Karaman’dan kış mevsimini geçirmek için 10 Kasım 2021’de Gülnar kazasının 175 metre rakımlı Yanışlı Mahallesi’ne gelen 7 çocuklu Yağal ailesinin 6’ncı evladı Müslüme, saat 17.00 sıralarında kayboldu.

En son çadır kurmuş oldukları alanın yanında oynarken görülen Müslüme’yi bulamayan ailesinin yardım çağrısı üstüne bölgeye jandarma, itfaiye, AFAD, AKUT ve sıhhat ekipleri sevk edildi.

Cansız bedeni bulunmuş oldu

Arama çalışmalarının 10’uncu gününde Müslüme’den acı haber geldi. Ailesinin çadır kurduğu noktaya 7 kilometre uzaklıktaki Karaağaç mevkisinde, çalılıkların içinde Müslüme’nin cansız bedeni bulunmuş oldu.

Müslüme’nin cenazesi, Gülnar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, buradan da otopsi için Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Birimi’ne götürüldü. Otopsinin arkasından Müslüme’nin cenazesi, memleketi Karaman’da toprağa verildi.

70 yaşındaki dedesi tutuklandı

Müslüme’nin cesedinin bulunmuş olduğu gün, jandarma ekipleri, anası Selvi, babası Mehmet, dedesi Hasan Yağal, anneannesi, babaannesi, kardeşleri ve halasının da aralarında olduğu 9 yakınını gözaltına aldı. Anneanne Yağal, gece ifadesinin alınmasının arkasından özgür bırakıldı.

Gözaltında 3 gece geçiren şüpheliler, işlemlerinin arkasından 22 Kasım’da adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden dede Hasan Yağal tutuklandı, 7 aile üyesi ise savcılıkça özgür bırakıldı. Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca vakayla ilgili yürütülen soruşturmada iddianame hazırlandı.

İlk duruşma yapılmış oldu

DHA’nın haberine nazaran; Tutuklu sanık Hasan Yağal, Silifke 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’ndan getirildi. Hakkında ‘Kendini savunamayacak yakın akrabayı bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak amacıyla kasten öldürme, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, nitelikli cinsel hücum, cinsel amaçla cebir, tehdit yada hile kullanarak evladı hürriyetinden yoksun kılma, suçluyu kayırma suçuna azmettirme’ suçlarından iddianame hazırlanan Yağal’ın Silifke Adliyesi’ne girişinde geniş güvenlik önlemi alındı.

Minik kızın fotoğrafları ekrana yansıtıldı

‘Suçluyu kayırma’ suçundan tutuksuz yargılanan anne Selvi, babaanne Ayşe Yağal ile ağabey O.Y. (15) de duruşmaya katıldı. Baba Mehmet, ağabeyler K., H. ile abla A.Y. (14) de duruşmada hazır bulunmuş oldu.

Öte taraftan mahkeme heyeti, Müslüme’nin bulunmuş olduğu sırada çekilen ceset fotoğraflarını ekrana yansıtıp, sanık ve tanıkların ifadelerini vicdanlarına seslenerek vermelerini istedi. Duruşmada aile fertleri şahit olarak dinlendi.

Sanık dede Hasan Yağal ile anne Selvi Yağal, babaanne Ayşe ile ağabey O.Y., haklarındaki tüm suçlamaları reddetti. Anne Selvi Yağal, duruşmada Müslüme’nin vefat etmesiyle ilgili kimseden şikayetçi olmadığını söylemiş oldu.

Eşi destek verdi

Baba Mehmet Yağal da duruşma salonunda hazır bulunmuş oldu. Duruşmada ilk olarak Ayşe Yağal’ın ifadesi alındı. Ayşe Yağal, Müslüme’nin kaybolduğunu eşine kendisinin söylediğini, eşinin de böylece haberinin bulunduğunu ve traktörle aramaya çıktığını kaydetti. Ayşe Yağal, Hasan Yağal’ın gelinine saldırı iddiasına yönelik ise “Selvi bizim öz yeğenimiz. Ben eşime güveniyorum. O öyleki bir şey yapmaz. Benim eşim suçsuz.” dedi.

“Bana saldırı etmedi”

Ayşe Yağal’ın arkasından ağabey O.Y.’nin ifadesine geçildi. O.Y., ifadesinde Müslüme’nin kaybolmasına yönelik herhangi bir bilgisinin olmadığını kaydetti. Daha sonrasında anne Selvi Yağal’ın ifadesi alındı. Selvi Yağal, ifadesinde kayınpederi Hasan Yağal’dan şikayetçi olmadığını kaydetti. Yağal, “Kayınpederimin suçu yok. Bana saldırı etmedi. Cenab-ı Allah bana hesap sorar, bana bir şey yapmadı” dedi.

DNA raporunu yalan olduğunu beyan etti

Bunun üstüne mahkeme heyeti, çocuğun babasının DNA raporlarında dedesi bulunduğunun ortaya çıktığını hatırlatınca Selvi Yağal, “Kabul etmiyorum, öyleki bir şey olmadı. Müslüme vakasından dolayı kimseden şikayetçi değilim.” diye konuştu.

“Her yerde aradık bulamadık”

Duruşmanın devamında tutuklu sanık Hasan Yağal’ın ifadesi alındı. Dede Hasan Yağal, vaka günü küçükbaşlarla beraber eşi Ayşe ve torunu Müslüme ile çadıra geldiklerini belirterek, “Yemek yedik, sonrasında torunum Kerim ile ben hayvan otlatmaya gittim. Ben alt yoldan gittim, Kerim de üst yoldan gitti. Müslüme’yi son olarak saat 14.30 benzer biçimde çadırdan çıkarken görmüştüm. Hayvan otlatmaktan geldim. Çocuklar ağlıyordu, O.Y., Müslüme’nin kaybolduğunu söyleyince traktöre binip, asfalta doğru gittim. Gittiğim yerde Ayşe ve Selvi’yi görünce onlar da bulamadıklarını söyleyince jandarmaya haber verdik. Her yerde aradık bulamadık.” dedi.

“O benim torunum”

Müslüme’nin bulunmuş olduğu yere kendi başına gitmiş olabileceğini öne devam eden Hasan Yağal, “Çocuk bu, kendi başına gider. Her gördüğümde Müslüme’yi yüzünden öperim. 9 gün sonrasında boynundan DNA çıkması düzgüsel. Bundan cinsel bir fiil olduğu çıkmaz. O benim torunum, bu mevzu söz mevzusu bile olması imkansız” diye konuştu.

“Gelinimle cinsel ilişkim olmadı”

Mahkeme heyeti, Hasan Yağal’a Müslüme’nin ablası öteki torunu A.Y.’nin kendi evladı olup, olmadığı mevzusunda sual sordu. Yağal ifadesinde, “O benim torunum, raporu bilemem. Belki akrabalıktandır. Gelinim Selvi ile bir cinsel ilişkim olmadı” ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, dede Hasan Yağal’ın tutukluluğunun devamına karar verip, duruşmayı eksiklerin giderilmesi için erteledi.