Eğitim

Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak – Michel Onfray Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak – Michel Onfray Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak kimin eseri? Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak kitabının yazarı kimdir? Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak konusu ve anafikri nedir? Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak kitabı ne konu alıyor? Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak PDF indirme linki var mı? Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak kitabının yazarı Michel Onfray kimdir? İşte Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Michel Onfray

Yazar: Maximilien Le Roy

Çevirmen: İbrahim Şahin

Orijinal Adı: Nietzsche, se créer liberté

Yayın Evi: Esen Kitap

İSBN: 9786054609338

Sayfa Sayısı: 136


Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Esen Kitap’ın “Marx” ve “Freud” kitapları ile süregelen ve ilgiyle karşılanan çizgi yaşam öyküsü serisi meşhur felsefeci Nietzsche ile devam ediyor.

Nietzsche, dünyada olduğu benzer biçimde devletimizde de yaşamı ve eserleriyle merak uyandıran filozoflardan biri. “Nietzsche- Özgürlüğü Yaratmak” kitabıyla Nietzsche’nin fikir dünyasını kavrayacak, yaşamının mühim anlarına şahit olacaksınız.

“Büyüleyici! Sarsıcı! Yıkıcı! Bu çizgi roman tek kelimeyle, mükemmel.” Evene

“Hayattayken anlaşılmamış bir filozofa, başarı göstermiş ve şiirsel bir saygı duruş…” Critiques Libres

“Felsefeyi demokratikleştirmeye çalışan bir felsefeci ile çizgi romanın ne kadar yetenekli ressamlara haiz bulunduğunu gösteren bir çizerin buluşmasından doğan kıymetli bir yapıt.” PlaneteBD

“Bu kitaptaki çizimlerde Van Gogh, Gaugin ve Cézanne’dan esinlendiğini söyleyen Maximilien Le Roy, genç yaşına karşın binlerce yaşam yaşamış benzer biçimde…” Laurence Le Saux

“Michel Onfray Fransa’nın entelektüel dogmalarına sağlam bir tekme attıktan sonrasında, şimdi de bu kitapla özgür düşünceyi keşfetmek isteyen meraklı zihinlere keyifli bir vasıta sunuyor.” Bedetheque

“Nietzsche’nin felsefesini ve yaşamını kayba uğratmadan özetleyen bir senaryo ve cüretli, gerçekçi ve görkemli çizimler.” Thierry Bellefroid

“Radikal bir felsefeci ve başıboş bir duygusal olan Nietzsche’nin deliliğe kadar giden yaşam öyküsü, sadece bu kadar başarı göstermiş resmedilebilirdi.” Telerama


Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak Alıntıları – Sözleri

  • Şimdi iş teriminin -yani her gün sabahtan akşama kadar devam eden ağır çalılma hayatının- gerçek yüzünü görünce anlıyoruz ki bu, aklın, arzuların ve bağımsızlık isteğinin gelişmesini kuvvetli bir halde engellemeyi bilen, herkesi dizginleyen bir tür oldukça etkili polistir. Zira iş, ciddi oranda sinir gücü harcıyor ve düşünmekten, derin dalmalardan, hayal etmekten, kaygı etmekten, sevgiden ve nefretten alıkoyuyor; göz önüne hep kıymetsiz bir amaç koyup, tertipli ve rahat tatminler sağlıyor.
    Böylece devamlı ağır çalışılan bir cemiyet, daha güvenli bir cemiyet olacaktır; ki günümüzde güvenliğe en yüce tanrı diye tapılıyor.
  • Çarmığa gerilmiş bir cesedi kutsayan… Kötülükleri ve vücudundan, teninden, yaşamın zevklerinden feragat etmeyi erdem sayan bu dinden ne bekleyebilirsin?
  • İnsan, hangi dozajda hakikate katlanabilir?
  • Büyük gün ulaştığında daha iyi öleceğimiz nedeni öne sürülerek, her gün diri diri ölmemizi isteyen Hıristiyanlıktan, bizi yavaş yavaş öldüren bu hastalıktan ne bekleyebilirsin ki?
  • Her şey alınyazısı ve gerekliliktir. Özgür irade, din adamlarının intikam almak için uydurdukları bir şeydir. Oluş, saf bir masumiyet halidir. Çocuk benzer biçimde… O andan itibaren her yanımız kurgularla çevrilir… Erdem kurgusu, hakkaniyet ve insan sevgisi kurguları… Ahlak uydurması… Zira hepimiz iyiliğin ve kötülüğün ötesindeyiz. Güç istenci, her türlü devinimdeki temel güç budur.
    Tanrı öldü… Size söyleyeyim, Tanrı öldü. Artık Tanrıya ihtiyacımız yok! Bundan bu şekilde bir tek olayların yazınsal dönüşü ve güç istenci….
  • Öldüğümde, tabutumun çevresinde meraklı kalabalıkların değil, bir tek dostlarımın olacağına dair söz ver bana. Eğer kendimi savunamaz hale gelirsem, ne bir rahibin ne de bir başkasının, gelip başucumda saçma sözler etmesine izin verme. Yalansız gömülmek isterim. Dürüst bir pagan olarak.
  • Başlangıç. Sondur, şu sebeple başta hep “Ebedi Dönüş” vardır. Böylece o hem de hem ortada hem sondadır.
  • Zavallı kardeşim, kusura bakma fakat sen benim yazdıklarımı anlayabilmek için fazla salaksın. O geri kalmış zekânın anlamaktan aciz olduğu kitapları okumasan daha iyi edersin.


Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Friedrich Nietzsche biyografyasına çizgisel bir bakış: Bir sonbahar mevsiminde…
Çizgiler bir araya gelip onu resmediyor, ilk sayfalarda bir tek sükût var. Divit, o gazel havasına dalıp sükût ediyor. Friedrich’in bu Dünya’ya gelişinden gençlik yıllarına kadar ki zamana kadar, bir tek resimler konuşuyor. Tamam sayın okur, alegori dolu cümleleri yavaşça yere bırakıyorum; ilk sayfalarda bir tek görsel ifade var.
Sonrasında divit sahneye çıkıyor ve diyalogları yazmaya başlıyor. Friedrich, tam bir beyefendi lakin birazcık vakur, birazcık aykırı cümleler kuruyor, anası de bu tavırlarına şaşırıyor. Sonrasında gençlik yılları; düellolar, felsefe kulübü kurma çabaları… O diyaloglara da fanatik kalmamak küstahlık olurdu.
Resimli romanın çizimleri, incelemenin ilk satırlarında yazdığım benzer biçimde gazel renkleri ve tonlarıyla betimlenmiş, okurken sonbahar mevsiminin huzurunu her sayfada yansıtıyor. Her pasajda ayağı yere basan cümleler kuruyor. Frederich, gerçeği mutlak doğruyla bulmaya çalışıyor.
Bu olguyu kendi cümlelerinden okuyun:
“Mutluluk Schopenhauern umrunda değil, onu gerçekliğe feda ediyor… İşte,
Onun gizemi bu.” s. 21
Yirmi dört yaşlarında profesör olmuş bir filozofun hikâyesidir bu. Mutluluk ve aşkın halüsinasyon olduğundan, aşkın bir tek bedenimizin bir oyunu olduğundan bahsediyor, meşhur felsefeci.
İnsan duygularını sezmede kullandığı alegorik metafor ise çok önemli:
“Ben bir duygu sismografıyım.” s. 51
Son olarak tek cümleyle bu kitabı anlat derseniz; yanıt olarak, “Bu eserle felsefe üstadının biyografisine, çizgi sinema ile konuk oluyorsunuz,” diye söyleyebilirim.
Keyifli okumalar. (Barış…)

Acılara karşın kuvvetli yaşanmış bir yaşam: Friedrich Nietzsche’yi doğumundan ölümüne kadar olan süreci özet şeklinde 130 sayfada özetleyen bir kitap. Eğer ki F. Nietzsche’nin bazı kişisel özelliklerini, sorunlarını, rahatsızlıklarını ve ihtiraslarını bilmiyorsanız bazı kısımları anlamakta güçlük çekebilirsiniz. Benim şansım bu kitabından derhal ilkin Nietzsche Ağladığında kitabını okumam oldu. Beğeneceğinizi düşünüyor, tavsiye ediyorum. (Umur Bilgehan)

Kitap, meşhur düşünürün yaşamının ve düşüncelerinin şekillenmesini elde eden vakalar hakkında…
Kullanılan renkler , anlatılan her bir vakaya ,hissedilen duygulara uygun; çizgilerin her biri sanat eseri benzer biçimde…
Nietzsche’nin yaşamı hakkında informasyon edinmek için iyi bir kitap…Merak uyandırıyor, düşünürün kitaplarını ve yaşam öyküsünü daha da derinden araştırma isteği doğuruyor. (duygu yener)


Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak PDF indirme linki var mı?


Michel Onfray – Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Michel Onfray Kimdir?

Michel Onfray Fransız filozofudur. Norman çiftçilerinden bir aileye hayata merhaba dedi ve doktora derecesi ile mezun oldu. Felsefede. Kendisi ve taraftarlarının Université populaire de Caen’i kurmadan ilkin, Caen’de bir teknik lisede kıdemli öğrencilere ders verdi. Hem yazarlığı hem de konuşmasında Onfray’in yaklaşımı hiyerarşik ve elitisttir. “Üniversite”, “Felsefe-for-Well-being” benzer biçimde kolay okunan kitaplar vasıtasıyla felsefi kavramların vahşileştirilmesi mevzusundaki ortak yaklaşımın aksine kitlelere üst düzey informasyon sunmayı tercih ediyor. Onfray, ruh çözümü olmadan felsefenin bulunmadığını yazıyor. Belki de tutarsız bir tavırla, kendisini sağlam bir ateist olarak duyuru eder (Fransa’da başka yerlerden daha yeni bir şey – aslen Atheist Manifesto adlı kitabı özetlemek gerekirse Fransa’daki en oldukça satanlar sıralamasında) ve dini inkar edilemez olarak görüyor. Bunun yerine kendisini, bireyselci anarşizm geleneğinin bir parçası olarak görüyor. Yazıları hazcılık, akıl ve ateistliği kutluyor


Michel Onfray Kitapları – Eserleri

  • Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak
  • Ateist Manifesto
  • Filozofların Karnı
  • Yolculuğa Övgü
  • Bir Putun Alacakaranlığı
  • Gerçekleşmeyen Gerçeklik
  • Bir Putun Alacakaranlığı


Michel Onfray Alıntıları – Sözleri

  • Bedenin denetimi olmadı mıruhun hepten yolunu kaybetmesinden korkmak gerek. (Yolculuğa Övgü)
  • Bir mizaca yönelik coğrafya vardır hala. Geriye onu bulmak kalır. (Yolculuğa Övgü)
  • Öğrendim ki, tıpkı yeni dünyanın dolarlarla yönetilmesi benzer biçimde, bu yaşlı dünyayı yönetmenin yolu da makam sahibi olmak imiş. (Bir Putun Alacakaranlığı)
  • Bir varış yeri düşlemek içimizde yabancı bir sesle konuşan buyruğa itaat etmektir. Zira bir tür Sokratik daimon bizim yerimize iç benliğimizde kararsız, belirsiz ya da bulanık olanı ateşiyle harlayan bu parlamayı ifade eder ve hatlarını çizer. (Yolculuğa Övgü)
  • İnsan, hangi dozajda hakikate katlanabilir? (Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak)
  • Kim, gerçekte kendi dini kitabını baştan aşağı okudu ? Kim , okuduktan sonrasında detaylar ve okuduğunun bütünlüğü üstünde aklını , hafızasını , zekasını , eleştirel ruhunu çalıştırdı . Okumak , sayfaları ellerinin arasından kaydırmak , onları tek düze sesle dönen dervişler benzer biçimde okumak , bir kataloğa göz atar benzer biçimde incelemek , arada sırada şurasından burasından bir öykü için bölümler almak değildir fakat beraber derin düşünmek için lüzumlu zamanı harcamaktır. Bu şekilde yaparak , inanılmaz tuhaflığı, iki bin yıldan beri imparatorluklar , devletler , milletler kurmuş bu üç kitabın tutarsızlıklar dokusunu keşfederiz… (Ateist Manifesto)
  • Diogenes, beslenme mevzusunda, yaygın olarak uygulanan pişmiş yiyecek olgusunun karşısına, ilk olarak uygarlığın simgesi olarak Prometheus’un, ateşin reddedilmesiyle kendini gösteren en deli beslenme nihilizmini koyar. Kinik diyetetiğin baş ilkesi, pişmemiş yiyecek tüketmektir. Kinik filozofun yabancılaşması -bu deyim Plutarkhos’a aittir-, uygarlığın temel almış olduğu değerler sisteminin yapı bozucusu olarak omophagia’yı, şu demek oluyor ki pişmemiş et yeme olgusunu öne çıkarır. “Pişmemiş et yeme, aslen (..), Prometheus’un kendini feda etmesiyle tanımını kabul eden ve bizlere iyi yaşama kuralı olarak, yiyecek hazırlarken şiş ve kazan kullanmayı dayatan insanlık durumunu yadsımanın bir biçiminden başka nedir?” diye yazar Marcel Détienne. Pişmemiş et yiyenler için söz konusu olan, “siyasal dinsel koşullardan kaçabilmek için (.) hayvan benzer biçimde dav ranmak (…), bunu alt düzeyde, hayvancılık düzeyin gerçekleştirmektir.” (Filozofların Karnı)
  • Nedir bir başyapıt? Herkesin bilmiş olduğu, sözünü ettiğini ve pek azının hakkaten okumuş olduğu bir kitap… (Gerçekleşmeyen Gerçeklik)
  • İnkar ve reddetme hastalığına yakalanan herhangi biri için gerçekliğin görmüş olduğu şey, gerçeğin gerçekliğinden daha gerçektir; gerçek olanı ise gerçek değil, diye değerlendirecektir. (Gerçekleşmeyen Gerçeklik)
  • – ” (…) Nedir bir başyapıt?
    Herkesin bilmiş olduğu, sözünü etmiş olduğu ve pek azının hakkaten okumuş olduğu kitap…” (Gerçekleşmeyen Gerçeklik)
  • “”İnsanlığın selameti’ için o Tanrıbilimci antikalıklarının hepsinden oldukça daha mühim bir problem var ki, beni daha başka türlü ilgilendirir: beslenme problemi.
    NIETZSCHE, Ecce Homo (Filozofların Karnı)
  • Freud, dünyayı kavramak için iki değişik yol olduğundan söz eder: Bir taraftan sanat, din ve felsefe kanalıyla (ki bunlar, kaleminin ucundan vefasızca dökülürler); bir öteki taraftan da ruh çözümü (şu demek oluyor ki onun “psikanalizi”) kanalıyla …
    İlk gruba girenler, biçimsel güzelliği ön planda tutan masallar, yazınsal alegoriler, dini mitolojiler, felsefi kurgulamalar önerirken; ikinci gruptaki kişiler de primısin ter pares (eşitler içinde birinci) yasasına uygun olarak, klinik gözlem sonucu elde edilmiş bilimsel gerçeklik­leri sunarlar. Ontolojik işeyicinin idrarı yada konserdeki çalıcının osuruğu söz konusu olduğunda, bunu oldukça net bir halde gözlemlemek mümkün elbet … (Bir Putun Alacakaranlığı)
  • Bilgili diyetetik, kısmen besinler vesilesiyle insanları kendi isteklerine boyun eğdirme ardında olan Rousseau, bir beslenme tipinin bir insan tipi yaratacağını bilir.Bu düşüncesini Yeni Héloïse’de geliştirir: “Insanların ka karakter özelliklerini,” diye yazar, “onların yeğlediği besinlerin seçiminden çıkarabileceğimizi düşünüyorum. Fazlasıyla ot ve sebze yedikleri için Italyanlar kadınsıdır ve siz hepiniz, İngilizler, büyük et yiyicileri, sizin sarsılmaz erdemlerinizde sert ve barbarlığı çağrıştıran bir taraf var.Doğal olarak soğuk, sakin ve yalın olan Isviçreli, öfkeye kapıldığı süre serttir ve acele parlar, hem de her iki tür besini tüketir, hem süt, hem şarap içer. Esnek ve değişken Fransız, her türlü besini tüketir ve her karakterde olabilir.”Bu düşünceyi -insan, yediği seydir İtiraflarda da buluruz,.. (Filozofların Karnı)
  • Kimsenin inanmak için görmeye gereksinimi yoktur, görmek için inanmak yeter. (Gerçekleşmeyen Gerçeklik)
  • Gidişler, dönüşler, dönüşsüz gidişler. Gezegenin tüm yüzeyi insanların, nesnelerin, bilgilerin ve tasarıların değiş tokuşuyla uğuldamakta. (Yolculuğa Övgü)
  • Demek ki gezi etmek, medeniyetin emek isteyen süre ayarlamasını, icada yönelik neşeli boş vakitten yana reddetmeyi gerektirir. (Yolculuğa Övgü)
  • Başlangıç. Sondur, şu sebeple başta hep “Ebedi Dönüş” vardır. Böylece o hem de hem ortada hem sondadır. (Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak)
  • Zavallı kardeşim, kusura bakma fakat sen benim yazdıklarımı anlayabilmek için fazla salaksın. O geri kalmış zekânın anlamaktan aciz olduğu kitapları okumasan daha iyi edersin. (Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak)
  • Ateizm bir terapi değil.yeni den kazanılmış mental sağlıktır. (Ateist Manifesto)
  • Samsatlı Lukianos, Diogenes’e şunu söyletir: “Bizim düşünme tarzımız (…) diğeri insanların sıkıdüzen etmiş olduğu şeydir,” daha ileride de: “Ben bir tek hoşuma giden şeyi yapıyorum, görüştüğüm insanoğlu bir tek keyif aldıklarım.” İşte bundan dolayı, filozofun tiyatroya çıkış kapısından girdiğini ya da giriş kapısının altında geri geri yürüdüğünü görmek bizi şaşırmamalı. Kendisine karşı çıkanları şöyleki yanıtlıyordu: “Ben yaşamımda, her insanın yaptığının tersini halletmeye çalışıyorum.” (Filozofların Karnı)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş