Önce Ben Öleceğim – Furuğ Ferruhzad Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Önce Ben Öleceğim – Furuğ Ferruhzad Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Önce Ben Öleceğim kimin eseri? Önce Ben Öleceğim kitabının yazarı kimdir? Önce Ben Öleceğim konusu ve anafikri nedir? Önce Ben Öleceğim kitabı ne konu alıyor? Önce Ben Öleceğim PDF indirme linki var mı? Önce Ben Öleceğim kitabının yazarı Furuğ Ferruhzad kimdir? İşte Önce Ben Öleceğim kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Furuğ Ferruhzad
Çevirmen: Haşim Hüsrevşahi
Yayın Evi: Totem Yayınları
İSBN: 9789944330602
Sayfa Sayısı: 400
Önce Ben Öleceğim Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Şimdi kışın ortasıdır ve benim hâlâ sobam yok. Param da yok. Buna karşın hep seni düşünüyorum. Elimde olsa senden esirgemem… Evlenmek çocuk oyunu değil, düğün töreni ve adının güzelliği insanı aldatmamalı. Bir kız gelip insanoğlunun yaşamına ortak oluyorsa, o insandan onu destekleyip yönetme gücünün olmasını bekler. Kendinde ne süre bu şekilde bir güç görürsen evlen.
(Tanıtım Bülteninden)
Önce Ben Öleceğim Alıntıları – Sözleri
- Her şey biter… Her şey… Yaşam nedir ki! Bırakıp gitmek; bırakıp gitmek niçin?
- Rahminizde yüreğinizin kanıyla beslediğiniz,bacaklarınızın arasından bu dünyaya getirdiğiniz adamların,kendilerini doğuran bayanların dillerini kestiklerini,köleleştirdiklerini bilemezdin ki çocuk!Bu nedenle sen,ateş-i ve isyanı seçtin..
- Furuğ hep yalnızdı. Tek başınalık değildi bu yalnızlık, kalabalıklar içinde bir yalnızlıktı. Onun yalnızlığı dünyasının algılanamamasıydı. O sevgililerine karşın yalnızdı: “ben senden ölürdüm/ oysa sen benim yaşamımdın/ …/ sen dinlerdin/ görmezdin beni ancak.”
- “…Ama benim ayaklarımda beni sınırlayan zincirler var. Benim ruhum, vücudum ve tüm davranışlarım anlam ifade etmeyen ve zayıf toplumsal yasalar çerçevesinde mahpus kalmıştır ve ben devamlı, ne olursa olsun alışılagelmişliklerin bir adım ötesine geçmem icap ettiğini düşünüyorum. Ben bu can sıkan, kayıt ve kurallar dolu yaşamı sevmiyorum…”
Önce Ben Öleceğim İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Furuğ Zaman Ferruhzad Iraki: Destanlar yazdıracak kadar bir yaşam,kelebekler kadar kısa bir yaşam..Ahh Furuğ seni kimler anlamış oldu ve seni kimler anlayacak? Tabii ki seni aşktan can-ı onlarca kere yanmış fakat gene de vazgeçmeyenler anlayacak..Sen iyi ki var oldun ve bizlere sorulmadan atıldığımız fena kalplerin ve ruhların olduğu bu dünyadan geçtin.Sen bir kadının çığlığı,içinden çıkaramadığı cesareti,sen yürekleri derya deniz olan bayanların sesi ve hissisin..Görmek isteyen gözlerin ve idrak etmek isteyen yüreklerin senin şiirlerinden ve hayatından alacağı o denli oldukca ders var ki..Bazı insanoğlu özeldir ve içlerindeki cevheri çıkarmak için oldukca bedeller öderler ve sen bedellerin en kötüsünü evladını ölene dek göremeyerek verdin..Ama susmadın fakat vazgeçmedin..Herşeye karşın devam ettin..Haklı bir davan vardı hanım benzer biçimde insan benzer biçimde ölene dek arkasında durdun..Selam olsun güzel güzel yürekli bayanlara.. (Romanokur…فروغ)
Nocturne in C sharp minor dinlerken okuyabileceginiz bir yaşam: Önce Ben Öleceğim’de Furuğ’un öykülerini, mektuplarını, yazılarını, kendisiyle meydana getirilen söyleşileri ve sinemacılığını, yaşamı ve aşklarını öğreniyoruz..
Bu kitapta yer edinen detaylar, notlar, bilgiler o yazıların yayınlandığı yıllara ilişkin orijinal nüshalarından çevrilerek aktarılmıştır..
Sinemacılığını demisken kitapta adı zikredilen Iran da yonetmenligini yaptigi “Ev Karadır” belgeselini merak edip Youtube dan izledim ve Furuğ’un bir yonunu daha kesfetmis oldum. Otuz küsür yaşamına ne oldukca şey sigdirmis.. Ne asklar, ne acılar.. O siirleri aslına bakarsanız bayağı biri yazamazdi. Dostoyevski nin “gercekten buyuk insanoğlu buyuk acılar çekmek zorundadırlar” sozundeki insanlardan biridir Furuğ..
Furuğ’u daha yakından tanımak isteyen her insana tavsiye edeceğim bir kitap.. (gulestan)
Merhaba!
Bu kitap için yazılacak o denli oldukca şey var ki ve keşfedeceğiniz o güzel şeyler…
Yalnızca sizi nelerin beklediğine dair küçük bir alıntı paylaşıyorum;
İbrahim Golestan, “Ağaçlar” adlı bu kısa öyküyü Mayıs 1966’da başlayıp Haziran 1967’de tamamlamıştır. Bu öykü Aruz vezninden yararlanılarak bir şiir musikisinde kaleme alınmıştır. Furuğ onlarca kere ve gururla, “O, ağaçlar öyküsünü benim için yazdı.” demiştir. Öykü şöyleki biter: “Çamın kökleri mutlaka yara almıştır, bu çam artık o çam değil, gider bu çam!” ve öykü yayımlandığında Furuğ çoktan gitmişti! Kaveh Golestan’ın babası hakkında konuşurken bahsettiğinde onun ağaçları ve çamları koklaması hikayesi burada yatar. İbrahim Golestan, Furuğ için bir fidan dikmişti bahçeye. Furuğ’un ölüm tarihini anımsayalım: 13 Şubat 1967. Bu öyküde çam İbrahim Golestan, onun dalları arasına sokulan meyve ağacı ise Furuğ’dur kanımca. (gizem)
Önce Ben Öleceğim PDF indirme linki var mı?
Furuğ Ferruhzad – Önce Ben Öleceğim kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Önce Ben Öleceğim PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Furuğ Ferruhzad Kimdir?
Füruğ Ferruhzad, (Farsça: فروغ فرخزاد, Forough Farrokhzad) (d. 5 Ocak 1935 – ö. 13 Şubat 1967), İranlı ozan, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam. İran’ın 20. yy’da yetiştirdiği en mühim hanım şairlerindendir.
Yaşamı
Babası Albay Muhammed Ferruhzad ve anası Turan Veziri Tebar’ın yedi çocuğundan üçüncüsüydü. Mahalle okulunda 9. sınıfa kadar devam ettikten sonrasında kız sanat okuluna gitti. Burada fotoğraf, dikiş-nakış ve el sanatları öğrendi. Hicivci ozan Füruğ, 16 ya da 17 yaşlarına ulaştığında Perviz Şapur ile evliliğe ilk adımını attı. Eğitimine kocasının yanında Ahvaz’da devam etti. Bir yıl sonrasında tek evladı olan Kāmyār’ı dünyaya getirdi. Evliliğinden iki yıl sonrasında 1954 senesinde Füruğ, eşinden ayrıldı. Mahkeme Kāmyār’ın velayetini babasına verdi.
Füruğ, Tahran’a geri dönerek şiir yazmaya devam etti ve Esir adını verdiği ilk kitabını yayınladı.
1958 senesinde İbrahim Gülistan’la tanışır ve dokuz ayını Avrupa’da geçirir. Ozan bu zamanda yaşamının esin deposu olan şiirlerine devam eder ve hızla iki kitabını daha piyasaya sürer. Bunlardan ilki Duvar ve diğeri de İsyandır.
İranlı cüzzam hastalarını ve onların sorunları ile ilgili olarak Tebriz’de film yapar. 1962 senesinde filmi Kara Ev adını verdiği filmiyle dünyanın çeşitli yerlerinde ödüller kazanır. Film çekimi esnasında cüzzamlılar evinde tanıştığı Hüseyin Mansur isminde evladı evlat edinir.
1963 senesinde Füruğ, Yeniden Doğuş adlı eserini yayınlar. Artık şiirde olgunlaşma zamanlarıdır ve sanatla alakalı düzeyi yüksektir. Bu kitabıyla ozan, İran şiirinde derin ve etkisinde bırakan değişikliklere yol açmıştır.
13 Şubat 1967 tarihinde öğleden sonrasında saat 14.30’da stüdyoya gitmek için hızla seyir halindeyken karşısına çıkan okul aracına çarpamamak için direksiyonu kıran Füruğ, aracından fırlayıp, boynunun kırılmasıyla 32 yaşlarında hayata gözlerini yummuştur.
Modern İran şiirine mühim katkılar elde eden şairin ölümünden sonrasında emek harcamaları Soğuk Mevsim adı altında bir kitapta toplandı. Michael Hillman, Yalnız Kadın adıyla onun yaşamını ve şiirlerini 1987 senesinde yayınladı. Şairin şiirleri ve yaşamı hakkında daha pek oldukca yazı ve kitap gösterildi, yaşamı filme çekildi.
Füruğ Ferruhzad şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. Bunun yanında, şiirlerinde bayanların sorunlarını da ele almakta, İran toplumunun bayanlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. Bu fikirleri ara sıra şiddetli tartışmalara yol açmıştır. İran’da bayanların yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunmaktaydı. Dönemindeki Şah’ın despotluğuna da karşı çıkmıştır. Şiirleri kimi süre İran toplumunca erotikbulunmuştur.
İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin 1999 yılında yapılmış Rüzgar Bizi Sürükleyecek filminin adı, şairin bir dizesinden alıntıdır.
Ödülleri
1962 senesinde yapmış olduğu belgeselle İtalya Belgesel Filmler Festivali’nde birincilik.
1963 senesinde “Kara Ev” filmiyle, Almanya’daki Oberhausen Film Festivali’nde en iyi film ödülü.
Furuğ Ferruhzad Kitapları – Eserleri
- Yaralarım Aşktandır
- Sonsuz Gün Batımında
- Aşk Şiirleri
- Yeryüzü Ayetleri
- Dünya Sevmek İçin Oldukça Ufak
- Furuğ-i Ferruhzad
- İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına
- Kederli İpek
- Bir Başka Doğuş
- Gitmekti Benim Payıma Düşen
- Ses, Ses, Yalnız Ses
- Hemû Berhem
- Sonsuz Günbatımı
- Rüzgâr Bizi Götürecek
- Önce Ben Öleceğim
- Tüm Şiirleri
- Sadece Ses Kalıcıdır
- Sin: Selected Poems of Forugh Farrokhzad
- Duvar
- Furuğ – Dünya Şiir Mitosları 2
- Ma Baweri Bı Destpekerdışe Mewsime Serdi Biyar
- Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar
- Son Gün
Furuğ Ferruhzad Alıntıları – Sözleri
- O günlerde çepeçevre dönen kuşlara benziyordum. Karanlık sema ile çevrilmiş boşlukta kanat açarak yükselmiş, aydınlığın ve ışığın kaynağına doğru uçmak istiyordum. Yolumda yağmurlu ipekler ayağıma dolanıyor, rüzgârların nefesi uçuş seyrimi kesiyor ve bulutların sisi gözlerimi kapatıyordu. Ben kanat çırpıyordum, devamlı kanat çırpıyordum. Yolum uzak bir yoldu. Kanatlarım yorulunca uykunun kucağına dalmak için aşağıya indim. Yorgunluktan uyanık kalma korkusunu unuttum fakat uykumda uçuşları düşünüyordum ve şimdi o uykudan uyandım. Yolumda yağmurların, rüzgârların ve bulutların oturup beklemekte olduklarını biliyorum. Ve ben bitkinlikten, acıdan boşalmış kanatlarla ve umut dolu bir kalple gene de ufkun uzaklarındaki o aydınlık, rahat, mutlu ve gerçek özgürlüğün olduğu caddelerde parlayan güneşin hayranı olacağım. (Dünya Sevmek İçin Oldukça Ufak)
- Neden gölgemi uzaklaştırıyorsun benden?
Soruyorum sana:
Acı mıdır yoksa mutluluk mudur karanlık?
Zindan mıdır yoksa özgürlük ovası mıdır gövde?
Nedir gecenin karanlığı?
Gece,
Kimin kara ruhunun gölgesidir? (Duvar) - ben pişman değilim
kalbim sanki zamana doğru akmakta
yaşam kalbimi tekrarlayacak
rüzgar göletlerinin üstünde hindiba sürüyor
o beni tekrarlayacak. (Sonsuz Gün Batımında) - „ah…
budur benim payıma düşen
budur benim payıma düşen
benim payıma düşen
Bir perde asılmasının benden almış olduğu gökyüzüdür
benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden
inmektir
ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette
benim payıma düşen, anılar bahçesinde hüzünlü gezintidir
ve “ellerini seviyorum” diyen
sesin hüznünde ölmektir” (Ses, Ses, Yalnız Ses) - “Ax, bihêle wenda bibim di dilê te de.”
—Ohhh bırak kalbinde kaybolayım.”:::!!! (Hemû Berhem) - Benim için mutluluk güzel elbiseler, iyi yaşam ya da güzel yemekler değil, ben ruhen rahat olduğumda mutlu oluyorum ve şiir ruhumu rahat kılıyor. (Sonsuz Gün Batımında)
- ger min dest bida ser felekê mîna yezdan
min ê rakira ji binî vê feleka han
ji nû ve yeka din a wisa ava bikira ku
kirina mirazê dil bibûya özgür û hêsan
Xeyyam (Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar) - su akışının sesi…
ve dişi toprak kabuğu üstüne..
yıldız ışığının düşüş sesi ve aşkın yayılma sesi..
Ses, ses, yalnız ses kalıcıdır. (Sadece Ses Kalıcıdır) - ben yüreğini yitirmiş bu zamandan korkuyorum (Yeryüzü Ayetleri)
- Şklovski der ki: “Biz birbirimizin yüzüne bakarız fakat birbirimizi görmeyiz!” (Ses, Ses, Yalnız Ses)
- “Titreyen ağlayışım dans ediyor gözyaşlarımla” (Gitmekti Benim Payıma Düşen)
- güneş ölmüştü
güneş ölmüştü ve yarın
evlatların belleğinde
belirsiz, yitik bir imgeydi… (Rüzgâr Bizi Götürecek) - ah!
bana düşen budur
bana düşen budur
bana düşen
bir perdenin asılışının benden almış olduğu gökyüzüdür
bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek
ve yalnızlık içinde çürümekte olan bir şeye ulaşmaktır
bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır (Yeryüzü Ayetleri) - “kalbim, kalbinle beraber okudu aşk masalını” (Rüzgâr Bizi Götürecek)
- Düşünüyorum fakat biliyorum ki asla
gücüm yok bu kafesten kurtulmaya,
gardiyan razı olsa da
takatim yok kanatlanıp uçmaya. (Yeryüzü Ayetleri) - hemî hebûna min ayeteke tarî ye
ku di ber xwe de te dubare dike
dê te bibe berbanga bişkivîn û şînbûnên ebedî
di vê ayetê de min kir axîn ji te re, kir axîn
di vê ayetê de min tu li dar û av û agir lûl kirî (Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar) - hemû hebûna min ayeteke tarî ye.. (Hemû Berhem)
- Gece kara bir toz benzer biçimde ağaçları üstüne çökmüştü. Sert bir rüzgar esiyor ve kuru sarı yaprakları caddede bir o yana, bir bu yana sürüklüyordu. O donmuş parmak uçlarıyla pencerenin buharla kaplı camını sildi. Şehrin ışıkları uzaktan göz kırpıyor ve her an daha da soluklaşıyordu. Uzun ağaçların dallarında sanki bir yalvarış vardı, gökyüzüne uzanmış ve yukarıda bir yerde, bulutların içinde bir şeyler arıyordu. (Son Gün)
- Ses,ses, yalnız ses,
su akışının sesi
ve dişi toprak kabuğu üstüne
yıldız ışığının düşüş sesi ve aşkın yayılma sesi
Ses, ses, yalnız ses kalıcıdır. (Sadece Ses Kalıcıdır) - seni gördüm bir gece rüyamda, sarhoşum
ah… yoksa rüyalarda mı göreceğim artık seni (Kederli İpek)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!