım. Benim ilkelerim, sınırsız kafircedir. Ben hayatımı yaşamak isterim. Sizin iki yüzlü saygınız sizde kalsın. Tek isteğim, mutlu olmak.


Kürklü Venüs İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Leopold Ritter von Sacher-Masoch, 4 yıl devam eden ilk mazoşist ilişkisini yaşamış olduğu Anna von Kottwitz’le; ondan sonra da altı ay devam eden bir “kölelik sözleşmesi” imzalayıp, köle ve hizmetkar olarak başladığı(işe adım atar benzer biçimde) Fanny von Pistor ile olan ilişkilerinde yaşadıklarından esinlenerek kaleme almış bu kitabı…
Kitap her ne kadar özünde bu şekilde yazılmış olsa da hanım-adam ilişkilerinden, hanımefendilerin iç dünyalarından fazlaca mühim kesitler vermesi noktasında fazlaca daha değişik ve mühim bir noktaya taşıyor kendini.
Sade her ne kadar sadizmin isim babası ise Masoch da mazoşizmin babası olarak kabul görmektedir. Ancak bu sado-mazo ikilinin beraber anılması aynılaştıkları anlamına gelmemekte ve bir fazlaca noktada Masoch zıt bir yapıya, söyleme ve yoruma haizdir. Sade ironiktir, Masoch doğruca ve olduğu benzer biçimde, Sade ofansif bir dile hakimdir Masoch ise boyun eğmektedir. Doğru malum hatası düzettikten sonrasında kitaba döneyim, kitabın ana karakteri Severin aslına bakarsak Masoch’nun kendisidir. Wanda ise gerçek yaşamda kölelik sözleşmesi imzaladığı Fanny von Pistor’dan başkası değildir. Tasvir edilen Wanda karakteri entelektüel, fazlasıyla güzel, bilge bir kişiliktir. Severin, Wanda’yla tanışınca ona gönlünü kaptırır ve bu aşk, mazoşist boyuta ulaşır. Wanda’yı bu mazoşist ilişkiye çekmek için yalvarırcasına uğraşan Severin sonunda bunu başarır ve bir adama hükmetme, onu istediği benzer biçimde kullanma güdüsü Wanda’yı ele geçirir. Nihayetinde ilişki adım atar. Kitabın çok büyük kısmı da başlıyor doğal olarak… İki ana karakterin yaşamış olduğu ilişkide kadının ortaya koyduğu yoğun tutkusu, o güne değin saklamış olduğu yada bilincinde olmadığı duygularını yaşamaya başlaması Severin’i daha da etkilemekte, Severin’in arzulamaktan ve acı çekmekten ölmeye emek vermesi, ölümü düşünmesi noktasına kadar gelmesine niçin olmuştur.
Cinselliğin kendisinden fazlaca doğasını, bedenin kendisinden fazlaca varlık anlamını, partnerin benliğinden fazlaca anlamını düşünen, bu tarz şeyleri sorgulayan ve sorgulatan sarsıcı bir kitap. Bugün aşkı iyi mi tanımlıyor ve anlıyorsak bunun, çocukluğumuzdan gelen ilgi ve tecrübelere dayalı bulunduğunu kolaylıkla söyleyebilirim. Eğer siz çocukluğunuzda sevgiyi ve bağlılığı temsil eden şahıs ve kişilerden sevgisizlik gördüyseniz ileride aşktan anladığınız da o olacaktır. Sevgisizliğe dayalı bir sürü yansıma, yanılsama… Kitap, mazoşist duygular üstünden bu durumu çok büyük şekilde anlatmış. (Uğur De Molinari)

Sanıyorum Mazoşizm yazarın adından ortaya çıkmış: Masoch. Fransızcada okunuşu Mazoş diye okunuyor sadece yazar Almanmış 🙂
Kitaba gelecek olursam fazlaca beğendim, büyülendim fazlasıyla. Anlatım oldukça mütevazı ve akıcı. Can sıkan olmaması ve uzun uzun cümlelerin olmamasını sevdim. Aslında öykü yazarın kendi yaşamında yaşamış olduğu bir vakadan esinlenerek yazılmış çok açık ki.
Sacher-Masoch, küçükken halasının kürküyle olan sert görünümüne ve kırbacına maruz kalmış buradan yola çıkarak da Kürklü Venüs adlı eserini kaleme almış görünüyor.
Bilhassa mazoşizme meraklıysanız ya da bu tarzda eserler seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim. Oldukça keyifliydi! yazar/i11580 (Kedi Annesi)

Okunmaya kıymet bir yanını maalesef göremediğim bir kitap oldu. Bu biçim hanım ve adamın birlikteliğini yalnız bir tarafın ötekini ezmesiyle mümkünleşiyormuş benzer biçimde gösteren her söylemden iğrenirken kitap boyu bu tarz şeyleri okumakta zorlandım. Devamlı etrafta karşıma çıkan ‘biri öteki tarafı ezmeli ki aşk doğsun’ tatlı sözler o denli bunaltıcı ki…
Evet anlıyorum, kitap bir aslı korumak için çaba sarfediyor ve öz şu: hanım ve adam ilişkilerinde bir taraf çekiç öteki taraf örs olmak durumunda kalır. Peki bundan tiksinen bir ben miyim? Elbette hayır. Peki ben ve bundan tiksinen bir öteki insan yan yana gelirse birinin çekiç öbürünün örs olmasına gerek kalır mı? Elbette hayır!
Her ne kadar değişik düşünceleri okumak keyif verse ve katılmadığım bazı düşünceleri alıntılayabilecek aşama onları da kazıp bulmayı sevsem de, aşık olunacak adam yada aşık olunacak hanımı devamlı belli özellikler altına toplamaları can can sıkan.
Elbette aşkın koşul koştuğu şeyler var, gördüğüm her aşığın aşka düştüğü insanda şüphesiz belli başlı nitelikler vardı. Bunlardan en önde geleni ise, kendine kıymet veren insanların öteki insanların aşkını kazandığını görmemdi. Kendinden eminlik ve duruşundan ödün vermemek, insanların sizi sevmesi için fazlaca büyük bir zemini aslına bakarsan hazırlıyor.
Burada ezilmekten, aşağılanmaktan zevk alan bir adam beynine şahit oldum ve buna olan yorumum: sağlıksızlık. Sağlıksız bir beyni işlemişler, aşk, sevgi, takıntı bu kadar karıştırılan kavramlar olmasa keşke. Buradaki adam de bir hanımı takıntı hâline getiriyor.
Şu insanları asla anlayamam: sevdiklerine ulaşamadıklarında sevdiklerinin reddine karşın yada sevgisizliğinin açığa çıkmış olduğu duruma karşın o dar alanda var olmaya çalışan insanoğlu. Sınırsız bir inkar hâlinde “Hayır beni sevmelisin! Beni iyi mi sevmezsin, sevilecek en doğru kimse benim! Seni en mutlu ben edebilirim! Sen yalnız sana zarar vereni seviyorsun (öteki aşığınızı asla tanımaz oysa)!” diye bas bas bağıran, kendinden eminliğinin sebebini bir türlü anlayamadığınız aşıklarınız var ise, ne yorucu bir süreç bulunduğunu azca fazlaca bilirsiniz. Hiçbir vakit kendim hakkında birine “Seni en fazlaca ben hak ediyorum, benden başkasını sevmen saçmalık, benden başkası sana benim verdiğim kıymeti vermez!” benzer biçimde budalaca sözler etmeyeceğime inanırım. Bu şekilde sözler söyleyen birinin insanların üç aşağı beş yukarı benzer olan özelliklerini asla fark etmemiş ve kendini epey benzeri olmayan sanıyor olsa gerek. Vizyonu dar insan, sevdiğini elde etme yöntemini başkasına balçık atmak zanneder.
Kıssadan hisse, kitaptaki adam profili o denli toksik ki… zor tahammül ettim. Kadının ezmekten zevk almış olduğu o anlamış olur ise ayrı yordu. Birine fizyolojik sertlik uygulamak yalnız zihinsel hastalıkları çağrıştırıyor bana. (Senemnur)


Kürklü Venüs PDF indirme linki var mı?


Leopold von Sacher-Masoch – Kürklü Venüs kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Kürklü Venüs PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Leopold von Sacher-Masoch Kimdir?

Leopold Ritter von Sacher-Masoch, (1836-1895) Mazoşizmin isim babası ve yazar.

27 Ocak 1836’da, Avusturya-Macaristan’ın sınırlarında bulunan Lemberg’de (bugün ki L’viv, Ukrayna) dünyaya gelmiştir. Adındaki “Ritter”den de anlaşılacağı benzer biçimde bir şövalye ailesinde dünyaya gelmiştir. Daha minik yaşlardan itibaren iyi bir eğitim almaya başlamış ve 1857 senesinde Graz Üniversitesi tarih bölümünden mezun olmuştur. Akademik kariyerine devam eden Leopold daha sonraları Lemberg Üniversitesi’nde tarih profesörü olmuştur.

Daha 12 yaşlarındayken Almanca öğrenmeye başlamış olan Leopold’un yoğun bir edebiyat ilgisi ve becerisi vardı. Bu nedenle bir süre sonrasında bilimsel nitelikli yaşamını sonlandırıp yazmaya başlamış, çeşitli öykü derlemeleri ve romanlar kaleme almıştır. Adının meşhur psikiyatrist Krafft-Ebing tarafınca mazoşizme verilmesine yol açan onun yazınsal eserlerindeki yoğun mazohist kurgulardır. İlk kez 1870 senesinde basılmış olan “Kürklü Venüs” en meşhur romanı olmakla birlikte yazımındaki mazoşist karakterin belirgin bir halde ortaya çıkmış olduğu ilk eseridir. Daha sonrasında yazdığı yapıtlarda da bu mazoşist karakter çeşitli ölçeklerde görülebilir. Bu eserlerin bir başka özelliği de içerdikleri feminist düşüncelerdir.

Her ne kadar yazdıkları yüzünden mazoşizme adını vermiş olsa da Leopold von Sacher-Masoch’un bir mazoşist olup olmadığı bilinmemektedir. Sakin diyebileceğimiz bir yaşam yaşadıktan sonrasında Frankfurt-am-Main, Almanya’da 1895 yılının 9 Mart’ında ölmüştür.


Leopold von Sacher-Masoch Kitapları – Eserleri

  • Kürklü Venüs


Leopold von Sacher-Masoch Alıntıları – Sözleri

  • Belki diyeceksiniz; ”Toplumun kurallarına başkaldıranı damgalarlar, taşa tutarlar, toplumun dışına sürerler.” Olsun, ben bu tarz şeyleri göze alırım. Benim ilkelerim, sınırsız kafircedir. Ben hayatımı yaşamak isterim. Sizin iki yüzlü saygınız sizde kalsın. Tek isteğim, mutlu olmak. (Kürklü Venüs)
  • ”Ruhtan ruha sevişmeyi öğrenememiştik biz; bu yüzden de büyü bozulmuştu.” (Kürklü Venüs)
  • “Kadını bir gömü benzer biçimde gömmek isteyen yalnız adamın egoizmidir.” (Kürklü Venüs)
  • “Kimseyi sevmiyorum ben.” (Kürklü Venüs)
  • “Tanrı onu cezalandırdı ve bir kadının ellerine teslim etti.” (Kürklü Venüs)
  • “Seven adam için, sevilmiş olduğu kadının sadakatsizliğinden daha büyük bir gaddarlık var mıdır?” (Kürklü Venüs)
  • “Kadını bir gömü benzer biçimde gömmek isteyen yalnız adamın egoizmidir.” (Kürklü Venüs)
  • “Dünyanın en ciddi erkeğinin kendini bana bırakması, ayaklarıma içtenlikle kapanması beni coşturuyor.” (Kürklü Venüs)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş