Genel

Nevruzun yeri ve önemi

nevruzun yeri ve onemi 6238f979d7885

NEVRUZ’UN  TÜRK DÜNYASINDAKİ  YERİ VE ÖNEMİ…

Baharın başlangıcı olarak kabul edilen 21 Martta gece ve gündüz denktir. Bu denklik insanların din, dil, ırk ayırımı yapılmadan herkesin denk olduğu anlamına gelmektedir. 21 Marttan itibaren gündüzler uzayarak geceler kısalır.
Değişik kültürel aktivitelerle kutlanan Nevruz;  Navruz, Novruz, Sultan-ı Nevruz, Navrez, Nevris, Mart Dokuzu, İlkyaz Yortusu, Küni, Ulustın Ulu,Yeni Sene, Yeni Gün, Ergenekon, Çağan, Bahar Bayramı, Meyram, Yörük Bayramı gibi adlar altında da öğrenilmektedir.

Türk dünyası içinde kutlanan Nevruz aktivitelerine bir göz atacak olursak;

Kazak ve Kırgız Türklerinde yapılan “Noruz Köcü” adlı yemek sanki bir ikramın sunumu ve bereketin temennisidir. Bayramı karşılamak ismine, evler arınılır, yeni ve hoş giysiler giyilir.
Ateş üzerinden sıçramalar neşenin ve heyecanın bir dışa vurumu gibidir.

Semerkant, Buğuya gibi Özbek şehirlerinde, Nevruz bayramı bütün bir şenliğe dönüşür. Bir hafta süresince herkes birbirinin bayramını kutlar. Güreş yarışmaları, at yarışları ve horoz dövüşleri yapılarak milletin hoş müddet geçirmesi sağlanır.

Tacikistan’da  Nevruz, İslamiyet’e kadar ki dönemde 7 gıda kültürüne göre Mart ayı başından 21 Marta kadar kutlanırdı. İslamiyet sonrasında ise bu 7 besini simgeleyenlerden; pakliğin sembolü süt, hayata keyfini anlatan tatlı, serinlik ve dinlenmenin sembolü şeker, kadının hoşluğunu sergileyen tarak, yerini yeni sembollere bırakmıştır.

Afganistan da Nevruz doğum günü gibidir.
Ulusun üzerinde Nevruz derin bir tesir bırakmaktadır.

Azerbaycan, birkaç kültürden oluşması sebebiyle Nevruzu 3 gün süresince merasim havasında geçirir. Kabirlik ve akraba ziyaretleri yapılır. Başta helva ve pilav olmak üzere besinler yoksul ulus ile paylaşılır. Bu sebeple zengin ile yoksul arasında bir bağ oluşur. Tohum çimlendirme yapılarak, gelecek dönemin daha verimli geçeceğine inanılır. “Gapı Pusma”, “Suya Yüzük Atma”, “Su Başı”, “Baca Baca” gelenekleri ile daha önceki örf ve adetler devam ettirilir.

Tahtacı Türkmenlerinde,  21 Mart, Sultan Nevruz olarak anılır.Yaylaya çıkış günleri olan son dönemlerde, Atalar Kültürü’nden esinlenerek, ölülerin yedirilip içirildiği gün olarak da kayıtlara geçer.
Ispanaklı börek, soğan kabuğu ile boyanmış yumurtalar, yufka, sarı burma, leblebi, lokum,çerez ile ulus arasında “Ulus Üleştirmesi” yapılır.Gıdalar, geçmişlerinin ruhlarına yad edilerek, hem bugünü hem de geçmişi  bir araya getirme mücadelesi vardır. Birlikte aynı ruhu yaşamaya çalışırlar.

Yörükler arasında, köy ve yaylalarda 22 Martta, kentlerde ise Pazar gününe denk gelecek bir günde, yaylalara doğru hareket başlar. Evvelden yaylara çıkmış olanlar, yeni gelenleri güler çehreyle karşılayarak, konukseverliklerini en hoş biçimde gösterirler.
Diyarbakır’da cümbüş ve mesire yerlerine gidilerek kutlanan Nevruz geleneği, Kars’ta “Baca Baca” adı verilen kapı dinleme biçiminde uygulanır. “Baca Baca” ile ilk dinlenen sözlerin gelecek dönemin habercisi olduğu düşünülür. Hoş sözler dinlendiğinde günlerin hoş geçeceğine inanılır. Tunceli ve etrafında, erkekler alınlarına sürdükleri karaları, su kenarlarında arınarak, dua ve niyazda bulunurlar. Giresun da “Mart Bozumu” ismiyle, İzmir, Uşak, Sivas, Tekirdağ gibi yörelerde “Nevruz Şenlikleri” ismi ile kutlamalar yapılır.

Anadolu kültüründe, Mart Dokuzu olarak kutlanan Nevruzda Mart İpliği olarak öğrenilen, ağaca bez bağlama adetiyle ağacın güneşten korunması sağlanır.
Aynı ruhla kutlanan bu bayramda geçen yıldan bir araya gelerek saklanan nebatların kandıklarından ve sargay ismi verilen köklerinden yemekler hazırlanır. Bal katılmış yoğurt, dondurulmuş ve kurutulmuş et ve koyun tırnaklarından yapılan yemeklerle sofralar çeşitlenilir. Dört hububat hazırlanarak “Kır Başına” bir yerinizi incitmeye başladığında dört hububatın üzerine bırakılan Arçın ateşle alazlanır. Herkeste büyük bir neşe vardır. Oyunlar oynanır, cümbüşler tertip edilir ve günün bitkinliği ile karmaşık duygular içinde akşama doğru köye dönülürken söylenen şarkılarla devam edilir.

Gök Yaradan dini kültürünün egemen olduğu Sibirya Bölgesinde yaşayan Saha Türklerinde baharın gelmesi ve senenin bereketli geçmesi için Türkistan Orijinli Isıakh Bayramı ismi verilen Yaradana Şükür Bayramı  kutlanır.

Daha Önceki seneden yeni seneye geçişi, vefattan sıyrılıp yine dirilişi, kısırlıktan kurtulup yine üremeye dönüşü kutlamak emeliyle Kaliforniya’da (AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI) yaşayan yerli Kızılderili Kabileleri ile Sibirya Saka, Altay, Hakas, Telvit, ve Tava bölgelerindeki daha önceki Türk adetlerinde ve dini törenlerinde eşlikler bakılmaktadır.

Nevruz şenliklerinde at yarışı, cirit, kılıç sallama, yamba kapma, güreş, at üstünde efor şovu, sinsin, hunt, gibi spora dayalı oyunlarla birlikte; koskosa deve, ekende yoh,-biçende yoh- yeyende ortak gardaş, kış boyay, yolbars,argımak, gibi millet tiyatrosu ve ortaoyunu biçiminde seyirlik oyunlara da tesadüfmekteyiz.
(Belleten sayı 43,1947)1110-1189 senelerinde yaşayan İranlı büyük ali Abdulcelil El Kazvi’nin ifadesine göre Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun sancağı, yeşil, sarı ve kırmızı renkteydi. Kitabun Nalez adlı yapıtında, “Selçukluların melikleri ve sultanları, şayet yüzbin asker toplarsa, siyah bayrak askerde bulunmaz, yerine yeşil, sarı, kırmızı renkli bayrak bulunurdu.Yeniden aynı biçimde Osmanlı ordularında, sancaklar, sancaklar ve tuğlar  yeşil, sarı, kırmızı renkteydi.

Ulusal birlik ve beraberliğin,birlikte hayata isteğinin kuvvetlenmesi ve dayanışmayı sağlama ismine, bolluk ve bereketin işareti Nevruzun ülkemizde ve dünyada hoşluklara ve sulha vesile olmasını dilerim.

nevruzun yeri ve onemi 6238f97c788f6

Türk kültüründe Nevruzun Yeri Ve Ehemmiyeti

Türkler Ve Newruz

Türk kültüründe Nevruz, Türkün yine tarih sahnesine çıkışını, yeni bir senenin başlamasını ifade eden bir gündür.
Başka Bir Deyişle bugün Büyük Selçuklu Devleti’nin tarihi sınırlarında bulunan her yerde Nevruz bayramı yöresel bazı değişiklikler dışında, aynı anlam çerçevesinde kutlanmıştır. Nevruz, Kuzey Kıbrıs’tan Doğu Türkistan’a kadar halkın ulu günü, yeni sene habercisi ve bahara erişmek gibi anlamlar ifade eder. Ayrıca “Nevruz Sultanı”, “Mart Dokuzu” gibi adlandırmalar da yapılır. Özellikle gelişmemiş ve kırsal kesimlerde böyle adlandırılmaktadır.
Nevruz, her şeyden evvel İslama katlandırılması yanlış olan, aynı zamanda Alevilikle, Sünnilikle, Bektaşilikle bağdaştırılamayan, Türklerin islamiyeti kabulünden çok daha gerilere uzanır.
“Uygur Millet Ağız Edebiyatının Temelleri” isimli yapıtta bu bayramın çok daha öncekine katlandığı, Kazak, Kırgız, Özbek ve Tatar Türkleri tarafından kutlanıldığı ve Çin ulusu üzerinde büyük tesirler yarattığı öğrenilmektedir.
Nevruzun olduğu gün ulus, ibadethanelere, camîlere, mescit, takke veya pazar yerlerine bir araya gelirler. Buralarda dans şovları, muhtelif cümbüşler, oyunlar oynanır. Şair ve atışmacılar (koşakcı) aralarında atışırlar. Bu topluluk münasebetiyle gençler şiir yoluyla birbirleriyle muhabbet ederek; kendilerini açarlar. Okuyan çocuklar (okuyucular denilir) nevruz şarkısı açıklarlar. Öğrenciler ağaçlara yazılan nevrûznâmeleri taşıyarak birbirleriyle değiştirirler. Bunun içinde ilme teşvik edilmiş olunur.
Zengin aileler kendi yaptıkları yemekleri tören alanına getirirler.

Nevruzun Türk Halktaki yansımaları

Anadolu’da Mevleviler’de de kutlanan nevruz, “selam” sözüyle başlayan ve yedi ayetten oluşan bir duayla kutlanırdı: “Ey gece ve gündüzün önlemcisi, ey gözleri ve gönülleri başka hale çeviren, ey kudret ve halleri değiştiren! Halimizi en hoşa çevir!”.
Bektaşilerde ise dergahlarda bir araya gelinerek, cem ayinleri yapılarak dualarla başlardı.
Dua faslı bittikten sonra herkese süt ikram edilerek, “Nevrûziyeler” okunurdu.
Anadolu’da pek çok yerde nevruz, Allah’a secde ve iman ile kutlanırdı. Farklı yerlerde de cümbüşler tertip edilir; evler arınılır, yemek şölenleri verilir, darıl olanlar uzlaş; zanlılar bağışlanırdı.
Nevruz gününde göze sürme çekildiğinde, bazı hastalıklardan ve özellikle göz sızısından kurtulunacağına, gusül abdesti alanın o sene içerisinde hastalıktan uzak kalacağına inanılırdı.
Doğu Anadolu’da, özellikle Antep ve Diyarbakır’da 21 Mart’ı 22 Mart’a bağlayan gece nevruz olarak kabul edilir.
Bu saatlerde yat dua ve dileklerinin kabul olacağına inanılırdı.
Nevruz vakayı hem edebî, hem folklorik güzergahıyla toplumda çok büyük tesirler yaratmıştır. Tören gereği olagelenler koşmalara, kopuzlara, türkülere mâl olmuştur. Özellikle Türk-Uygur ağzının gelişmesinde büyük rol oynamıştır.

.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş