Eğitim

Modernite ve Bireysel-Kimlik – Anthony Giddens Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Modernite ve Bireysel-Kimlik – Anthony Giddens Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Modernite ve Bireysel-Kimlik kimin eseri? Modernite ve Bireysel-Kimlik kitabının yazarı kimdir? Modernite ve Bireysel-Kimlik konusu ve anafikri nedir? Modernite ve Bireysel-Kimlik kitabı ne konu alıyor? Modernite ve Bireysel-Kimlik PDF indirme linki var mı? Modernite ve Bireysel-Kimlik kitabının yazarı Anthony Giddens kimdir? İşte Modernite ve Bireysel-Kimlik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Anthony Giddens

Çevirmen: Umut Tatlıcan

Yayın Evi: Say Yayınları

İSBN: 9789754689631

Sayfa Sayısı: 304


Modernite ve Bireysel-Kimlik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Modernite, gündelik toplumsal yaşamın doğasını kökten değiştirir ve yaşantılarımızın en kişisel yanlarını bile etkisinde bırakır. Bu yüzden Moderniteyi kurumsal düzeyde anlamaya çalışmamız gerekir; fakat çağdaş kurumların yol açmış olduğu köklü dönüşümlerin direkt bireysel hayatla ve bu yüzden benlikle iç içe geçmiş olduğu unutulmamalıdır. Gerçekte, Modernitenin kendine özgü özelliklerinden biri, küreselleştirici etkisinde bırakır ile kişisel gereksinim eğilimleri içinde giderek artan karşılıklı bağlantıdır. Kitabın amacı, bu karşılıklı bağlantıların doğasını çözümleme etmek ve bu tür mevzularda düşünmeye destek olabilecek bir terimler dizgesi oluşturmaktır.

Esasen benliğe odaklanan elinizdeki kitap gerçekte ruhsal bir emek harcama değildir. Kitabın egemen ilgi odağı, çağdaş son zamanların kurumlarının yeni bireysel-kimlik mekanizmalarının ortaya çıkışıdır. Benlik, dış etkisinde bırakır tarafınca belirlenen eylemsiz bir varlık değildir; insanoğlu kendi bireysel-kimliklerini biçimlendirirken, eylemlerinin hususi bağlamları ne kadar mahalli olursa olsun, neticeleri ve içerimleri bakımından küresel düzeydeki toplumsal etkilere katkıda bulunur ve bu tesirleri direkt artırırlar.

Anthony Giddens, daha önceki çalışmalarında ele almış olduğu fakat detaylandıramadığı bazı problemleri bu kitabında ele alıyor. Üst modernitenin ana hatları, benliğin varoluşu, gelişme çizgisi ve problemleri, “yaşam politikası” mevzularına değinirken “Neden Modernite ve Bireysel-kimlik?” sorusuna da her zamanki akıcı ve yaşamın içinden üslubuyla cevap veriyor.

Hayat daima tehlikelerle dolu riskli bir iştir. Risk değerlendirmeleri ve karşı-olgusal düşünme eğilimi niçin çağdaş toplumsal hayatta geleneksel sistemlerdekilerden daha önemlidir? Buna uzmanlık hakkında bir sual ekleyebiliriz: Modern çağ öncesi kültürlerde de insanoğlu problemleri mevzusunda büyücüler ve şifacılar benzer biçimde uzman kişilere danıştıklarına bakılırsa, çağdaş çağda itimatı ve soyut sistemleri değişik ve hususi kılan nedir?


Modernite ve Bireysel-Kimlik Alıntıları – Sözleri

  • ” Modern dünyada ‘yaşam seçimi’ terimi hususi ehemmiyet kazanır. Gelenek enerjisini yitirdikçe ve gündelik yaşam mahalli ve küreselin diyalektik etkileşimi temelinde tekrardan inşa edildikçe, seçenekler çeşitliliğine haiz bireyler yaşam seçimi seçimlerini daha çok gözden geçirmek zorunda bırakılırlar. Ayrıca, paracı üretim ve dağıtım çağdaş son zamanların kurumlarının temel bileşenini oluşturduğu için, en belirgini metalaşma halde olan standartlaştırıcı etkisinde bırakır vardır.”
  • ” Theodore Rozsak’a bakılırsa, ‘keşfedeceği bir kişisel kimliğe, gerçekleştirebileceği bir kişisel yazgıya haiz olma deneyiminin büyük çapta yıkıcı bir siyasal güç haline geldiği bir dönemde yaşıyoruz.’ “
  • Bazı feminist yazarlara bakılırsa tabiat teknoloji ve hatta bilim mevzusunda dahi tutumlar bununla birlikte erkeksi yönelimlerin yansımalarıdır adamların dünya karşısındaki tutumları bilhassa araçsaldır, tahakküm ve yönlendirmelere dayanır. Kadınların perspektif belirgin bir halde farklıdır ve bu yüzden hanımefendiler naturel ortamla oldukca değişik bir ilişki içindedirler. annelik ve hanımefendilerin ilgili oldukları yetiştirmeye yönelik görevler onları naturel üreme süreçlerine erkeklere bakılırsa oldukca daha yakından bağlar.
  • “…bu şahıs takıntılı anlamında katı gelenekçidir. Çeşitli fiil bağlamlarında buharlaşan bir kişilik örneğinde Fromm’un ‘otoriter uyumculuk’ olarak nitelediği uyarlama biçimiyle karşılaşırız. Fromm bu tepkiyi şu şekilde ifade eder: ‘Birey kendisi olmaktan çıkar; tamamen kültür kalıplarının kendisine sunmuş olduğu kişilik türünü benimser ve bu yüzden, kesinlikle tüm öteki kişilere benzer ve onların kendisinden bekledikleri kişiye dönüşür. Bu mekanizma bazı hayvanların kendini korumak için renk değiştirmelerine benzer. Onlar böylece zorlukla ayırt edilebildikleri ortamlarına benzerler.’
  • Bireyin üstünde düşünmeden yapmış olduğu ehliyetli performanslarını mümkün kılan rutinler yaşamın erken evrelerinde büyük bir emekle edinilen bir öğrenme süreci ile kazanılır. Bir kişinin belirli bir durumdaki rahatı karşılaşmış olduğu tehlikeler ve fırsatlarla savaşım etmesini gerektiren uzun devam eden deneyimlerinin ürünüdür.
  • Dış görünüş esasen kişisel-kimlikten ziyade toplumsal kimliğin işareti olmuştur. Giyim ve toplumsal kimlik günümüzde kesinlikle tamamen ilişkisiz değildir ve giyim toplumsal cinsiyet, sınıfsal konum ve mesleki statünün bir göstergesi olmayı sürdürmektedir. Giyim tarzları bir çok kez bireysel farklılıktan ziyade, grup baskılarından, reklamcılıktan, sosyoekonomik kaynaklardan ve standartlaşmayı artıran öteki faktörlerden etkilenir.
  • Modern dönemde gündelik toplumsal hayatta şunlar soyutlama edilir:
    delilik: varlıksal güvenlik duygusu ile ilişkide gündelik tutumlar vasıtasıyla paranteze alınan deneyimlerle bağlantı içindeki kişilik ve davranış özelliklerinin ifadesi.
    suçluluk: rutin uğraşlar ve katılımları alternatifleri temsil edebilen kişilik ve davranış özelliklerinin ifadesi.
    hastalık ve ölüm: toplumsal yaşam ile ölümlülük ve sorumlulukla ilişkiye dışsal kriterler arasındaki bağlantı noktaları. cinsellik: bireyler arasındaki bir ilişki biçimi olarak ve kuşakların biyolojik sürekliliği olarak sex.
    tabiat: insan toplumsal etkinliğinden bağımsız olarak inşa edilen naturel ortam.
  • Modern toplumlarda yaşam ritüelleşmiş geçiş evrelerinden ziyade açık tecrübe basamakları çevresinde yapılanır
  • Zorlanma durumlarında bedenden kopma duygusunun yaygınlığı şaşırtıcı değildir kişi geçici olarak şizoid bir duruma girer ve bedenin yapmış olduğu yada bedene meydana getirilen şeylerden kopar
  • Çocukluk periyodunun başlarında temel itimat duyguları yeterince gelişmeyen bireylerin yaşantılarına musallat olan gerçekdışılık duyguları birçok değişik şekil kazanabilir. Onlar nesne dünyasını yada öteki insanları bir tek birer muğlak varlık olarak hissedebilir yada açık bir bireysel kimliğin sürekliliği duygusunu sürdürmeyi başaramazlar.


Modernite ve Bireysel-Kimlik İncelemesi – Kişisel Yorumlar

KİTAP NOTLARI
Giddens, eserinde, modernite tarafınca inşa edilen benliğin bir incelemesini yapmaktadır. Bunu yaparken ferdin ruhsal dünyasından ziyade, küresel kurumların benliği iyi mi şekillendirdiğine ve bununla birlikte da ferdin küresel olgulara iyi mi tesir ettiğine odaklanmaktadır. “Benlik, dış etkiler tarafından belirlenen pasif bir varlık değildir; insanlar kendi bireysel-kimliklerini biçimlendirirken, eylemlerinin özel bağlamları ne kadar yerel olursa olsun, sonuçları ve içerimleri bakımından küresel düzeydeki toplumsal etkilere katkıda bulunur ve bu etkileri doğrudan arttırırlar.” (s.12) Giddens’ın genel kabulü, çağdaş kurumların kendisinden önceki tüm toplumsal düzenlerden birçok bakımdan değişik olduğudur. Bu kurumlar, dinamizmi, geleneksel alışkanlıklar, adetleri aşındırma dereceleri ve küresel düzeydeki etkisinde bırakır benzer biçimde yaygın özelliklerinin yanı sıra ‘gündelik toplumsal hayatın’ doğasını kökten değiştirici bir niteliğe de haizdir.
Giddens’a bakılırsa ‘modernite bir risk kültürüdür’. Yazar, bu ifadeyle aslen moderniteden önceki dönemlerin ihtiva ettiği risk faktörünün daha azca bulunduğunu iddia etmemektedir. “Risk kavramı daha ziyade hem sokaktaki insanların hem de teknik uzmanların dünyayı düzenleme biçimleri açısından büyük önem kazanır.” (s.14) Bunlardan, gündelik hayata en ciddi etkiyi ortaya koyabilecek risk ise insanlığın, doğayı toplumsal yaşamdan dışlayarak, onun üstünde kurduğu hakimiyetten meydana gelen ekolojik risklerdir. Ekolojik risklerin yanında, küresel ekonomik mekanizmaların sekteye uğraması yada ‘totaliter süper devletlerin’ ortaya çıkması riski de çağdaş yaşamın bir parçasını oluşturmaktadır.
Giddens’a bakılırsa çağdaş dünyada ‘hayat tarzı’ terimi hususi bir anlam kazanır. Geleneksel kurumların kişi üstündeki egemenliği tükendikçe ve gündelik yaşamın mahalli ve küreselin diyalektik ilişkisiyle tekrardan inşa edilmesiyle, kişi haiz olduğu seçenek çeşitliliğine bağlı olarak yaşam seçimi tercihini daha çok gözden geçirmek zorunda kalır. Yazara bakılırsa modernite, ‘fark, dışlama ve marjinalleştirme’ üretir. Bu noktada yaşam seçimi teriminin, eşitsizliklere bağlı olarak daha varlıklı grupların yada sınıfların arayışlarına işaret etmiş olduğu düşünülebilir. Giddens, yoksul sınıfların ise yaşam seçimi seçiminde söz sahibi olmadığı tespitine kısmen katılmakla birlikte, yapılması ihtiyaç duyulan analizin, maddi sınırlılıklar içinde meydana getirilen tercihler ve alınan kararlarla da desteklenmesi icap ettiğini ifade eder.
Giddens’a bakılırsa çağdaş kurumlar, çağdaş öncesi tüm kültürler ve yaşam tarzlarıyla ‘süreksizlik’ ilişkisi içindedir. Bu süreksizliğin sebeplerinden en önemlisi ise çağdaş son zamanların aşırı dinamizmidir. “Modern dünya ‘kontrolümüzden çıkmış bir dünya’dır: Toplumsal değişme hızı önceki sistemlerden daha yüksek olmakla kalmayıp, daha önceki toplumsal pratikler ve davranış biçimlerini etkileme derecesi ve kapsamlılığı da yüksektir.” (s.30)
Giddens, modernitenin dinamizmini üç kavramla açıklar. Bunlar; ‘zaman ve mekanın ayrılması’, ‘yerinden-çıkarıcı mekanizmalar’ ve ‘kurumsal refleksivite’dir. Yazara bakılırsa, toplumsal ilişkilerin geniş vakit-mekan dilimlerinde tekrardan bir araya gelmesinin önkoşulu vakit ve mekanın ayrılmasıdır. Yerinden çıkarıcı mekanizmalar, simgesel işaretler ve uzmanlık sistemlerinin bir araya gelmiş olarak oluşturduğu soyut sistemleri ifade eder. Bu mekanizmalar, etkileşimi belirli bir ‘yer’in kendine özgü özelliklerinden koparır. Kurumsal refleksivite ise, “bilginin toplumsal hayat koşullarının organizasyonu ve dönüşümünün kurucu unsuru olarak düzenli şekilde kullanılmasıdır.” (s.36)
Giddens, ‘benliğin problemlerini’ itimat ve kaygı duygularıyla beraber çözümleme eder. Giddens’a bakılırsa yüksek tesirleri olan risklerin bilincinde olmak birçoğu için kuvvetli bir kaygının deposudur. Buna bağlı olarak temel itimat duygusu da kişinin bu kaygıları devamlı olarak yaşayıp yaşamayacağını belirleyen unsurdur. Modern dünyanın ihtiva ettiği riskler bununla birlikte bir tür kaderciliğe de yol açabilir. Yazara bakılırsa, ferdin benliğine tesir eden itimat ve kaygı duygusu, bu risklerin küresel bir felakete yol açabileceği ve çağdaş kurumların bu felaketlerin üstesinden gelebileceği fikri ile yakından ilişkilidir. “ Hayatta kalabilmeye odaklanan bir bireyin elde ettiği doyum, esasen refleksif olarak düzenlenen hayat çizgisiyle ilgili sorunların halledilmesiyle ilişkilidir, ancak o kesinlikle bir yüksek etkili riskler dünyasında tüm insanların hayatta kalabilmesiyle ilgili daha genel bir kaygıya yol açar.” (s.232) (Erdi Erdoğan)


Modernite ve Bireysel-Kimlik PDF indirme linki var mı?


Anthony Giddens – Modernite ve Bireysel-Kimlik kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Modernite ve Bireysel-Kimlik PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Anthony Giddens Kimdir?

Günümüzün en etkili toplumsal kuramcılarından önde gelen Anthony Giddens 1938’de dünyaya geldi. Hull Üniversitesi’nde sosyoloji ve psikoloji öğrenimi gördükten sonrasında, yüksek lisansını London School of Economics (LSE), doktorasını Cambridge Üniversitesi’nde yapmış oldu. 1961’de Leicester Üniversitesi’nde başladığı öğretim üyeliğini, Kanada, ABD ve İngiltere’de çeşitli üniversitelerde sürdürdü. Avustralya, Finlandiya, Almanya, İsveç, İtalya, Danimarka ve Fransa benzer biçimde ülkelerde misafir öğretim üyeliği yapmış oldu. 1970’te çalışmaya başladığı Cambridge Üniversitesi’nde 1986’da profesör oldu. 1997’de LSE’nin yöneticiliğine getirilen Giddens, ek olarak 1985’ten bu yana kurucularından olduğu Polity Press’in, 1989’dan bu yana da Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin başkanlığı ve yöneticiliğini yürütmektedir.

Pek oldukca ödül alan ve hakkında on iki kitap yazılmış olan yazarın iki yüzden fazla makalesinin yanı sıra, yirmi dokuz dile çevrilmiş otuz iki kitabı vardır. Max Weber, Emile Durkheim, Karl Marx benzer biçimde kuramcılar üstünde çalışan, çağdaş toplumlarda derslik yapısı, modernlik, millet-devlet, toplumsal demokrasi, solun geleceği benzer biçimde mevzulara eğilen ve son kitabı Runaway World: How Globalization is Reshaping our Lives (Kaçak Dünya: Küreselleşme Yaşamlarımızı Nasıl Yeniden Biçimlendiriyor, Profile, 1999) olan Giddens’ın Türkçe’de piyasaya çıkan kitapları içinde Mahremiyetin Dönüşümü (Ayrıntı, 1994);Sosyoloji: Eleştirel Bir Yaklaşım (Birey, 1994); Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji (Vadi, 1996); Modernliğin Sonuçları (Ayrıntı, 1998); İleri Toplumların Derslik Yapısı(Birey, 1999); Toplumun Kuruluşu (Bilim ve Sanat, 1999); Üçüncü Yol, Sosyal Demokrasinin Yeniden Dirilişi (Birey, 2000); Elimizden Kaçıp Giden Dünya (Alfa, 2000) veSosyoloji (Ayraç, 2000) sayılabilir. Yazarın Sol ve Sağın Ötesinde adlı kitabı gelecek günlerde yayınevimiz tarafınca yayımlanacaktır.


Anthony Giddens Kitapları – Eserleri

  • Sosyoloji
  • Sosyoloji
  • Modernliğin Sonuçları
  • Mahremiyetin Dönüşümü
  • Sosyolojide Temel Kavramlar
  • Kapitalizm ve Modern Sosyal Teori
  • Siyaset, Sosyoloji ve Toplumsal Teori
  • Modernite ve Bireysel-Kimlik
  • Sosyoloji (7. Edisyon)
  • Sosyolojik Yöntemin Yeni Kuralları
  • Ulus Devlet Ve Sertlik
  • Elimizden Kaçıp Giden Dünya
  • Sağ Ve Solun Ötesinde
  • Günümüzde Sosyal Teori
  • Üçüncü Yol
  • Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji
  • İklim Değişikliği Siyaseti
  • Sosyolojinin Savunusu
  • Sosyoloji
  • Toplumun Kuruluşu
  • Tarihsel Materyalizmin Modern Eleştirisi
  • Sosyoloji
  • Modernliği Anlamlandırmak
  • İleri Toplumların Derslik Yapısı
  • Toplumun İnşası


Anthony Giddens Alıntıları – Sözleri

  • Postmodernizm, yalnızca minik bir sanat içerikli avangartlıkla sınırı olan değildir; o küresel kültürel ürünlerin yanı sıra bilimsel nitelikli ve felsefi düşüncelerle de ilişkilidir. (Sosyolojide Temel Kavramlar)
  • Kapitalizmin asli karakteri ücretli emek ve ana para arasındaki derslik ilişkilerinde değil, üretim faaliyetinin rasyonel düzenleniminde verilidir. İşçinin üretim araçlarından ‘koparılması’ süreci, çağdaş toplumun tüm alanlarında ilerleyen davranışın rasyonalizasyonu sürecinin bir tek bir uğrağıdır. Bürokratik uzmanlaşmayı doğuran bu süreç tersine çevrilemezdir. Sosyalizm ekonomik davranışın rasyonel denetiminin daha da artırılması (ekonominin merkezileştirilmesi) ve ‘ekonomik’ olanla kaynaşmasıyla ‘siyasal’ olanının ortadan kalkmasında (ekonomik girişimlerin devlet tarafınca denetlenmesi) öngörüldüğünden, netice bürokratikleşmede devasa bir yayılma olacaktır. Bu da ‘proleteryanın diktatörlüğü’ değil, ‘resmiyetin diktatörlüğü’ olacaktır. (Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji)
  • Hawthorne Etkisi, insanların incelendiklerini bilip bundan dolayı düzgüsel davranışlarını göstermemesidir. Hawthorne Etkisi gözlem tanımı, 1930’larda Chicago civarlarındaki Western Elektrik Şirketinin Hawthorne santralindeki verimlilik araştırması sonucu ortaya çıkmıştır.
    Araştırma çalışmasını yürüten araştırmacılar, işçilere uygulanan gözlem koşulları ne olursa olsun işçilerin verimliliklerinin artığını şaşkınlıkla gözlemlemiş.
    Bundan dolayı işçiler incelenmekte olduklarının farkındaydı ve bunun sonucu olarak düzgüsel emek harcama tempolarını hızlandırmıştı. (Sosyoloji (7. Edisyon))
  • Modernliğin ötesine geçmiş değiliz; onun radikalleşmesi evresini yaşıyoruz. (Modernliğin Sonuçları)
  • Ozan Simon Brisenden (1987) pek oldukca engelli insanoğlunun geleneksel tıp’tan dışlanma anlayışını ‘Muhteşem İnsanlar İçin Şiirler – Poems for Perfect People’ adlı kitabında oldukca güzel bir halde özetlemektedir. Brisenden, ‘Yara İzleri’ adlı şiirinde sormaktadır: ‘Derini kesen adam / ve içini araştıran / onda herhangi bir dikiş izi var mı?’ (Sosyoloji (7. Edisyon))
  • Weber’e bakılırsa demokrasi ve siyaset arasındaki ilişki çağdaş toplumsal düzendeki gerilimin en köklü kaynaklarından birisini yaratmaktadır. (Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji)
  • Marx yurttaşlık ile kölelik içinde belirsiz bir konum işgal etmiş olduğu için “proletarya asla bağımsız bir gelişme göstermedi” diye eklese de, minik köylülerin bir kısmı proletarya haline dönüştürülmüştür. (Tarihsel Materyalizmin Modern Eleştirisi)
  • “Bireylerle kurumlar içinde mevcud ve benim ‘ikili etkileşim’ söylediğim şeyi iyice idrak etmek zorundayız; o da bir taraftan biz toplumu yaratırken bununla birlikte o da bizi yaratıyor anlama gelir.” (Sosyoloji)
  • Devlet, derslik ayrımlarının ortadan kalkması için bir vasıta olmaktan oldukca, özünde onları sürdürmekle ilgilenir: toplumdaki öteki sınıfların çıkarları karşısında, egemen sınıfın çıkarlarını korur… (Sosyoloji)
  • Deneyimlerin özünde anlamlı olduklarını söylemek yanıltıcıdır: “bizim için yaşanmakta olan değil, bir tek evvel yaşanmış olan anlamlıdır”. (Sosyolojik Yöntemin Yeni Kuralları)
  • Geleceği denetim altına almak için geçmişin alışkanlıkları ve önyargılarından kurtulmak zorundayız. (Elimizden Kaçıp Giden Dünya)
  • Devletin güvenliğini direkt etkileyen ya da tanrıların şerefinden ciddi halde kuşku duyan durumlarda, çoğu zaman devlet memurları ya da muhafızları, herhangi bir kamusal jüri prosedürüne başvurmadan, direkt bir ceza verici eyleme girişirlerdi. (Ulus Devlet Ve Sertlik)
  • “Kendimizi doğadaki nesnelermiş gibi görmeliyiz.” (Sosyoloji)
  • Devletler toplumsal fikir organıdır.
    Durkheim (Ulus Devlet Ve Sertlik)
  • Sosyolojiye yöne­ lik pozitivist bir yaklaşım cemiyet hak- kındaki bilginin gözlem, karşılaştırma ve gözlem yöntemiyle türetilecek kanıüara dayanması gerektiğine inanır. (Sosyoloji)
  • “Kapitalizmin yayılması ‘dünyanın yavan tarafının’ şu demek oluyor ki ekonomik, teknik ve yararlı olanın önceliği ilkesinin her şeye üstünlüğünü sağlamış oldu; öyleki ki ‘bu her şey, edebiyat, sanat nesneleri ve varlığın tüm şiirselliği yok edilmiş oldu’. (Lefebvre’ye atıfla)” (Sosyoloji)
  • Comte, tıpkı tabiat biliminin fizyolojik dünyanın işleyişini açıklamasına benzer halde toplumsal dünyanın yasalarını açıklayabilecek bir cemiyet bilimi yaratmaya çalışıyordu. (Sosyoloji)
  • Üçüncü yol politikaları, yeni bir karma ekonomiyi savunmaktadır. (Üçüncü Yol)
  • Kapitalist iktisat, hem içsel hem de dışsal olarak aslen istikrarsız ve huzursuzdur. (Modernliğin Sonuçları)
  • Marx, bir son zamanların baskın düşüncelerinin, yönetici grupların düşünceleri bulunduğunu savunmaktadır.
    Günümüzün özgür piyasa kapitalizmi çağlarında ise baskın düşünceler özgür seçimler icra eden egemen bireylerin düşünceleridir. (Sosyoloji (7. Edisyon))

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş