Eğitim

Okuma Sanatı – Damon Young Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Okuma Sanatı – Damon Young Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Okuma Sanatı kimin eseri? Okuma Sanatı kitabının yazarı kimdir? Okuma Sanatı konusu ve anafikri nedir? Okuma Sanatı kitabı ne konu alıyor? Okuma Sanatı PDF indirme linki var mı? Okuma Sanatı kitabının yazarı Damon Young kimdir? İşte Okuma Sanatı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Damon Young

Çevirmen: Esra Doğu

Yayın Evi: Maya Kitap

İSBN: 9786059902861

Sayfa Sayısı: 224


Okuma Sanatı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bizler, benzeri olmayan birer okur olarak doğmayız, zaman içinde kelimelerden dünyalar yaratmayı öğreniriz. Peki, niçin güzel yazmak yere göğe sığdırılamazken iyi bir okur olmak göz ardı edilir?

Okuma Sanatı kitabında felsefeci Damon Young, okumanın ne kadar keyifli bir uğraş bulunduğunu Virginia Woolf’un günlüklerinden Batman çizgi romanlarına kadar edebiyatın içinden birbirinden kıymetli örneklerle gözler önüne seriyor. Young, okumakla geçen bir yaşam süresince yapmış olduğu hataları ve yaşamış olduğu aydınlanma anlarını içten ve esprili bir üslupla konu alıyor.

Her bir kısmı sabır, merak, cesaret, gurur, erdem, hakkaniyet benzer biçimde yazınsal bir temaya adanan Okuma Sanatı, sayfalardaki şekilleri alıp bu tarz şeyleri yaşam boyu sürecek bir maceraya dönüştüren okurun enerjisini takdir ediyor.

“Okumak üzerine birbirinden ilginç bilgilerle zenginleştirilmiş, merak ve cesaret temalı harika bir kitap.”

-Hilary McPhee

“Şiir gibi bir üslup… Her sayfası, bizi iç dünyamıza doğru bir yolculuğa çıkaran bir kaside gibi. Kendimizi keşfimiz ve kişisel gelişimimiz üzerinde okumanın etkisi kesinlikle göz ardı edilemez. Okuma Sanatı, bana bir kitapsever olarak yalnız olmadığımı hatırlatıyor.”

-Tara Moss

(Tanıtım Bülteninden)


Okuma Sanatı Alıntıları – Sözleri

  • “Gerçek bir komiklik anlayışı, yetişkinlere özgü bir özelliktir ve tecrübenin bir hediyesidir,” … “ve bu olgunluk kendimize gülmeyi öğrendiğimiz süre açığa çıkar.”
  • Zaten aydınlanmış olana ölüm nedir ki?
  • Bağımsız bir zekanın çekiciliği.
  • Olgunlukla okumak, daha kalabalık bir insani gerçekliğe haiz olmak anlamına gelir.
  • Bir kitap her şeyden öte, kayıtsız evreni dolduran, başka ciltler içinde okuruyla, doğrusu kaderinde o semboller olan kişiyle tanışana kadar yitik olan bir ciltten ibarettir.
  • Okurum, şundan dolayı okumaktan, dünyanın arınmış ve onarılmış görüntüsüyle karşılaşmaktan keyif alırım.
  • Özgür olmak kafi değildir, özgürlüğün kıymetini de bilmek gerekir
  • Kötüler her şeyi bir yere varma yöntemi olarak görürler ve bu şeyin bir şahıs yada kılıç olmasının önemi yoktur
  • Bir boşluk koca bir cümleyi ve bir okuyucu da bir ispatı değiştirebilir
  • Bizler, benzeri olmayan birer okur olarak doğmayız, zaman içinde kelimelerden dünya yaratmayı öğreniriz. Peki, niçin güzel yazmak yere göğe sığdırılamazken iyi bir okur olmak göz ardı edilir?
  • Beklemekle geçen süre, minik bir sonsuzluk benzer biçimde gelecektir.
  • Bazen acı çekeriz şundan dolayı yazar başarısızdır, bazense acı çekmemizin sebebi yazarın başarmış olmasıdır
  • Her bir sözcük dizisi varoluşsal bir meydan okuma olabilir
  • Edebi gücün keşfi söz konusu olduğunda her insana uyan bir kalıp yoktur. Devrin tuhaflıkları, aile ve psikolojiyle ilişkili pek oldukca etken okumaya tesir eder. Sartre gibileri aydınlanmayı egemenlikte bulur. Gösteriş, narsi sizm ve korkaklık söz konusu olabilir (fakat benden bu ka dar söz etmek yeter). Bir çok durumda vaka, felsefeci Herbert Marcuse’un “dinlence gerçekliği” diye tanımladığı şeydir: Sıra danlıktan sığınmak.


Okuma Sanatı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Açıkçası kitap ve felsefe arasındaki ilişki üstüne yoğunlaşmış bir kitap. Edebi eserlerin içindeki felsefe boyutunun üstünde duruyor. Felsefe derken bilim anlamında değil. Yabancı olması, içinde değerlendirilen eserlere de uzak kılıyor bir nebze. Fena değildi.. (Hüsamettin Çalışkan)

“Bir kitap her şeyden öte, kayıtsız evreni dolduran, başka ciltler içinde okuruyla, doğrusu kaderinde o semboller olan kişiyle tanışana kadar yitik olan bir ciltten ibârettir.”
Borges epigrafıyla başlıyor Okuma Sanatı.
Ve Sartre’ın “İnsan köleler için yazmaz.” önermesiyle devam ediyor. Kitaba dair söyleyeceğim o denli oldukca şey var ki, hangisinden başlayacağımı emin olun bilmiyorum. Epey zamandır bu denli keyif alarak ve düşünerek okuduğum bir başka kitap olmadı. Onlarca sayfa not aldım (ortalama 50 sayfa ) ve derhal bitmesin diye bazı bölümleri yeniden yeniden ve yavaş yavaş okuyarak devamlı kendimi kandırdım.
Sevgili Damon Young,
“Bizler, benzeri olmayan birer okur olarak doğmayız, zaman içinde kelimelerden dünyalar yaratmayı öğreniriz, İyi bir yazar olmak yere göğe sığdırılamazken, iyi bir okur olmak niçin gözardı ediliyor.” sorusundan hareketle, okumanın da bir sanat bulunduğunu, bu sanatı icra ederken nelere dikkat etmemiz icap ettiğini; peşinden da özne – nesne, okur – yazar bağından ve bununla beraber özgürlüğünden bahsediyor: Yazarak hiçbir şeyin var edilemeyeceğini, iyi bir okur tarafınca anlaşılamadıktan ve okurun zihninde yeni bir dünya yaratamadıktan sonrasında yazmanın bir tek bir eylemden ibâret bulunduğunun vurgusunu yapıyor. Şu durumda yazarlara, bilhassa felsefî derinlikle kitap yazanlara edilecek en güzel yakarış, “anlayan okurunuz oldukca olsun” olmalı diye düşünüyorum. () Zira idrak cehennemi, dünya cehennemlerinin en alt tabakasıdır. Yanlış anlaşılmak, bir tek anlatanı değil, anlayanı da yakar. Sevgili Damon Young’da okur algısına dikkat çekiyor ve “Anlam katan kişinin algısıdır. Zirâ okumak bir miktar özerklik gerektirir; kimse beni dünyalar yaratmaya zorunlu etmez. Kitaplar olsa olsa birer davetiyedir.” diyor.
Davete icâbet eden okurlar için kitabı, dolayısıyla yazarın iç dünyasını, zihnini ve ruhunu doğru algılamak ve idrak etmek, üstün bir çabadan ziyâde zihinsel özgürlük, empati ve dikkat istiyor denilebilir. (Bağnazca yada şizofrenik bir adanmışlık değil ) ✔ 
Yaklaşık iki senedir “aslolan amacı kitap okumaya teşvik ve kararsız okuyucuya öneride bulunmak” olan bu mecrada (bookstagram) etken olan biri olarak kanâatim, okumanın da bir sanat bulunduğunun, özerklik gerektirdiğinin bilincinde olmayan okurlarların çoğunlukta olduğudur.
İşte, sevgili Damon Young, tam bu aşamada iki kişilik özgürlükten bahsediyor. (okur – yazar özgürlüğünden ) Kitap okurken bağımsız olun, esâreti yok edin, tabularınızı yıkın ve zihninizi özgür bırakın diyor.
Yorumumun başlangıcında belirttiğim sorulara bir sual daha ilave ederek yineliyorum.
Sizce Sartre ‘köle’ derken neyi – kimi kast etmiş olabilir?
İnsan köleler için yazmıyorsa, niçin ve kimler için yazar?
İnsan niçin okur, niçin yazar?
Ruhunun yükünü hafifletmek için mi, Sait Faik benzer biçimde çıldırmamak için mi, adı bir yerlerde görünsün de nerde görünürse görünsün diye mi?
Ya da keyif vermek, bir felsefî sistem oluşturmak, şuur uyandırmak, eğitmek, dünyada bir iz yada somut bir şeylerle iyi hatırlanmak için mi? Ne için?
Ve insan niçin okur? Kendini gerçek ve her anlamda geliştirmek, gerçekleştirmek için mi, boş zamanını değerlendirmek için mi, dost ortamında entelektüel görünmek için mi, ya da bookstagram hesabındaki etkileşim düşmeden bir gönderi daha paylaşmak için mi? Ne için?
İşte tam bu aşamada da kitap bizi bizle yüzleşmeye çağırıyor. Diyor ki, sen gerçek bir okur musun, her okur gerçek bir okur mudur, her kitap iyi bir kitap mıdır, her yazar kalemi kuvvetli bir yazar mıdır? Sorularıyla çokça sorgulatıyor…
Kendi adıma oldukca şey öğrendiğim, oldukca düşündüğüm ve oldukca sorguladığım bir okuma deneyimi bulunduğunu söyleyebilirim. Ayrıca yaşayan bir felsefeci olan Damon Young’ın çocukluğundan bugüne dek ki  kendi okuma deneyimlerini bizlerle paylaşması emin olun oldukca oldukca kıymetli. Kitap, otobiyografik özellikleri ağır basan bir kitap olsa da, birçok dev yazar ve büyük filozofun kısa biyografisine, onların okuma deneyimlerine ve yazdıkları kitaplardaki düşüncelerine de çoğunlukla yer verilmiş. Mesela, Aristoteles, Nietzsche, Dostoyevski, Sartre, Proust, Schopenhauer, Orhan Pamuk, H. Arent, Heidegger, Orwell, Conan Doyle, J. Dewey, W. Woolf, J. Joyce, Borges, Pascal, Hume, Rousseau ve daha niceleri…
Ayrıca kitabın âdalet-arete-ölçülülük-özgürlük-sabır-cesâret-gurur benzer biçimde kavramlara ve temalara ayrılıp, büyük filozofların ve dev edebiyatçıların zihninin ışığında incelenmesi de oldukca kıymetli. 
“Okumak, okudukça sanata dönüşür.” diyen bu sese kulak vermek, devlerin omuzunda yükselmek ve daha iyi-gerçek birer okur-yazar olmak isterseniz, bir sanat olan okumanın felsefesinin anlatıldığı rehber niteliğindeki bu kitabı ne olursa olsun okuyun derim. Türü seven – sevmeyen her insana kalben tavsiyemdir.
Kitap, sıhhat ve sevgimle &&
#dipçem Sevgili Young’ın okurlardan hususi bir ricâsı da var. Sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum.
“Eğer okumak iki özgürlüğün yüzleşmesiyse, iyi okumak bir üçüncüsünü gerektirir ve o da bana rakip ya da garip yaşam izlenimleri veren öteki okuyuculardır. Edebî eleştirinin bu kadar mühim olmasının sebebi kısmen budur. Bilincim bir seviyede okuduğum ve okuduğumu iyi mi yorumladığım yardımıyla şekillenmiştir.
Okuma Sanatı, sokulgan bir okuma pratiğidir. Özgürlüğün ve bu yürekli konuşlanmanın ödüllerinin bir hatırlatıcısıdır. Bu sözü geçen özgürlüğe haiz olmanız bununla beraber benim kişisel ricâmdır.”
(Sevgili Young, kitabınızı oldukca sevdim. Biroldukca mevzuda da sizinle ve bahsi geçen felsefeci-yazarlarla hemfikirim; gerçekçi-pesimist Schopenhauer’un da bazı fikirlerine katılıyorum.
Ars Longa Vita Brevis!)
Damon Young ile tanışma kitabım olan ~Bahçede Felsefe~ C❤N Yayınları vasıtasıyla, okuduğum ikinci kitabı Okuma Sanatı ise, Maya Kitap vasıtasıyla kitapseverlerle buluşmuştur. Böylesi kıymetli felsefeci – yazarları bizlerle  buluşturdukları için, her iki yayınevi nezdinde alın teri döken her insana ayrı ayrı teşekkürü bir borç bilirim.
#dipçem Her şeyden evvel, iyi bir yazar olmanın yaratıcılığa, kabiliyete ihtiyacı olmasıyla birlikte, iyi bir okuyucu ve iyi kitaplar okumuş olmaya da ihtiyacı vardır diye düşünüyorum. Ve gene, iyi kitaplar okumayan yada iyi kitaplar okumuş olduğu halde dikkatsiz-bulanık bilinçle okuyan bir okurun, asla okumayan birinden pek bir farkı yoktur diye de düşünüyorum.  (Μειτεμ D.)

Okumak bir sanat mıdır? Ne için okumalıyız? Ne okumalıyız? Nasıl okumalıyız? Kitap daha oldukca yazarın okumuş olduğu kitaplar üstünden yapmış olduğu yorumlara dayanıyordu. Beklediğim benzer biçimde değildi açıkçası. Hayatında asla çikolata yememiş birine çikolatayı anlatmam ne kadar yetersizse,(kendi tatmadan anlaması oldukca güçtür) asla okumadığım Marcel Proust, Virgina Woolf ve daha nicelerine yapmış olduğu yorumları okuyup anlamam da o denli yetersizdi. Arthur Schopenhauer’in Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üstüne kitabından bahsetmiş olduğu bölüm oldukça dikkatimi çekti, niçin? Zira daha ilkin o kitabı okuduğum için neyden bahsettiğini biliyordum ve kitabın bendeki izleriyle yazarın izlerini, karşılaştırabildim. İlginç bir kitap olmuş. Bu zamana kadar okuyup kendine çıkardığı dersleri konu alıyor bir nevi. O denli fazla yazar ve kitabından söz etmiş ki,(içlerinde hemen hemen Türkçe’ye çevrilmemişleride oldukca) hangi birini okuyacaklarıma eklesem bilemedim. Türk yazar olarak Orhan Pamuk’tan bahsetmiş.(ben hâlâ okumadım kendisini) Bir yerde diyordu ki insanoğlu adları iz bıraksın diye okumadan yazar oldular. Ne kadar oldukca yazar var oysa ne kadar azca okuyan. Okumak, okudukça sanata dönüşüyor. Okudukça daha seçici olmaya başlıyor insan hakkaten. Eskiden başladığım her kitabı bitirmek zorundaymışım benzer biçimde hissederken şimdi yarıda bırakabiliyorum. Bekleyen o denli oldukca kitap var ki diğerlerinin zamanından çalamam. Kitaplar ve yazarlar üstüne verdiği bilgilerden faydalanılabileceğini düşünüyorum. Merak edenlerin okumalarını tavsiye ederim. (Şeyda)


Okuma Sanatı PDF indirme linki var mı?


Damon Young – Okuma Sanatı kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Okuma Sanatı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Damon Young Kimdir?


Damon Young Kitapları – Eserleri

  • Okuma Sanatı
  • Bahçede Felsefe


Damon Young Alıntıları – Sözleri

  • Her bir sözcük dizisi varoluşsal bir meydan okuma olabilir (Okuma Sanatı)
  • “Bir öküz, çiftçinin tarım planını ne kadar anlarsa biz de evreni o kadar anlıyorduk.”
    Pope (Bahçede Felsefe)
  • Olgunlukla okumak, daha kalabalık bir insani gerçekliğe haiz olmak anlamına gelir. (Okuma Sanatı)
  • İnsan kusurlu ve eksiktir. İnsan idealleri ve güdülerinin nihai bir manası yoktur. (Bahçede Felsefe)
  • “tutum ve tavırlar talihle; mizaç iklimle; inanç kitaplarla; ilkeler zaman içinde değişmiş olur” (Bahçede Felsefe)
  • “Gerçek bir komiklik anlayışı, yetişkinlere özgü bir özelliktir ve tecrübenin bir hediyesidir,” … “ve bu olgunluk kendimize gülmeyi öğrendiğimiz süre açığa çıkar.” (Okuma Sanatı)
  • Zaten aydınlanmış olana ölüm nedir ki? (Okuma Sanatı)
  • Okurum, şundan dolayı okumaktan, dünyanın arınmış ve onarılmış görüntüsüyle karşılaşmaktan keyif alırım. (Okuma Sanatı)
  • Mühim olan yolculuğun kendisidir, bir yere varmak değil. (Bahçede Felsefe)
  • Özgür olmak kafi değildir, özgürlüğün kıymetini de bilmek gerekir (Okuma Sanatı)
  • Edebi gücün keşfi söz konusu olduğunda her insana uyan bir kalıp yoktur. Devrin tuhaflıkları, aile ve psikolojiyle ilişkili pek oldukca etken okumaya tesir eder. Sartre gibileri aydınlanmayı egemenlikte bulur. Gösteriş, narsi sizm ve korkaklık söz konusu olabilir (fakat benden bu ka dar söz etmek yeter). Bir çok durumda vaka, felsefeci Herbert Marcuse’un “dinlence gerçekliği” diye tanımladığı şeydir: Sıra danlıktan sığınmak. (Okuma Sanatı)
  • Beklemekle geçen süre, minik bir sonsuzluk benzer biçimde gelecektir. (Okuma Sanatı)
  • Meleklerin adım atmaya korktukları yere aptallar koşa koşa gelir. (Bahçede Felsefe)
  • Doğanın izinden giden, her mevzuda kendine yeter. (Bahçede Felsefe)
  • Doğaya ilişkin her yer görkemli… (Bahçede Felsefe)
  • İnsan bitmek bilmeyen bir sorudur, bir cevap değil. (Bahçede Felsefe)
  • Bir şeyleri yıkıp yerine daha iyi bir şey koymadıkça, yok etmenin hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum. (Bahçede Felsefe)
  • Bağımsız bir zekanın çekiciliği. (Okuma Sanatı)
  • İnsanlar kendilerini dünyaya ve birbirlerine dayatıyorlardı. (Bahçede Felsefe)
  • “Doğada bulunmayı bu kadar sevmemizin nedeni onun bizimle ilgili bir kanıya sahip olmamasıdır.”
    -Nietzsche- (Bahçede Felsefe)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş