Eğitim

Metinler – Nilgün Marmara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Metinler – Nilgün Marmara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Metinler kimin eseri? Metinler kitabının yazarı kimdir? Metinler konusu ve anafikri nedir? Metinler kitabı ne konu alıyor? Metinler PDF indirme linki var mı? Metinler kitabının yazarı Nilgün Marmara kimdir? İşte Metinler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Nilgün Marmara

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051418612

Sayfa Sayısı: 58


Metinler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu garip bir atılımla size ulaşan betik,

dingin bir günbatımı kızıllığında

ve insansız bir yerde okunmalıdır.

elinize geçtiğinde bu ortamın

koşulları bütünlenmemişse beklenmeli:

betik, geçen anlamış olur süresince

ve dilenen alanın yaratımı sürecinde

farklanmayacak, hep aynı kalacaktır.

Kuşku duyulasın asla!


Metinler Alıntıları – Sözleri

  • Üzgünüm aşağıladınız demekten, hüznümü silebilecek birkaç sözcüğü iyi mi da esirgediniz diye sormaktan, bu bilgili ya da bilinçsiz seçiminizin suskunluğu hızlandırıcı ve bütünleyiciliğinin bana umulmaz rahatsızlıklar verdiğini yadsıyamamaktan üzgünüm!
  • Yaslı yüreğimin utangaç itirafı: “Sizi sevmekte ölüyorum:”
  • Ağlıyordum, onu gönlümde arzu ederdim ve yalnız orada.
  • “Delilik sevgilim, bir sözcük üstüne kurulmuyor,
    var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor.”
  • Delilik sevgilim, bir sözcük üstüne kurulmuyor,
    var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor.
    Bir sabahleyin, bedenimin tüm hücrelerini eline geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan bu şekilde, nereye bakmış olduğu bilinmeyen gözlerinizle her karşılaştığımda katlanacak bir acıyla.
  • “Kim bilebilir koygun yüreğin ince çalkantısında alıkonan tılsımlı geceyi?”
  • Bir sabahleyin, bedenimin tüm hücrelerini eline geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan bu şekilde, nereye bakmış olduğu bilinmeyen gözlerinizle her karşılaştığımda katlanacak bir acıyla.
  • Yaslı yüreğimin utangaç itirafı: “Sizi sevmekte ölüyorum.”
  • “Borçluyuz daha çok yaşamaya!”
  • “Üzgünüm aşağıladınız demekten, hüznümü silebilecek birkaç sözcüğü nasıl da esirgediniz diye sormaktan, bu bilinçli ya da bilinçsiz seçiminizin suskunluğu hızlandırıcı ve bütünleyiciliğinin bana umulmaz rahatsızlıklar verdiğini yadsıyamamaktan üzgünüm!”
  • “Ey içine bakan gözlerimin yoksul gölgesinde kendini açıklayan gerçeklik! Her kopuşla adını yineleten umut! Bir serin yaşlı-bahar özlemi, acı kar fırtınaları beklentisi kışlarda ve alıcısı olmayan iki mevsime, zamanın kapanabilmesi devrimi!”
  • “Bu çılgın eğlentinin karşıtı bir yürek hangi kuşun sesinde dinlensin?”
  • Arınalım, arınalım artık yozluklarından, şu densiz yeryüzünün kalık çirkefinden;
    Sevgi yazısıyla!
  • “Hiçliği kusan uzaklıklar yazgımdı ve öğrettiler hoşnutluğu, yaşamdan sıyrılacak gizleri.”


Metinler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yine okumak için ertelediğim, beklettiğim bir Nilgün Marmara kitabı. Ancak bu kere ruhumun dingin zamanında değil de en kargaşa ve bunalımlı zamanında okudum. “Çivi, çiviyi söker.” dedim fakat sökmedi, darmadağın etti. Melankolinin, çaresizliğin, umutsuzluğun vücut bulmuş olduğu bu kitap her cümle sonunda bu iyi mi bir cümle, bu iyi mi bir umutsuzluk dedirtiyor. Nilgün’ün intiharına ağlamak yerine niçin intihar ettiğiyle meşgul oluyor zihniniz. Eşinin, en yakınının, yollarına kuş koyması ihtiyaç duyulan kişinin bile onu anlamaması, öldükten sonrasında “Nilgün’ün şiir yazdığını bile bilmezdim. Bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı.” demesi en yakın iki insanoğlunun arasına sığabilen uçurumun derinliğini gözler önüne seriyor.
Ah Nilgün! Keşke bir anlayanın olsaydı. Keşke omzunda saatlerce ağlayabileceğin, susuşlarından bile anlam çıkarabilen biri olsaydı hayatında. Fazlaca güzeldin. Eminim ki şu an kuşlar konuyordur yollarına… (Cansu)

Umutsuzluk ve kederlilik hali… Melankolinin vücut bularak zihnin duvarlarını yıkıp imgeyle bütünleşmiş ve kaleme dökülmüş hali… Nilgün Marmara, Tezer Özlü, Sylvia Plath ve ötekiler… Hepsinden öte bir Nilgün Marmara klasiği.
Varlıkları, kavramları düşsel alandan çıkarıp yeni bir manayla harmanlayarak sözcük sözcük işliyor ve alın, okuyun söylemlerimi diyor.
Dilin sınırlarını zorluyor. Varlığın varoluşunu zedeliyor. Cümleleri ‘ben cümle miyim’ diye kendini sorgulamaya gark oluyor.
Daima okumaktan vazgeçmediğim, bana ifade sanatının ruhunu öğreten ozan kanatlı hanım… Hüznün bana yaşamak veriyor. (Esengül Ersoy)

Son kitabı.. Keşke daha çok olsa..: Kitabı bitirdim ve üzüldüm. Bu eşi olmayan yazarın artık okumadığım bir kitabı kalmadı diye.. Fazlaca derin ve güzel yazılmış metinler.. Nilgün Marmara’nın içsel savaşını öyleki güzel anlatmış ki.. Mutlaka okunması gerek.. Bilhassa bu dizeler her şeyi oldukça net konu alıyor:
‘burada daha ne kadar öleceğim?
Yeryüzüyle gökyüzünün aracısı olarak bulutu haraca kestiğimiz yerde?’
ve ya,
‘Bir sabahleyin , bedenimin tüm hücrelerini eline geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan bu şekilde,nereye bakmış olduğu bilinmeyen gözlerinizle her karşılaştığımda katlanacak bir acıyla..’ (Gulzar Sharifova)


Metinler PDF indirme linki var mı?


Nilgün Marmara – Metinler kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Metinler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nilgün Marmara Kimdir?

Nilgün Marmara, Balkan göçmeni olan bir ailenin iki kızından biri olarak, 13 Şubat 1958’de İstanbul, Moda’da dünyaya geldi. Bir Marksist olan babası Fikri Marmara, muhasebe müdürüydü. Babası, Bulgaristan’ın Plevne şehrinden, annesiyse Vidin’den İstanbul’a göç etmişlerdir.

Liseyi Kadıköy Maarif Koleji’nde okudu. Üniversite hayatına İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden başladı sadece siyasal sebeplerle burada devam edemeyip yeniden sınava girdi ve Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmıştır. Okulu, “Sylvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi” tezi ile 1985’te tamamlamış oldu. Mezun olduktan sonrasında Marmaris’te bir dinlence köyünde çalışmaya başladı. Farklı şirketlerde sekreterlik, Mısır Konsolosluğunda memurluklarda bulunsa da iş yaşamı oldukça uzun soluklu olmadı.

1982’de, dost ortamında tanıştığı sanayi mühendisi Kağan Önal ile evliliğe ilk adımını attı. Eşinin işi dolayısıyla 16 ay Libya’da yaşadılar.

13 Ekim 1987’de 29 yaşlarındayken kalmış olduğu evin balkonundan atlayarak intihar etti.

İntiharının peşinden Ece Ayhan, “Meçhul Talebe Anıtı” şiirinde “Aldırma128! İntiharın parasız yatılı minik zabit okullarında..” mısralarıyla kendisine seslendi.

Ferda Erdinç, “üstü ağır oturaklı bir kadın, altı ayak parmakları birbirine bakan bir çocuktu”, Cemal Süreya 841. gün eserinde, “Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söylemiş oldu. Fazlaca değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli saatten sonrasında kişilik hatta gövde değiştiriyor şeklinde gelirdi bana. Yüzü alarır bakışlarına oldukça güzel fakat ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da fazla gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha.. Bu dünyayı başka bir yaşamın bekleme salonu ya da zaman geçirme yeri olarak görüyordu. Dönerek baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. Bugün ortaya çıkıyor.” demiştir. Ayrıca Seyhan Erözçelik, Nilgün Marmara’nın intiharının peşinden Nilgün’ün Göztaşı adlı şiiri yazmıştır.

Ölümü Ardından Tartışmalar

Nilgün Marmara’ın intihar etmediği, öldürülmüş olduğu ve Nilgün Marmara’nın ölümünde eşi Kağan Önal’ın dikkatsizliği olduğu açıklanmıştır.

Kağan Önal, kendisine yöneltilen suçlamalara yönelik, “Oysa Nilgün’ün tedavi olması gerekiyordu fakat o doktordan kaçıyordu. Doktor, vardığında evde olması gerekirken evde değildi. Doktor beklemişti. Gelince de konuştular… Doktor bana “İşiniz çok zor, tedavi olması lazım ama çok zeki ve kültürlü. Yani en zor vakalardan” demişti. Zira iyileşmesi için entelektüel faaliyetlerde bulunmaması gerekiyordu. İlacı dayayacaklar ve uyuşacaktı. Orta kültür ve zekalı durumlarda bu hastalık genel anlamda 20’li yaşlarda ortaya çıkarmış, Lityum tedavisi ile başarıya ulaşmış olunurmuş. Ancak Nilgün bu tipte değildi. Tedavi olması, buna ikna olması, tedaviden memnun kalması hepsi ayrı bir dertti. Dolayısıyla tedavi olmadı. Öldüğü gün bana tedaviye yeniden başlayacağına dair söz vermişti.” şeklinde açıklamıştır.

Nilgün Marmara’nın, ölümünün peşinden basılan Kırmızı Kahverengi Defter adlı kitap büyük bir münakaşa yarattı. Kitap, Nilgün Marmara’nın günlüklerini yayımladığını söylüyor olsa da Libya’da geçirdiği zamana dair tek alıntıyı “Kağan eteğine kirli bir herif oldu, her gün barlarda sürtüyor.” şeklinde yapmıştı ve kitabın en büyük problemi “baskının kesilip biçilme seçimi sebebiyle, Nilgün Marmara, ıstıraplar içinde, yalnız ölümü ve arada da şiiri düşünen, asık suratlı, sinik ve netice olarak intiharından ibaret birisiymiş, yaşamamış, şu demek oluyor ki aslına bakarsak intiharına kadar bayağı varolmamış biri şeklinde” sunmasıydı.

2016 senesinde Everest Yayınları’nca Nilgün Marmara’nın arkasında bıraktığı “günlüklerinin ‘Kırmızı Kahverengi Defter’ adıyla izinsiz bir şekilde yayımlanmasından itibaren başlayan yanlış anlamalar, yersiz kuşkular, haksızlıklar, aşırı yorumlar silsilesine bir son vermek amacıyla eksiksiz olarak yayımlanan ‘Defterler’, Nilgün Marmara ile ilgili soru işaretlerini ortadan kaldırıyor. ‘Defterler’ ile Nilgün Marmara adı etrafında dönen spekülasyonlar, yalan haberler, yanlış iftiralar sona eriyor. ‘Defterler’ gündelik yaşama, çevresine, ilişkilerine bakışını yansıtarak şimdiye kadar bilinenden, varsayılandan farklı bir Nilgün Marmara portresini de gözler önüne seriyor.” arka kapak yazısıyla günlüğün tıpkıbasımı da ihtiva eder şekliyle yayımlandı.

2017 senesinde günlüklerini tuttuğu iki defterinden başka notları da gene Everest Yayınları’nca Kağıtlar ismiyle yayımlandı.

Eserleri

Şiir

Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1988)

Metinler (1990)

Günlük

Kırmızı Kahverengi Defter (1993, Gülseli İnal tarafınca hazırlandı)

Defterler. (2016)

Kağıtlar. (2017)

İnceleme

Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi (1985, Dost Körpe tarafınca 20 yıl sonrasında Türkçeye çevrildi)

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nilgün_Marmara


Nilgün Marmara Kitapları – Eserleri

  • Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)
  • Kırmızı Kahverengi Defter
  • Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz
  • Metinler
  • Kağıtlar
  • Defterler


Nilgün Marmara Alıntıları – Sözleri

  • Beklentim yokmuş şeklinde davranıp içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • “Hiçliği kusan uzaklıklar yazgımdı ve öğrettiler hoşnutluğu, yaşamdan sıyrılacak gizleri.” (Metinler)
  • ölürken, kahkahamı ona bırakacağım. (Defterler)
  • Zamanın kara saplı bıçağı, kanımca büyük yaralar açtı, o güzel kızıllığın kapanması da olanaksız bence. (Kağıtlar)
  • Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
    niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
    niye kimseler izin vermez yollarına
    kuş konmasına? (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • Herkesin vicdanı kendi polisidir. (Kağıtlar)
  • Pavese’nin intihar etmeden önceki son günlerinde günlüğüne
    yazdığı şeklinde: “Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım.”
    Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli
    aramaktan vazgeçer ve son şiirlerinden kabul edilen “Seneler”de şöyleki der:
    “Sözcükler kuru, sürücüsüz,
    Yorulmak bilmez toynak sesleri.
    Bu arada
    Sabit yıldızlar havuzun dibinden
    Bir yaşamı yönetiyor.” (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)
  • Beklentim yokmuş şeklinde davranıp, içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum. (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Ey, iki adımlık yerküre
    Senin tüm arka bahçelerini
    gördüm ben! (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Avazım çıkmış olduğu kadar gülüyorum… (Kağıtlar)
  • ..
    Sana neler anlatmalıyım neler, oldukça yer, oldukça insan, çirkin, güzel, vakalar, tarihler, akış, akış…
    Gözlerimin önünde biten, yiten herşey bir çevrimin içinde tutsaklandığım ben ve rastlantıyla aynı çevrim içre bulunan ötekiler, bizlere değen, değmeyen her şeyi. konuşmak, konuşabilmek böylesine zorken ben anlatıyorum beynimdeki öteki ses kanalıyla sana, kimi zaman de düşlerde. şükür! bir itimat var hâlâ (nereden sonrasında!) beni duyarsın. (Kağıtlar)
  • Her şey yitik değerde,
    Burada bu çöl kıyısında,
    Acı avcımız:
    Tertipli ısrarı
    ve çantası
    dolu pıhtılarımızla. (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • “Delilik sevgilim, bir sözcük üstüne kurulmuyor,
    var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor.” (Metinler)
  • Bir tek güneşten utandım hayatımda.
    Yalnızca. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • Ağlıyordum, onu gönlümde arzu ederdim ve yalnız orada. (Metinler)
  • Eskiden bir yıldızmış.
    Göğünü yitirmiş. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • “…Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak…” (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)
  • Tavşan korkmuş olduğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. (Defterler)
  • Kim ekler kendine uçtu uçacak düşüncemizi ve ne yakın kılar enerjisini bizlere aydınlanabilir gecenin?
    Bizim söz, sözün biz olduğu! (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Ben yalnız atan bir kalptim. (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş