Eğitim

Nietzsche – Karl Jaspers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Nietzsche – Karl Jaspers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Nietzsche kimin eseri? Nietzsche kitabının yazarı kimdir? Nietzsche konusu ve anafikri nedir? Nietzsche kitabı ne konu alıyor? Nietzsche PDF indirme linki var mı? Nietzsche kitabının yazarı Karl Jaspers kimdir? İşte Nietzsche kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Karl Jaspers

Çevirmen: Murat Batmankaya

Yayın Evi: Alkım Yayınevi

İSBN: 9789944148184

Sayfa Sayısı: 736


Nietzsche Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nietzsche giderek putlaştırılmakta günümüzde. Giderek bağlamlarından koparılıp popüler kültüre araç-gereç olmakta. Şen kahkahaların atılmış olduğu sofralara meze edilmekte.

Haklılar; Nietzsche’yi okumak ve hatta idrak etmek kimileri için oldukça kolaydı. Hayli bereketlidir. Kışkırtıcıdır. Coşkuludur. Dili sarhoş eder insanı. Kendisine yanaşana koşarak sarılmış olur. Ne ki bir süre sonrasında; “Nietzsche’ye duyduğumuz coşku, bir antipatiğe dönüşür. Nietzsche’de her seferinde başka bir şey okumak, tahammül edilemez hale gelir. “Ve bu, ona ulaşmanın en doğru yolu değildir asla kuşkusuz. Jaspers der ki; “Salt Nietzsche’yi okumak yerine, Nietzsche’yi incelemek gerekir, doğrusu Nietzsche’nin çağımızda temsil etmiş olduğu fikir deneyimlerinin bütününü ele almalıyız. Sınırlarına ve kaynaklarına gitmek için baskı icra eden insan olmanın kaderini.”

O halde, Nietzsche’nin derdine ortak olmak ve daha içten bir okuma yapmak için bulunmaz bir fırsat duruyor önünüzde: Bir filozofun davası, sadece bu denli yalın ve eksiksiz ifade edilebilir zira.

-Arka Kapak-


Nietzsche Alıntıları – Sözleri

  • Demokrasi, mevcut olan her şeyin kökünü tehdit eden felakettir.
  • Sanki hakkaniyet kati bir idealmiş şeklinde, hatta insanoğlu adil olabilirmiş şeklinde görünebilir fakat Nietzsche bunun mümkün olmadığını görebilmektedir.
  • Organik olan şeyler için bile “dünyadaki bir damla yaşamın, varoluşun ve faniliğin büyük okyanusundaki karakter için önemsiz bulunduğunu” söyleyen Nietzche, insanoğlunun evren karşısındaki önemsizliğine dair en eski duyguları dile getirmektedir. “Dünya üstündeki yaşam bir an’dır, bir ara vakadır, sonucu olmayan bir istisnadır,” hatta insan “sınırı olan zamanı olan minik ve aşırı ehemmiyet kazanmış bir hayvan türüdür”
  • Bir mektubunda şöyleki demektedir: “Gerçek ve mütevazi olan her şeyin metafiziksel olarak sisler altıda bırakılması, akla karşı akıl ile savaşım… Şimdi artık bana ilişik olmayanı, insanları dost ve düşman olarak alışkanlıkları, rahatlıkları, kitapları üstümden atıyorum” (Mathilde Maier’e mektup 15.7.78).
    Buradaki temel tutum, Nietzsche’nin aslen şimdi kendine geldiğine inanmasıdır. Daha ilkin felsefe ve filozoflar hakkında konuşurken artık kendi felsefesi üstüne konuşur. “Şimdi gerçeğin bizzat arkasından gitmeye ve bizzat felsefeci olmaya cesaret ediyorum; daha önceleri filozoflara hayranlık duyuyordum.”(Fuchs’a
    mektup, 6.78). Kendini Yunanlılara yüz adım daha yakın görmektedir: “Eskiden yalnız bilginlere hayranlık duyup onlara taparken artık bizzat en minik ayrıntıya kadar bilgelik için yaşıyorum” (Mathilde Maier’e mektup 15.7.78).
  • “Bir ülkede akıl ve sanattan çok servete değer verilirse bilinmelidir ki ,orada keseler şişmiş , kafalar boşalmıştır .”


Nietzsche İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Gerçekten de Nietzsche hakkında bugün bile devamlı yanlış yorumlar analizler yapılmakta. Daha fenası ise entelektüel gevezelik adına Nietzsche’nin kullanılması meselesi var. Felsefe yapmayı gevezelik yapmakla karıştıran insanlardan Nietzsche’yi doğru anlamalarını beklemek abes olurdu.
Yazarımız da bu aşamada insanoğlunun felsefe ve Nietzsche özelinde düşmüş olduğu hataları tek tek açıklayarak aşama kaydediyor kitabında. oldukça varlıklı bir metin içinde ne olduğu okuyacaksınız. Ancak bu tıpkı bir süre sonrasında Nietzsche’nin öngörü ve tezlerini anlayamadığı için anlam ifade etmeyen bularak nefret etmeye süregelen insanoğlu için can bunaltan olabilir. Bu da Nietzscheci düşünceye yakın olan benim şeklinde insanları mutlu eder.
Salt informasyon birikimi açısından değil yaşam seçimi açısından da gerek avrupada olsun, gerek devletimizde olsun örnek alınan bir insan olarak Nietzsche ideal insanoğlunun aslen ta kendisidir. ”yapayalnız bir yaşamın nesi ideal olabilir?” diye soran şahıs için taşımış olduğu insan sıfatını aşma noktasında bir fırsat eline geçtiğini göremeyecek kadar uzaktırlar aslen Nietzsche’ye. Birinden ya da bir şeyden nefret edilmesinin sebebi onu anlayamamak, haliyle hakkında düşünce sahibi olamamaktır. Korkunun ve nefretin deposu bilgisizliktir.
Dolayısıyla Nietzsche’nin deli kabul edilerek ansızın bir nefret üretmesi kişide… işte kaynağını buradan alır.
Yazarın da uzun uzun anlattığı ve Nietzsche hakkında bilgilendirdiği kitabı da buna karşı cenk açmış durumda. Mutlaka okuyun derim. Hatta Nietzsche’ye başlamadan ilkin bunu okuyun derim. (Uğur De Molinari)

Nietzsche’nin felsefesi üstüne yazılmış çok önemli bir kitap. Bu şekilde buyurdu zerdüşt kitabında ne anlatmak istediğini kendi ağzıyla anlatışını buluyorsunuz kitapta. Arkadaşlıkları, mektuplaşmaları ve hatta dış görünüşünden tutun da yazı şekline kadar Nietzsche’ yi ilmik ilmik örüyorsunuz. (Özgür Gez)

Alfa yayınlarından çıkan Karl Jaspers’ın “Nietzsche Nasıl Felsefe Yapıyordu?” kitabı ile aynı kitapdır. Çevirmeni de aynı olup her iki kitap içinde fark yoktur. Özenli ve yeni bir çevirisiyle yeniden okumak arzu ederdim. (Barış Ağca)


Nietzsche PDF indirme linki var mı?


Karl Jaspers – Nietzsche kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Nietzsche PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Karl Jaspers Kimdir?

Karl Theodor Jaspers, (d. 23 Şubat 1883 – ö. 26 Şubat 1969), felsefede varoluşçu akımın teorisyenlerinden Alman felsefeci ve psikiyatrist. Modern psikiyatri, din felsefesi, tarih felsefesi ve politika felsefesinde mühim tesirleri olmuştur.

Hayatı

Öğrenciliği ve Tıp Kariyeri

Karl Jaspers, her ne kadar felsefeye erken yaşlardan ilgi göstermeye başlasa da hukukçu babasının etkisiyle üniversitede hukuk okumaya karar vermiştir. Fakat kısa sürede hukuktan sıkılarak, 1902’te tıp okumaya adım atmıştır.

1909’da tıp okulundan mezun olmuş Heidelberg’deki bir psikiyatri hastanesinde çalışmaya adım atmıştır. Periyodunun tıbbi çevrelerinin zihinsel hastalıklara yaklaşımından doygunluk olmayan Jaspers psikiyatrik yaklaşımı geliştirmeyi kendine vazife edinmiş, 1913’te Heidelberg Üniversitesi’nde geçici olarak psikoloji öğretmeye adım atmıştır. Daha sonrasında pozisyonu kalıcıya dönüşmüş, Jaspers hiçbir süre klinik uygulamaya geri dönmemiştir.

“Genel Psikopatoloji” (1913) adlı yapıtında psikopatoloji şekilleri ile görüngübilimsel ve yorumbilgisel yaklaşımlar arasındaki bağları incelemiş, bu yaklaşımları bazı psikopatoloji problemlerine başarı göstermiş bir halde uygulamıştır.

Felsefe Kariyeri

40 yaşlarında ruhbilim çalışmalarından felsefe çalışmalarına dönen Jaspers’in “Psychologie der Weltanschauungen” (1919) adlı yapıtı hem ruhbilimi algıladığımız dünyaya dair bir vizyon oluşturma gereksinimi içinde değerlendirmesi, hem de Kant, Kierkegaard, Nietzsche ve Weber’den ne seviyede etkilendiğini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Jaspers’i etkileyen öteki mühim filozoflardan bazıları Platon, Plotinos, Hegel, Schelling, Dilthey ve Husserl’dir.

Karl Jaspers, başyapıtı olarak nitelenen “Felsefe” (1932) adlı kapsamlı kitabında kendi varoluşçuluk anlayışını dile getirmiş, kitap Nazi Almanyası’nda yasaklanmıştır. Bu nedenle İsviçre’ye giden ve Basel Üniversitesi’nde dersler vermeye süregelen Jaspers, bu zamanda felsefeyle bağlarını bir fazlaca koparmış, daha oldukça politika felsefesiyle ilgilenmiştir. Bunun en mühim göstergesi “Atom Bombası ile İnsanlığın Geleceği” (1958) adlı yapıtıdır. Ölümüne kadar ise çalışmalarının çoğunu “din felsefesi” oluşturmuştur.

Felsefesi

Karl Jaspers felsefenin pek oldukça alanında garip anlayışlar geliştirmiştir. Bunların en mühimleri din felsefesinde “aşkın”, “gizyazı” (gizli saklı yazı düzeni), “felsefece inanç” tasarımları; tarih felsefesinde “Eksenler Süreci” tezi; politika felsefesinde ise “yeni politika düşüncesi”dir.

Karl Jaspers insanoğlunun dünya karşısındaki mümkün tutumlarını, kişinin ölüm, cenk, değişme ve kabahat şeklinde durumlar karşısında vermek durumunda olduğu kararları çözümleme eden, varoluş problemini akıl vesilesiyle çözümleyecek bir varoluş felsefesi geliştirmiştir. Varoluşla, insanoğlunun yaşamış olduğu ve dolayısıyla nesnelleştirilemeyen acı çekme, suçluluk ve ölüm şeklinde durumlarla sınırlanan ve açığa yaralanan insanlık halini anlayan Jaspers’e nazaran, bu nihai durumlar bilimsel düşüncede gözden kaçırılır ya da bir ekip açmaz ve antinomilerle anlatılır. Oysa bu tecrübeler deneysel bene ilişkin bilgimizin eğretiliğini ve dünyasal varoluşumuzun güvenilmezliğini gösterir. Gerek kilisenin, gerekse siyasetin insanları özgür değil eşit hayata geçirmeye çalıştığını söyleyen Jaspers, gerçek varoluşunu yaşayamayan insanoğlunun başkaları tarafınca kurulmuş olan bu çadırdan çıkabilmesi, kabuğunu yırtabilmesi için üç mecburi şart bulunduğunu söyler: Yalnızlık, cesaret ve cenk. Kitlesel duygudaşlık içinde sevgiyi kaybeden insan yalnız olabilmelidir. Bununla beraber, ilkin yalnızlık ve başkalarını özleme açmazını cesaretle yaşama zorunluluğu bulunmaktadır. Bu iki koşulu gerçekleştiren insanoğlunun savaşacağı üç şey vardır: Ölüm, acı çekme ve kabahat. Gerçek bir varoluş düzeyine yükselmek, varolabilmek görevli olmaktan geçer. Bir inanç ahlakı geliştiren Jaspers, insanoğlunun varoluşunu gerçekleştirebilmesi için, bilimi aşarak “mutlağa” ya da “Tanrı”ya gitmesi icap ettiğini söylemiştir. Varoluşunu bu yolla kuran insan, ona nazaran, ahlaksal bakımdan doğru olanı da bulmuş olur.


Karl Jaspers Kitapları – Eserleri

  • Felsefe Konuşmaları
  • Nietzsche
  • Felsefe Nedir?
  • Suçluluk Sorunu
  • Felsefi İnanç
  • Felsefeye Giriş
  • Descartes ve Felsefe
  • Evlilik


Karl Jaspers Alıntıları – Sözleri

  • Bir başka çocuk,yaratılış öyküsünü duyar:
    Başlangıçta Tanrı,gök ve yeri yarattı..,ve derhal arkasından sorar:”O halde,başlangıçtan ilkin ne vardı?”Bu çocuk artarda sormanın sonsuzluğunu,aklın durmayışını öğreniyor,zira kendisi için nihai bir yanıt mümkün değildir. (Felsefeye Giriş)
  • Sanki hakkaniyet kati bir idealmiş şeklinde, hatta insanoğlu adil olabilirmiş şeklinde görünebilir fakat Nietzsche bunun mümkün olmadığını görebilmektedir. (Nietzsche)
  • Demokrasi, mevcut olan her şeyin kökünü tehdit eden felakettir. (Nietzsche)
  • Organik olan şeyler için bile “dünyadaki bir damla yaşamın, varoluşun ve faniliğin büyük okyanusundaki karakter için önemsiz bulunduğunu” söyleyen Nietzche, insanoğlunun evren karşısındaki önemsizliğine dair en eski duyguları dile getirmektedir. “Dünya üstündeki yaşam bir an’dır, bir ara vakadır, sonucu olmayan bir istisnadır,” hatta insan “sınırı olan zamanı olan minik ve aşırı ehemmiyet kazanmış bir hayvan türüdür” (Nietzsche)
  • Özetlemek gerekirse: şartlıda kalan, bundan dolayı da hayvanların yaşamı şeklinde akıp giden, edepli yada edepsiz, başka türlü olmak istemenin huzursuzluğu içinde, ve bir türlü karar veremeyen insanoğlunun yaşamı kötüdür. (Felsefeye Giriş)
  • Şu da düşünülebilir: Tamamen apolitik olan keşişler, münzeviler, âlimler ve araştırmacılar ya da sanatçılar şeklinde
    tamamen politikanın haricinde bir varoluş sürmüş olan insanoğlu olabilir. Eğer hakikaten apolitik iseler bu kişiler suça
    ortak değildirler, denebilir. Ancak siyasal mesuliyet bu kişileri de kapsar, zira
    yaşamlarını devletin sağlamış olduğu seviye uyarınca sürmüşlerdir. Modern devletlerin bir harici alanı [Außerhalb) yoktur. (Suçluluk Sorunu)
  • Tanrısallık bizlere, şahıs olma görüşünüşünde gelir ve hem de bizi, bu Tanrı’yla konuşabilen bir varlığa yükseltir. (Felsefe Konuşmaları)
  • “Daima bir başkası olduğumu düşünmeye gayret ediyorum,ama gene de daima benim.” (Felsefeye Giriş)
  • ailedeki eğitimin niteliği, ebeveynin çocuktaki ciddi yada önemsiz, çocuğun hayatına ilişik bunalım ve dramları ele alma kabiliyeti ile ölçülebilir. (Evlilik)
  • Ben varlık olarak insan , dünyadan daha değişik varlık bulunduğunu kavradıkça, dünya içinde ümitsizlik duygusuyla kendisini yersiz yurtsuz hissetmektedir. (Felsefe Nedir?)
  • aşkın meşru olmaya gereksinimi yoktur. (Evlilik)
  • Bir mektubunda şöyleki demektedir: “Gerçek ve mütevazi olan her şeyin metafiziksel olarak sisler altıda bırakılması, akla karşı akıl ile savaşım… Şimdi artık bana ilişik olmayanı, insanları dost ve düşman olarak alışkanlıkları, rahatlıkları, kitapları üstümden atıyorum” (Mathilde Maier’e mektup 15.7.78).
    Buradaki temel tutum, Nietzsche’nin aslen şimdi kendine geldiğine inanmasıdır. Daha ilkin felsefe ve filozoflar hakkında konuşurken artık kendi felsefesi üstüne konuşur. “Şimdi gerçeğin bizzat arkasından gitmeye ve bizzat felsefeci olmaya cesaret ediyorum; daha önceleri filozoflara hayranlık duyuyordum.”(Fuchs’a
    mektup, 6.78). Kendini Yunanlılara yüz adım daha yakın görmektedir: “Eskiden yalnız bilginlere hayranlık duyup onlara taparken artık bizzat en minik ayrıntıya kadar bilgelik için yaşıyorum” (Mathilde Maier’e mektup 15.7.78). (Nietzsche)
  • .
    İnsanda karanlık ve kör bir cenk yapma iradesinin olup olmadığı şüphelidir; değişime, gündelik yaşamın aşinalıklarından ve iyi malum koşulların istikrarlarından ortaya çıkmaya yönelik bir dürtü yok etme ve kendini feda etme iradesi olarak ölüm iradesi şeklinde bir şey, yeni bir dünyanın inşası için belirsiz bir coşku…
    … (Felsefe Konuşmaları)
  • Zamanın sonsuz seyri içinde mümkün olan her şey, şurada yada burada, bir gerçeklik olarak tezahür eder ya da yeni­den ortaya çıkar. Ahlaki üstünlük duygularını korkuyla iz­liyoruz: Kim kendisini bir çekince karşısında mutlak anlam­ da güvende hissediyorsa, o tehlikenin kurbanı olma yoluna girmiştir. (Suçluluk Sorunu)
  • “Ancak bu varlık fena olması imkansız, zira fenalık mükemmellikle çatışır. Son aşama iyi olmalı ve bu yüzden aldatmıyor olmalıdır. Demek ki; ” düşünüyorum, o halde varım ”ilkesi doğrultusunda, ihtimaller içinde bir yalancı yaratıcıya karşı bile direnebilen berraklık ve niteliğe, ”düşünüyorum o halde varım” ilkesinden ayrılması mümkün olmayan ana düşünce yardımıyla, başka şeyler söz konusu edildiğinde de güvenebilirim.” (Descartes ve Felsefe)
  • Tanrı bilgisi, insanoğlunun özgürlüğü şeklinde mevzularda, yetersizliği
    sonucu; gene usun araçlarını özünde taşıyan, sadece
    ustan daha oldukça bir nesne olan, düşünceyi uyandırmasıdır.
    Bu yüzden, felsefe yapmak, kendi kendini yakınlandırmak
    için, ussal bilginin sınırlarına değin varmaya çabalar.
    Her nesneyi iyiden iyiye gördüğünü sanan kimse, felsefeye
    yaraşır şekilde düşünmüyor anlamına gelir… Bilim yöntemiyle,
    varlığın bilgisi mevzusunda, her nesneyi kesinlikle kavradığına
    inanan kimse, bilimsel bir saçmalık içine yuvarlanmıştır. (Felsefe Nedir?)
  • .
    Anlamlı olan aslen yalıtılamaz.
    Belirli olgulardan onları içeren bütüne doğru dairesel bir hareket içinde ve yeniden bütünden geri dönerek belirli mühim olgulara ulaşılır.
    … (Felsefe Konuşmaları)
  • insanoğlunun karşısında rakip yoktur. Yalnızca karanlık, fırıldak şeklinde suret değiştiren, bir oldukça çeşitlilik vardır. (Felsefi İnanç)
  • Bir zamana ilişik oluşun ve zamansızlığın özdeşi, mevcut anın sonsuz şimdiye kök salmasıdır. (Felsefeye Giriş)
  • “İnsan aslında, kendisi hakkında bilebildiğinden çok daha fazlasıdır.” (Felsefe Konuşmaları)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş