Perakendecilerden ‘birlik’ iletisi
İSTANBUL (İGFA) – Yeni ürün tanıtımları ve perakende sektörünün geleceğine ışık tutan oturumlarıyla YZB, 14’üncü senesinde binlerce sektör paydaşını aynı çatı altında buluşturdu. Bu yılki organizasyonun son oturumunda üreticiler ve perakende zincirleri tüketici tercihlerindeki değişimi, alışveriş yaklaşımlarını, sektörün sorunlarını, beraber hareket etmenin getireceği başarıya ulaşmış iş neticelerini katılımcılarla paylaştı. Yerel zincirler ve üretici firmalar ekseninde mevcut piyasa dinamikleri, analizler ve beklentiler “Biz Bir Olunca Bereket Bizim Olur” oturumunda ele alındı. Moderatörlüğünü Bloomberg HT sunucusu Didem Arslanoğlu’nun yapacağı oturumda sektörün tüm oyuncularını kapsayacak şekilde daha verimli bir gelecek tesis edilmesi adına yapılması gerekenler konuşulacak. Oturumun konuşmacıları içinde Coca-Cola İçecek, Türkiye Satış Direktörü Cenk Çığrı, İstanbul PERDER Başkanı Faruk Güzeldere, Sütaş Süt Ürünleri Türkiye Genel Müdürü Funda Ak, Nestlé Türkiye, Satış Genel Müdürü Kerem Kadakal, Evyap Holding İcra Kurulu Başkanı Mehmed Evyap, Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Ömer Muntazam yer aldı.
“KÖPRÜ BU AĞIRLIĞI ARTIK KALDIRAMIYOR”
Panelin açılışını gerçekleştiren TPF Başkanı Muntazam, besin perakendesinin bilhassa yaşamsal bir sektör bulunduğunu açıkladı. Pandemi döneminde dahi sıhhat ve güvenlik güçleriyle beraber besin perakendesinin çalışmalarını aksatmadan devam ettiğini belirten Muntazam, sektörün ne kadar tehlikeli sonuç bir rol üstlendiğinin altını çizdi.
Muntazam, perakende sektörünün kurallara ve düzenlemelere gerekseme duyduğunu vurgulayarak, tüm tarafları kapsayacak yasal düzenlemelere gerekseme olduğuna dikkat çekti. Zincir mağazaları bir köprü olarak tanımladıklarını belirten Ömer Muntazam; “Üreticiden tüketiciye gidene kadar bir yol var. Bu köprü üzerinde yerel zincirler, discountlar, ulusal zincirler, sanat ticaret, küçük esnaf, uzman mağazacılar, benzinliklerde açılan marketler, alışveriş merkezleri var. Bu köprü, üzerindeki bu yükü taşıyamamaya başladı. Talepten çok arz var. Bizler kuşaklardır bu sektörde hizmet veriyoruz. Değişim kaçınılmaz, fakat kuralsızca yürütülen çalışmalara yerel zincirler de üreticiler de tedarikçilerimiz de vatandaşlarımız da razı olmayacaktır” dedi.
“HER ŞEY BENİM OLSUN YAKLAŞIMINI DOĞRU BULMUYORUZ”
Yerel zincirlerin Türkiye’de bulunmuş olduğu bölgelere, şehirlere, ilçelere, köylere büyük bir katkısı bulunduğunu belirten Muntazam, “Yerel zincirler oradaki hemşehrisine, üreticiye, tedarikçiyle kol kola. Kazandığını yine o bölgeye yatıran yerel işletmeciler sektördeki katkısını artırıyor. TPF kurulduğu günden bu yana haksız rekabete karşı durdu. Her şey benim olsun yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Bence böyle bir yaklaşıma, sektörün bütünlüğünü bozmaya gerek yok. Hep birlikte daha güçlü olmalıyız” açıklamasını yapmış oldu.
“SEKTÖRÜMÜZ KİLİT BİR ROLDE”
Sektörün önemini ve karşılaşılan zorluklara değinen İstanbul Perakendeciler Derneği (PERDER) Başkanı Faruk Güzeldere, perakendecilerin üreticilerin ürünlerini vatandaşlara ulaştırmakla görevli bulunduğunu ve bu görevin büyük bir mesuliyet gerektirdiğini altını çizdi. Üreticilerin olmadan perakendecilerin varlığının sürdüremeyeceğini belirten Güzeldere; “Sektörümüz ürün ve hizmetlerin tüketiciye ulaştırılmasında, ülke ekonomisine sağladığı katma değere baktığımızda kilit bir role sahip. İlk ve ikinci çeyrek hane halkı harcamalarına göz attığımızda, perakende ve hizmet sektörünün öneminin açıkça görülüyor” dedi.
“İHTİYAÇLAR 8-9 NOKTADAN KARŞILANIYOR”
Güzeldere, günümüzde artan enflasyonun tüketici harcamalarını negatif etkilediğine dikkat çekerek, vatandaşların harcama alışkanlıklarının değiştiğini belirtti. Tüketicilerin, değişik noktalardan alışveriş yaparak tutarları karşılaştırdıklarını ve sepetlerini bu doğrultuda oluşturduklarını açıkladı. İstanbul PERDER’in yapmış olduğu son araştırmaya bakılırsa tüketicilerin minimum 8-9 noktadan alışveriş yaptığını belirten Faruk Güzeldere, “Sepet ortalamasında alınan ürünler 4-5 olarak gerçekleşiyor. Daha büyük zingir mağazalara doğru araştırmayı derinleştirdiğimizde bu oran daha da azalıyor. Öte yandan tüketici eğilimlerinde ambalajların da küçüldüğünü gözlemledik” açıklamasını yapmış oldu.
“SPEKÜLATİF SÖYLEMLERLE SEKTÖR MAĞDUR EDİLİYOR”
Perakendecilerin vatandaşlarda meydana getirmeye çalışılan algılarla ilgili pek oldukca mevzuyu aynı anda ele aldıklarını belirten Güzeldere; “Yıllardır Perakende Yasası gibi, meyve sebze konusuyla birlikte Hal Yasası gündemimizde. Tarlada bu kadar, markette şu kadar yaklaşımı gündeme gelmeye devam ediyor. Örneğin Antalya’dan bugün bedavaya bir ürün alsanız dahi bu ürünün İstanbul’a lojistik maliyetiyle birlikte kilosu minimum 7-8 TL artıyor. Zincirin son halkasında biz yer aldığımız, tüketici fiyatlarla mağazalarımızda karşılaştığı için bu fiyatları belirleyen merci bizmişiz gibi gösteriliyor. Bu algının doğru olmadığını ve karşılaştığımız diğer sorunlarla ilgili doğruları anlatmak için büyük çaba gösteriyoruz. Ve ciddi bir mağduriyet yaşıyoruz” dedi.
İçinde bulunduğumuz süreçte vatandaşların uygun fiyata alışveriş yapabilmeleri için kamu kurum ve kuruluşlarıyla beraber mühim projeleri hayata geçirdiklerine de değinen İstanbul PERDER Başkanı Faruk Güzeldere şöyleki konuştu: “Deprem sonrasında kırmızı et fiyatlarında spekülatif bir artış yaşandı. Ocak ayında 127 TL olan karkas fiyatları, mart ayında 190-195 TL fiyatına gelmişti. Tarım ve Orman Bakanlığımız, Et ve Süt Kurumu ile önemli bir iş birliği yaptık. Vatandaşlarımıza Ramazan Ayının başından bugüne kırmızı eti uygun fiyatla ulaştırıyoruz.”
“ÇİFTLİKTEN SOFRAYA İŞ MODELİNİ UYGULUYORUZ”
Sütas Süt Ürünleri Türkiye Genel Müdürü Funda Ak, konuşmasına besin perakendesinin markalar için lokomotif bir öneme haiz bulunduğunu belirterek, tüketici değişimlerine yönelik paylaşımlarda bulunmuş oldu. Pandemiden sonrasında besin güvenliği, güvenilir gıdaya yetişme beklentisinin arttığını belirten Funda Ak, “Tüketiciler pandemi sonrasında daha güvenli buldukları markalara yöneldi. Bununla birlikte benzer şekilde kalitesine güvendikleri alışveriş noktalarına yöneldiler. Araştırmalarda görüyoruz ki, market ve süper marketlerin bu noktada tercih edilirliği daha fazla arttı. Bu önemli bir konu, diğer ise iklim değişikliği. Bugün iklim değişikliği tüm tarafların en önemli gündemi. Alışverişçiler nezdinde markaların yaklaşımları tercihleri etkiliyor. Biz bu noktada bireylerin yaşam kalitelerini artırmaya odaklanıyoruz. Sütün iyiliğini ve bereketini yaymaya çalışıyoruz. Doğallığını ve besin değerini garantiye alan çiftlikten sofraya iş modelini uyguluyoruz. İneklerimizin beslendiği yemden, ürünlerimizin tüketicilerimizin sofrasına kadar olan tüm süreci izliyoruz, bu süreci yönetiyoruz. Önceliğimiz ürünlerimizin güvenilir olması, güvenilir bir şekilde perakendeci dostlarımız vasıtasıyla tüketicilerimize ulaşması” açıklamasını yapmış oldu.
Funda Ak, iklim krizinin toplumun tüm kesimlerini eyleme geçirmesini mecburi hale getirdiğine de değinerek şöyleki konuştu: “Sütaş olarak çiftlikten sofralara olan iş modelinde işimizi yönetirken kullandığımız tüm doğal kaynakları dönüştürecek bir döngüsel iş modeliyle çalışıyoruz. Çiftliklerimizin gübrelerini, organik atıklarını yenilenebilir enerjiye çevirip, enerjimizi oradan karşılıyoruz. Şu anda enerjimizin yüzde 80’ini bu şekilde temin ediyoruz. Hedefimiz 2 yıl içerisinde bu oranı yüzde 100’e çıkarmak” dedi.
“ORTALAMA TÜKETİCİ DİYE BİR ŞEY YOK”
Konuşmasında tüketici yaklaşımları ve mahalli zincirlerin yapabileceği aksiyonlar üstüne duran Evyap Holding İcra Kurulu Başkanı Mehmet Evyap araştırma biliminde yer edinen zayıf noktayı işaret ederek; “Araştırama bilimi bütün tüketicilerin tercihlerini üst üste koyuyor ve onun ortalamasını alıyor. Esasen ortalama tüketici diye bir şey yok. Şu anda Türkiye’deki alışverişçi yaklaşımına baktığımda, daha önce görmediğim ve hissetmediğim bir gelişme olduğunu seziyorum. Bir grup eskisine göre serbest harcanabilir nakit olarak çok baskı altında, bir başka grup ise eskisine göre çok daha rahat” dedi.
“PRIVATE LABEL BÜYÜMESİ SÜRPRİZ DEĞİL”
Türkiye’deki tüketici yaklaşımının önceki dönemlerden değişik bir evrim geçirdiğini vurgulayan Mehmet Evyap, bu yeni devrin bazı özelliklerini deklare etti. Bir grup tüketicinin, uzun seneler süresince biriktirdikleri parayla ev yada otomobil benzer biçimde büyük yatırımları gerçekleştirmek istediklerini sadece fiyatların artması sebebiyle bu hedeflere ulaşamadıklarını ve bu yüzden parayı günlük yaşam giderlerine yönlendirdiklerini açıkladı. Diğer bir grup ise kira ödemelerinin yüksekliği sebebiyle özgür harcanabilir nakitlerinin azaldığını ve günlük gereksinimlerini karşılamak için daha çok savaşım ettiklerini belirtti. Evyap, “Geçmişten günümüze bu gidişata baktığımızda private label yani market markalarının büyümesi çok fazla sürpriz değil” açıklamasını yapmış oldu.
“HER ŞEYİN BİR ÇÖZÜMÜ VAR”
Private Label markaların markalı ürünlere kıyasla daha mütevazi giderleri bulunduğunun altını çizen Mehmet Evyap, “Operasyonel giderleri markalı ürünlere kıyasla daha az olduğu için orta bir markadan daha ucuza raflarda yer bulabiliyorlar. Bu arada Türkiye’de ve pek çok ülkede hesaplı ürün kullanmaya ihtiyaç duyan tüketicilerle birlikte akıllı bir iş yaptım duygusuyla private label ürün almayı tercih edenler de var. Yerel zincirler son yıllarda discount mağazalara cevap olarak gross segmentiyle yanıt verdi. Private label konusunda bütün yerel zincirler ortak bir private label marka yapılanmasına gidebilir, her şeyin bir çözümü var” dedi.
“RÜZGARI SİPARİŞ ETME VE DIŞ KOŞULLARI DEĞİŞTİRME İMKANI YOK”
Sektörde yaşanmış olan değişiklik ve dönüşüm mevzusundaki görüşlerini aktaran Nestlé Türkiye Satış Genel Müdürü Kerem Kadal, “Değişim hayatımızda hep var olacak. Ürün bulduğumuzda mutlu olduğumuz bir dönemden bugünlere geldiğimizde her şeye erişebiliyoruz. Eminim bundan 10 yıl sonrasında o gün de başka değişimleri konuşacağız. Değişime adapte olanlar ve olamayanlar oldu mu? Elbette oldu, 2000’li yılların başlangıcında mevcud perakende zincirlerinin bazıları bugün aramızda yok. Denizin oldukca öğretici bulunduğunu düşünerek bir örnek vermek isterim. Rüzgarı sipariş etme imkanımız yok. Rüzgar hepimize aynı esiyor. Bu değişikliklerin içinde birlikte iyi ayarlayabilmeliyiz. O yüzden biz bir olursak, birlikte olur, başarı olur. Bugün burada olan da olmayan da aynı geminin içinde mürettebat olarak duruyoruz. Ulaşmak istediğimiz yer alışverişçiye hizmet. Beraber yapabildiğimizde iyi işler yapabildiğimizi görüyoruz. Dış koşulları değişiklik yapma imkanımız yok” dedi.
“ALIŞVERİŞÇİNİN KARŞISINA ANLAMLI TEKLİFLERLE ÇIKMALIYIZ”
Konuşmasında private label ürünlere de değinen Kadal konuşmasını şöyleki sürdürdü: “A kategorisiyle B kategorisinin oldukca farklılık göstereceğini düşünüyorum. Bizim içinde bulunduğumuz ürün gruplarında hususi markaların oranı bahsedilen seviyelerde olmuyor. Eğer bu şekilde bir durum olursa, dönerek kendimize ev ödevi çıkarmamız gerekiyor. Neden? Marka olarak üzerimize düşen ev ödevini yeterince yerine getirememişiz, alışverişçinin kafasında daha iyi bir teklif yaratamamışız, farklılığı anlamlandıramamışızdır. O yüzden de alışverişçi tercihini hususi markadan yana kullanmıştır. Alışverişçinin önüne bir teklifle çıkmalıyız. Anlamlı bir teklifle gitmeliyiz.”
“ALIŞVERİŞÇİ ODAKLI BİR DÜNYAYA KENDİMİZİ HAZIRLAMALIYIZ”
Coca-Cola İçecek Türkiye Satış Direktörü Cenk Çığrı ise tüm tarafların kuvvetli bir iş birliği içinde alışverişçi odaklı bir dünyaya hazırlanılması icap ettiğini belirterek şöyleki konuştu: “Diğer kanallar son 4-5 yıldır önemli bir artış elde etti, FMCG’de önemli bir payı var. Ama bu yılın ilk 6 ayına baktığımızda, uzun yıllar sonra modern kanal diye adlandırdığımız içerisinde yerel zincirlerin de olduğu tarafın payını artırdığını ve diğer tarafın pay kaybettiğini gördük. Demek ki bir şeyler yapılabiliyor. Doğru atılan adımlar olmuş ki, tüketici ve alışverişçi davranışları yerel zincirler ve ulusal modern kanal yönünde değişmiş. Bu önemli bir bulgu. Günümüzün konusu değişen alışverişçi davranışları ve ona göre hizalanabilmek, adapte olabilmek. Bu anlamda iş birliğini geliştirip, alışverişçi odaklı bir dünyaya kendimizi hazırlamalıyız.”
The post Perakendecilerden ‘birlik’ iletisi appeared first on TV Gündemi.