Eğitim

Mübarek Kadınlar – Gaye Boralıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mübarek Kadınlar – Gaye Boralıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mübarek Kadınlar kimin eseri? Mübarek Kadınlar kitabının yazarı kimdir? Mübarek Kadınlar konusu ve anafikri nedir? Mübarek Kadınlar kitabı ne konu alıyor? Mübarek Kadınlar PDF indirme linki var mı? Mübarek Kadınlar kitabının yazarı Gaye Boralıoğlu kimdir? İşte Mübarek Kadınlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Gaye Boralıoğlu

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750516405

Sayfa Sayısı: 123


Mübarek Kadınlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Anlatılan her şey gerçeğin bir eksiğidir;

ya da beş altı fazlası. Sahiden olanı 

on ikiden vurmak imkânsız bir şey. 

On ikiden vurup ne yapacağız, o da ayrı mevzu. 

Yine de içimden bu hikâyeyi olduğu 

şeklinde anlatmak geliyor şimdi.

Akşam çökünce kaybolan ışıklar, tavuk didenler, evvel ıslatılan pirinç, avuç içi kadar ev. Bulutsu eller, Haylayf Plajı’nda bir bahçe katı. Nurhayat’ın kirpikleri, Nurhayat’ın diyorum, badem gözleri… 

Ayykıraca nehesimm kalvasa vileee, 

elleri ızanır ıldığınn yereee…

Önündeki boşluğu yuvarlayanların, insan kalmaya

çalışanların hikâyeleri. Beyaz fayans, kara delik.

Gaye Boralıoğlu’ndan…

Dikenli, düşmüş olduğu yeri yakan, ustaca.


Mübarek Kadınlar Alıntıları – Sözleri

  • Hiçbir işe yaramıyor olmak, bir dala tutunamamak da içten içe zehirliyor bünyemi.
  • Yüzsüzlük öyleki bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık şeklinde yayılıveriyor insanoğlu içinde. Bir de baştakiler, büyükler bu şekilde davranınca, öteki insanoğlu da şevkle taklide başlıyor. Normal şartlarda infiale niçin olması ihtiyaç duyulan erdemsizlik, ahlâksızlık, üstünde pek durulmayan, bayağı bir davranış oluveriyor. Haysiyet, nezaket, diğerkâmlık neredeyse geçerlilikten kalktı.
  • Bir kadının ihtimali bile, insanoğlunun yaşamını toparlamasına sebep olabiliyor.
  • Şimdi görünen o ki insanların haline, ahlâki değerlerin çıtası aşağı indikçe insanoğlu da kıvrana kıvrana o çıtanın altından geçmeye çalışıyorlar.
  • “Böylece aşka doğru bir tırmanış… İşveli bir münasebet… Kim bilir bir ihtimal umulmadık kıvamda dehşetengiz bir sevişme? Olur mu, olur!”
  • “Bir an için aklına düştüğümde içinden sebepsiz bir ağlama hissi gelmiş midir? Bir şükür anı var mıdır? O anın içine benim dahil olduğum vaki midir? Terinde bir damla, gözünün ferinde bir renk, nefesinde bir koku, bir iz, hakikatinde benden bir yaratı var mıdır?”
  • “Derler ki her canlının kendi kokusu varmış. Çiçekler ayrı kokarmış, hayvanlar ayrı. Hele bayanlar… Her biri ayrı bir çiçeğin rayihasını taşırmış.’
  • Anlatılan her şey gerçeğin bir eksiğidir; ya da beş altı fazlası.
  • Bu dünyada insandan insana ne hayır gelmiş, sen kendi özüne sığınacaksın.
  • Yine de ikimiz bir noktalı virgül şeklinde bütünleşmiştik işte…
    Ben noktaydım; dünya hali içinde pek de kayda kıymet olmayan minnacık bir mühür.
    O virgüldü; durmadan arkasına yeni vagonlar eklenen, yoldan çıkmış bir çekicilik treni.


Mübarek Kadınlar İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Gaye Boralıoğlu’ndan okuduğum ilk kitap.Oldukca kıymetli öykücülerimiz var.Onları tanımaktan, büyük mutluluk duyuyorum.Gaye Boralıoğlu da bunlardan biri.Kitaptaki 13 öyküde de sanki bir beyaz perde filmi izliyormuş izlenimi duyuyorsunuz.Daha da ileri giderek âdeta öykü kahramanı şeklinde hissediyorsunuz kendinizi.Mekânlar öylesine kuvvetli kullanılmış ki bence öykünün en temel unsurlarından biridir mekân. Kendimi Sirkeci’den trene binip Halkalı’da inmiş şeklinde hissettim.Bu kitapla yazar, 2015 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazanmış.
“Gençliğimde televizyonlarda hep gösterirlerdi, limbo diye bir dans vardı.Yere paralel olarak belli bir yükseltiye konulmuş bir sırığın altından yüzü sırığa bakacak şekilde geçerdi dansçı.Müziğin her kuplesinde o sırık birazcık daha aşağı indirilir, dansçı sırtı yere paralel olacak şekilde ters dönmüş örümcek misali kıvrana kıvrana sırığın altından geçerdi.Oldukca saçma bir danstı.Şimdi görünen o ki insanların haline, ahlâki değerlerin çıtası aşağı indikçe insanoğlu da kıvrana kıvrana o çıtanın altından geçmeye çalışıyorlar.Eskiden tv, web falan yokken birazcık daha rahatmış yaşam.En azından bu rezillerin suratını görmüyor, cızırtılı bir radyodan seslerini dinliyordum.Şimdi ise fenalık timsali suratlarıyla tabak şeklinde her an karşımızdalar.Yüzsüzlük öyleki bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık şeklinde yayılıveriyor insanoğlu içinde. Bir de baştakiler, büyükler bu şekilde davranınca, öteki insanoğlu da şevkle taklide başlıyor.Normal şartlarda infiale niçin olması ihtiyaç duyulan erdemsizlik,ahlâksızlık, üstünde pek durulmayan, bayağı bir davranış oluveriyor.Haysiyet, nezaket,diğerkâmlık neredeyse geçerlilikten kalktı.”
syf 65
Hayal Alemi-Mübarek Kadınlar
Gaye Boralıoğlu (Hasret Akbaş)

Mayıs ayında okuduğum, konusu hanım odaklı ikinci kitap oldu “Mübarek Kadınlar”
On üç öyküden oluşan kitapta en beğendiklerim “Ömrüm Oldukça” ve “Mi Hatice” oldu. Bilhassa Hatice’nin kocasını, o bırakıp gidişi yok mu, sanki ben de kafesinden uçup özgürlüğüne kavuşan bir kuşun özgürlüğünu hissettim o anda. Oldukca güzeldi.
Gaye Boralıoğlu sevmiş olarak okuduğum bir yazar. Daha ilkin “Dünyadan Aşağı” ve Umut Kıvanç’la diyaloglarından oluşan “Haysiyet” kitabını okumuştum.
Öykü okumayı seviyorsanız, 2015 yılı Yunus Nadi Ödülü sahibi bu eseri tavsiye ederim.
.
.
.
#mübarekkadınlar #gayeboralıoğlu #iletişimyayınları #öyküler #okudumbitti #mayısokumalarım #kadıköyokumalarım #2021okumalarım #kitaptavsiyesi #kitapönerisi (Seda Ediz)

Ne mubarek kadinlar bunlar.. Babadan kocaya kucuk yasta kacip yillarca nohut pilava tavuk didenler… Yillarca girdigimiz o Avm lerin tuvaletlerini temizleyenler, yasamaya hayata tutunmaya calisan mubarek kadinlar onlar… 2015 Yunus Nadi Oyku Odulu’nu Gaye Boralioglu ile kazanan mubarek kadinlar… (Ebru Aykaç Takipçisi)


Mübarek Kadınlar PDF indirme linki var mı?


Gaye Boralıoğlu – Mübarek Kadınlar kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Mübarek Kadınlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gaye Boralıoğlu Kimdir?

Tam adı Jülide Gaye Boralıoğlu olan yazar, Gönül ve Güneş Boralıoğlu’nun kızı olarak 22 Ekim 1963’te İstanbul’da dünyaya geldi. 1980’de Ataköy Lisesi’ni bitirdikten sonrasında İstanbul Üniversitesi Felsefe Kısmı’nden 1984’te mezun oldu. Yüksek lisansını gene aynı bölümden Sistematik Felsefe ve Mantık alanındaki çalışmasıyla 1986’da aldı. Gazeteci, reklam yazarı ve senaryo yazarı olarak çalışan yazar, ağırlıklı olarak senarist kimliği ile bilinmektedir.

1999’da Atıf Yılmaz yönetmenliğinde gösterime giren “Eylül Fırtınası”nın senaristliğini üstüne alan Boralıoğlu, bu deneyiminden sonrasında televizyonun senaryo yazarına daha çok denetim imkanı verdiği düşüncesiyle, tv dizileri için yazmaya ağırlık verdi. Çeşitli kanallarda yüksek reytinglerle gösterilen “Bir İstanbul Masalı”, “Hırsız-Polis”, “Üzgünüm Leyla”, “Zerda”, “Bıçak Sırtı,” “Bir Çocuk Sevdim” ve “Kapalıçarşı” şeklinde dizilerin senaryolarını yazdı. Eğitim seviyesi birbirinden fazlaca değişik, geniş bir kesime hitap edecek derinlikli senaryolar yazmanın kendisi için öncelikli bulunduğunu belirten yazar, hem de Senaryo Yazarları Derneği’nin (SEN-DER) kurucularındandır.

Hepsi Hikâye, Meçhul, Aksak Ritim isminde üç eseri bulunmaktadır. On bir öyküden oluşan ilk eseri Hepsi Hikâye, Ekim 2001’de yayımlanmıştır. İsimsiz, tek bir karı karakterin ağzından yazılmış bu öyküler, bu karakterin gündelik hayatla, erişkin olma durumuyla, ilişkilerle ve kendine çizilmiş kimlik sınırlarıyla baş edemeyişini, absürde kayan bir gülmece ile mevzu edinir. Hepsi Hikâye, Boralıoğlu’nun yeni dönem eserleri Meçhul ve Aksak Ritim’den değişik olarak görece iyi eğitim görmüş, orta gelir düzeyinde bir karaktere odaklanır.

Meçhul ve Aksak Ritim, toplumun alt sosyo-ekonomik düzeyini oluşturan varoşlardaki akıllı ve çekici bireylerin bu özellikleri dolayısıyla içinde yaşadıkları topluluklar tarafınca cezalandırmalarını mevzu edinir. Mart 2004’te piyasaya çıkan Meçhul, Gaye Boralıoğlu’nun yakın arkadaşı meşhur fotoğrafçı Manuel Çıtak’ın 24 fotoğrafından yola çıkılarak soruların metne dökülmediği bir röportaj formunda yazılmıştır. Bu fotoğraflarda yer almayan, varoşlarda yoksulluk içinde büyümüş ve bigün gizemli bir halde ortadan kaybolmuş İbrahim’i bulmak amacıyla yola çıkan iki gazetecinin İbrahim’in yakınları ile yapmış olduğu asla yayımlanmamış röportajlarından oluşur. İbrahim karakterine yakınları ve tanıdıklarının yüklediği doğaüstü özellikler itibariyle esrarengiz gerçekçiliğe, romanın başındaki “bulunmuş metin” takdimindeki dil itibariyle de masala yaklaşır. İbrahim’in uğramış olduğu tacizler üstünden ele alınan cinselliği, bastırılmış eşcinsel karakterlerin kurbanı olarak dışlanması ve içine karışmaya çalmış olduğu her topluluk tarafınca cezalandırılması dolayısıyla da bir melodram olarak da okunabilir. Nisan 2004’te Selda Asal tarafınca sanatçılara kendi sergilerini açabilme ve disiplinlerarası ortak sanat projeleri gerçekleştirebilme şansı vermek amacıyla kurulmuş Apartman Projesi’yle ortak olarak meydana gelen bir etkinlik kapsamında Meçhul’de yer edinen fotoğraflar Asmalımescit’te on beş gün süresince projeksiyonla sergilenmiş, Zuhal Olcay ve Altan Erkekli ziyaretçilere kitabından bölümler öğrenim görmüştür.

2009 Ekim’inde piyasaya çıkan ve gene varoşlardan bir karakterin, on beş yaşındaki çiçekçi çingene Güldane’nin öyküsünü özetleyen Aksak Ritim, Güldane’nin kendi cinselliğini keşfetmesini ve taksi şoförü Halil ile yaşamış olduğu aşk/nefret ilişkisini mevzu edinir. Ölüm, kaza şeklinde mevzulara yaklaşımında esrarengiz gerçekçilik öğeleri barındıran roman, Güldane’nin cinselliğinin kontrolünü mahallenin genç erkeklerine düzenlemiş olduğu mum ışığında soyunma gösterisi ile kendi eline alması açısından Meçhul’den farklılaşır. Ancak bu sefer de Güldane farkındalığının kurbanı olur, Meçhul’deki İbrahim şeklinde güzelliği, çekiciliği ve en önemlisi de aklıyla içinde yaşamış olduğu topluluktan değişik olduğundan gene o topluluk tarafınca yok edilir. Aksak Ritim, Notre Dame de Sion tarafınca 2011 senesinde Edebiyat Ödülü Mansiyonu’na layık görülmüştür.


Gaye Boralıoğlu Kitapları – Eserleri

  • Dünyadan Aşağı
  • Alâmetler Kitabı
  • Mübarek Kadınlar
  • İçimdeki Ses
  • Aksak Ritim
  • Meçhul
  • Hepsi Hikâye
  • Haysiyet


Gaye Boralıoğlu Alıntıları – Sözleri

  • “Bunlar, onların hikâyeleri, bizim değil. Gerçek diye bir şey yok bu dünyada, yazdığımız, yakıştırdığımız hikâyeler var yalnızca… Kendimize yeni bir hikâye yazacağız…” (Alâmetler Kitabı)
  • Safiye daha da deliriyor, üstünü başını paralamaya başlıyordu. Kimi gün ağzına lokma koymuyor, kimi gün on günün yemeğini tek öğünde tüketiyordu. (Aksak Ritim)
  • Sonra hanım döndü. Bir manken profesyonelliği ve zarafeti ile kapıya doğru, şu demek oluyor ki Necmettin’e doğru yürümeye başladı. Necmettin’in yüreği ağzındaydı. Ya kapıyı açarsa?
    Ama hanım kapıyı açmadı, onun yerine göğüslerinin üstünden bağladığı havlunun düğümünü açtı ve ayaklarının altına bıraktı. İşte o anda Necmettin aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle burun buruna geldi. Anahtar deliğinden görmüş olduğu şahane hanım, bir erkekti! (Alâmetler Kitabı)
  • Ah ruhumun ince sesi, Ah rüyasına yattığım.Sen ve ben ikimiz, yitik bir ülkenin mahzun çocuklaryız. Birbirimize yaslandık, böylece katlandık. Katlandık, katıldık, katılıp kaldık. Yıkıntılar içinde bulduk birbirimizi, toz duman. Senin gözyaşında çakıl taneleri, benim karnımda bir hançer. Ağrılarımıza yüz sürdük, terimizle şifa bulduk. İkiyken bir, birken fazlaca olduk. (Alâmetler Kitabı)
  • “Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. İnsanın hayatta bir sürü eski sevgilisi oluyor.” (Hepsi Hikâye)
  • İnsan yaralı bir hayvandır. (Dünyadan Aşağı)
  • Ben orada onun istediği kadar vardım istediği sürece ve istediği şekilde vardım, şu demek oluyor ki aslına bakarsak yoktum. (Dünyadan Aşağı)
  • Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. (Hepsi Hikâye)
  • Hayal etmek, yalnızlık gerektirir. (Alâmetler Kitabı)
  • “Zamanın ağırlığını meğer başkaları kaldırıyormuş insanoğlunun üstünden…” (Alâmetler Kitabı)
  • Bazı insanoğlu hiçbir şey yapmazlar;bir tek beklerler.Öyleki kendilerini oradan oraya atmazlar,çabalayıp üzülmezler,kimsenin kapısını çalmazlar.Bu yüzden de asla suratlarına kapı kapanmaz.Sadece beklerler.Öylece beklerler.Bekledikleri her ne ise çoğu zaman asla beklemedikleri zamanlarda onların ayaklarına gelir.Beklemedikleri bile gelir.Çalmadıkları kapılar durduk yerde açılır.Ben onlardan değilim. (Hepsi Hikâye)
  • Kalbin fazlaca yumuşak Noni (Meçhul)
  • Ölümle doğum kolaydır. Bir anda doğarsın, aniden ölürsün. Asıl sorun ikisinin içinde geçen zamanda. (Meçhul)
  • Ortalıkta dolaşan bir söz var, kime ilişik, bilmiyorum açıkçası: “Şöhret, insanoğlunun avam nezdindeki değeridir; saygınlık, seçkinler nezdindeki değeridir;
    özsevi de kendi gözündeki değeridir.” Genel olarak doğru görünüyor. (Haysiyet)
  • Yüzsüzlük öyleki bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık şeklinde yayılıveriyor insanoğlu içinde. Bir de baştakiler, büyükler bu şekilde davranınca, öteki insanoğlu da şevkle taklide başlıyor. Normal şartlarda infiale niçin olması ihtiyaç duyulan erdemsizlik, ahlâksızlık, üstünde pek durulmayan, bayağı bir davranış oluveriyor. Haysiyet, nezaket, diğerkâmlık neredeyse geçerlilikten kalktı. (Mübarek Kadınlar)
  • “Derler ki her canlının kendi kokusu varmış. Çiçekler ayrı kokarmış, hayvanlar ayrı. Hele bayanlar… Her biri ayrı bir çiçeğin rayihasını taşırmış.’ (Mübarek Kadınlar)
  • Yine de ikimiz bir noktalı virgül şeklinde bütünleşmiştik işte…
    Ben noktaydım; dünya hali içinde pek de kayda kıymet olmayan minnacık bir mühür.
    O virgüldü; durmadan arkasına yeni vagonlar eklenen, yoldan çıkmış bir çekicilik treni. (Mübarek Kadınlar)
  • Birlikte hayallerimiz oldu. Hiçbir vakit gerçekleşmeyecek olan, gerçeğin o denli uzağında fakat yalnızca bizim olan, başka asla kimsenin bilmediği ve ve bilemeyeceği hayallerimiz oldu. Aşk şeklinde bir şey işte. (Meçhul)
  • Ben asla konuşmazsam ve tüm dünya gözlerini kaparsa o vakit, kimse ben var mıyım yok muyum bilmesi imkansız. (Meçhul)
  • Koca kanatlı iki kuşun bir olup dünyanın başkentindeki iki büyük kuleyi yerle bir etmiş olduğu, Kandaharlı Fatima’nın burkasının altından hayatında ilk kere dudağına ruj sürdüğü, Filistinli Ziyad’ın karaciğerinin dört parmak altından vurulmuş olduğu, Picasso’nun Dört Kulaklı adlı tablosunu Diyarbakır’dan Kayseri’ye getiren getiren trenin raydan çıkmış olduğu, tüm lolita mankenlerin rüyalarında saçlarının arasına karafatmalar dolduğunu görmüş olduğu gecenin sabahında, İbrahim ortadan kayboldu… (Meçhul)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş