Eğitim

Mahremiyetin Dönüşümü – Anthony Giddens Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mahremiyetin Dönüşümü – Anthony Giddens Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mahremiyetin Dönüşümü kimin eseri? Mahremiyetin Dönüşümü kitabının yazarı kimdir? Mahremiyetin Dönüşümü konusu ve anafikri nedir? Mahremiyetin Dönüşümü kitabı ne konu alıyor? Mahremiyetin Dönüşümü PDF indirme linki var mı? Mahremiyetin Dönüşümü kitabının yazarı Anthony Giddens kimdir? İşte Mahremiyetin Dönüşümü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Anthony Giddens

Çevirmen: İdris Şahin

Orijinal Adı: The Transformation of Intimacy Sexuality, Love & Eroticism in Modern Societies

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755390697

Sayfa Sayısı: 208


Mahremiyetin Dönüşümü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Cinsel özgürlük” bu ülkede yeterince değerlendirilmeden içi boşaltılan bir sürü terimden biri. Sol bunu asla tartışmadı. Feminizmin sesi de bir türlü gürleşemedi. Oysa 80’lerden beri cinsel içerikli yayınlarda tam bir patlama yaşanıyor. Cinsellik asla bu kadar söze dökülmemiş, bu kadar görünür hale gelmemişti.

Sınırı olan bir kesim “niceliksel özgürlük”ü bir “yenilik” olarak yaşadı, yaşıyor. Ama ezici çoğunluğun cinselliği ve kişisel ilişkileri idrak etme ve yaşama biçiminde dikkate kıymet bir değişiklik gerçekleşmedi. Zira kişisel yaşam özgürlük, tahakkümden arınmışlık, sevgi şeklinde belli etik değerler doğrultusunda tanzim edilmesi ihtiyaç duyulan bir alan olarak politikleştirilmedi. Giddens bu kitabında, bayanların modernlik sürecinde kişisel ilişkilerde gerçekleştirdikleri büyük değişimleri yorumluyor.

Gündelik hayatta özgürlükçü değerlere dayanan ilişkiler geliştirilmesini ve kişisel yaşamın demokratikleştirilmesini amaçlayan bir “yaşam politikası” perspektifinin imkânları değerlendiriliyor. Yazarın “mahremiyetin dönüşümü” adını verdiği sürecin iki ana dinamiği, doğum teknolojisindeki gelişmeler yardımıyla üreme zorunluluğundan kopmuş bir “plastik cinselliğin” ortaya çıkması ve bayanların cinsel özerkliğinin artması. Yazara gore, 19. yüzyıl başlarında “anneliğin icadı” ve duygusal aşk ideallerinin gelişmesi, kamusal alana çıkması engellenmiş kadının gönül işlerinde uzmanlaşmasını elde etmiş ve böylece bayanlar devamlı tartışarak işlenebilecek bir “kişilik anlatısı” geliştirme mevzusunda erkekleri yaya bırakmışlardır.

Din, anane vs şeklinde dışsal anlam kaynaklarının hızla gerilediği modernlik döneminde, insanların kendi ilişkilerine kendilerinin anlam vermesi gerektiği açıktır ve bunda da bayrağı “modernliğin duygu devrimcileri” olan bayanlar taşımaktadır. Kadınlar üstündeki kontrolleri azalan ve bayanların getirmiş olduğu, kendini ötekine tamamen açmaya ve aşk bilgisine dayanan, her türlü bağımlılığı dışlayan ve kesinlikle cinsel doyum içermek zorunda olan eşitlikçi “saf ilişki” modeline ayak uydurmakta zorluk çeken erkekler ya şiddete başvurmak ya da kendi erkekliklerini tekrardan tanımlamak zorunda kalmaktadırlar.

Artık cinsellik tabiat tarafınca belirlenen bir şey değil, biçimlenmeye açık bir özkimlik haline gelmiştir. Zamparalığın artık niçin demode bir şey olduğundan sekskolikliğe; Freud, Foucault, Reich, Marcuse’ün teorilerinden gay kültürüne; pornografinin yaygınlaşmasından ebeveyn-çocuk ilişkisindeki değişimlere dek birçok mevzuda ufuk açıcı yorumlar getiren son aşama mühim bir kitap Mahremiyetin Dönüşümü. Temel kaygısı ekonomik gelişme ve teknolojik denetim değil, duygusal doyum ve tinsel olgunluk olan bir uygarlık yaratmanız icap ettiğini düşünenler için.


Mahremiyetin Dönüşümü Alıntıları – Sözleri

  • Ateşli bir şekilde dünyayı değiştirmeye uğraşmaktansa; ilkin kendinizi değiştirin.
  • “Aşk hem Melanezyalı hem de Avrupalı için bir tutkudur ve zihne ve bedene oldukça acı çektirir; birçok insanı bir açmaza, skandala yada trajediye götürür; daha ender olaraksa yaşamı aydınlatır, kalbi genişletir ve neşeyle doldurur.”
  • Romantik romanların ve hikâyelerin hırsla tüketilmesi bir anlamda edilgenliğin kanıtıydı. Birey kendisinden gündelik dünyada esirgeneni hayal dünyasında arıyordu.
  • Eskiden fena davranılan her yetişkinin -çok başarıya ulaşmış olanların bile- çekirdeğinde, kendini kuvvetsiz ve korkak hisseden bir çocuk vardır.
  • Kadınlar sevgi ister, erkekler cinsellik ister”. Eğer bu kaba stereotip doğru olsaydı cinsellik müptelalığı diye bir problem olmazdı. Erkeğin mümkün en oldukça sayıda partnerle cinsellik yapma iştahı basitçe adam­liğin tanımlayıcı bir özelliği olurdu. Kadınların sevgi arzusu her türlü cinsellik eğilimine baskın çıkar; cinsellik de sevme ve sevilme ödülü­nü almanın bedeli olurdu.
  • Kadınlar cinsel zevk vermenin ya­nında almayı da bekliyorlar ve bir çok doyurucu bir cinsel yaşamı doyurucu bir evliliğin oldukça mühim bir gereği olarak görmeye başla­mış. Bugün beş yıldan fazla süredir evli hanımlarda, evlilik dışı cinsel ilişkisi olanların oranı erkeklerinkiyle neredeyse aynı. Çifte standart halen mevcut, fakat bayanlar artık, erkekler çeşitliliğe gerekseme duyarken ve evlilik dışı maceralara atılmaları beklenirken, kendilerinin aynı şekilde davranmamaları gerektiği görüşüne hoş görüyle bakmıyorlar.
  • Evlilikten ilkin kızların bakire olması her iki cins tarafınca da önemsenen bir şeydi, diyor Rubin. Fazlaca azca kız, adam arkadaşları­nın cinsel ilişkiyi sonuna kadar yaşamasına izin verdiklerini söy­leyebiliyordu ve bir çok, böylesi bir eyleme sadece söz konusu adam­le resmi olarak nişanlıysa izin veriyordu. Cinsel olarak daha etken kızlar, kendilerinden “yararlanmaya” çalışan erkekler ve öteki kızlar tarafınca kötüleniyorlardı. Nasıl ki kızların toplumsal şöh­reti cinsel kurlara direnip onları denetim etme kabiliyetlerine daya­lıysa, erkeklerinki de elde ettikleri cinsel zaferlere bağlıydı.
  • Bir kadının söylediği şeklinde, aşk patlayıcı, saplantılı, akıldışı, mükemmel, inatçı ve hayalcidir. Sevmek ise uzun iş, itimat, yazışma, bağlanma, acı, zevktir.”
  • bugün daha özgür gözükebiliriz, fakat aslen itaat altında yaşıyoruz.


Mahremiyetin Dönüşümü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Cesur Bir “Cinsellik ve Modernite” Kritiği: Anthony Giddens Kadınların çağıl zamanlar da kişisel ilişkilerinde geçirdikleri değişimleri izliyor bu kitapta.
Saf ilişki nin tarif sınırlarını belirlemeye çalışırken, özgürlükçü değerlerin öneminden asla vazgeçmiyor. Plâstik cinsellik, yaşam politikası, doğum teknolojisindeki ilerlemeler üreme zorunluluğundan kopmuş bir cinselliği iyi mi etkiliyor sorusunun yanısıra kitabta Foucault ” biyobeden ve iktidar kuramının eleştirisi de bulunuyor. W. Reich ve Marcuse eleştirileri ek olarak kıymetli.
Finalde sürprizli kitap. (Fehime ERGÜN)

Kadınların ilk olarak Kısıtlı olan hayatları toplumdaki yerlerini bir tek üremeyi elde eden bir canlı olarak görünmesine niçin oluyordu. Zamanla gelişen teknoloji ve bilimle doğumlara müdahale, Doğum kontrolü şeklinde gelişmeler yardımıyla bayanlar artık bir tek üremeyi elde eden bir çanlı olarak değil hanım olarakda görünmesinin önünü açıyor doğrusu cinsel estetiklik kazanıyor. Daha sonrasında evlatların eğitiminde annenin önemi ortaya çıkarak annelik rolünün önemi ortaya çıkıyor. 19. Yüzyılda aşk ortaya çıkıyor aşkın ortaya çıkmasıyla aşk romanlarının ortaya çıkamadı aynı zamana denk geliyor. Artık bir tek evlilik olarak görülmüyor ilişkiler şimdi duygusal bağında önemi ortaya çıkıyor ve bayanlar aşk romanları okumaya başlıyorlar ve artık hanım adam ilişkisi Farklı bir boyuta taşınıyor. Zaman ilerledikçe bayanların ilişki anlayışlarıda değişip özgürleşmeye başlıyor. Evlenmeden ilkin ilişkiye girmek toplumda kabahat sayılırken sözgelişi İngiltere’de evlilik dışı anne olanlar çezaevine atılıyordu adamların evlilik dışı ilişkileriyse düzgüsel sayılıyordu. Zamanla bayanların evlilik dışı ilişkilerinin oranı, erkeklerinkiyle aynı orana ulaştı. Ve birçok çinsel sapıklık olarak görünen şeylerin zaman içinde düzgüsel karşılandığı anlatılıyor. (Murat yanar)


Mahremiyetin Dönüşümü PDF indirme linki var mı?


Anthony Giddens – Mahremiyetin Dönüşümü kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Mahremiyetin Dönüşümü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Anthony Giddens Kimdir?

Günümüzün en etkili toplumsal kuramcılarından önde gelen Anthony Giddens 1938’de hayata merhaba dedi. Hull Üniversitesi’nde sosyoloji ve psikoloji öğrenimi gördükten sonrasında, yüksek lisansını London School of Economics (LSE), doktorasını Cambridge Üniversitesi’nde yapmış oldu. 1961’de Leicester Üniversitesi’nde başladığı öğretim üyeliğini, Kanada, ABD ve İngiltere’de çeşitli üniversitelerde sürdürdü. Avustralya, Finlandiya, Almanya, İsveç, İtalya, Danimarka ve Fransa şeklinde ülkelerde misafir öğretim üyeliği yapmış oldu. 1970’te çalışmaya başladığı Cambridge Üniversitesi’nde 1986’da profesör oldu. 1997’de LSE’nin yöneticiliğine getirilen Giddens, ek olarak 1985’ten bu yana kurucularından olduğu Polity Press’in, 1989’dan bu yana da Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin başkanlığı ve yöneticiliğini yürütmektedir.

Pek oldukça ödül alan ve hakkında on iki kitap yazılmış olan yazarın iki yüzden fazla makalesinin yanı sıra, yirmi dokuz dile çevrilmiş otuz iki kitabı vardır. Max Weber, Emile Durkheim, Karl Marx şeklinde kuramcılar üstünde çalışan, çağıl toplumlarda derslik yapısı, modernlik, millet-devlet, toplumsal demokrasi, solun geleceği şeklinde mevzulara eğilen ve son kitabı Runaway World: How Globalization is Reshaping our Lives (Kaçak Dünya: Küreselleşme Yaşamlarımızı Nasıl Yeniden Biçimlendiriyor, Profile, 1999) olan Giddens’ın Türkçe’de piyasaya sürülen kitapları içinde Mahremiyetin Dönüşümü (Ayrıntı, 1994);Sosyoloji: Eleştirel Bir Yaklaşım (Birey, 1994); Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji (Vadi, 1996); Modernliğin Sonuçları (Ayrıntı, 1998); İleri Toplumların Derslik Yapısı(Birey, 1999); Toplumun Kuruluşu (Bilim ve Sanat, 1999); Üçüncü Yol, Sosyal Demokrasinin Yeniden Dirilişi (Birey, 2000); Elimizden Kaçıp Giden Dünya (Alfa, 2000) veSosyoloji (Ayraç, 2000) sayılabilir. Yazarın Sol ve Sağın Ötesinde adlı kitabı gelecek günlerde yayınevimiz tarafınca yayımlanacaktır.


Anthony Giddens Kitapları – Eserleri

  • Sosyoloji
  • Sosyoloji
  • Modernliğin Sonuçları
  • Mahremiyetin Dönüşümü
  • Sosyolojide Temel Kavramlar
  • Kapitalizm ve Modern Sosyal Teori
  • Siyaset, Sosyoloji ve Toplumsal Teori
  • Modernite ve Bireysel-Kimlik
  • Sosyoloji (7. Edisyon)
  • Sosyolojik Yöntemin Yeni Kuralları
  • Ulus Devlet Ve Sertlik
  • Elimizden Kaçıp Giden Dünya
  • Sağ Ve Solun Ötesinde
  • Günümüzde Sosyal Teori
  • Üçüncü Yol
  • Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji
  • İklim Değişikliği Siyaseti
  • Sosyolojinin Savunusu
  • Sosyoloji
  • Toplumun Kuruluşu
  • Tarihsel Materyalizmin Modern Eleştirisi
  • Sosyoloji
  • Modernliği Anlamlandırmak
  • İleri Toplumların Derslik Yapısı
  • Toplumun İnşası


Anthony Giddens Alıntıları – Sözleri

  • Postmodernizm, yalnızca minik bir sanat içerikli avangartlıkla sınırı olan değildir; o küresel kültürel ürünlerin yanı sıra bilimsel nitelikli ve felsefi düşüncelerle de ilişkilidir. (Sosyolojide Temel Kavramlar)
  • Kapitalizmin asli karakteri ücretli emek ve ana para arasındaki derslik ilişkilerinde değil, üretim faaliyetinin rasyonel düzenleniminde verilidir. İşçinin üretim araçlarından ‘koparılması’ süreci, çağıl toplumun tüm alanlarında ilerleyen davranışın rasyonalizasyonu sürecinin bir tek bir uğrağıdır. Bürokratik uzmanlaşmayı doğuran bu süreç tersine çevrilemezdir. Sosyalizm ekonomik davranışın rasyonel denetiminin daha da artırılması (ekonominin merkezileştirilmesi) ve ‘ekonomik’ olanla kaynaşmasıyla ‘siyasal’ olanının ortadan kalkmasında (ekonomik girişimlerin devlet tarafınca denetlenmesi) öngörüldüğünden, netice bürokratikleşmede devasa bir yayılma olacaktır. Bu da ‘proleteryanın diktatörlüğü’ değil, ‘resmiyetin diktatörlüğü’ olacaktır. (Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji)
  • Hawthorne Etkisi, insanların incelendiklerini bilip bundan dolayı düzgüsel davranışlarını göstermemesidir. Hawthorne Etkisi gözlem tanımı, 1930’larda Chicago civarlarındaki Western Elektrik Şirketinin Hawthorne santralindeki verimlilik araştırması sonucu ortaya çıkmıştır.
    Araştırma çalışmasını yürüten araştırmacılar, işçilere uygulanan gözlem koşulları ne olursa olsun işçilerin verimliliklerinin artığını şaşkınlıkla gözlemlemiş.
    Zira işçiler incelenmekte olduklarının farkındaydı ve bunun sonucu olarak düzgüsel emek verme tempolarını hızlandırmıştı. (Sosyoloji (7. Edisyon))
  • Modernliğin ötesine geçmiş değiliz; onun radikalleşmesi evresini yaşıyoruz. (Modernliğin Sonuçları)
  • Ozan Simon Brisenden (1987) pek oldukça engelli insanoğlunun geleneksel tıp’tan dışlanma anlayışını ‘Muhteşem İnsanlar İçin Şiirler – Poems for Perfect People’ adlı kitabında oldukça güzel bir halde özetlemektedir. Brisenden, ‘Yara İzleri’ adlı şiirinde sormaktadır: ‘Derini kesen adam / ve içini araştıran / onda herhangi bir dikiş izi var mı?’ (Sosyoloji (7. Edisyon))
  • Weber’e gore demokrasi ve siyaset arasındaki ilişki çağıl toplumsal düzendeki gerilimin en köklü kaynaklarından birisini yaratmaktadır. (Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji)
  • Marx yurttaşlık ile kölelik içinde belirsiz bir konum işgal etmiş olduğu için “proletarya asla bağımsız bir gelişme göstermedi” diye eklese de, minik köylülerin bir kısmı proletarya haline dönüştürülmüştür. (Tarihsel Materyalizmin Modern Eleştirisi)
  • “Bireylerle kurumlar içinde mevcud ve benim ‘ikili etkileşim’ söylediğim şeyi iyice idrak etmek zorundayız; o da bir taraftan biz toplumu yaratırken bununla beraber o da bizi yaratıyor anlama gelir.” (Sosyoloji)
  • Devlet, derslik ayrımlarının ortadan kalkması için bir vasıta olmaktan oldukça, özünde onları sürdürmekle ilgilenir: toplumdaki öteki sınıfların çıkarları karşısında, egemen sınıfın çıkarlarını korur… (Sosyoloji)
  • Deneyimlerin özünde anlamlı olduklarını söylemek yanıltıcıdır: “bizim için yaşanmakta olan değil, bir tek evvelde yaşanmış olan anlamlıdır”. (Sosyolojik Yöntemin Yeni Kuralları)
  • Geleceği denetim altına almak için geçmişin alışkanlıkları ve önyargılarından kurtulmak zorundayız. (Elimizden Kaçıp Giden Dünya)
  • Devletin güvenliğini direkt etkileyen ya da tanrıların şerefinden ciddi şekilde kuşku duyan durumlarda, çoğu zaman devlet memurları ya da muhafızları, herhangi bir kamusal jüri prosedürüne başvurmadan, direkt bir ceza verici eyleme girişirlerdi. (Ulus Devlet Ve Sertlik)
  • “Kendimizi doğadaki nesnelermiş gibi görmeliyiz.” (Sosyoloji)
  • Devletler toplumsal fikir organıdır.
    Durkheim (Ulus Devlet Ve Sertlik)
  • Sosyolojiye yöne­ lik pozitivist bir yaklaşım cemiyet hak- kındaki bilginin gözlem, karşılaştırma ve gözlem yöntemiyle türetilecek kanıüara dayanması gerektiğine inanır. (Sosyoloji)
  • “Kapitalizmin yayılması ‘dünyanın yavan tarafının’ doğrusu ekonomik, teknik ve yararlı olanın önceliği ilkesinin her şeye üstünlüğünü sağlamış oldu; o şekilde ki ‘bu her şey, edebiyat, sanat nesneleri ve varlığın tüm şiirselliği yok edilmiş oldu’. (Lefebvre’ye atıfla)” (Sosyoloji)
  • Comte, tıpkı tabiat biliminin fizyolojik dünyanın işleyişini açıklamasına benzer şekilde toplumsal dünyanın yasalarını açıklayabilecek bir cemiyet bilimi yaratmaya çalışıyordu. (Sosyoloji)
  • Üçüncü yol politikaları, yeni bir karma ekonomiyi savunmaktadır. (Üçüncü Yol)
  • Kapitalist iktisat, hem içsel hem de dışsal olarak aslen istikrarsız ve huzursuzdur. (Modernliğin Sonuçları)
  • Marx, bir dönemin baskın düşüncelerinin, yönetici grupların düşünceleri bulunduğunu savunmaktadır.
    Günümüzün özgür piyasa kapitalizmi çağlarında ise baskın düşünceler özgür seçimler icra eden egemen bireylerin düşünceleridir. (Sosyoloji (7. Edisyon))

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş