Eğitim

Persepolis – Marjane Satrapi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Persepolis – Marjane Satrapi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Persepolis kimin eseri? Persepolis kitabının yazarı kimdir? Persepolis konusu ve anafikri nedir? Persepolis kitabı ne konu alıyor? Persepolis PDF indirme linki var mı? Persepolis kitabının yazarı Marjane Satrapi kimdir? İşte Persepolis kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Marjane Satrapi

Çevirmen: Elif Çelik

Orijinal Adı: Persepolis (Persepolis #1-4)

Yayın Evi: Panama Yayıncılık

İSBN: 9786059371629

Sayfa Sayısı: 352


Persepolis Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İran’daki devrimin ülkeye ve insanlarına yaşattıkları, minik bir kızın yetişkinliğe giden yolda deneyimledikleriyle iç içe geçiyor. Persepolis, Marjane Satrapi’nin kaleminden hem bir süreci özetleyen hem de dönemin oldukça ötesine giden bir çizgi roman.

Şah rejiminin düşürülmesi, İslam Devrimi’nin zaferi ve İran-Irak savaşının yıkıcı tesirleri altında yaşama tutunmaya çalışan bir halk resmediliyor Persepolis’te. Siyasi baskının, köktencilik dinciliğin ve savaşın nelere mal olabileceği, sevincin ve gözyaşının birbirine karıştığı hikâyelerle anlatılıyor.

Dünya genelinde yankı uyandıran, animasyon filme uyarlanan ve pek oldukça ödüle layık görülen Persepolis, karanlığa karşı birlik olmanın önemini anlamamızı sağlıyor. Ve yaşamın her şeye karşın devam ettiğini…


Persepolis Alıntıları – Sözleri

  • Rejimin anlayışına bakılırsa bir karı evden çıkarken kendine şu soruları sormalıydı : Pantolonum yeterince uzun mu acaba? Başımı muntazam örttüm mü? Makyajım belli oluyor mu? Ya beni kırbaçlarlarsa? Şu sorulara ise yer yoktu : Fikir özgürlüğüm nerede? İfade özgürlüğüm nerede? Hayatım yaşanmaya kıymet mi? Siyasi tutuklulara ne yapıyorlar?
  • Devrim tıpkı bir bisiklet gibidir. Eğer tekerlekleri dönmezse devrilir.
  • İnsanlar affetmeyi bilmeli fakat asla unutmamalıdırlar.
  • “Duydun mu Aruş? Halkımızın ne kadar bilinçsiz bulunduğunu görüyor musun? Seçimler hileli fakat onlar gene de sonuçlara inanıyorlar. Yüzde 99,99! Kendi adıma, çevremde İslam cumhuriyetine oy veren kimseyi tanımıyorum. Bu sayıya iyi mi ulaştılar? Kıçlarından herhalde! “
  • “İnsanlar affetmeyi bilmeli fakat asla unutmamalıdır.”


Persepolis İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Persepolis: 1980 yılı İran islam devrimi ve İran – Irak savaşını bu savaşın insanoğlu ve ülke açısından yaratmış olduğu olumsuzlukları, büyük yıkımları mevzu alan otobiyografik bir çizgi roman. Yazar Marjane Satrapi çocukluğundan itibaren yaşamış olduklarını yürekli ve çarpıcı bir halde kaleme almış. Yaşadığı dönemin yenilikçi ailelerinden birinde büyüyen Satrapi; hükümete başkaldıran, yeniliği, özgürlüğü korumak için çaba sarfeden, dönemin eylemlerine katılmış ve oldukça emek vermiştir. 14 yaşına ulaştığında ise hanım – adamın eşit şartlarda okuması icap ettiğini savunup istemesi üstüne Avusturya’ya gitmiş 4 senelik eğitiminin arkasından İran’a geri dönmüştür. Geri döndüğünde ise İran’da umduğunu bulamamış eğitim için gittiği Avrupa’da bir doğulu, İran’a döndüğünde ise Batılı olarak kabul edilen Satrapi üniversite okumak için Fransa’ya yerleşmeye karar verir ve yeni yaşamı başlamış olur. O dönemlerde devam eden cinsiyet eşitsizliği, bayanların önemsenmeyişi, hor görülmesi okurken rahatsız etse de gerçeklerin görülmesi adına güzel bir okuma oldu. Yürekten tavsiye ederim. (Feyza)

Bu kitap hakkında araştırma yazmakla yazmamak mevzusunda kararsız kaldım. Bundan dolayı mevzu itibariyle eleştiriye ve yanlış anlaşılmaya oldukça açık bir konusu var.
İran’daki İslam Devrimi dönemine çocuk yaşta tanık olmuş, birebir savaşın ve devrimin içinde yaşamış/büyümüş yazarın o çocuk bakış açısından yazılmış bir kitap Persepolis.
Açıkçası İran hakkında azca oldukça fikrim olmasına karşın kitabı okuyana kadar devrimin iyi mi gerçekleştiği mevzusunda pek bir fikrim yoktu. Kitaptan sonrasında bununla ilgili küçük bir araştırma yapmış olup, bir kaç yazı ve yazı okudum. Şah’ı devirmek için bir oldukça değişik görüşe mensup grubun bir araya gelişi, o devrildikten sonrasında da bilhassa sol grupların sindirilmesi hatta yok edilmesi yönünde hareket edilmiş. Şaşırdık mı? Hayır.
Satrapi, gelen “İslam” rejimiyle birlikte bilhassa bayanların yaşamış olduğu sıkıntıları güzel yansıtsa da, İslam hakkında azca birazcık “doğru” bilgisi olan insanoğlu için mevzuyu ele alış şekli, daha doğrusu tüm olumsuzluk ve sıkıntıları İslam’a mâl etmesi rahatsız edici olacaktır. Sanırım yazar yalnız ülkesinde uygulanan sözde İslam hukukunu görmüş ve gerçeği kıyaslayacak bilgiye ulaşamamış. Kendince ülkesindeki rejimin kötülüğünü anlatmaya çalışmış sadece bir ihtimal bilincinde olarak kim bilir olmayarak İslamı kötülemiş ve insanlara bu dine mensup her insanın yobaz, yobaz ve fena olduğu algısı yaratmış. İslamı asla bilmeyen insanoğlu için islamofobiyi de tetikleyecek içerikler barındırdığını söyleyebilirim.
Kitap kimlik bunalımı, Doğu ile Batı’nın kültürel farkları ve bunların insanları iyi mi dejenere etmiş olduğu, bir devrimin ülkeyi ve insanları iyi mi etkilediği, insan hakları, ülkelerin siyasal politikaları vs açısından güzel değerlendirmeler, mesajlar içeriyordu. Bu açıdan değerlendirildiğinde okumaya değerdi. Ancak yazarın Avrupalılara vermeye çalmış olduğu “İranlılar aslına bakarsak sizin bildiğiniz şeklinde gerici ve yobaz değildi, devrimden sonrasında bu hâle geldi.” mesajını alt metinde İslami rejimi kötüleyerek vermesi yanlıştı. Olmamıştı. (Elif Tosun)

İran devrimi ve bu devrimle birlikte gelen baskıcı yönetimi minik bir kızın yaşadıklarından okuyoruz. 70 li yıllarının iranından başlayıp 90 lı yıllara kadar geçen sürede kızın bu baskıcı ortamda yaşadıkları, deneyinleri ve daha bir sürü vakaya şahit oluyoruz.
Bu devrimle birlikte iran şahının devrilişine, başa gelenlerin baskıcı toplumu yaratmak adına her türlü şiddete başvurmaktan kaçınmadıklarına tanık oluyoruz. İnanı köjlerinden değiştiren bu devrim bununla beraber her türlü cinayeti, katliyamı ve işkenceyi de bununla beraber getiriyor.
Bu devrime karşı olan bir avuç insanoğlunun tüm zorluklarına karşın yaşamaya devam etmeleri, hususi hayatlarını tüm baskılara karşın yaşamaya çalışmalarına şahit oluyoruz. Zorlu bir devrim ve arkasından gelen her türlü güçlük ile Yeşil devrimin en içlerine kadar çekiliyoruz bu kitapla. İranda gerçekleşen yeşil devrim hakkında yazıl en iyi eserlerden birisi bence. İçerisindeki çizimler de oldukça güzeldi. Tavsiye ederim.
Esenle Kalınız. (Edebi Hayat)


Persepolis PDF indirme linki var mı?


Marjane Satrapi – Persepolis kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Persepolis PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Marjane Satrapi Kimdir?

Marjane Satrapi (d. 1969, Reşt), Çizgi film romancısı, Akademi ödülü talibi animasyon film yönetmeni ve çocuk kitabı yazarı. Aslen Kaçar Türkleri’ndendir.

Marjane Satrapi, İran’da, İslam Cumhuriyeti devriminden önceki komunist ve toplumcu faaliyetlere karışmış bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi. Oradaki Fransız okuluna gitti ve okul yıllarında Şah’ın düşüşü, Ayetullah Humeyni rejimi ve İran-Irak Savaşı’nın ilk yılları şeklinde mühim politik vakalara tanıklık etti.

1983’te, 14 yaşlarındayken ailesi tarafınca rejimden kaçması için Viyana’ya gönderildi. Daha sonrasında film haline de getirilen otobiyografik romanı Persepolis (film)’e bakılırsa, lise yıllarında orada yaşadı ve üniversite için İran’a geri döndü. Burada 21 yaşlarında evleneceği Rıza’yla tanıştı, 1 yıl evli kaldıktan sonrasında boşandılar. Daha sonrasında Tahran Azad Üniversitesi’nde Görsel İletişim bölümünü tamamladı ve Strasbourg, Fransa’ya taşındı.


Marjane Satrapi Kitapları – Eserleri

  • Persepolis
  • Azrail’i Beklerken
  • Dikiş Nakış
  • Persepolis 2


Marjane Satrapi Alıntıları – Sözleri

  • Evlilik rulet oynamak gibidir: Bir iki kez kazansan da, daha oldukça kaybedersin. (Dikiş Nakış)
  • Ne derler bilirsin, “Yaşamak için, canlı olmak kafi değildir.” (Azrail’i Beklerken)
  • “Duydun mu Aruş? Halkımızın ne kadar bilinçsiz bulunduğunu görüyor musun? Seçimler hileli fakat onlar gene de sonuçlara inanıyorlar. Yüzde 99,99! Kendi adıma, çevremde İslam cumhuriyetine oy veren kimseyi tanımıyorum. Bu sayıya iyi mi ulaştılar? Kıçlarından herhalde! ” (Persepolis)
  • İnsanlar affetmeyi bilmeli fakat asla unutmamalıdırlar. (Persepolis)
  • Evlilik rulet oynamak gibidir: Bir iki kez kazansan da, daha oldukça kaybedersin. Sırılsıklam aşık olsan da hep kaybeden numarayı çevirirsin. (Dikiş Nakış)
  • Vous ne vous souvenez pas de moi ? À vrai dire, pas du tout. (Azrail’i Beklerken)
  • Fiziksel güzelliği ruhunun karanlığını gizliyordu! (Dikiş Nakış)
  • “İnsanlar affetmeyi bilmeli fakat asla unutmamalıdır.” (Persepolis)
  • Rejimin anlayışına bakılırsa bir karı evden çıkarken kendine şu soruları sormalıydı : Pantolonum yeterince uzun mu acaba? Başımı muntazam örttüm mü? Makyajım belli oluyor mu? Ya beni kırbaçlarlarsa? Şu sorulara ise yer yoktu : Fikir özgürlüğüm nerede? İfade özgürlüğüm nerede? Hayatım yaşanmaya kıymet mi? Siyasi tutuklulara ne yapıyorlar? (Persepolis)
  • Fiziksel güzelliği ruhunun karanlığını gizliyordu! (Dikiş Nakış)
  • Ne derler bilirsin: “Yaşamak için canlı olmak kafi değildir.” (Azrail’i Beklerken)
  • Birlikte yaşamak için, karakter dış görünüşten daha önemlidir (Azrail’i Beklerken)
  • Aşk; sağduyunun tam tersidir. (Dikiş Nakış)
  • Neden bakire olmak zorunda olan kadınlardır? Neden geri zekâlı bir herifi memnun etmek için büyük acılar çekmek gerekiyor? Bence bir hanımdan “bekaret” isteyen adam tam bir budaladır! Neden ikimiz de batılılar şeklinde yapmıyoruz!? Onlarda cinsellik problemi çözüldüğü için başka şeyler düşünebiliyorlar! Bu yüzden de ilerleyebiliyorlar!!! (Dikiş Nakış)
  • Romeo ve Jülyet’in 6 evladı olsaydı, haklarında bir kitap yazılır mıydı sanıyorsun? (Azrail’i Beklerken)
  • Crois-tu que si Roméo et Juliette avaient fait six gosses ensemble on aurait écrit un livre sur eux? (Azrail’i Beklerken)
  • Başkalarının arkasından konuşmak ruhun vantilatörüdür… (Dikiş Nakış)
  • Evlilik rulet oynamak gibidir: bir iki kez kazansan da, daha oldukça kaybedersin. (Dikiş Nakış)
  • Devrim tıpkı bir bisiklet gibidir. Eğer tekerlekleri dönmezse devrilir. (Persepolis)
  • Başkalarının arkasından konuşmak ruhun vantilatörüdür… (Dikiş Nakış)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş