Kurtuluş Savaşında Türk Kadını kimin eseri? Kurtuluş Savaşında Türk Kadını kitabının yazarı kimdir? Kurtuluş Savaşında Türk Kadını konusu ve anafikri nedir? Kurtuluş Savaşında Türk Kadını kitabı ne konu alıyor? Kurtuluş Savaşında Türk Kadını PDF indirme linki var mı? Kurtuluş Savaşında Türk Kadını kitabının yazarı Afet İnan kimdir? İşte Kurtuluş Savaşında Türk Kadını kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Afet İnan

Yayın Evi: Türk Tarih Kurumu Yayınları

İSBN: 9789751636126

Sayfa Sayısı: 62

Kurtuluş Savaşında Türk Kadını Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kültür mirası, koruma ve restorasyon alanlarında Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen isimlerinden Prof.Dr. Zeynep Ahunbay’ın, Türkiye’deki mimarlık okullarının temel müracaat kaynaklarından olan Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon kitabının tamamlayıcısı niteliği taşıyan yeni kitabı Kültür Mirasını Koruma İlke ve Teknikleri YEM Yayın’dan çıktı.

Prof.Dr. Zeynep Ahunbay, yeni kitabı Kültür Mirasını Koruma İlke ve Teknikleri’nde, uygar koruma uygulamalarını yönlendirmek için geliştirilen internasyonal ilkeleri, yaklaşımları irdelerken; bir taraftan da oluşturulması ihtiyaç duyulan bilimsel altyapıyı açıklamaya çalışıyor.

Zeynep Ahunbay, seçtiği ulusal ve internasyonal örneklerle, zamanı yapıları tanımaya, hastalıklarını teşhise ve koruma ilkelerine dayalı doğru seçimler halletmeye destek olacak bilgiler paylaşmış olduğu kitabı hazırlama gerekçesini şöyleki özetliyor:

“Ülkemizin zengin kültür mirasının korunması için adeta bir seferberlik yaşanıyor. Devletin sorumlu kuruluşları yanında, belediyeler, sivil toplum örgütleri kültür varlıklarının korunmasına kaynak sağlamaktalar. Halkın kültür mirasına sahip çıkması, korumayla ilgilenmesi, gönüllü, bilinçli çabalar yürütülmesi olumlu gelişmeler. Dileğimiz, iyi niyetle girişilen onarımların bilgiyle desteklenmesi, vasıflı ekiplerce özen ve sabırla yürütülerek, başarılı sonuçlar elde edilmesidir.

Restorasyon, basmakalıp bilgilerle, sıradan işçilikle yapılan basit bir tamir işi değildir. Başarıya ulaşmak için sistematik bilgiye, analitik gözlem yetisine sahip disiplinlerarası ekiplerle çalışılmalıdır. Koruma eyleminin aşamalarının planlanması, uygulamaların yönetimi ve izlenmesi mesleki deneyim ve birikim gerektirmektedir. Nasıl anatomi bilmeyen bir hekime insanları ameliyat etme yetkisi verilmiyorsa, tarihi yerleşmenin katmanları, bileşenleri hakkında bilgi sahibi olmayan, geleneksel yapı malzemelerini, tekniklerini, tarihi yapı tiplerini, taşıyıcı sistemleri tanımayan, karşısındaki tarihi yapıyı okuyamayan bir mimar veya mühendise de kültür mirası emanet edilmemelidir.

Kültür mirasını koruma, bilgi ve deneyim gerektiren bir konudur. Genç mimar ve mühendislerin alanda karşılaşacakları sorunlara hazırlanmaları, konuları bilimsel yöntemlerle inceleme ve eleştirel bir bakışla değerlendirme yetisi kazanmaları önemlidir. Seçeneklerin titizlikle irdelenmesi ve değerlendirilmesi alışkanlığı edinilmelidir. Bilgi, sabır, özen ve sevgiyle yaklaşılması ve incelenmesi gereken kültür varlıklarını koruma alanına yönelen gençlere başarılar diliyorum.”

Kurtuluş Savaşında Türk Kadını Alıntıları – Sözleri

• Haktan en oldukça bahsedenler haksızlığın en büyüğünü yaptılar.
• Fakat insanoğlunun hayatında sabahı olmayan bir gece yoktur.
• İşte bu kadar acılara tahammül edip bizim nail olamadığımız saadete bizlerden sonraki nesillerin nail olabilmesi için fedakârlık edip yaşamak istiyoruz.
• Haktan en oldukça bahsedenler haksızlığın en büyüğünü yaptılar.
• Kastamonu’da kurulan Savunma-i Hukuk Hanımlar şubesinin yönetim kurulunun genel sekreteri Saime(Ayoğlu) hanımdır. Kendisi o günleri şöyleki anlatmaktadır:
  ”Mahalle mahalle geziyor, ulusal davanın önemini konferanslar, müsamereler, mevlitler, mitingler ile konu alıyor ve toplanan yardımları cephelere ulaştırıyorduk. Bu arada yabancı devlet reislerinin eşlerine protesto telgrafları göndererek Türk milleti hakkında reva görülen haksızlıkları belirtiyorduk.”
  Saime Ayoğlu’nun bir telgrafı ise şöyledir:
  ”Türk milletinin kadınlı erkekli, savaşlarda can vermeyi asla düşünmeyeceğini, eğer tabanca ve cephanemizin bulunmadığına umut bağlanıyorsa, düşmanları tırnaklarımızla boğacağımızı ve gerekirse toprağın üstünde onursuz yaşamaktansa, toprağın altında kahramanca yatmayı tercih edeceğimizi bildiririz.”
• Türkiye’nin kurtuluş savaşı bir milletin hayatta kalma hâlinin tarihidir. Şundan dolayı harp yalnız cephelerde değil aile ocaklarına kadar girmiştir.
• Arabası ile cephane götürmüş olan köylü hanım sırtında ufak evladı vardır ve üstüne bir örtü örtülmüştür. Fakat yağmur yağmaya başladığı vakit,çocuğun üstündeki örtüyü islanmasın diye cephanenin üzerine örtmüştür. Demek ki Türk kadının ana kalbi, çocuğundan ilkin vatanın istiladan kurtuluşu için çarpmaktadır. Halbuki her yerde bilinmiş olduğu şeklinde, ana en önce çocuğunu düşünür. İşte bu vakada da vatan savunması hanıma çocuğundan ilkin ve kıymetli geliyor. Bu zamanı devremiz hakkaten kadının ve adamın ortak emek harcaması ile tam bir ulusal direniş örneğidir.
• “Türk hürdür, tutsak olması imkansız.”
• Türkiye’nin kurtuluş savaşı bir milletin hayatta kalma hâlinin tarihidir. Şundan dolayı harp yalnız cephelerde değil aile ocaklarına kadar girmiştir.
• Haktan en oldukça bahsedenler haksızlığın en büyüğünü yaptılar.

Kurtuluş Savaşında Türk Kadını İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Genel bir ifade yapılmış ve bu mevzuda düşünce alınacak bir kitap. Dili mütevazı ve açık. İçerisinde döneme ilişkin belgelerin ve konuşmalarım yer alması da gâyet güzel olmuş. Kısa bir kitap olduğu içim süratli bir halde hatta 1 günde bitebilecek bir kitap. Biraz eski Türkçeniz var ise keyifle okuyabileceğiniz bir kitap. Kurtuluş Savaşının anlaşılması açısından da gâyet güzel bir kitap. Safsatalara ve safsatacılara karşı kaynak gösterilebilecek bir kitap. (Muhammed Sert)

Kurtuluş Savaşında Türk Kadını PDF indirme linki var mı?

Afet İnan – Kurtuluş Savaşında Türk Kadını kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Kurtuluş Savaşında Türk Kadını PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Afet İnan Kimdir?

Prof. Dr. Ayşe Afet İnan (Uzmay), ilköğrenimini Eskikent’in Mihalıççık ilçesinde, Ankara ve Biga’da tamamladıktan sonrasında, Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu 1925 senesinde tamamlamıştır. İlk görevine 17 yaşlarındayken, babasının görevi gereği bulundukları İzmir’de Reddi İlhak İlkokulu’nda adım atmıştır. Atatürk, Afet İnan’ın ailesinin Makedonya kolunu tanıdığından, kendisinin meslek ve durumu ile ilgilenir. Afet İnan’ın isteği, öğrenimini sürdürmek ve yabancı dil öğrenmektir. Bunun yerine getirilmesi için Atatürk, Afet İnan’ın babası ve anası ile görüşerek, kendisini o yıl İsviçre’nin Lozan şehrine Fransızca öğrenmeye gönderir (1925 – 1927).

Sonra, İstanbul’da Fransız Kız Lisesi (Notre Dame de Sion)nde bu öğrenimini sürdürür (1928-1929). Ortatahsil tarih öğretmenliği sınavına girerek öğretmenlik belgesini alır ve Ankara Musiki Öğretmen Okulu’na, Tarih ve Yurt Bilgisi öğretmeni olarak atanır (1929-1930). Türk Tarih Kurumu’nun müessese çalışmalarında yer almış ve orada uzun seneler Asbaşkanlık yapmıştır. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nün de müdürlüğünü yapmıştır. Akademik çalışmalarına devam eden Afet İnan, 1938’de lisans, 1939’da doktora çalışmalarını tamamlayarak 1942’de doçent ve 1950’de de profesörlüğe yükselir. Prof. Dr. Afet İnan’ın Atatürk ve Türk zamanı ile ilgili birçok yayını bulunmaktadır. 8 Haziran 1985 tarihinde ölmüştür.

Atatürk vasiyetnamesinde Afet İnan için; “yaşamış olduğu müddetçe şimdilik (şimdiki halde) ayda 800 lira verilecektir” diye vasiyette bulunmuştur.

Afet İnan Kitapları – Eserleri

• Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler
• M. Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları
• Kurtuluş Savaşında Türk Kadını
• Atatürk’ten Mektuplar
• M. Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım
• Eski Mısır Tarih Ve Medeniyeti
• Piri Reis’in Hayatı ve Eserleri
• Mimar Koca Sinan
• İzmir İktisat Kongresi
• Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi
• Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri Ve Türkiye Tarihi
• Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması
• Kemal Atatürk’ü Anarken – Atatürk’ten Hatıralar 2
• Cumhuriyetin 50. Yılı İçin Köylerimiz
• Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Sanayi Planı, 1936
• Ellinci Yılda Tarihten Geleceğe
• Piri Reis’in Amerika Haritası
• Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi Türk Irkının Vatanı Anadolu

Afet İnan Alıntıları – Sözleri

• “Evvelâ millete tarihini, asîl bir millete mensup bulunduğunu, tüm medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin evlatları bulunduğunu öğretmeliyiz.” (Atatürk’ten Mektuplar)
• “İnsan, hareket ve faaliyetin, doğrusu dinamizmin ifadesidir.” (M. Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım)
• 29 Ekim 1923’de Anayasa’da “Türkiye Devletinin hükûmet şekli Cumhuriyettir” diyerek tespit eden Atatürk’ün bu önerisi, TBMM’de görüşme edilerek kabul edilmiş olduğu zaman, devlet şeklinin DEVRİM karakterinde yürürlüğe girmesi sağlanmış oldu. (Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi)
• “Bir milletin hanımefendileri gelişmişlik düzeyinin ölçütüdür” cümlesi ne veciz bir deyiştir. (Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler)
• “… Hakikaten bugünün yaşam şartları içinde, bir fert için olduğu şeklinde, bir millet için de kudret ve kabiliyetini, eseri ile ve fiilen gösterip kanıtlama etmedikçe, saygınlık ve önem beklemek boşunadır. Kudret ve kabiliyetten yoksun olanlara iltifat olunamaz. İnsanlık, hakkaniyet, mürüvvet icaplarını tüm bu vasıflara haiz bulunduğunu gösterenler isteyebilirler.”
  Mustafa Kemal ATATÜRK (Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi)
• 29 Mayıs 1490, Doğan Yusuf Ağa’nın ailesi için bir luk günü olmuştu.
  Sinan Türk-Osmanli Imparatorluğunun bir tebaası olarak nü fus kütüğüne kaydedilmiştir. O gün İstanbul’un Fethinin 37. yıldö nümü idi. Büyük Fatih Mehmed’in ölümü üstünden dokuz yil (1481) geçmiş, Osmanlı Devletinin başlangıcında II. Bayezit hükümdar bulunu yordu. Bu tarihlerde Anadolu birliğinin başlangıcında, siyasî hâkimiyeti, Türk-Osmanlı İmparatorluğu temsil ediyordu.
  Sinan’ın doğduğu yıl, XVI. asrın büyük Türk coğrafyacısı ve denizcisi, Amerika’nın ilk haritalarından birini icra eden (1513) ve Türk birliğinde Amiral olacak olan Piri Reis (1470-1554) Akdeniz limanlarında ilmî tetkikler yapmış olduğu korsanlık yaşamını yaşıyordu.
  Türk korsanları, 1490 yılının yazları Sicilya, Sardunya, Korsika adalarına, Fransa sahillerine, yirmi yaşlarında bulunan Piri Reisin de bizzat iştirak etmiş olduğu, seferler yapmakta idiler.
  Diğer taraftan gene aynı yıllarda, doğrusu 3 ağustos 1492 de, Cenovalı Kristof Kolomb, Amerika’yı Avrupalılara tanıtmış olacak ilk seferine çıkmıştı. İtalya’nın dünyaca ünlü olacak ressam, heykeltraş ve mimarı Mikel Ange (1475-1564), Sinan’ın doğduğu yıl 15 yaşını sürüyordu.
  İşte, uygarlık tarihinde dünyaca ünlü olanlardan bir kaçı, Sinan’ın hemyaşları bulunuyorlardı. Bu adlar yalnız mensup ol dukları milletlere değil, cihana yapıt veren şahıslar olarak tarihe geçmişlerdir. (Mimar Koca Sinan)
• “Ben fani bir insanım, bir gün öleceğim, büyüklüğüne ve üstün kabiliyetlerine inandığım Türk Milleti’nin gerçek tarihinin yazılmasını sağlığımda görmek istiyorum. Onun için bu toplantılarda kendimden geçiyor, her şeyi unutuyor, sizi yoruyorum. Beni affedin.” (Atatürk’ten Mektuplar)
• M. Kemal Atatürk tarih için şu cümleleri yazıyordu:
  “ Tarih ne güzel aynadır. İnsanlar, özellikle ahlakta ileri olmayan kavimler, en büyük mukaddesat karşısında bile hasis hissiyata uymaktan nefislerini men edemiyorlar. Tarihin sinesine geçen büyük olaylarda bunlar için de yetkili ve yapıcı olanların tavır ve hareketleri ve yaptıkları işler onların ahlak seciyelerini ne açık gösterir.” (M. Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları)
• Haktan en oldukça bahsedenler haksızlığın en büyüğünü yaptılar. (Kurtuluş Savaşında Türk Kadını)
• İşte bu kadar acılara tahammül edip bizim nail olamadığımız saadete bizlerden sonraki nesillerin nail olabilmesi için fedakârlık edip yaşamak istiyoruz. (Kurtuluş Savaşında Türk Kadını)
• “İnsanların ideallerinin devamlı gerçekleşmesi mümkün olmadığından, ideal daima umut deposudur.” (Atatürk’ten Mektuplar)
• “Mimar Sinan’ın hayatında iki büyük talihi olmuştur. Uzun bir yaşam içinde deha sayılan mimarlık kudreti ve bunu gerçekleştirecek maddi imkanların kendisine pek bolca oranda verilmiş olması.” (Mimar Koca Sinan)
• Süleymaniye Sitesi için bir ziyaretimde şu duygularımı yazmıştım;
  Bugün (28 Nisan 1956) Süleymaniye’nin avlusunu tavaf ediyorum. Her köprüye çıkışımda gözlerim, bu görkemli caminin silûeti ile dolar. Erciyes’in karlı zirvelerinden fikren bir gezi yaparak bu insan kudretinin vücude getirmiş olduğu mimarî yapıt önünde Türklüğümün gururunu duyarım. Gurur, insanoğlu için bir artam sayılmaz, fakat, bu millî bir duygu eseri olursa değişmez mi?
  İşte biz Türklerin ortaklaşa duygularımızın, gurur ve iftiharımızın toplandığı zamanı eserlerimiz. Bunların kıymetini biliyor muyuz? Belki kısmen. Şundan dolayı kimi zaman maddî imkânsızlıklarımız, kimi zaman milletçe ilgisizliğimiz, bu âbide anıtlarımızı istenmiyen durumda bırakıyor.
  Süleymaniye bunlardan biri değil. Şundan dolayı bugün de cami olarak kullanılan bu görkemli mâbedin içine girildiği zaman, insan asırların varlığı ile dolu bir ömrün, büyük bir imparatorluğun tarihini yaşar ve Tanrı’nın birliğine inanmanın kudsiyetini tanır. (Mimar Koca Sinan)
• Kitaplar, insanoğlu içinde fikir ve detayları, inanç ve duyguları yürüyerek, zekâ ve kültürün, ilim ve sanatın, kıymet hükümlerinin dünya ölçüsünde paylaşılmasına ve vakit içinde devamına yardım eden vasıtalardır. Kitaplar, bir milletin kültür değerlerini dünden bugüne taşıyan varlıklar olarak ulusal kültürün temel taşları ve bununla beraber insanlığın paylaşmış olduğu ilim ve düşünce yaşamına oluşturulan kapılardır.
  Bu vasıflariyle kitaplar, milletlerin ve insanlığın zekâsına ve kültürüne büyük tesirleri bakımından medeniyetleri yürüyerek ve zamanı icra eden kuvvetlerin önderlik yapar. (M. Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım)
• Türkiye’nin kurtuluş savaşı bir milletin hayatta kalma hâlinin tarihidir. Şundan dolayı harp yalnız cephelerde değil aile ocaklarına kadar girmiştir. (Kurtuluş Savaşında Türk Kadını)
• “Her fert kendi alanında bir hesap vermeyi amaç edinmelidir. Şundan dolayı bir milletin tarihte varlığı, yalnız devlet kuranlar ve onu yürütenlere ilişkin olmayıp, her alanda bir başarı elde edenlerin işleriyle ölçülür.” (Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi)
• ” Her şahıs milleti ve vatanı için bir yararlı yapıt meydana getirmiş olduğu ve ulusal varlığa bir katkıda bulunmuş olduğu vakit milletine bir kıymet kazandırır. Yokda yalnız hissi ve yazınsal sözlerle milliyetçiliğin kıymeti ölçülemez.” (Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi)
• “Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.
  O halde, herkesten daha oldukça refah, mutluluk ve varlığa hak kazanmış, en oldukça lâyık olan köylüdür. Bundan dolayı, T.B.M. Meclisi Hükümetinin iktisat politikası, bu amacının temelini üretime yöneltmiştir.”
  Mustafa Kemal Atatürk 1 Mart 1922 (Cumhuriyetin 50. Yılı İçin Köylerimiz)
• “Türk hürdür, tutsak olması imkansız.” (Kurtuluş Savaşında Türk Kadını)
• Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. İstiklâl harbinde benim de milletime ettiğim bir ekip hizmetler olmuştur zannederim. Fakat, bunlardan, hiçbirini kendime maletmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız uygarlık kurmuş bir ırkın ve milletin evlatları olduğumuzu kanıtlamak için, yapmamız lâzım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. İlmi araştırmalar da bunlar arasındadır. Benim arkadaşlarıma tavsiyem şudur: Şahsınız için değil, fakat mensup olduğumuz millet için elbirliği ile çalışalım. Çalışmaların en büyüğü budur. (M. Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım)