Eğitim

Minerva’nın Baykuşu – Jeffrey Abramson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Minerva’nın Baykuşu – Jeffrey Abramson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Minerva’nın Baykuşu kimin eseri? Minerva’nın Baykuşu kitabının yazarı kimdir? Minerva’nın Baykuşu konusu ve anafikri nedir? Minerva’nın Baykuşu kitabı ne konu alıyor? Minerva’nın Baykuşu PDF indirme linki var mı? Minerva’nın Baykuşu kitabının yazarı Jeffrey Abramson kimdir? İşte Minerva’nın Baykuşu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Jeffrey Abramson

Çevirmen: İbrahim Yıldız

Editör: Utku Özmakas

Tasarımcı: Ekber Yıldız

Orijinal Adı: Minerva’s Owl: The Tradition of Western Political Thought

Yayın Evi: Dipnot Yayınları

İSBN: 9786054412747

Sayfa Sayısı: 460


Minerva’nın Baykuşu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çoğunlukla kuru, suni ve mesafeli bir üslupla yazılmış giriş kitapları karşısında mühim bir alternatif oluşturan Minerva’nın Baykuşu, politika kuramını Platon’un mağarasından çıkarıp ışığa kavuşturmada kendi payına düşeni fazlasıyla yerine getiren bir emek harcama olarak sivriliyor. Yazar, Batı siyasal fikir geleneğine damgasını vuran filozofları Platon’dan John Rawls’a uzanan o büyük kanon kapsamında incelerken, güncel ve uygar -kimi vakit eğlenceli- örneklerin de yardımıyla siyasetin aslına bakarsak toplumsal evrimi tepeden tırnağa belirleyen, insan yaşamını her alanda kuşatan ve bizi sıkıntılı tercihlerde bulunmaya zorlayan bir olgu bulunduğunu vurguluyor.

Yazar, söyleşi tadındaki yalın anlatımıyla, en zor düşünürlerin en çetrefilli düşüncelerini -içeriğinden eksiltmeden, anlam kaymasına meydan vermeden- öylesine berrak bir halde aktarıyor ki, söz konusu güçlükler geride kalıyor ve bu düşünürleri hakkaten anladığınıza kanaat getiriyorsunuz. Abramson, okuru, kendi siyasamıza ilişkin derinlikli bir kavrayış geliştirmeye çağrı etmekle kalmıyor, hem de köktencilik yönelim ve içgörüler üstünde düşünmemizi de sağlıyor. Yazarın yirmi beş yılı aşkın bir süredir vermekte olduğu politika felsefesi derslerinden damıttığı, öğrencilerin ilgisinin bu mevzuya iyi mi çekilebileceği ve onlar üstünde siyasetin ne denli mühim olduğuna dair göz açıcı bir tesir yaratılabileceği güdüsünden hareket ederek ve kendi somut deneyimlerine yaslanarak değindiği bu yaratı, politika kuramının ölümsüz klasiklerini öğrenciler ve genel okur açısından -başka hiçbir kitabın başaramadığı ölçüde- anlaşılabilir kılıyor. 

(Tanıtım Bülteninden)


Minerva’nın Baykuşu Alıntıları – Sözleri

  • Kapitalist toplumda devlet, tüm burjuvazinin
    ortak işlerini yöneten bir komiteden ibarettir.
  • Mutlu bir aptal olmaktansa mutsuz bir Sokrates
    olmak yeğdir
  • “Bir ülkeyi parçalanmanın eşiğine getiren tüm bu kan dökücülüğün, çapulun ve perişanlığın” sorumlusunun kim bulunduğunu sorar Locke. Bunun suçunu “soygunculara ve korsanlara” karşı koyacak cesareti kendisinde bulamayan halka mı yüklemeli, yoksa devleti kendi babalarının çiftliğiymiş benzer biçimde soyup soğana çeviren hırsızlara mı?
  • Merhametli, sadık, doğrucu, insancıl ve dindar gözükmek hoş bir şey olsa da, bu niteliklere hakkaten haiz olmak tehlikeli bir şeydir.
  • Augustinus insanoğlunun duygu dünyasındaki bir tuhaflığı hayretle karşılar. Bir kişide acıma duygusunun uyanması bir başkasının ıstırabına bağlı gözükmektedir. Bu da bizim acıma duygumuzun karanlık yüzüdür.
  • Aristoteles, entelektüel derinliğin etik açıdan bir güvence oluşturmadığını düşünüyordu; ona bakılırsa iyi karakterin anahtarı alışkanlıkta evlatları erken yaşlarından itibaren cömertlik cesaret ya da dostluk benzer biçimde erdemleri hayata geçirmekten haz duyan bir mizaç aşılamakta yatıyordu.
  • Salt sözcüklerin gücü insanlarını ahitlerine bağlı kalmalarını sağlamaya oldukça yetersiz kalır,
    itaati sağlamanın en iyi yolu kişileri korku, ürkü, dehşet ve cezalandırma kanalıyla motive etmektir. Askerler söz konusu olduğunda biz onların savaşı bırakıp kaçtıkları takdirde kendilerini daha çok riske atmış olacaklarını bilmelerini sağlarız. Suç işlemiş kişiler örneğinde ise kaçma düşüncelerini akıllarından bile geçirmemesi için onların refakatlerine oldukça sayıda silahlı muhafız veririz. ( çağdaş caydırıcılık kuramının ipuçları)
  • Hobbes’un tabiat durumunun bir harp halinden başka bir şey olmadığı yolundaki argümanını şu aşamalara bakılırsa betimleyebiliriz 1 Kıtlık rekabeti doğurur.
    2 Rekabet hırsızlığa ve çatışmaya neden olur.
    3 Hırsızlık ve çatışma insanları korkuya düşürür.
    4 Korku, insanoğlu ı devamlı saldırıya uğrama beklentisine sokar. Bu hücum beklentisi insanları ilk hücum eden olmaya yöneltir.
  • Bir çok insan doğruluk ile dostluk kavramlarını karıştırır. Kendini ve dostlarını devamlı haklı, kendi ve dostları için iyi olan herşeyi doğru kabul eder. Halbuki, doğruluk gerektiğinde bizlere ve dostlarımıza yarar sağlamak için ne yapmış olup yapamayacağımız mevzusunda bir fren görevi gören daha üstün ve yüce bir kavramdır.
    Dolaylı Alıntı
    Adalet üzerine Tartışma Başlıyor
    Minerva’nın Baykuşu
  • “İnsanlar yalnız yoksul hoyrat kaba ve kısa bir yaşam sürerler”.
    Hobbs
    Yalnızlığımız bizim birer münzevi oluşumuzdan değil gönül rahatlığı ile bağlanabileceğimiz hiçbir taahhüdün söz konusu olmamasından meydana gelmektedir. Yoksulluğumuz yaşam standartlarımızın düşük oluşundan, hoyratliğimiz usumuzun birilerini yok etmemizi aksi halde bizim yok alacağımızı bildirilmesinden, kabalığımız insan türünün böylesi durumlarda rafine tutkular geliştirememesinden meydana gelmektedir ve hepsinden önemlisi yaşam kısadır şu sebeple ölüm tehlikesi her yerde kol gezmektedir.


Minerva’nın Baykuşu İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Konuya merakın var ise oku: Başlığının hakkını veren bir kitap. Batı siyasal fikir evveliyatına oldukça güzel bir daldırtıyor insanı. Her şeyden küçük küçük alıp nereye yöneleceğinize ne yapacağınıza oldukça iyi karar verebilirsiniz. Kitabın artısı başlığının hakkını vermesi fakat bir taraftan da bu hak veriş kitabın eksi yanı olu çıkıyor. Yazarın kendisinin de söylediği benzer biçimde bu alanda oldukça yaratı çıkarmış İslam politika felsefesine asla girilmiyor. Ve bizlere bu yoldan rehber olamıyor. Onun haricinde oldukça güzel mütevazi güzel özet bir geçiş icra eden kitap. (Emre)

kitap bir hocanın kendi notlarından oluşuyor. yer yer derste olduğunuzu ve hocanızın gerek ders anlatımı gerek espirileriyle orada bulunduğunu sanıyorsunuz. oldukça akıcı, anlaşılır bir kitap. siyasete giriş için rahatça kullanılabilir diye düşünüyorum. samimi dili de öğrencileri/öğrenicileri sıkmayacaktır. (yasemin)

Sığdan Derine Yüzmenin Gerekliliği ve Kaçınılmazlığı Üstüne: Yirmi gün devam eden, hakkaten ”keyifli” bir okuma sonrasında sizleri bu kitabı okumaya yönlendirmek için ne yazacağımı bilemiyorum. Mesele felsefe, hatta politika felsefesi olunca birçoğumuzun günlük yaşamın hayhuyu ya da memleketin iç karartan siyasal gündemleri yüzünden bu meseleleri ne kadar yorucu bulduğunun farkındayım. Farkındayım şu sebeple kitap alındığından beri bir senedir kitaplığımın dehlizlerinde usul usul yatmaktaydı. Alıp okumak, üstüne düşünmek beni düşüncesiyle bile yoruyor ve ürkütüyordu. Nihayet tatili ve uzun süreden beri beyin fırtınası yapmayışımı fırsat bilerek bir hışımla ve tüm zırhlarımı kuşanarak okumaya başladım. Sonuç: Pişman değilim, kafasının üstünde bir sürü fikir balonu oluşmuş bir mutlu!
2018’in Mart ayında katıldığım ve üç ay devam eden Siyaset Felsefesi Tartışma Atölyesi’nin kitaplığıma bahşettiği kitaplardan biri ”Minerva’nın Baykuşu”. Ne yazık ki atölyemiz, dehşet verici sıcakların başlaması ile dağılmış, hepimiz de kitabı okuma ve üstüne münakaşa olanağı bulamamıştık. Yazın epriyen ve popülerleşen bünyem de kitabı okumayı başka bir mevsime bırakmıştı. Bu açıdan, geçtiğimiz yıl felsefe atölyesinde yaptığımız feyz verici sohbetlerin zihnimde tekrardan canlanması ile aldığım keyif bir kat daha arttı benim için.
Yazarın kendi deyimiyle, ”politika kuramının rahatça anlaşılmasını ve sevilmesini sağlamak” için yazdığı Batı Siyasi Fikir Tarihi’ni kapsayıcı bu kitap sırasıyla Platon, Aristoteles, Augustinus, Machiavelli, Hobbes, Locke, Rousseau, Kant, John Stuart Mill, Hegel, Marx benzer biçimde siyasal fikir tarihinin geleneğini oluşturan ve bu geleneğin yıkılması icap ettiğini söyleyen ( Marx) filozofların yanında, 20. ve 21. yy. filozoflarından ve akademisyenlerinden John Rawls, Sandel, Nozick, Walzer, Strauss, Susan Moller Okin benzer biçimde adların politika kuramlarını konu alıyor. Aslında bir tek ”konu alıyor” demek noksan kalacaktır, şu sebeple yazar bu siyasal kuramları olabilecek en kolay şekilde anlatırken ve açıklarken, kuramların gediklerine ”cuk” diye oturan sorular soruyor. Bu sorular, siz tam bir politika kuramına ”Evet ya, aslına bakarsak bu mantıklı benzer biçimde.” derken zihninizin birden karışmasına ve her yeni satırda meselelere daha ”eleştirel” bir bakışla bakmanızı sağlıyor. Bu yönüyle – bu yazarın oluşturduğu ve bence oldukça mühim olan bir tarafıdır kitabın- her daim ”ayık” olmanızı gerektirecek bir okuma sürecine hazır olmanız gerekiyor.
Bahsi geçen filozofları direkt olarak kendi eserlerinden okumak devamlı daha zor olsa gerek. Minerva’nın Baykuşu, filozofları aslolan kitaplarından okumaya hazırlık açısından bence oldukça güzel bir başlangıç. Kavram kargaşasına boğulmadan, üstelik lüzumlu kavramları açıklayarak özetleyen bu kitap, politika felsefesine giriş açısından ve ilk yüzyıllardan günümüze kadar olan siyasal perspektifteki gelişimleri ve kırılmaları anlatması ile bir bütünlük ve kolaylık bahşediyor okura.
Minerva’nın Baykuşu ile politika felsefesine giriş yaptıktan sonrasında, tarih sırasına bakılırsa filozofların ”Devlet” üstüne geliştirdikleri argümanları okumanız yerinde bir karar olacaktır. ”Arayan bulur, inleyen ölür.” diyerek ve ”arayıp bulmaya” inanarak neleri okumanız gerektiği ile ilgili çokbilmişlik yapmayacak ve sizi merak duygunuzun rüzgârına teslim edeceğim.
Yukarıda bahsettiğim benzer biçimde gündelik yaşamın hayhuyu ya da ülke siyasal gündeminin iç karartıcılığı hasebiyle kitabı okumaktan kaçınırsanız aslına bakarsak tam olarak bu sebeplerle, ”hayatımızın kuşatılmışlığını” ve ”karanlık mağaralarımızı” algı edebilmek ve Marx’ın bahsetmiş olduğu benzer biçimde ”hoşumuza gitse de gitmese de bir bilince haiz olmak” adına, bu kitabı okumalısınız, şu sorulara cevap bulmak için:
İnsan doğası itibariyle adil, özgür ve iyi midir; öz-çıkarcı, bağımlı ve kavgacı mıdır?
İyi ve doğru olan nedir?
Ahlakın görecesi nedir, nereye kadardır?
Adalet nedir? Var mıdır? Hiç olmuş mudur? Olacak mıdır?
Hak nedir?
Özgürlük nedir? Özgürlüğün sınırları nedir? Sınırları olan bir özgürlük hürriyet midir?
Iyelik nedir? Başımıza iyi mi bela olmuştur? Mülkiyette eşitlik mümkün müdür?
Devlet iyi mi oluşmuştur? Devlete gerek var mıdır?
Devletler haklarımızı korumak için mi yoksa gasp etmek için mi kurulmuştur?
İdeal devlet şekli hangisidir?

Sorular alabildiğine çoğaltılabilir. Tüm toplumsal ve tutumsal hayatımızın devlet politikaları ile şekillendiği bir dünyada, nerede konumlanacağımızı bilmenin ve konumlandığımız yerden uzaklaşarak kendimize bakmamızın, var oluşumuzu anlamamız açısından kaçınılmaz bulunduğunu düşünüyorum. Bunu idrak etmek için de sanırım sığdan derine yüzmek gerekiyor. Tüm bu kargaşayı – cinayetleri, tecavüzleri, kavgaları, yalanları, ekonomik güçlükleri, anane ve görenekleri- çözmek, hayatımızı şekillendiren politikalar üstüne düşünmeyi gerektiriyor. İşte bu yüzden, sığdan derine doğru vira! (Emel)


Minerva’nın Baykuşu PDF indirme linki var mı?


Jeffrey Abramson – Minerva’nın Baykuşu kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Minerva’nın Baykuşu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jeffrey Abramson Kimdir?


Jeffrey Abramson Kitapları – Eserleri

  • Minerva’nın Baykuşu


Jeffrey Abramson Alıntıları – Sözleri

  • Bir çok insan doğruluk ile dostluk kavramlarını karıştırır. Kendini ve dostlarını devamlı haklı, kendi ve dostları için iyi olan herşeyi doğru kabul eder. Halbuki, doğruluk gerektiğinde bizlere ve dostlarımıza yarar sağlamak için ne yapmış olup yapamayacağımız mevzusunda bir fren görevi gören daha üstün ve yüce bir kavramdır.
    Dolaylı Alıntı
    Adalet üzerine Tartışma Başlıyor
    Minerva’nın Baykuşu (Minerva’nın Baykuşu)
  • Hobbes’un tabiat durumunun bir harp halinden başka bir şey olmadığı yolundaki argümanını şu aşamalara bakılırsa betimleyebiliriz 1 Kıtlık rekabeti doğurur.
    2 Rekabet hırsızlığa ve çatışmaya neden olur.
    3 Hırsızlık ve çatışma insanları korkuya düşürür.
    4 Korku, insanoğlu ı devamlı saldırıya uğrama beklentisine sokar. Bu hücum beklentisi insanları ilk hücum eden olmaya yöneltir. (Minerva’nın Baykuşu)
  • Salt sözcüklerin gücü insanlarını ahitlerine bağlı kalmalarını sağlamaya oldukça yetersiz kalır,
    itaati sağlamanın en iyi yolu kişileri korku, ürkü, dehşet ve cezalandırma kanalıyla motive etmektir. Askerler söz konusu olduğunda biz onların savaşı bırakıp kaçtıkları takdirde kendilerini daha çok riske atmış olacaklarını bilmelerini sağlarız. Suç işlemiş kişiler örneğinde ise kaçma düşüncelerini akıllarından bile geçirmemesi için onların refakatlerine oldukça sayıda silahlı muhafız veririz. ( çağdaş caydırıcılık kuramının ipuçları) (Minerva’nın Baykuşu)
  • Mutlu bir aptal olmaktansa mutsuz bir Sokrates
    olmak yeğdir (Minerva’nın Baykuşu)
  • Aristoteles, entelektüel derinliğin etik açıdan bir güvence oluşturmadığını düşünüyordu; ona bakılırsa iyi karakterin anahtarı alışkanlıkta evlatları erken yaşlarından itibaren cömertlik cesaret ya da dostluk benzer biçimde erdemleri hayata geçirmekten haz duyan bir mizaç aşılamakta yatıyordu. (Minerva’nın Baykuşu)
  • Merhametli, sadık, doğrucu, insancıl ve dindar gözükmek hoş bir şey olsa da, bu niteliklere hakkaten haiz olmak tehlikeli bir şeydir. (Minerva’nın Baykuşu)
  • “İnsanlar yalnız yoksul hoyrat kaba ve kısa bir yaşam sürerler”.
    Hobbs
    Yalnızlığımız bizim birer münzevi oluşumuzdan değil gönül rahatlığı ile bağlanabileceğimiz hiçbir taahhüdün söz konusu olmamasından meydana gelmektedir. Yoksulluğumuz yaşam standartlarımızın düşük oluşundan, hoyratliğimiz usumuzun birilerini yok etmemizi aksi halde bizim yok alacağımızı bildirilmesinden, kabalığımız insan türünün böylesi durumlarda rafine tutkular geliştirememesinden meydana gelmektedir ve hepsinden önemlisi yaşam kısadır şu sebeple ölüm tehlikesi her yerde kol gezmektedir. (Minerva’nın Baykuşu)
  • “Bir ülkeyi parçalanmanın eşiğine getiren tüm bu kan dökücülüğün, çapulun ve perişanlığın” sorumlusunun kim bulunduğunu sorar Locke. Bunun suçunu “soygunculara ve korsanlara” karşı koyacak cesareti kendisinde bulamayan halka mı yüklemeli, yoksa devleti kendi babalarının çiftliğiymiş benzer biçimde soyup soğana çeviren hırsızlara mı? (Minerva’nın Baykuşu)
  • Augustinus insanoğlunun duygu dünyasındaki bir tuhaflığı hayretle karşılar. Bir kişide acıma duygusunun uyanması bir başkasının ıstırabına bağlı gözükmektedir. Bu da bizim acıma duygumuzun karanlık yüzüdür. (Minerva’nın Baykuşu)
  • Kapitalist toplumda devlet, tüm burjuvazinin
    ortak işlerini yöneten bir komiteden ibarettir. (Minerva’nın Baykuşu)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş