Eğitim

Pako’ya Mektuplar – Bekir Coşkun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Pako’ya Mektuplar – Bekir Coşkun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Pako’ya Mektuplar kimin eseri? Pako’ya Mektuplar kitabının yazarı kimdir? Pako’ya Mektuplar konusu ve anafikri nedir? Pako’ya Mektuplar kitabı ne konu alıyor? Pako’ya Mektuplar PDF indirme linki var mı? Pako’ya Mektuplar kitabının yazarı Bekir Coşkun kimdir? İşte Pako’ya Mektuplar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Bekir Coşkun

Yayın Evi: Umut Yayıncılık

İSBN: 9789757115915

Sayfa Sayısı: 224


Pako’ya Mektuplar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İşte bu şekilde Pako….

Gördüğüm her kuş, tanıdığım her mahluk, peşinden baktığım her tavşan, sırtüstü uzanıp seyrettiğim her şahin beni büyüledi… Yüreğimde inanılmaz fırtınalar koptu.

Artık aşıktım Pako…

Dağlara, ormanlara, ağaçlara, derelere, taşlara, kayalara, dikenlere aşıktım…

Sevgimin öyküsünü anlatıyorum sana….

(Arka Kapak)

Sevgili Pako…

Bu kitap kim bilir ikimizin öyküsü…

Yani bir insan ile kara tüyleri içinde gözleri gözükmeyen bir ufak köpeğin öyküsü…

Doğrusunu istersen, sana seslenirken aslolan gayem insanlara bir şeyler anlatmaktı….

Derin ve karanlık bir gecede, sen yanıma yatıp uyuduğunda, ben başını okşadığımda, gözlerimi boşluğa dikip kendi kendime mırıldandığım şeylerdi bu kitap…

Belki de benim ve benim şeklinde, evrenin – tabiat ananın – ağaçların – ırmakların – ovaların – geyiklerin – turnaların, kısacası aden dünyanın yok oluşuna tepki duyan insanların bir dilekçesi…

(Önsöz’den)


Pako’ya Mektuplar Alıntıları – Sözleri

  • “Unutmak… Aslında iyi bir şey.
    Bilhassa acı çeken insanların en büyük destekçisidir diye düşünüyorum, unutmak…”
  • “İnsanı insan icra eden, sevmeyi öğrenmiş insanlardı. Şimdi o şekilde insanlardan fazla kalmadı.
    Asıl, sevmeyi bilmeyen insanoğlu tehlikelidir, onlardan devamlı uzak durmalısınız.”
  • Yoksullara yaşama hakkı bile vermiyorlar. Yüreklerindeki teller yüzünden…
  • Ben yeşil tepeleri severim… Dağları, dereleri, otları, sazları, dikenleri severim… Uzaktaki kayalıkları, bataklıkları, çalılıkları … rüzgarda sallanıp duran devedikenlerini … ovaları, nehirleri, uzaktan köpek seslerinin geldiği yaylaları…
    Sevdalıyım ben…
    Yeşil tepelere sevdalı…
  • “Görüyorsunuz; insan ya da hayvan, acılarımız acıdır.”
  • “Onu sevmek isterim…
    Ama benim dev gibi ellerim var… Onu okşasam hırpalanacak… Ben de ellerimi cebime koyup dudaklarımı huni şeklinde uzatarak oldukça büyük bir kuş oluyorum ve ötüyorum…
    Korkup canhıraş bağırıyor… Kuş olmak istediğimi anlamadı. Alıp sevsem, okşasam ölecek…
    Ellerim dev gibi…
  • “Her canlının acı çekebileceğini bilmeyen var mı?..
    Bunun için acı çekmeniz gerekmez, acı çekenleri duymalısınız…
    Ve acının insanlara özgü olmadığını bilmelisiniz… Acı ya da acısız… Yaşam sürüyor…”
  • “Ben kuşların özgür uçmalarını, gökyüzünde birer melek şeklinde süzülmelerini severim.”
  • Bence, insan ilkin insan olmalı…
    Yüreğinde acıma ve sevgi olmalı…
    Merhametsiz ve sevgisiz insanoğlunun, hiçbir ödat, adı, kimliği olmamalı…
    Şu sebeple ilk kimlik “insan” olmadıktan sonrasında, öbürlerini nereye iliştireceksiniz?..
  • Araba krikosu ile suyun içindeki teknemin pervanesini değiştirmeye kalktığımda balıkçılar sormuşlardı:
    “Ehliyet Ankara’dan mı?..”
    … Demokrasi olmadan “demokratik parlamenter sistem” sahibi olan bir ülkenin evlatları, deniz ve vapur görmeden de kaptan olabilir…


Pako’ya Mektuplar İncelemesi – Kişisel Yorumlar

can pako, can bekir ağabey: Geçen yıl (2020 yılı) kaybettiğimiz gazeteci, yazar Bekir Coşkun’un kitabını azca ilkin bitirdim. Kendisine Bekir Ağabey demeyi daha uygun buluyorum. Bir yazar ya da gazeteci kimliğiyle değil, büsbütün hayvansever kimliğiyle karşımızda Bekir Ağabey bu eserinde. Kitaba bile köpeğinin adını vermiş, Pako. Peki kimdir bu Pako? Akla birçok olasılık gelebilir. Sokak köpeği mi? Av köpeği mi? Kangal mı?
Pako’nun Bekir Ağabey ile çekilmiş, şeker mi şeker fotoğrafı: https://i.hizliresim.com/pbzaa33.jpg
Pako’yu tanıyınca şaşırdım. Eli kalem tutan, sağlam fikirleri olan bir yazar. Özgürlük gazetesinde köşe yazarıydı kendileri. Neler mi yazardı? Kendini anlatırdı. Sadece kendisini değil, birçok şeyden bahsederdi. Köpeklerden, kedilerden, atlardan, eşeklerden… Ha bir de Hayvan Hakları Yasası’ndan bahsederdi. Acı çekmiş, acı çekenleri de anlamaya çalışmış bir köpek… Bizlere yaşam dersi veriyor adeta.
Bekir Ağabey’in fotoğrafını eklemek istedim:
https://i.hizliresim.com/e1zed2u.jpg
Tertipli bir halde Özgürlük gazetesine Pako adlı köpeği üstünden yazılar yazdı Bekir Ağabey. O dönemde ve bir ihtimal sonrasında da kendi yazıları kadar okunmadı, dikkate alınmadı. İnsanlar o dönem, Pako’yu Bekir Ağabey’den daha fazlaca tanıyorlardı. Kitabını eşi Andree’ye ithafen yazmış. Eşi de kendisi şeklinde hayvanları fazlaca sever. Hayvan sevgisini o şekilde bir halde yüreklerinde taşıyorlar ki, fanatik olmamak mümkün değil. Birbirlerine delice aşık iki insan, hayvanları canları şeklinde sevip haiz çıkıyorlar.
Kitapta bununla beraber; Rok, Gorbi ve Çıtır ismindeki öteki üç köpeğe de yer verilmiş. Nasıl sahiplendiklerine, birbirleri arasındaki tatlı ilişkilerine ve daha birçok şeye yer verilmiş. Bir köpeğin ağzından insanları tanıdım, yakinen… İnsanlar ne kadar kötüymüş, ne kadar caniymiş, ne kadar vicdansızmış, ne kadar alçakmış… “Dünyaya insan olarak gelmeseydim şu hayvan olmak isterdim” şeklinde başlamış olan bir cümle kuramıyor insan. Şu sebeple bu dünyada insanoğlu(!) var. Zalim, nefret dolu, zayıfı ezmeyi kendine şiyar edinmiş, alçak insanoğlu…
Bu kitabı okurken nedense aklıma Beyaz Diş kitabı geldi. O kitapta da insanların ne kadar acımasız bulunduğunu görmüştüm. Ve aynı şekilde o kitapta da bir köpeğin hislerini, duygularını okumuştum. Hayvanlara aşık bir insan olan Bekir Ağabey’den, hayvanların duygularını okumak hakikaten inanılmazdı. Onların da acı çektiğini, onların da yalnızlık hissettiğini, üzüldüğünü, sevgiye muhtaç bulunduğunu okudum. Sokakta binlerce köpeğin aç, susuz dolaştığını okudum. Oldukça aç olmasına rağmen bulmuş olduğu yiyeceği yemeyip yavrularına götürmüş olan esirgemez hayvanları okudum. Zehirli et verilerek öldürülen hayvanın yavrularının gelip annesinin memesinden süt emmeye çalıştığını okudum. Tüylerim diken diken oldu.
Bekir Ağabey, eşi Andree ve iki tatlı köpek:
https://i.hizliresim.com/eqy5pw4.jpg
Devletimizde hayvan haklarının gündeme gelmesinde fazlaca mühim bir yer edinmiş bu yapıt. Dili, anlatımı da oldukça samimi. Hayvanların yaşamına, duygularına tanıklık ediyoruz okurken. Yaşadığı sorunları da sık sık dile getirmiş. Onların da bir canı bulunduğunu o şekilde güzel anlatmış ki… Aynı zamanda TV dizisi haline de getirilmiş zamanında. Hatta internasyonal kanallarda da yayımlanmış.(TRT, BBC ve daha birçok kanalda) 289 sayfalık fakat o samimi dili yakalayınca akıp giden bir kitap olmuş. Kurgu değil, tamamen gerçek bir kitap.
Bekir Ağabey’in mezarına gelen sürpriz ziyaretçi:
https://i.hizliresim.com/99bfu63.jpg
“Kamyonlara doldurulup sucuk fabrikalarına götürülen atlar… Ilkin ayağı sonrasında başı kesilen buzağılar… Hayvanat bahçesinde fındık yerine iğneli yemiş atılan flamingolar… Kuğulu Park’tan çalınıp ızgara meydana getirilen kuğular… Çöplüklerde bir parça yiyecek bulmak için çöpleri eşelerken, tabanca eğitimi için yaralanan bebek köpekler…
Ve tüm bu tarz şeyleri yapanları suçlu saymayan bir yargı…”
(Bekir Coşkun TELEF adlı yazısından: https://www.haytap.org/tr/telef )
Bekir Ağabey ile meydana getirilen şu güzel röportajı okumanızı isterim, kendisini ve hayvan sevgisini daha yakından tanımak için :
https://ajanimo.com/liderlerin-cocukluklarinda-birer-kedileri-olsaydi-bunca-cana-kiyilmazdi/
————————————————————————————————–
Birkaç güzel haber eklemek istedim :
75 Yaşındaki Nine Yaralı Halde Bulduğu Baykuşa Gözü Gibi Bakıyor :
https://ajanimo.com/75-yasindaki-nine-yarali-halde-buldugu-baykusa-gozu-gibi-bakiyor/
Sokakta Yaşayan Evsiz Hayvanlar İçin Plastik Atık Topluyor :
https://ajanimo.com/sokakta-yasayan-evsiz-hayvanlar-icin-plastik-atik-topluyor/
Erzurum Valisi Okay Memiş, Ormanda Rastladığı Anne Köpek İle Yavrularına Sahip Çıktı :
https://ajanimo.com/erzurum-valisi-okay-memis-ormanda-rastladigi-anne-kopek-ile-yavrularina-sahip-cikti/
40 Köpeği ile Birlikte Hayat Mücadelesi Veriyor :
https://ajanimo.com/40-kopegi-ile-birlikte-hayat-mucadelesi-veriyor/
————————————————————————————————–
Birkaç negatif haber toplayıp eklemek istedim (Lütfen negatif etkilenecekseniz haberleri okumayın.) :
Köpeğin vajinasından 12 santimlik el feneri çıktı! :
https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/bunu-yapan-insan-olamaz-kopegin-vajinasindan-12-santimlik-el-feneri-cikti-6042086/
Köpeğe Sıcak Su Döken Güvenlik Görevlisinden T.C.’nin Adaleti İle Dalga Geçen Savunma: Korktuğum İçin Sıcak Su Döktüm :
https://ajanimo.com/kopege-sicak-su-doken-guvenlik-gorevlisinden-t-c-nin-adaleti-ile-dalga-gecen-savunma-korktugum-icin-sicak-su-doktum/
Havlıyor diye köpeği katletti: https://www.hurriyet.com.tr/gundem/havliyor-diye-kopegi-katletti-sozleri-cileden-cikardi-41268711
YENİ DOĞMUŞ YAVRULARI OLAN HAYVANLARI ÖLDÜRMÜŞLER:
https://www.hurriyet.com.tr/agvada-hayvan-katliami-mandalari-silahla-vuru-40530272
Sokak hayvanlarını ilkin zehirledi sonrasında yaktı :
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/korkunc-katliam-sokak-hayvanlarini-once-zehirledi-sonra-yakti-40491423
Antalya’da 12 köpek ve 2 kediyi zehirlediler:
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/antalyada-12-kopek-ve-2-kediyi-zehirlediler-40299719
Bartın’da 18 sokak köpeği telef oldu:
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/bartinda-18-sokak-kopegi-telef-oldu-40064101
Zehirli sosisle toplu kırım:
https://www.hurriyet.com.tr/zehirli-sosisle-toplu-katliam-27597552
İstanbul Fatih’te esrarengiz hayvan katili 2 yavru kediyi ilkin onlarca kere tekmeledi; sonrasında da ayaklarının altına alıp sokak ortasında öldürdü. :
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/yavru-kedileri-boyle-oldurdu-26989327
*** Hayvanları katleden canilerle ilgili daha çok haber için : https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/hayvan-katliami (M͓̽A͓̽L͓̽N͓̽E͓̽K͓̽E͓̽T͓̽)

Rahmetli Bekir Coşkun’un (1945-2020) Özgürlük Gazetesinde Pako’ya Mektuplar başlığını kullanarak yazdığı tabiat-çevre yazılarından oluşan “Pako’ya Mektuplar” kitabı ile, köpeği Pako’nun 16 Kasım 2002 ile beyin tümöründen 15 yaşlarında yaşamını kaybetmiş olduğu 10 Temmuz 2004 haftasına dek köşesinde çıkan yazılardan oluşan kitabı “Ben Pako” kitabının birleştirilmiş baskısı olan bu güzel kitabı “buruk” bir keyifle okudum; toplumun ve bilhassa yönetimlerin doğaya ve hayvanlara karşı duyarsızlığının giderek arttığı, kendi kendimizi, geleceğimizi tüketmeye, bir bakıma intihara/kıyamete giden fena gidişatı düşünerek.
Hayvanlara meydana getirilen zulmün ifşa edilip hayvan hakları mevzusunda toplumumuzdaki bilincin kuvvetlenmesine ve zor da olsa yasalarımıza yansımasına büyük katkı sunmuştur Bekir Coşkun ve Pako’su…
“Sana seslenirken aslolan gayem insanlara bir şeyler anlatmaktı. Belki de benim ve benim şeklinde, çevrenin, tabiat ananın, ağaçların, ırmakların, ovaların, geyiklerin, turnaların, kısacası aden dünyanın yok oluşuna tepki duyan insanların bir dilekçesi… Başarmamız için yakarış et Pako. Dua et…” diyor Bekir Coşkun, kitabının önsözünde.
Dualar yetersiz kalıyor maalesef, fakat dualarım sizinle Bekir Coşkun. Ruhunuz rahatlık bulsun… (SADIK BAYDERE)


Pako’ya Mektuplar PDF indirme linki var mı?


Bekir Coşkun – Pako’ya Mektuplar kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Pako’ya Mektuplar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Bekir Coşkun Kimdir?

1945 senesinde Şanlıurfa’da, işgören bir babanın evladı olarak dünyaya geldi. Ankara’da Yüksek Gazetecilik Okulu’ndan mezun olduktan sonrasında 1974’te foto muhabiri olarak işe başladı. Daha sonrasında polis muhabirliği, parlamento muhabirliği yapmış oldu. 1978’de Iyi sabahlar Gazetesi’ne geçti. Köşesinin adı Dokuzuncu Köy’dü. 1987’de Sabah Gazetesi’nde Onuncu Köy başlıklı köşesini yazmaya başladı. 1993’teHürriyet Gazetesi’nde geçti. Şu ana kadar yayımlanmış 4 tane kitabı bulunmaktadır: “Dövlet”, “Avukatımı İstiyorum”, “Pako’ya Mektuplar” ve “Ben Pako”. Köpeği Pako’nun adıyla yazıya döktüğü yazılar yayımlanmıştır. TRT’de piyasaya çıkan “Pako’ya Mektuplar” adlı dizi başta BBC olmak suretiyle altı AB ülkesi televizyonu tarafınca satın alınmıştır. Hayvansever kişiliğiyle de malum yazar; keman çalabilmektedir, bir tabiat ve deniz tutkunudur. Yaz ayları Ayvalık’ın Cunda Adası’nda ikâmet etmektedir.

Bekir Coşkun, 9 Eylül 2009 zamanı itibarıyla Özgürlük Gazetesi’den ayrılmıştır. Bekir Coşkun, 25 Eylül 2009 zamanı itibarıyla HaberTürk gazetesinde yazılarına adım atmıştır.

2010 senesinde Cumhuriyet gazetesiyle anlaşan Coşkun, 14 Mart 2014’te Sözcü’deki ilk yazısını yazdı.

2017 yılı Ekim ayında kanser tedavisi sebebiyle yazılarına ara veren Bekir Coşkun, o tarihten bu yana sağlığı el verdiği sürece Sözcü gazetesindeki köşesinden okurlarıyla buluşmayı sürdürüyordu.

Son yıllarında kanser tedavisi gören Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun 18 Ekim 2020 günü Ankara Kent Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.


Bekir Coşkun Kitapları – Eserleri

  • Başın Öne Eğilmesin
  • Titanic Kemancıları
  • Dövlet
  • Pako’ya Mektuplar
  • Sevgiliye
  • Ben Pako
  • Avukatımı İstiyorum
  • Büyük Oyun


Bekir Coşkun Alıntıları – Sözleri

  • Sıcak günlerden, radyo sesi gelen açık pencerelerden, sulanan toprak kokularından, şen serçe cıvıltılarından, yere kadar sarkmış elma dallarından, o ufak geveze çalıkuşundan yapıt yok …
    Yerinde yok hiçbiri. ..
    Bu sonbaharların içinde ne fazlaca hüzün ve ayrılık var …
    Sevgilinin gidişi şeklinde … (Titanic Kemancıları)
  • “Unutmak… Aslında iyi bir şey.
    Bilhassa acı çeken insanların en büyük destekçisidir diye düşünüyorum, unutmak…” (Pako’ya Mektuplar)
  • İnsan ya da köpek… Hiç fark etmiyor. Acı çekiyoruz, unutuyoruz. Ama her unutulan acının izi, yüreklerimizde çizikler bırakıyor.
    Bunu adına “yaşlanmak” diyorlar bir ihtimal… (Ben Pako)
  • Babam, “Kum görünce işemek yok” dedi.
    Çüşşş…
    Kum görünce dayanamadığımı biliyor. Yani bu dinlence, kum görünce doğru eve koşup işemek mi?..
    Yine olsun.. Ömrümde ilk kez tatile gideceğim… (Ben Pako)
  • Yine yoksun bu gece,
    Üşüyorum bebeğim.
    Ellerim kardelen,
    Kar altında yüreğim.
    Geceler zulüm bana,
    Sensizlik ölüm bana.
    Çığ düştü yuvamıza,
    Kar altında yüreğim.
    Pervin Şakar (Ben Pako)
  • Cami avlusunda her gün baş gösteriyor, işine ara verip namaz kılıyor, durmadan umreye hacca gidiyor, badem bıyıkları ve kılık giysisi ile “Ben Müslümanım.” diyor.
    Dinci gözükmeyenlere kızıyor.
    Din, inanç sözcükleri dilinden düşmüyor
    Ama sahtekâr
    Başka insanlara saygısız
    Ikiyüzlü ve bedavacı… (Başın Öne Eğilmesin)
  • Her canlının acı çekebileceğini bilmeyen var mı? Bunun için acı çekmeniz gerekmez, acı çekenleri duymalısınız… Ve acının insanlara özgü olmadığını bilmelisiniz… Acı ya da acısız… Yaşam sürüyor… (Ben Pako)
  • Eskiler bu şekilde derlerdi:
    “Dövlet…”
    “Döv” ve “Yönet” şeklinde bir şey…
    Dövletin ilk varlık emaresi dövmesiydi şundan dolayı…
    Misal, jandarma devriyesinin köylüyü önüne ekleyip kuzu kuzu karakola götürmesi… Ya da polise şu şekilde bir uğramanın, birkaç tokat yemeyle eş anlama gelmesi…
    Yüce Türk milleti, evlatlarının askere gidip birazcık dayak yemesini de “adam olmanın ilk şartı” saymadı mı?..
    Dövlet, döver şundan dolayı… (Dövlet)
  • Neydi o eskiden yağ , margarin kuyrukları ?..
    Artık kuyruklar yok…
    Tek kuyruk var , bu yağ kuyruğu…
    Misal şu yağa bakın:
    “Hanfendi bu Köşk size öbüründen daha fazlaca yakışmış …”
    “Sağol şekerim …” (Dövlet)
  • Aldırmamayı deniyordum…
    “Aldırma Gönül” şarkısını fazlaca severim ben.
    O şarkı Andree ile evlenmeden ilkin zor günlerimizin şarkısıydı.Tıpkı şarkının şairi Sabahattin Ali şeklinde kendimizi güzel bir kıyıda fakat hapishanede hissettiğimiz vakit kanunum ile çalardım “Aldırma Gönül”ü… (Başın Öne Eğilmesin)
  • Ben yeşil tepeleri severim… Dağları, dereleri, otları, sazları, dikenleri severim… Uzaktaki kayalıkları, bataklıkları, çalılıkları … rüzgarda sallanıp duran devedikenlerini … ovaları, nehirleri, uzaktan köpek seslerinin geldiği yaylaları…
    Sevdalıyım ben…
    Yeşil tepelere sevdalı… (Pako’ya Mektuplar)
  • Onlara Mustafa Kemal’i hatırlat… Bu Cumhuriyet’in iyi mi kurulduğunu, bir gece meşalelerini yakıp yola çıkan bir avuç yürekli-yiğit insanoğlunun aydınlığa doğru büyük yürüyüşünü, bu ülkenin iyi mi var bulunduğunu…
    Ve bugünleri; ihaneti anlat… (Titanic Kemancıları)
  • “Görüyorsunuz; insan ya da hayvan, acılarımız acıdır.” (Pako’ya Mektuplar)
  • Artık sıhhat için önlem alınıyor… Enflasyon için önlem alınıyor…Eğitim için önlem alınıyor… Nüfus planlaması için önlem alınıyor..
    Ve yeni yeni problemler çıktığında, devlet büyükleri televizyona koşup açıklıyorlar:
    “Gerekli tedbirler alınmış olup…”
    Zaten önlem üzerine önlem alındığı için memleket bu şekilde, gördüğünüz şeklinde… (Dövlet)
  • Karlı sabahlar kuşlar için, karlı geceler kediler, köpekler için açlık demek, ölüm demek…
    Benim hatırım için… Bir avuç kırıntıyı kuşlara vermeyi, kapının önüne bir parça sofra kalıntısını bırakmayı deneyin.
    Bunun karşılığında size hiçbir ödül yok. Ama görmüş olacaksınız:
    Bir an kendi varlığınızı düşündüğünüzde, gözünüzün önünde bir kedi yavrusu geçecek, bir kuş uçacak.
    Ve bir ses duyacaksınız:
    “Sen iyi insansın…” (Ben Pako)
  • Araba krikosu ile suyun içindeki teknemin pervanesini değiştirmeye kalktığımda balıkçılar sormuşlardı:
    “Ehliyet Ankara’dan mı?..”
    … Demokrasi olmadan “demokratik parlamenter sistem” sahibi olan bir ülkenin evlatları, deniz ve vapur görmeden de kaptan olabilir… (Pako’ya Mektuplar)
  • Gözyaşları merhamettir, sevgidir…
    İyi yürekli canlıların gözyaşları vardır…
    Sevgisiz, acımasız, merhametsizlere gözyaşı gerekmez… (Ben Pako)
  • Haksızlık altında hakkaniyet, tahammülsüzlük altında demokrasi, tahakküm altında özgürlük öykü! (Başın Öne Eğilmesin)
  • Babalar, anneler birer okul olun …
    Okul artık sizsiniz …
    Küçüklere laik cumhuriyeti, cumhuriyet sevdasını, cumhuri­yet devrimlerini öğretin …
    Mustafa Kemal’i anlatın …
    Unutmasınlar … (Titanic Kemancıları)
  • “Kendi kapımı çalıp, merdiven altına saklandım kimi geceler, komşular kimsesi yok demesinler.” diye… (Titanic Kemancıları)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş