Eğitim

Mukaddes – Adil Yakubov Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mukaddes – Adil Yakubov Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mukaddes kimin eseri? Mukaddes kitabının yazarı kimdir? Mukaddes konusu ve anafikri nedir? Mukaddes kitabı ne konu alıyor? Mukaddes PDF indirme linki var mı? Mukaddes kitabının yazarı Adil Yakubov kimdir? İşte Mukaddes kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Adil Yakubov

Çevirmen: D. Ahsen Batur

Yayın Evi: İleri Yayınları

İSBN: 9789944109703

Sayfa Sayısı: 128


Mukaddes Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mukaddes’e aşık olacaksınız!

Mukaddes kısa bir roman fakat kesinlikle bir başyapıt. Romanın yazarı olan Adil Yakubov ise Özbek dilinin yaşayan en büyük romancısı olarak kabul ediliyor. Ama romanlarını okuduktan sonrasında aslına bakarsak tüm Türk dilinin en büyük romancısı bulunduğunu görmüş olacaksınız.

Adil Yakubov bir Özbek Türkü ve 1926 senesinde doğan. Çocukluğunda babasının evde meşhur Özbek Romancısı Abdullah Kadiri’nin Ötgen Günler (Geçmiş günler) romanını okuduğunu hatırlıyor. Adil Yakubov hemen hemen 11 yaşlarındayken Stalin periyodunun meşhur “cadı avı” adım atar ve babası “halk düşmanı” suçlaması ile kurşuna dizilir.

Bu felaketi yaşayan Yakubov İkinci Dünya Savaşı başladığında hemen hemen 17 yaşlarında olmasına karşın gönüllü olarak Sovyet Ordusu’na katılır. Cephe arkasında hizmete alınır.

1951 senesinde cepheden döndükten sonrasında edebiyat yaşamı adım atar. Kendisini edebiyat hayatına kazandıran eseri ise Mukaddes’tir.


Mukaddes Alıntıları – Sözleri

  • Fakat yaşam öyleki bir şeydi ki sağ eliyle başınızı sıvazlarken sol eliyle yüzünüze bir tokat akşedermiş…
  • ‘İnsaflı insan aşını yer, insafsız başını’
  • Fakat yaşam öyleki bir şeydi ki sağ eliyle başınızı sıvazlarken sol eliyle yüzünüze bir tokat akşedermiş
  • Fakat insan bir şeyi kaybetmiş olduğu yerden ayrılamaz,ayrılsa bile geri döner gelirmiş
  • Fakat yaşam öyleki bir şeydi ki, sağ eliyle başınızı sıvazlarken, sol eliyle yüzünüze bir tokat akşedermiş.
  • Sevgilimle daima gelip oturduğumuz bank’a oturdum fakat bu kez yalnızdım. Gözyaşlarım boşalırken. Ne ettim ben? Nasıl yaptım bunu? Nasıl bıçağı kendi elimle kendi kalbine sapladım. Baht-ı saadetimden kendi kendimi iyi mi yoksun ettim?


Mukaddes İncelemesi – Kişisel Yorumlar

2017 yılını bu kitap ile kapatmış oluyorum 128 sayfalık bu kitap bir kaç saat içinde elden dusurulmeyerek biten bir kitap ve ruhumu tutsak eden bir kitap oldu , kitaptaki Şerif adlı gencin tüm ruhsal durumlarını utanclarini,sevinclerini vs bedenimde hissettim iki gencin ,sonunda hüzünle bitmis bir aşk öyküsünü devrin Sovyet ideolojisi ışığında konu alıyor Adil Yakubov ve bu yaşanmış bir öykü ve bu hikayeyi kitap haline getirme sebebi Mukaddes adlı kızın kitabı bir ihtimal bir ümit okuyup Şerif’i affetmesi , iyi mi zarifçe bir fikir … (Türk Katunu)

Biyografik romanlar insana oldukça şey katar fakat Adil Yakubov olunca gömü sahibi sayılırsınız. Tarih içinde gezinirken hünerli dillere yürekli yiğitlere tanık olmuş olursunuz. Bu kitap da size masum bir aşk ve adanmışlık vaad ediyor. (Kemal Albayrak)

Özbek edebiyatının meşhur adı Adil Yakubov’un bir çırpıda okunacak aşk romanı.Fabrikada çalışan şerifin okumak için enstütüye gitmesi ve mukaddese rastlamasıyla süregelen süreç şerifin hatasıyla içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.Sovyetlerde ki yaşam tarzınıda bu kitapta bulabilirsiniz.iyi okumalar (Orhan C.)


Mukaddes PDF indirme linki var mı?


Adil Yakubov – Mukaddes kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Mukaddes PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Adil Yakubov Kimdir?

1926 senesinde eski adıyla Yessi şimdiki adıyla Türkistan şehri sınırları içinde kalan Karnak nahiyesinde dünyaya geldi. 1937 senesinde babası “vatan hainliği” suçlamasıyla komünist hükümet tarafınca tutuklanıp hapse atılınca, nüfusa büyükbabası Yakub’un ismiyle kaydedildi. Çocukluk çağları, oldukça çetin mücadelelerle geçti. Minik yaşta emek vererek, annesine destek olmak ve kardeşlerine bakmak mecburiyetinde bırakıldı. Çiftçilikten kolhozlarda çalışmaya kadar her türlü işi yapmış oldu. 1945 senesinde askere gitti. Rus-Japon savaşına katıldı. Beş yıl Çin’de kaldı. Askerlikten sonrasında Taşkent Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girdi. İlk denemesi olan “Tengdaşlar” isminde hikâyesini, askerlik günlerinde yazdı. 21 Aralık 2009 tarihinde vefat etti.

Meşhur yazar Özbek edebiyatına olan katkılarından dolayı Cumhurbaşkanı İslam Kerimov tarafınca ‘Özbekistan Halk Yazarı’ unvanı, ‘Dostlik’ ve ‘El Yurt Hurmati’ madalyalarıyla ödüllendirilmişti.

ESERLERİ:

Yirmiden fazla eseri neşredildi. Biri Uluğbey, diğeri Birûnî ve İbn-i Sinâ’nin başından geçen acıklı vakaları mevzu alan iki mühim zamanı romanı vardır.

Yazar hemen sonra ‘İki muhabbet’, ‘Mukaddes’, ‘Çift Kanat’, ‘Billur Kandiller’, ‘Uluğbek Hazinesi’, ‘Adalet Menzili’ ve Beyaz Kuşlar Bembeyaz Kuşlar’ benzer biçimde eserlere imza attı. Yazarın Mukaddes romanı benzer biçimde Türkçeye çevrilmiş eseri de bulunuyor.


Adil Yakubov Kitapları – Eserleri

  • Uluğbey’in Hazinesi
  • Mukaddes
  • Adalet Menzili
  • İbni Sina
  • Köhne Dünya


Adil Yakubov Alıntıları – Sözleri

  • Fakat yaşam öyleki bir şeydi ki sağ eliyle başınızı sıvazlarken sol eliyle yüzünüze bir tokat akşedermiş… (Mukaddes)
  • Sevgilimle daima gelip oturduğumuz bank’a oturdum fakat bu kez yalnızdım. Gözyaşlarım boşalırken. Ne ettim ben? Nasıl yaptım bunu? Nasıl bıçağı kendi elimle kendi kalbine sapladım. Baht-ı saadetimden kendi kendimi iyi mi yoksun ettim? (Mukaddes)
  • ‘İnsaflı insan aşını yer, insafsız başını’ (Mukaddes)
  • Evet, bu tefekkür kabiliyeti, akıl ve algı, insanoğluna bir tek bir amaçla kayra edilmişti: içinde yaşamış olduğu kainatı bilmek, doğa vakalarını idrak etmek ve nihayet akı karadan ayırarak yaşamı insaf ve hakkaniyet temelleri üstüne oturtmak! (İbni Sina)
  • … bu dünyaya niye geldiğimi, niçin gittiğimi düşünüp, hayallere dalıp dalıp gidiyorum. (Uluğbey’in Hazinesi)
  • – A! dedi şaşırmış benzer biçimde.. Burası insan yaşayan bir yer mi, yoksa kütüphane mi?
    – Burası oğlumun odası, dedi Mercanay.. Kitap hastasıdır oğlum.. (Adalet Menzili)
  • (İbn_i Sina) Bu işte düstur olarak Hipokrat’ın şu sözünü benimsemişti:”İlacın iyileştiremediği kişiyi ot iyileştirir,ot iyileştirmezse bıçak iyileştirir.Bıçak da yarar etmezse , ölüm yarar eder” (Köhne Dünya)
  • Felaketler nadiren yalnız gelirmiş; bir geldi mi birbiri ardına sökün edermiş sözü doğruymuş. (Adalet Menzili)
  • Pişmeden süt emmiş insanoğlu, sadece başına yıkım erişince Allah’ı dilinden düşürmez, ondan medet bekler.. (Adalet Menzili)
  • “Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir” (İbni Sina)
  • “Akıl algı yerine, kılıçla iş bitiren hangi diktatörün akıbeti iyi olmuş ki, bu cahilin akıbeti iyi olsun?” (Uluğbey’in Hazinesi)
  • Ama Mercanay bilmiyorum hangi kitapta, bilmiyorum hangi filozofun “Pişmeden süt emmiş insan oğlu sadece başına bir felâket erişince Allah’ı dilinden düşürmez, ondan medet bekler.” şeklindeki sözünü okumuştu. (Adalet Menzili)
  • “Hey Rabbım! Neden bu şekilde? Niçin bu kâinat, bu doğa, bu kır, ve yamaçlar böylesine temiz, böylesine tozsuz dumansız da, insanoğlu kirli ve gayr-ı samimi?” (Uluğbey’in Hazinesi)
  • Laçin benim için endişelenme, ana! Ne yapacağımı oldukça iyi biliyorum! Günlerini gösterecegim o zorbalara!..
    Mercanay, canım oğlum! Kurdun ağzına giren tüm çıkmazmış, balam kıyarlar sana. (Adalet Menzili)
  • Heyhât! Kim demiş bu kahpe dünyada hak ve adâlet yok diye! Var! İster pâdişah ister dilenci olsun, bu dünyada fenalık meydana getiren cezâsız kalmıyormuş! (Uluğbey’in Hazinesi)
  • Fakat şu dünyadaki her şey nisbîdir. (İbni Sina)
  • Fakat heyhat! Kırk yıl süresince yıldızların, kainatın sırrını öğrendi de, yeryüzünün, insanların sırrını öğrenemedi. Elini uzatıp yıldızların sır perdesini araladı da, insanların, şu nankör insanların, hatta kendi belinden düşen evlatlarının kalp perdesinden içeri giremedi. (Uluğbey’in Hazinesi)
  • Hamurlu tatlılar damarları tıkar’
    İbni Sina, tatlılar hakkında bin yıl ilkin şu çarpıcı değerlendirmeyi yapmış: “Tatlılar iki türlüdür. Ballı ve hamurlu. Ballı olanlar ağızda eriyip mideye giderse sindirime destek sunar. Hamurlu olanlara erişince, bunlar katıdır, sindirimi ağırdır. Damar ve eklem tıkanıklarına sebep olur. Tatlılar kan yapıcıdır, cinsel iktidara yardımcıdır. (İbni Sina)
  • Şeyhler, Ebû Bekir Tahir Abhaviye sormuşlar: Hakîkat nedir? Demiş ki: İlimdir. Demişler, ilim nedir? Demiş ki: Hakîkattir! (Uluğbey’in Hazinesi)
  • Fakat yaşam öyleki bir şeydi ki sağ eliyle başınızı sıvazlarken sol eliyle yüzünüze bir tokat akşedermiş (Mukaddes)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş