Genel Kültür

Mustafa Fevzi Çakmak kimdir?

mustafa fevzi cakmak kimdir 6242942265565

Mustafa Fevzi Çakmak / Genelkurmay

12 Ocak 1876 İstanbul – ö. 10 Nisan 1950 İstanbul
Lakapları: Müşir, Mareşal, Osmanlı paşası ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci ve son mareşalidir. Türkiye’nin Atatürk’ten sonraki ikinci Başbakanı, ilk Milli Savunma Bakanı ve Türk Silahlı Güçleri’nin Cumhuriyet dönemindeki ilk Genelkurmay Başkanı’dır.

Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1876’da İstanbul Anadolu Kavağı’nda Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi.
Akabinde Mekteb-i Erkân-ı Harbiye’ye girerek 25 Aralık 1898’de Kurmay Yüzbaşı rütbesini tamamladı.

Bir zaman Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) 4. Şube’de misyon yaptıktan sonra 1899’da 3. Ordu’ya bağlı Metroviçe’deki 18. Fırka’nın kurmay kuruluda görevlendirildi. Balkanlar’daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen çabaya katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907’de miralaylığa (albay) yükseldi. 1908 senesinde İkinci Meşrutiyet bülten edildiğinde 35.
1910’da Arnavutluk’ta çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu’nun kurmay başkanlığı’na atandı. 1911’de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli’nin korunmasıyla vazifeli Garp (Vardar) ordusunun kurmay başkanlığına getirildi. Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında 21. Fırka Komutan Vekilliği ve Vardar Ordusu 1. Şube (Harekat Şubesi) Müdürlüğünü yaptı.

Gazi Fevzi Çakmak’ın, Balkan Savaşları çıktığı dönemde 21. Yakova Nizamiye Fırkası K.
I. Şube Müdürlüğü ‘nde görevlendirildiğini daha evvelde belirtmiştik. Sırp Cephesi’nde Vardar Ordusu Operasyon Şube Müdürü olarak bulunan Fevzi Paşa’nın zaferli askerî faaliyetlerine karşın, Garp Vilayetleri’nde 10 Mayıs 1913’den itibaren Türk Kontrolü sona ermiştir.

1913’te 5. Kolordu Komutanlığı’na atandı. Mart 1915’de rütbesi mirlivalığa yükseltildi.

I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Kafkas, Suriye ve Filistin cephelerinde savaştı.
Fevzi Paşa’nın emrindeki XIII. ve XIV. Tümenler muharebeye katılmamış fakat 21 Temmuz’dan itibaren cepheye gelerek, I. Tüm. hariç eskimiş ve yorulmuş daha önceki tümenleri değiştirmişlerdir. Ayrıca İkinci Ordu (Osmanlı) Tümenleri’nin bölgeye (Kereviz Akarsu-Zığın Akarsu) gelmeleri üzerine VI. ve VII. Tümenler, Saros Gurubuna sevk edilmiştir.

Düşman Kirte güzergahında yapacağı taarruzlar istikametinde Alçıtepe’yi almayı tasarlıyordu. Fakat Türk direnişi karşısında emeline erişemeyen düşman çok fazla ilerleyememiştir.
ve IV. Tüm. ile kanaat et Vehip Paşa, 9 Ağustos’ta Fevzi Paşa’nın komuta ettiği V. Kor. Komutanlığına bağlı V. ve XIV. Kolorduların son ihtiyatları olan 41. ve 28. Alayları da bu bölgeye gönderdi. Bölgeye sevk edilen bu iki alay Conkbayırı’nın düşman eline geçmemesine ve Albay Mustafa Kemal Bey’in 10 Ağustos tarihinde Conkbayırı taarruzuna destekçi oldu. Mustafa Kemal Bey’in rahatsızlığı sebebiyle 10 Aralık 1915’te Fevzi Paşa 5.Kolordu Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek misyon olarak Anafartalar Grubu komutan Vekilliğine görevlendirildi (Mustafa Kemal Bey ise 16 Aralık 1915’de cepheden ayrıldı).
Kolordu Komutanı olarak vazife alan Fevzi Bey’in emrindeki XIII. Tüm. 21 Ekim 1915’te Keşan’a hareket etti. XIV. Tümen ise 12 Ocak 1916’da bölgeden ayrıldı.

10 Eylül 1922, Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak Paşalar birlikte İzmir’e giriyorlar Kurtuluş Savaşı [değiştir]Mondros Mütarekesi imza atıldığında sıhhat sebepleri ile İstanbul’da bulunuyordu. 24 Aralık 1918’den 14 Mayıs 1919’a kadar Ferik rütbesiyle Osmanlı Devleti’nin Erkan-ı Harbiye Reisliği (bugünkü Genelkurmay Başkanlığı) vazifesinde bulundu.
Ordu Müfettişliği, Askeri Şura aboneliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde harbiye nazırlığı (savaş bakanı, milli savunma bakanı) (Şubat – Nisan 1920) yaptı. Harbiye nazırlığı sırasında Anadolu’daki milli harekete silah ve mühimmat sevk edilmesini basitleştirici bir davranış izledi. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin (16 Mart 1920) ardından Anadolu’ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, Nisan 1920’de Ankara’ya erişti.
Birinci dönem TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI’ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920’de İstanbul Hükümeti tarafından milli hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.

3 Mayıs 1920’de Ulusal Müdafaa Vekilliğine (Milli Savunma Bakanlığı) getirildi. 24 Ocak 1921’de ulusal müdafaa vekilliği üzerinde kalmak üzere İcra Vekilleri Kurulu Reisliğini (Başbakanlık) de üstlendi. İkinci İnönü Muharebesi’nin galibiyetle neticelenmesinin ardından 3 Nisan 1921’de rütbesi TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral) yükseltildi.
3 Ağustos 1921’de Başvekillik, Ulusal Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği vazifelerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı sırasında TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bizzat cephede harekatı idaredi.

14 Ocak 1922’de ulusal müdafaa vekilliği, 9 Temmuz 1922’de icra vekilleri kurulu reisliği vazifelerinden ayrıldı ve Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz’un askeri tasarılarını hazırladı. Başarıyla sonuçlanan Başkumandanlık Alan Savaşı’nın (30 Ağustos 1922) ardından 31 Ağustos’ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın önerisi üzerine TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI tarafından Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi.

Cumhuriyet dönemi
Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği’nin kaldırılmasıyla; Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği ‘ne soyulan Mareşal Fevzi Çakmak, 30 Ekim 1924’e kadar TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI’de İstanbul Milletvekilliği misyonuna devam etti.
Kimileri ise, TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI kürsüsünde “Ulus Okulları”nin müfredatıyla alakalı olarak konuşma yaparken “Kuran-ı Kerim”i yere atıp üzerine basması üzerine Mareşal Fevzi Çakmak’ın silahını sürükleyip kendisini tek mermiyle öldürdüğünü iddiasında bulmaktadırlar.[kaynak belirtilmeli].

Bu dönemde askeri korunmanın geliştirilmesi için o zamanın koşullarında çok büyük bir para olan 130.000.000 TL ayrılmasına karşın, askeri teknolojide ileri ülkelerin Türkiye’ye Ulusal Şeflik kumpası dolayısıyla silah satmayı yalanlaması çehresinden orduyu modernize edemedi.
Yalnızca 2 zırlı birlik vardı ve ordu Çakmak Hattı’nı Çatalca’ya kadar sürüklemişti zira Trakya daha geniş olduğu için korunulamıyordu. Türk ordusunun modernizasyonu ancak 1952 senesinde Türkiye NATO’ya kabul edildikten sonra başlayabildi.

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği vazifesini 23 sene yaptıktan sonra 12 Ocak 1944’de 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Kanunu’na göre Tahdit-i Sin başka bir deyişle yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı. Fevzi Paşa’nın emekliye ayrılmasından sonra 9 Mayıs 1944’te Ulusal Şef ve Başvekili Şükrü Saracoğlu önde gelen milliyetçileri Turancılıkla yargılayarak hapsetti.

1946 tercihlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM’de VIII.
5 Ağustos 1946’da milletvekili seçilerek 22 yıl sonra tekrar Meclise katılan Fevzi Paşa, Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar’ın dönemin Cumhurbaşkanı’nın demokratik tercihlere müsaade etmesi için açıkladığı “Devr-i Sabık yaratmayacağız” (başka bir deyişle iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve usulsüzlüklerin hesabını sormayacağız) demesinden sonra partisinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948’de Osman Bölükbaşı ile birlikte Halk Partisi’nin kurucu aboneleri arasında yer aldı.

10 Nisan 1950 tarihinde ölüm etti.
Cenazesi İstanbul’daki Eyüp Sultan Kabirliğinde Minik Hüseyin Efendi dergahı türbesine defnedildi ve ailesinin isteğiyle Ankara’daki Devlet Kabirliği’na nakledilmedi.

.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş