Eğitim

Müslüman’ın Diyeti – Kemal Özer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Müslüman’ın Diyeti – Kemal Özer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Müslüman’ın Diyeti kimin eseri? Müslüman’ın Diyeti kitabının yazarı kimdir? Müslüman’ın Diyeti konusu ve anafikri nedir? Müslüman’ın Diyeti kitabı ne konu alıyor? Müslüman’ın Diyeti PDF indirme linki var mı? Müslüman’ın Diyeti kitabının yazarı Kemal Özer kimdir? İşte Müslüman’ın Diyeti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Kemal Özer

Yayın Evi: Hayykitap

İSBN: 9786054325894

Sayfa Sayısı: 192


Müslüman’ın Diyeti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“İslam, bir tek kendine inanan Müslümanların değil, tüm insanların ve gezegende yaşayan tüm canlıların sağlığıyla ilgilenir. Ben de Müslüman’ın Diyeti’ni her insana yazdım. Şifa arayanlara, iyileşmek isteyenlere, azca yemeyi başaramayanlara, hazcı tüketimden sıkılanlara, hayatında ‘temiz’ bir sayfa açmak isteyen her insana…”

Kemal Özer

Besin Hareketi Lideri Kemal Özer, bu çalışmada haz eksenli tüketim biçiminin ve kirletilmiş gıdaların, şişmanlık, aşırı kiloluluk ve öteki hastalıklarla olan ilişkisini ele alıyor. İnsanları şişmanlıktan ve mutsuzluktan kurtarmak için ‘temiz ve sıhhatli’ bir beslenme modeli kuruyor. Nefsinizi, azca ve öz yemeye ikna etmenin yolunu gösteriyor. Kur’an-ı Kerim’de tavsiye edilen ve Hz. Peygamber’in de bilfiil hayatında uyguladığı ‘doğru beslenme ilkeleri’ni açıklıyor. ‘İslam’ın mutfağı’nı ve ‘Hz. Peygamber’in yeme-içme prensipleri’ni daha ilkin benzeri yapılmamış bir bütünlükle derliyor.

Kemal Özer, halkın oldukca merak etmiş olduğu sorulara da cevap veriyor: Beslenme ve kısırlık içinde ilişki var mı, kısırlıktan kurtulmak için iyi mi beslenmek gerekir? Batı tıbbının da kabul etmiş olduğu orucun, insan vücudundaki iyileştirici tesiri ne? Şişmanlamamak/zayıflamak için atılacak ilk üç adım hangisi? Evlatlarının da geleceğini düşünen ‘akıllı’ bir ailenin mutfağında neler olmalı, neler olmamalı? Yemekleri hangi sırayla yemeli? Sofra iyi mi olmalı?

Özer’in bu son soruya verdiği cevap ise her şeyi özetliyor: “Sofranız, evinize konuk olan Hz. Peygamber’in de yiyebileceği bir sofra olmalı!


Müslüman’ın Diyeti Alıntıları – Sözleri

  • Karnına iki taş bağlamak zorunda kalan Peygamberin Ahir zamandaki ümmeti, bir kaç kişiye kafi gelecek kadarını tek başına yiyor, hem yediklerinden daha fazlasını çöpe atıyor, hem de fazla yemeden meydana gelen musibetlerden kurtulmak için ömrünü hastanelerde geçirip, kazancının mühim bir kısmını da sıhhatini geri getirmek masallarına harcıyor. Sonra da bu felaketleri Allah’ın imtihanı diyerek avunuyor. Gerçekleri görmeme mevzusunda inadını sürdürerek gününü gün etmeye devam ediyor.
  • Oldukça et yiyenler, kucak kucak taze hâlis yoğurt yemelidirler. Bundan dolayı etler; kana, damarlara ve böbreklere fenalık verirler. Yoğurt bu fenalıkları, etlerin vücuda saçtıkları zehirli maddeleri (toksin) giderirler.
  • “Tıp ilmini iki satırda topluyorum. Yediğin zaman azca ye. Yedikten sonrasında dört beş saat hiçbir şey yeme. Şifa, hazımdadır. Yani kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, yiyecek üzerine yiyecek yemektir.”
  • Biroldukca aile, çocuk ‘doydum’ söylediği halde ‘ye’ diye ısrar ediyor. Bu, çocuğun doyma duygusunu/yetisini kaybetmesine bile niçin olabilecek bir davranış aslına bakarsak.
  • Çayın aslı yeşildir ve fermente edilerek siyahlaştırılır. Bu süreçte mühim bir gıda yitirilmesine uğrar. Bu nedenle siyah çay yerine yeşil çay içilmelidir.
  • İran’dan Medine’ye bir doktor gelip hastaları tedavi etmek ister. Aradan günler geçmesine rağmen kendisine gelip giden yoktur. Bunun üstüne Hz. Peygamber’e gelmiş olarak Medine’den ayrılmak için izin ister ve Müslüman halkın niçin hasta olmadığını sorar. Efendimiz Aleyhisselam “Benim ashabım iyice acıkmadan yemez. Yedikleri süre da tıka basa yemezler, daha iştahları varken sofradan kalkarlar” buyurunca, İranlı doktor heyecanla şu şekilde der: “İşte sağlığın şartı budur!”
  • Ebu Hureyre’nin (r.a.) rivâyetine nazaran, Rasulullah (sav) şu şekilde buyurdular: “Öyleki devir gelecek ki, insanoğlu, almış olduğu şeyin helâlden mi, haramdan mı olduğuna asla aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez.”
  • Şişmanlatıcı tesiri olan süt, bilhassa hurma ile macun yapılarak içildiğinde zayıflar için görkemli bir perhizdir.
  • Hiç şüphe yok ki insanoğlu yaptıkları ve yapmadıklarından hesaba çekilecekleri şeklinde, yedikleri ve yemediklerinden de hesaba çekilecekler. Yani helâli varken harama tenezzül etmekten, helâli aramamaktan, helâl de olsa ölçüsüz yiyip-içmekten hesaba çekilecekler.
  • Hz. Peygamber (sav), “Senin iştah duyduğun her şeyi yemen israftandır” buyurur. İmam-ı Beyhaki bu Hadis-i Şerif’i şu meâlde tevil eder: Sıhhati korumak kişinin görevidir. Mü’min bir kimse canının çekmiş olduğu her şeyi yememeli, nefsine başat olmalı, nefsinin bazı arzularına karşıcılık etmeli. Kişinin canının çekmiş olduğu her şeyi yemesi sağlığına zarar verebilir.


Müslüman’ın Diyeti İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Dünyayı bir sınav alanı olarak yaratan Allahû Teâlâ, kullarını her türlü davranışlarından hesaba çekeceği şeklinde yediklerimiz ve yemediklerimizden de hesaba çekileceğiz. Yiyip içtiklerimiz vücudumuzu etkilediği şeklinde tinsel dünyamızı da etkilemektedir
İşte bu noktadan yiyip içtiklerimize dikkat etmeli, Kur’an’ın ifadesi ile “helal ve tayyib” olanları tercih etmeliyiz.
Kitabın içeriğinden söz edecek olursam; Biroldukca başlık ve alt başlıktan oluşan kitapta, Rasulullah’ın yeme ve içme adabı, Kur’an ve Sünnet’den hareketle “helal ve tayyib” nedir, ne değildir, müslümanın yiyecek yeme ölçüsü iyi mi olmalı, hangi nimetleri ne süre tüketmeli, fazla kilolardan iyi mi kurtuluruz, azca yemenin önemi, Ramazan ayının ve Oruç ibadetinin sağlığa ve ruha yararları, beslenme ile kısırlık arasındaki bağ, hangi yiyeceklerden uzak durmalıyız ve son olarak yazardan bizlere “Hayat kurtaran 20 tavsiye” şeklinde konulardan oluşan bu kitabı tüm okurlara tavsiye eder kitabından bir Hadis-i Şerifi sizlere takdim ederim;
Efendimiz aleyhissalatu vesselam şu şekilde buyurmuştur:
“Ademoğlu mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak (nefsinin galebesiyle) illa da (mideyi doldurma işini yapacaksa) bari onu üçe ayırdın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de boş bıraksın. Mide hastalık evidir. Perhiz ise her devanın başıdır.” (merve)

Kitabı dostum okurken görmüştüm tavsiye üstüne aldım okudum. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kitap İlk başlangıçta güzel gidiyordu fakat oldukca kendini yine ediyordu. Sıkıldım ve yarım bıraktım. Sonra devam ettim gene birazcık informasyon sonrasında gene tekrara düşüyor gene sıkılıp bıraktım. En sonunda elime akıp artık bu kitap bitsin diyerek kendimi zorlayarak kitabı bitirdim. Kitabın bir kısmı rejimle ilgili fakat bir kısmı oldukca dağınık yazılmış evet güzel şeyler var fakat ben istediğim şeyleri azca buldum. Oldukça tekrarlaması alakasız mevzulara girip sonrasında mevzuyu rejime bağlaması bilmiyorum beni açmadı. Kesinlikle ismine binaen almıştım beni doyum etmedi. (tosbik)

(Ilk olarak şunu yazmak isterim okuyan olursa diye, burda yaptığım incelemeler yazınsal bir araştırma değildir. Bu platformu ilerde okuduğum kitapları anımsamak, başka birinden feyz alıp daha oldukca kitap okumak için kullanıyorum.)
Bu kitap tam olarak şuan şu zamanda yaşadığımız bu salgın döneminde aslına bakarsak ne kadar da hatalar yaptığımızı gösteriyor bana. Onca güzel sofralarımız harap edilmiş, batılılaşma adı altında köydeki teyzemin sofrasına kadar girmiş bir zihniyet artık damarlarımızda virüs olarak geziyor. Köy sofralarına gelen eğri büğrü domatesin ayıp olduğu fakat nedense dıştan bakınca rengi kıpkırmızı içi bembeyaz şekli çok büyük domatesin kıymetli olduğu zamandayız. Oldukça üzgünüm. Nice doğru şeyi yanlış diye çöpe atmışız, eski diye çürütmüşüz, faydasız diye yok etmişiz. O köydeki teyzem söylediğim teyzem , 64 senelik ömründe günübirlik yada birkaç gün çocuklarını ziyaret vs haricinde şehirde yaşam geçirmemiş bahçede tarlada son ayına kadar çalışmış organik yaşamın en malum örneği olarak bildiğim fakat işte hep yukarıda bahsettiğim o mahvettiğimiz gıdalar maddeler yüzünden 40 günde gelişen bir kanser ile yaşamını yitirdi. Düşünün ki biz asla köy yaşamı görmemişiz… Peki ya biz? (Fatma)


Müslüman’ın Diyeti PDF indirme linki var mı?


Kemal Özer – Müslüman’ın Diyeti kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Müslüman’ın Diyeti PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kemal Özer Kimdir?

– 1968 Konya Bozkır Armutlu’da dünyaya geldi.

– Gazeteciliğe 1988’de Türkiye’de Yarın Gazetesi’nde başladı. Çeşitli medya kuruluşlarınca muhabir, editör, gösterim danışmanı, haber müdür, genel gösterim yönetmeni şeklinde görevlerde bulunmuş oldu. Muhtelif sivil cemiyet kurumlarında yöneticilik yapmış oldu. Bilişim ve kamuoyu araştırma şirketlerinde çalıştı.

– Kendisini “emanetin izinde Müslüman düşünce işçisi” olarak tanımlayan Kemal Özer, evli ve İstanbul’da yaşıyor.

– Kemal Özer’e Feta Medeniyet, Emanet Fetası Ödülü verilen Özer, son olarak 15 Mart 2018’e kadar YENİSÖZ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak vazife yapmış oldu.

– Halen Sağlık ve Besin Güvenliği Hareketi Başkanlığını görütüyor.

– Yazılarına İlim İrfan Dergisi ile akkalemler.com ‘da devam ediyor.


Kemal Özer Kitapları – Eserleri

  • Müslüman’ın Diyeti
  • Deccal Tabakta
  • Şeytan Ye Diyor!
  • Yediklerinizin İçinde Ne Var?
  • İyi Besin Fena Besin
  • Şeytan Çıplak
  • Bir Yaşam Ramazan
  • Ramazan Kitabı
  • Gülen Şeytanlar Tarihi
  • Hikmetli Kıssalar Gençlere Hisseler
  • Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler
  • Hangi Suyu İçmeli?
  • Hasta Değil Susuzsunuz
  • Ramazan Diyeti


Kemal Özer Alıntıları – Sözleri

  • Unutmayın, biz zaferle değil seferle mükellefiz! (İyi Besin Fena Besin)
  • Geçmişte, elde edilmiş her informasyon, deneyim ile birleştirilir, sonrasında da yeni nesillere aktarılırdı. Mesela günümüzde kaç marangoz, ağacın tıpkı mıknatıs şeklinde artı ve eksi kutbunun bulunduğunu ve eğer ağaç kutbuna nazaran işleme doğal olarak tutulmazsa problem çıktığını bilir? Günümüzde kaç genç kız, sirke, yoğurt, tarhana, hoşaf, şerbet, sadeyağ, ayran, peynir, pekmez, maya, ekmek, bulgur şeklinde ürünleri yapmasını bilir? Kaç şahıs, deterjan bulamadığında meşe külüyle çamaşırlarını yıkayabilir? Kaç insan, bitkileri tanır ve onları sıhhatli kullanabilir? Kaç delikanlı bez yakıp külünü yaraya basarak, kanamanın durdurulabileceğinden haberdar? (Şeytan Ye Diyor!)
  • British Medical Journal’da yeni gösterilen bir makalede, “Şeker, tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır” diyor. (İyi Besin Fena Besin)
  • Adları demokratik ülkeler sıralamasında yer alsa bile hepimiz bi­liyor ki o ülkelerin yasaları da küresel güçlerin arzuları doğrul­tusunda yapılır. Türkiye de bunlardan biridir. (Deccal Tabakta)
  • “Yeme ve içmede dengeli olmayan kimsenin düşmanı karnıdır.”
    (Hz. Ali k.v) (İyi Besin Fena Besin)
  • Dünyada ilk kahve 16. asırda Yemendeki Osmanlı vilayet konağında, arkasından da Topkapı sarayında içildi. Bir elli yıl öncesine kadar da devam edip geldi. Ama sanayi kendi bileşik içeceğini gerçek kahvenin yerine ikame etmek için ‘Türk kahvesi’ diye bir isim uydurdu. Kahve, Türklerin pişirdiği usulde içilen içecek olup gerçekte şekersiz içilir. Şeker ekleme işi de yakın devrin uyduruk eylemlerinden biridir.
    Onlarca çeşit kimyasalı bir araya getirip sunanlar bunu ‘kahve’ diye takdim ettiler. Ilkin Batı hayranı kitlelerimiz, sonrasında da onların değersiz hayatlarına öykünen dindarlarımız düştü bu tuzağa. Şimdi bir de kahve derseniz ‘mütevazı mi’ sütlü mü’ diye merak ederler. Sade dedikleri kahve değil, sütlü dediklerindeki de süt değil. Hepsi kimsayal. Gerçek kahve istiyorsanız, size zorla ‘Türk kahvesi’ dedirtirler. Buna direnme, ne içersiniz dendiğinde ‘kahve’ demeye devam ediniz. ‘Sade mi’ denildiğinde ‘evet’ deyiniz. Muhtemelen size sensetik boyayı getirecekler kahve diye. Bu durumda, bu kahve değil ki ben gerçek kahveden istemiştim. Biz bu zararı dokunan şeyleri içmiyoruz’ diyerek ıtiraz edebilirsiniz. ‘Türk kahvesi mi’ diye soracaklardır. Bu durumda ‘hayır Türk kahvesi diye bir şey yok, küçük fincanda içilen kahve var ve ondan isterim’ diyerek koymalisinuz tepkinizi. Yoksa gerçek kaybolup gidecek. (Ramazan Kitabı)
  • İman kalpte olur, dışa yansır fakat!
    Kalp bir denizdir, dil ise bir kıyı!
    Denizde ne var ise, dışa ,kıyıya o vurur. Dıştaki sorunlarımız içten kaynaklanıyor. Mikroplar bedeni düzmece ilah ve rabler de ruhu işgal etti.
    Onları kovmadan…
    Bakın, Allah (c.c) ayette ne diyor: “Bu Kur’an’ı, sadece temiz akıl(hikmet) sahipleri anlayabilir.”Bakara 269.Ayet
    Allah! Allah! Herkes Kur’an’ı okuyor! İdrak edemiyor.
    Neden?
    Bilgisayarın beyni,hard diski,kafasına virüs girmiş olduğu süre format atıp temizlemezsen istediğin kadar informasyon yükle. Boştur kardeşim! Beyni temizleyeceksin! Peygamberimiz(s.a.v) hadis-i şerifte şu şekilde buyuruyor:” İman ile sövgü bir kalpte yan yana olması imkansız.” Yine Peygamberimiz(s.a.v) gene buyuruyor ki: “Haram lokma yiyen kalbe Allah girmez!”
    ” Allah diyor ki, Temizle Ben gireyim! Temizlemeden girmem. Temizle Ben içeri gireyim!” (Gülen Şeytanlar Tarihi)
  • Amerika’da meydana getirilen kontrol sonuçlarına nazaran, dünyada içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek su olan Zemzem suyudur. (Hikmetli Kıssalar Gençlere Hisseler)
  • Bugün yiyip içtiğimiz sözde gıdalar, bizlere ‘şifa’ şu şekilde dursun, ‘dert’ getiriyor. Elbette midemizi doyuruyoruz, fakat aslolan yiyecek değil, beslenmektir. Yediğimiz şeyler bizleri beslemeyip bir tek doyuruyor, hatta üstelik bir de çeşitli hastaliklara yol açıyor ise, acaba bu gıdalar, Kur’an’ı Kerim’in arzu etmiş olduğu ‘tayyib’ vasfını taşır mı? (Bir Yaşam Ramazan)
  • Artık işgaller toprak üstünden değil, mide ve zihinler üstünden yapılıyor. (Deccal Tabakta)
  • Zihnî/aklı kirleten şey batıl informasyon, bedeni kirleten şey necis besin, ruhu kirleten şey ise sapkın inanışlardı. (Gülen Şeytanlar Tarihi)
  • Bayramsa…
    Bayram şeklinde kutlansın!
    Bayramsa…
    Bayram dinlence değil, sıla-ı rahim olsun!
    Bayramsa…
    Bayram israf ve ifratla değil, mutlulukla anılsın!
    Bayramsa…
    Bayram kan değil, gül koksun!
    Bayramsa…
    Bayramınız kutsal olsun! (Bir Yaşam Ramazan)
  • Yiyecekler üzeride oynanan oyunlar, insani hasletlerimizin korunup korunmayacağıyla da yakından ilişkilidir. Bozuk yiyeceklerle beslenen insanoğlu vücudunun birliğini iyi mi muhafaza edecek?
    CANLIYI HER AÇIDAN ŞEKİLLENDİREN ŞEY VE BİR MİDE KENDİSİNE SUNULAN ŞEYLERİN GIDA ,DİL İSE TATTIĞI ŞEYİN ZEHİR OLUP OLMADIĞINI ANLAYAMAZ HALE GELMİŞSE , ACABA BOZULAN ŞEY SADECE GIDA MI YOKSA BİZLER Mİ? (Yediklerinizin İçinde Ne Var?)
  • Kişi herhangi bir hastanede vefat etmiş ise ve göz korneası sağlam ise cenaze yakınları itiraz etmediği sürece onlara sorulmadan göz korneası alınır.Buna izin vermemek için cenaze sahiplerinin o anda itiraz etmeleri gerekir.(Türkiye yasalarına nazaran) (Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler)
  • “Midenize gönderdiğiniz her lokma, hastalıklardan korunmak için aldığınız her hap, haberiniz bile olmadan çocuğunuza meydana getirilen aşılar, temizle(n)mek için kullandığınız deterjanlar, hepsi küresel amaca araçlık eden eşyalara dönüştürülmüşlerdir.” (Yediklerinizin İçinde Ne Var?)
  • Halka baş olmak büyük ve ağır bir iştir; daima başa dert olur ve insana eziyet verir. Nereye baksan orada bir çekince vardır, sevincini sorsan o daha azdır. Sevmeyeni oldukca, seveni nadirdir, didinmesi oldukca, rahatı azdır.
    Kutadgu Bilig- Yusuf Has Hacib (Şeytan Çıplak)
  • İnsanın nefsinin arzularını frenleyen ve şeytanın telkinlerinden uzak tutan ahlâk nizamının adı İslam’dır. İnsanlık zamanı süresince da bu isim asla değişmemiştir. İyinin de, kötünün de ölçüsünü koyan Allah’tır. (İyi Besin Fena Besin)
  • Meşhur kapitalis eğitimci, gerçeği şu şekilde dile getiriyor:
    Geri ülkelerde ekonomik , toplumsal ve politik ortamı istenilen yöne değiştirebilmek için , bizlerden yana 200 bilim adamı( !) hizmete sokmamız yeterlidir! (Yediklerinizin İçinde Ne Var?)
  • Gazze’nin kim bilir en rahat periyodu, Mursi’nin iktidarında oldu. (Şeytan Çıplak)
  • …Ruha giydirilen gövde insana verilmiş bir emanetse, bu emaneti korumak her insanın kişisel sorumluluğunda olan bir eylemdir. Bu eylemden kendini azad edenler büyük dava adamı Necip Fazıl’ın,”Dinde zorlama yoktur, insan hürdür normal olarak .İster dünyada pişer, ister ahirette !” cümlesinden her anlamda faydalanabilirler. (Şeytan Ye Diyor!)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş