İzmir Kuşadası Körfezi’nde dün 3.8 şiddetinde bir deprem yaşanırken Menderes İlçesi de bu sabahleyin 5.0’lık deprem ile sallandı. Deprem, İzmir ve Aydın başta olmak suretiyle Ege Bölgesi’ndeki birçok ilde hissedildi. 7 kilometre derinlikte meydana gelen depremde, ilk belirlemelere bakılırsa herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Bunun peşinden Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise oldukça mühim bir izahat yapmış oldu ve kokuttu.

DENİZDEKİ UZANTILAR

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir yapmış olduğu açıklamalarında 30 Ekim 2020’de 6,6 büyüklüğünde yaşanmış olan depremden sonrasında bölgedeki gerilimin artçı deprem aktivitesiyle sürdüğünü beyan etti. Sözbilir açıklamalarının devamında merkez üssü Kuşadası Körfezi olan 5 büyüklüğündeki depremin, Gümüldür ve Efes fayları arasındaki deniz altı fayının kırılmasıyla meydana geldiğini, kırılan fay parçasının, bu iki fayın denizdeki uzantıları olarak kabul edilebileceğini aktardı ve şöyleki devam etti:

6,8 ŞİDDETİNDE DEPREM OLABİLECEK

“Bu faylar Gümüldür fayı ve Efes fayı ile bağlantılı. Her iki fay da diri fay sınıfında değerlendirilmelerine rağmen uzun dönemden beri yıkıcı deprem üretmiyordu. Bu faylar 5,7 ile 6,8 büyüklüğü arasında değişen depremler üretebilecek potansiyele sahip.”

AFET ÖNCESİ ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER AKILLARA GELDİ

Sözbilir, merkez üssü Seferihisar açıkları olan ve 117 kişinin yaşamını kaybetmiş olduğu 30 Ekim 2020’deki 6,6 büyüklüğündeki depremden sonrasında bölgedeki gerilimin 10 bine varan artçı deprem aktivitesiyle sürdüğünü kaydederek, “Bu deprem de 30 Ekim 2020’deki depremin tetiklediği depremlerden.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu. Sabah Kuşadası Körfezi açıklarında ufak çaplı oldukça sayıda deprem yaşanmasının da fayların birbirini tetiklemesinden kaynaklandığını dile getiren Prof. Dr. Sözbilir, yaşanmış olan tüm depremlerin, afet öncesi alınması ihtiyaç duyulan tedbirleri akıllara getirdiğini aktardı.

Sözbilir açıklamalarının devamında iller ve ülke geneli afet risk azaltma planları kapsamında tanımlanan çalışmalara hız verilmesi icap ettiğini altını çizdi ve İzmir’in deprem master planının revize edilmesi ve buna bakılırsa mevcut yapı stokunun depreme dayanıklı hale getirilmesinin de mühim bulunduğunu paylaştı.