Eğitim

Kuytu – Murat Tavlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kuytu – Murat Tavlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kuytu kimin eseri? Kuytu kitabının yazarı kimdir? Kuytu konusu ve anafikri nedir? Kuytu kitabı ne konu alıyor? Kuytu PDF indirme linki var mı? Kuytu kitabının yazarı Murat Tavlı kimdir? İşte Kuytu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Murat Tavlı

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9786053111764

Sayfa Sayısı: 288


Kuytu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hayata en zor yerinden süregelen minik bir çocuk Ediz. On yaşlarındayken anası, babası tarafınca gözleri önünde öldürülünce yetimhane günleri adım atar. Yetimhanede aynı kaderi paylaşmış olduğu çocuklarla kendine yeni bir aile kuran Ediz’in ilköğretim öğretmeni kendisini evlatlık almak isteyince yaşamı değişmiş olur.

Yirmili yaşlarına geldiğindeyse artık ülke çapında oldukça meşhur bir isimdir. Ancak her şey rüya benzer biçimde giderken yaşamın ona oynadığı oyun hemen hemen bitmemiştir ve yaşamı yine karanlığa gömülür. Artık eski Ediz yoktur, tekrar da hiçbir şey eskisi benzer biçimde olmayacaktır. Ta ki onun orman yeşili gözlerinde aşkla kaybolana kadar…

***

“Ben toprağa ekilen isyan tohumunun bir filiziyim. Her güneş gördüğünde daha da olgunlaşan intikam duygusunun sesiyim. En güzel mevsimde yağan yağmurum, bir sonbahar gecesi esen poyraz, bir bahar gecesi yere düşen doluyum. Sağanak yağışım barajlara sığmayan, sel olup denize karışan terk edilmiş bir gemiyim. Fırtınayım ben, yıldırımım, şimşeğim. Gökleri yarıp inen gök gürültüsüyüm. Kendimi bildim bileli aklı ile yüreği savaş halinde olan bir içsavaş mağduruyum. Kinim ben, öfkeyim, nefretim! Ağız dolusu küfürüm sessizliğimde. Çin Seddi’nden daha da geniş duvarların sahibiyim. Heyelanım ben hayalleri yerle yeksan eden. Uykunun en güzel yerinde korkuyu iliklerine saplayan depremim.”

Murat Tavlı


Kuytu Alıntıları – Sözleri

  • Boş vermeyi çoktan öğrenmiştik.
  • Sana verilen bu gövde, alıp verdiğim nefes bile geçiciyken hayatına giren insanlara anlamlar yükleme.
  • Bazen niçin sorusunun yanıtını bulamazsınız. Zira her insanın karakterine yakışan sebepleri vardır.
  • Eyvallah demekten öteye iyi mi geçer insan?
  • Ve emin olun size sizden daha çok kötülüğü kimse yapması imkansız.
  • Daha ne kadar hanım ölmeli, ne kadar hanım utancından yüzündeki morlukları gizlemeli? Ne kadar daha ezilmeli hanımefendiler?
  • Demirden yükler vardı üstümde…
  • “Ben öldükten sonra gelecek adaleti ne yapayım?”
  • Artık tek yapmamız ihtiyaç duyulan yeni vedaların yolunu gözlemek olmuştu.
  • “İyi niyetinizin bedeli gözlerinizden akar.”


Kuytu İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Dibe vuruşların aslına bakarsak sağlam yükselişlerin habercisi bulunduğunu, mütevazi bir dil ile Ediz’in öyküsünde bizlere anlatmış Murat Tavlı. Acının, sevincin, pişmanlığın, umudun iyi mi harmanlandığını görüp, kendinizden de bir şeyler buluyorsunuz. (Nil Su)

Yaşadıklarınızdan ders almak yerine zevk almayı yeğleyen biriydim fakat bu kitabından sonrasında ders almaya başladım ve bu da hayatımın tamamen tekrardan şekillenmesine niçin oldu…
#teşekkürler (mustafa sümer)

Hakkını Helal Et Hüseyin Kardeş… Bu Evlatların Karşıya Geçmesi İçin Senin Paramparça Olman Lazımdı.
Yıl 2014 öğretmenliğe yeni başlayacağım yıl. Nasibimize düşen okul “Batman Mehmet Şimşek İmam Hatip Ortaokulu”. Meslek hayatımdaki ilk, okula gidiyorum. Okul şehrin haricinde, yeni yapılmış bir okul. Batman’dan Van’a gidilen şehirlerarası yolun üstünde. Bir otobüse binip, okula doğru yol almaya başladım. İçim kıpır kıpır, heyecandan ellerim hafiften titriyor. Kolay değil senelerce hayal ettiğim mesleği halletmeye gidiyorum. Bugün gideceğim ve artık o özlemini çektiğim derse gireceğim. Okula vardım otobüsten indim. “Aman Allah’ım dedim bu çölün ortasına neden okul yaptılar ki?” Etrafta okul binasından başka hiçbir şey yok. Okula gelen otobüste saate bir okulun önünden geçiyor. Hemen okulun ilerisinde artık ilçelere bağlı köyler var. Aynı zamanda okulun önünde şehirlerarası yoldan son sürat geçen otomobiller. Daha okula gelmeden ilk olarak aklıma gelen şey, öğrencilerin arabaların hızlıca geçmiş olduğu bu yoldan karşı tarafına iyi mi geçeceği oldu. Her an bir öğrenciye otomobil çarpabilirdi. Tüm heyecanımı unuttum. Hemen okula gidip okul müdürünü buldum ve bu suali sormuş oldum. Okul müdürü lüzumlu yazıları yazdıklarını, okulun önüne ışık yapılacağını söylemiş oldu. Tabi yazı 4 ay ilkin yazılmıştı. Fakat 4 aydır maalesef ışıklar gelmemişti. Hemen yanı başımızdaki Gaziantep iline bile düğmeli ışıklardan kucak dolusu yapılmıştı. Maalesef o vakit bile ki 2014’ten söz ediyorum. Henüz düğmeli ışıklardan Batman’a gelmemişti. Hali hazırda batıda yollara döşenen kaliteli asfalttan da nasibimize düşmüyordu. Doğuya geldikçe bu asfaltlar mızır halini alıyordu. ( Tabi petrolün bizim şehrimizden çıktığını belirtmeme gerek yok.) Gel gör ki petrol bizim şehrimizden çıkıyordu fakat bizlere nasip olmuyordu. Sonra da doğu geri bırakılıyor dediğimizde suçlu oluyorduk. ( Önemle belirtmek gerekir ki bunda en büyük kabahat kendi belediyelerimize ilişik. Onlar da şehri geliştirmek için hiçbir vakit bir çaba içinde olmadılar. Yine çalışmaların en fazla olduğu dönem son seneler ) Neyse biz mevzumuza dönelim, müdür önlem olarak çıkış saatinde öğrencilerin öğretmenler tarafında sıra sıra karşıya geçirildiğini söylemiş oldu. Garibim öğretmenlerin canı çıkıyordu. Zira elinden tutuğu çocuklardan bir kaçı illa ki yola fırlıyor. Kaza tehlikesi atlatıyordu. Buna karşın öğretmenlerinizim yoğun gayretleri yardımıyla her gün temiz bir halde bu iş hallediyordu. Tabi bir detay atlamamak lazım. O denli öğrenciyi sıkıntılı bir halde karşıya geçirmemize karşın gelen arabaların hiçbiri hızını bir gram bile azaltmıyordu.
Evet, iş bir halde yürüyordu. Öğrencilere önlem almıştık. Fakat unuttuğumuz bir şey vardı: okulumuzun engelli hizmetlisi Hüseyin kardeş. Hüseyin kardeş okulumuza engelli ekibinden atanmıştı. Engel durumu ise gözlerinde yüzde 60 görme kaybı olmasıydı. Allah var; her gün o koca okulu, tek başına temizleyip sonrasında yolun karşısında otobüse binip evine gidiyordu. Okula gidişim hemen hemen bir ay olmamış, okul bahçesinde çay içiyorum. Hüseyin kardeş işini bitirmiş evine gidiyor. Okulun kapısın açtı, yola çıktı, sağa sola baktı. Kararsız kaldı. Bir adım geri atacak oldu. Sonra yine sağına baktı. Karasız durumunu görünce bende merak edip, onun olduğu yere odaklandım. Hüseyin o sıra yola doğru adım attı. O an bağırdım “Hüseyin Duuurrrr!!!” diye. Ama oldukça geçti. En azca 150 kilometre hızla otomobil geliyordu ve geldi de. Gözlerimi zor bela kapattım. Devasa bir ses… Yerde kanlar… Kafamı kaldırdığımda paramparça bir ceset… Artık bizim Hüseyin kardeşe ilişik bir yüz bile yoktu. Başım dönmeye başladı. Midemin bulandığını hissetim. Gözlerim kararıyor tam geçti diyorum, yine kafamı kaldırdığımda dağılmış beyin parçalarını görüyorum, daha fena oluyorum. Oturduğum yerden kalkmayacak benzer biçimde oldum. Fakat kalkıp yardım etmem gerekiyordu. Bin bir zorlukla kalktım. Oraya doğru yürüdüm. İlk gördüğüm anda anladım. Kurtulması mümkün değildi. Ambulans geldi…. Sedye falan fakat olan beliydi. Daha hastaneye yetişmeden vefat etmişti. Hüseyin paramparça oldu… Sonra yedi gün geçtikten sonrasında geldi bizim düğmeli ışıklar.
Artık çocuklar karşıya geçecekleri vakit düğmeye basıyorlar ışık yanıyor sonrasında karşıya geçiyorlar. Ne diyelim hakkını helal et Hüseyin Kardeş bu evlatların karşıya geçmesi için senin paramparça olman lazımdı. Işıklar sen bu şekilde olunca geliyordu. Geldi de… Bana ulaşınca bir ihtimal bu vaka olmasa ilk öğretmenlik yaptığım günleri ballandıra ballandıra anlatacaktım fakat gel gör ki o günden bizlere hatıraca acı oldu, paramparça bir ceset oldu…
“Kuytu” romanı “Hüseyin kardeş” benzer biçimde vatanımızda yaşayan binlerce insandan yalnız birkaçına yer vermiş. Kitapta kocası tarafında öldürülen bir bayan anlatılmış. Kaç kere kocası şikâyet edilmiş. Fakat adam hakkında bir işlem yapılmamış. Tabi kocanın hakkında da işlem yapılıyor en sonunda, fakat hanımı öldürdükten sonrasında…
Genç yazarlarımızı önemserim devamlı kitaplarını alıp okumaya çalışılırım. Son dönemde okuduğum genç yazarların en iyisiydi Murat Tavlı. Güzel bir hikâyeyi oldukça mütevazi ve asla aforizma kullanmadan olayın içine sizi koyarak, size o acıları yaşatarak anlatmış. Oldukca güzel bir haz veriyor kitap size. Yazarın ve kitabının en güzel tarafı anlatımının oldukça mütevazi ve akıcı olması… Sadece vaka örgüsünde bazı noktalar abartılmış fakat onun haricinde iyi ki okudum bu kitabı diyebilirim. Murat Tavlı’da bence gelecekte iyi yazarlar içinde olacaktır…
Selam ve Dua ile…. (Muallim Naci)


Kuytu PDF indirme linki var mı?


Murat Tavlı – Kuytu kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Kuytu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Murat Tavlı Kimdir?

23.06.1987 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Tiyatroya ilkokulda edebiyat öğretmeninin taklidi yaparken ceza olarak başladı. Lise yıllarına kadar amatör olarak devam etti. Lisenin son senesinde liseler arası tiyatro yarışmasında en iyi adam oyuncu ödülünü almasıyla ustalaşmış olarak oyunculuk halletmeye karar verdi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro bölümünü okudu. 2008 senesinde E.S.E.K tiyatrosuna katıldı. Bu ekip ile ‘Ne Münasebet’ ve ‘Sallanan Sandalye’ adlı oyunu oynadı. Ne Münasebet ile 10. Lions Tiyatro Ödülleri’nden ödül kazanmıştır. Oyunculuğun yanında oyun yazarlığı ve eğitmenlik de yapmakta. Biroldukça reklam filmi ve ‘Aşksın Sen’ dizisi ile ekranlarla tanıştı.


Murat Tavlı Kitapları – Eserleri

  • Bu Yalnızlık Bana Fazla Bölüşelim mi?
  • Kuytu
  • Vazgeçtim Sanma Sadece Büyüdüm
  • Hanfendi Bi’Bakar Mısınız? Anlatacaklarım Var…
  • Gözyaşlarım İftiharla Sunar
  • Rastlantı
  • Sepya Kardeşliği
  • İsimsizler


Murat Tavlı Alıntıları – Sözleri

  • Demirden yükler vardı üstümde… (Kuytu)
  • Zor günlere sarılın, onlar gereksiz kalabalıkların panzehiridir. (Vazgeçtim Sanma Sadece Büyüdüm)
  • “Gülümsemek olgunluktur. Anca gülümseyebilenler ve her şeye karşın hayatla direnme edenler iz bırakır.
    Gülümsemek delikanlılıktır, insanoğlunun en kuvvetli silahıdır. İçinde yaşattığın her acı seni birazcık daha mezara taşır. Yaşarken üzerine toprağı kendi ellerinle atarsın.” (Rastlantı)
  • Fırtınalara göğüs gereceksin, gördüğün güneşli günler hatrına . Bir sonraki gökkuşağı bizim için olur, olması imkansız mı? (Bu Yalnızlık Bana Fazla Bölüşelim mi?)
  • Mühim olan siyahın içinde kalmak değil, mühim olan siyahın içinde bile bir tebessüme haiz olmak. Siyahın da yaşamın içindeki bir renk bulunduğunu kabullendiğinde geçiyor her şey… (Rastlantı)
  • Haklı olmak mı istiyorsun mutlu olmak mı? Mesele bu cevapla başlıyor. (Hanfendi Bi’Bakar Mısınız? Anlatacaklarım Var…)
  • ” Dedim ya, nerede zor var onu mu sevdik, zor olana aşk mı denirdi bilemiyorum… ” (Hanfendi Bi’Bakar Mısınız? Anlatacaklarım Var…)
  • Bir insanoğlunun değişmesi için harcadığın vakit hayatından çaldığın koca bir yalan… (Hanfendi Bi’Bakar Mısınız? Anlatacaklarım Var…)
  • Bir hanım sana bir sual soruyorsa hakikatı senin ağzından duymak istediği için soruyordur. Zira hanımefendilerin bulamayacağı yanıt yoktur. (Hanfendi Bi’Bakar Mısınız? Anlatacaklarım Var…)
  • “Yola çıktıysan yoldakilere odaklan, vazgeçtiklerin için oldukça geç.” (Rastlantı)
  • Bana niçin güvenmiyorsun diye sormak utanç vermeli. Ben ne yaptım da bana güvenmiyorlar diye sorgulamalı insan (Vazgeçtim Sanma Sadece Büyüdüm)
  • “Sokaklar kandırılmış insanlarla dolu, bedenler ise nasırlaşmış kalplerle…” (Gözyaşlarım İftiharla Sunar)
  • Bazen niçin sorusunun yanıtını bulamazsınız. Zira her insanın karakterine yakışan sebepleri vardır. (Kuytu)
  • Kadınını mutlu etmek istiyorsan onu “biz” terimine inandır. (Hanfendi Bi’Bakar Mısınız? Anlatacaklarım Var…)
  • Kalana mı zor vedalar, yoksa gidene mi?” (Vazgeçtim Sanma Sadece Büyüdüm)
  • Erkek yaptığında kafasını dağıtmak istemiştir derler, hanım yaptığında namusuna söz ederler. İşte bu şekilde ikiyüzlüdür ihaneti yaşam seçimi olarak benimseyenler! (Vazgeçtim Sanma Sadece Büyüdüm)
  • Yapılan bir araştırmaya gore, on sekiz ayda ölen her insanın acısına alışılıyormuş. Dokuz ayda dünyaya gelip on sekiz ayda unutuluyorsak bu hırs, bu fenalık, bu bencillik niye? İnsan söylediğin her bayağılığın mayası işte… (Rastlantı)
  • Ertelememek lazım sevdaları, özgür bırakmak lazım sevgi sözcüklerini, kucak dolusu dağıtmalısın yüzünde açan gülleri. (Bu Yalnızlık Bana Fazla Bölüşelim mi?)
  • Bilge Dede der ki, iyilik her yüreğin anahtarıdır. (Sepya Kardeşliği)
  • İnsan olmakla insan doğmak arasındaki çizgidir vicdan… (Sepya Kardeşliği)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş