Eğitim

Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 – Edward Hallett Carr Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 – Edward Hallett Carr Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 kimin eseri? Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 kitabının yazarı kimdir? Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 konusu ve anafikri nedir? Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 kitabı ne konu alıyor? Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 PDF indirme linki var mı? Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 kitabının yazarı Edward Hallett Carr kimdir? İşte Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Edward Hallett Carr

Çevirmen: Levent Cinemre

Orijinal Adı: The Russian Revolution From Lenin to Stalin, 1917-1929

Yayın Evi: Yordam Kitap

İSBN: 9786055541217

Sayfa Sayısı: 276


Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Meşhur tarihçi Edward Hallett Carr, onlarca yıl süresince Sovyet zamanı üstüne çalıştı. Bolşevik Devriminin patladığı yıllarda, hemen hemen 25 yaşlarında bir İngiliz Dışişleri mensubuyken başlamış olan ilgisini yaşamının sonuna kadar sürdürdü. 1944’te başlayıp otuz üç yıl üstünde çalmış olduğu on dört ciltlik Sovyet Rusya Tarihi bilimsel niteliği olan disiplinle birleşmiş bu ilginin sonucudur. Carr, bu büyük eserinde Bolşevik Devriminin, o devrimi icra eden insanların ve devrimin peşinden rejimin kendini oturtmaya çalmış olduğu on iki kargaşa ve bunalımlı senenin tarihini yazarak bu “yeni cemiyet”u ve planlı ekonomiyi tanımaya çalışmıştır. Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi, meşhur tarihçinin 14 ciltlik bu dev çalışmasının yoğun bir özetidir. Carr, uzun araştırmalarının “özünü damıttığı” bu kitabı, genel okurlar ile mevzuya ilk kez girecek öğrencileri gözeterek hazırlamıştır. Büyük Tarih’ten iki yıl sonrasında kaleme alınan kitapta, Sovyetlerin ilk dönem zamanı, rafine şekilde ve ayrıntının üstüne çıkıp oldukça daha yukarıdan bir bakışla ele alınmaktadır. Lenin’in dar kadro partisi önderliğindeki devrimden, Stalin’in yüz binlerce üyesi olan kitle partisi önderliğindeki devlete geçiş tüm yönleriyle incelenip tartışılmaktadır.


Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 Alıntıları – Sözleri

  • Devrimler olmaksızın sözde demokratik bir sulh, darkafalı bir ütopyadan başka bir şey değildir.
  • İşçiler ve tüm emekçiler aç, çıplak, bitmiş ve tükenmiş bir durumda iken saf demokrasiden, genel olarak demokrasiden, eşitlikten ve özgürlükten söz etmek, emekçiler ve sömürülenler ile alay etmek anlama gelir.
  • Oldukca azca olmamız yıkım değil, milyonlar bizimle olacak…
  • Türkiye, izni olmadan yabancı harp gemilerinin Boğazlardan geçişini egemenliğinin ihlali olarak gördüğünü duyuru etmişti. Deniz kuvvetleri tükenmiş olan ve Karadeniz’de gerçekleşebilecek bir yabancı saldırıdan korkan Sovyet Rusya ise bu ilanı heyecanla onaylamıştı. Batılı devletler ile Türkiye arasındaki sulh koşullarını görüşmek suretiyle 1922 güzünde Lozan’da toplanan konferansta bu mevzunun gündeme gelmesi kaçınılmazdı ve asla beklenmedik bir şekilde Sovyet hükümeti de “Boğazlar meselesinin müzakeresine” katılmak için konferansa çağrı edildi. Sovyet delegasyonuna Çiçerin başkanlık ediyordu. O zamanlar doğuda İngiliz emperyalizminin en büyük adamı olarak görülen Curzon’la Çiçerin’in tartışmaları basında geniş yer buldu. Boğazlar meselesinde belli bir uzlaşmaya varıldı ve bunun sonucunda ortaya çıkan anlaşmayı Sovyet hükümeti de imzatadı fakat hiçbir vakit onaylamadı. Burada elde edilmiş başarı, Sov-
    yet Rusya’nın eski Rus İmparatorluğu’nun hak ve çıkarlarının mirasçısı bulunduğunun genel kabulüydü.
  • Devlet olduğu müddetçe özgürlük olmayacak, özgürlük olduğunda ise devlet olmayacak.-Lenin
  • “Gelişmiş ülkelerin elli ila yüz yıl gerisindeyiz. Bu açığı on yılda kapamalıyız. Ya bu işi başarırız, ya da bizi ezerler”
    Stalin
    ‘Büyük Atılım Yılı’ makalesi
    Kasım 1929
  • Devrimler olmaksızın sözde demokratik bir sulh, darkafalı bir ütopyadan başka bir şey değildir.
  • İşçiler ve tüm emekçiler aç, çıplak, bitmiş ve tükenmiş bir durumda iken saf demokrasiden, genel olarak demokrasiden, eşitlikten ve özgürlükten söz etmek, emekçiler ve sömürülenler ile alay etmek anlama gelir.
  • Türkiye ile imzalanan ve “emperyalizme karşı muharebede” iki ülkenin dayanışmasını duyuru eden antak kalma ise daha büyük ve daha uzun soluklu sıkıntılara niçin oldu. Anlaşmanın imzalan­masından üç ay ilkin yasadışı Türkiye Komünist Partisinin lide­ri, Kemal’in adamlarınca öldürülmüş, öteki Türk komünistleri de katiedilmiş ya da tutuklanmıştı. Komünizmin bastırılması, Kemalist rejimin en sık duyurduğu hedeflerindendi. Ancak tamamı Türkiye’ye İngiliz müdahalesine karşı ortak dire­nişin altına gizleniyordu. İngiliz-Sovyet anlaşmasıyla taahhüt edilen Asyaüa İngiliz İmparatorluğu’na karşı propagandadan kaçınma zorunluluğu da belli seviyede engellemeler getiriyordu. Komintern’in üçüncü kongresinde Lenin’in, “Doğunun yüz milyonlarca kişiyi kapsayan ezilen halkları içinde devrimin muhteşem bir coşkuyla büyüdüğünü” temin etmesine rağmen bir öncekinin tersine bu kurultay, Doğu problemi mevzusunda sessiz kaldı. Lenin, bir Komintern kongresinde yapmış olduğu son konuşma olan (artık hastaydı) Kasım 1922deki nutkunu şu şekilde bitiriyor­du: “Önümüzdeki devrin en mühim görevi, devrimci faali­yetin teşkilat, yapı, yöntem ve içerik olarak başarı kazanması için çalışmaktır”. Bu {hiç de} heyecanlı bir final değildi.
  • Marksizm Leninizm


Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ne zamandır ilgimi çeken bir kitap olmasına ve E.H.Carr’ın oldukça ciddi bir tarihçi bulunduğunu düşünmeme karşılık ne yazık ki umduğum bilimselliği bulamadım. Kitap Rus devriminin bir özeti olarak bir tek Carr’ın öznel yorumlarına dayanıyor. Yani kaynaklar yok. Rahatsız olduğum öteki husus ise Carr’ın Rus devrimini anlatırken bu öznellikten faydalanarak Stalin’e adının geçmiş olduğu her yerde saldırıyor olmasıdır. İçerikten söz edecek olursak yazar, bu saldırıları yaparken hedefinin kim bulunduğunu bilmiş olduğu sürece ona gore neyle suçladığının bir önemi yoktur. Şundan dolayı o Stalin’i mantıklı ya da mantıksız her mevzuda suçlu bulmaktadır. Aslında bu şekilde yaparak bu kitapta kendini aşağıya çekmiş olur ve tutarsız ifadelerinde ne söylediği anlaşılmaz. Bir bölümde Stalin’i sanayileşmeyi geciktirdiği iddiasıyla suçlarken bir başka bölümde ise sanayileşmenin işçiler üstünde yarattığı baskıdan söz eder. Hatta bu ileri gider; NEP’i savunmakla suçlamış olduğu Stalin bir başka bölümde NEP’i yıktığı için suçludur. Carr’ın suçlamalarında esas olarak ciddiye aldığım nokta bu tutarsız kendini bilmezlik değildir. O bir tek bir noktada Stalin’i ciddi anlamda suçlar: o da rus milliyetçiliği ve tek ülkede sosyalizmdir. Yazarın marksizmden anladığına gore Rus devriminin kaderi ”birleşik avrupa devrimi” ile belirlenecek ve bu olmadığı taktirde Rusya’da sosyalizm inşa edilemeyecektir. İnşa edilebileceğini söyleyen Stalin ise gene yazarın öznel takıntıları vesilesiyle ”katı ortodoks, rus milliyetçisi, şovenist, yobaz vb.” duyuru edilmiştir. Stalin’in bu şekilde bir fikri ortaya atması bile yazar tarafınca ”otoritesini pekiştirme” anlamında yorumlanmaktadır. Yazar kitabında hiçbir vakit Lenin’in avrupa birleşik devrimi mevzusundaki sözlerinden alıntıya başvurmaz fakat ”Lenin bu şekilde der bu şekilde düşünür” der. Bakınız, Lenin’in bu mevzuda söyledikleri kitaplaştırıldı bile. Lenin daha 1916’da bu avrupa birleşik devrimi sloganının saçmalığını ortaya dökmekle yetinmemiş, sosyalizmin ”ilkin bir ya da birkaç” ülkede zaferinin mutlak olacağını söylemişti. Lenin’e gore tüm avrupada proletaryanın birleşik ayaklanması buyuruculuk aşamasına gelmiş kapitalizmde olanaksız ve hayal ürünüydü. Bu düşünce Troçki’nin menşevik kökeninden gelen bir fikirdi. Troçki daha sonraları da bu sloganı ortaya attığında Lenin yazdığı makalelerde bunun saçma olduğuna değinmişti. Lenin’in burada dikkat etmek istediği nokta kapitalizmin eşitsiz gelişim yasasıdır. Kapitalizm her ülkede değişik seviyelerde olduğundan aynı anda birkaç ülkede birden sosyalizmin zaferi söz konusu olması imkansız. Troçki bunu idrak etmek istememiştir. Troçki’nin idrak etmek istememesi bir yana, kitabı okuduğumuzda anlaşılıyor ki aynı şeyi yazar da idrak etmek istememiş ya da gözardı etmiş. Kendi ağzıyla birleşik avrupa devrimi projesinin başarısızlıkla sonuçlandığını söylüyor fakat Stalin’i gene bu mevzuda suçlamayı biliyor. Yazar bu kitabı yazarken Stalin’i bilhassa suçlanması ihtiyaç duyulan biri olarak görmüştür. Tek ülkede inşa edilen sosyalizmi bir rus ortodoksluğu olarak görmesi de bu girmiş olduğu suçlama psikolojisiyle ilgilidir. Öte taraftan Rus devrimini gereğinden daha azca önemseyerek sanki tüm kitabı ”Stalin’e iyi mi karacılık atarım” düşüncesiyle yazmıştır. Bu kitabı okur okumaz anladım ki Carr’ın Stalin’e görüş açısı oldukça dar, oldukça öznel, oldukça duygusal ve son aşama sıkıntılıdır. Ben de tüm bunlara karşın kendisi bu mevzuda ciddi bir tarihçi olarak görüldüğü için ve öteki antikomünist yazarlardan değişik bir yol izlediği için, ek olarak da kitabı yazdığı dönem için bu şekilde bir psikolojiye girmiş olduğu fakat mesela 2. dünya savaşı yıllarında bu psikolojiyi terk ettiğine dair kendi öznel durumu sebebiyle kitaba verdiğim puanı o denli da düşürmek istemedim. Rus devrimini idrak etmek için iyi bir kitap mıdır ya da iyi bir özet midir diye düşünenlere cevabım ise kesinlikle olumsuzdur. Şundan dolayı kitapta insanın derdi devrim değil Stalin’dir ve ona karacılık atmaktır. Rus devrimini idrak etmek için bundan daha mühim oldukça çeşitli romanlar, anılar ya da tarihsel kitaplar mevcuttur. İyi okumalar dilerim. (Arda Çolakoğlu)

Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929: Kuvvetli bir metin kesinlikle. Rusya’daki 1917-1929 tarih aralığındaki gelişimleri oldukça iyi özetliyor. Bilhassa de tarihçilere ne olursa olsun okumalarını tavsiye ederim. Tarihçiler bu kitabı okuduktan sonrasında gene Carr’ın üç ciltlik Bolşevik Devrimi ile daha detaylı bir okumaya girişebilirler, bu üç cildi de ek olarak tavsiye ederim. Selamlar. İyi okumalar her insana. (Aykut Türkyılmaz)


Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 PDF indirme linki var mı?


Edward Hallett Carr – Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Edward Hallett Carr Kimdir?

Edward Hallett Carr 1892 senesinde Londra’da hayata merhaba dedi. Merchant Taylors School ve Cambridge Trinity College’da tahsil gördü. 1916’da Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. 1927’de Moskova’ya ilk gezisini yapmış oldu. 1936’da Dışişleri Bakanlığı’ndan ayrıldı ve 1936-47 içinde Aberstwyth’deki Wales Üniversitesi’nde internasyonal siyaset profesörü olarak ders verdi. 1941-46 içinde The Times gazetesinin gösterim yönetmeni yardımcılığını yapmış oldu. 1953-55 içinde Oxford Üniversitesi’ne bağlı Balliol College’da, 1955’ten sonrasında da Trinity College’da çeşitli bilimsel niteliği olan görevler üstlendi. Biroldukça kitabı içinde başlıcaları şunlardır: The Romantic Exiles (1933), The Twenty Years’ Crisis, 1919-1939 (1939), Conditions of Peace (1942), The Soviet Impact on the Western World (1946), The New Society (1951), What is History? (Tarih Nedir?) (1961) ve Sovyet Rusya Tarihi adlı dizide The Bolshevik Revolution 1917-1923 (3 cilt), Interregnum 1923-1924 (1 cilt) ve Socialism in One Country 1924-1926 (3 cilt).


Edward Hallett Carr Kitapları – Eserleri

  • Tarih Nedir?
  • Dostoyevski
  • Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929
  • Bolşevik Devrimi 1
  • Milliyetçilik ve Sonrası
  • Yirmi Yıl Krizi
  • Bolşevik Devrimi 2
  • Karl Marx
  • Romantik Sürgünler
  • Bolşevik Devrimi 3
  • Komintern ve İspanya İç Savaşı
  • Michael Bakunin
  • 1917 Öncesi ve Sonrası
  • Komintern’in Alacakaranlığı


Edward Hallett Carr Alıntıları – Sözleri

  • Sonunda bu tanrısal uyumu kendi ailemde buldum . . . Sizler benim bir tek naturel kan bağlarımız sebebiyle değil, bununla birlikte türdeş ruhlarımızın varlığıyla, sonsuz gayelerimizin benzerliğiyle kardeşlerimsiniz. (Michael Bakunin)
  • Türkiye, izni olmadan yabancı harp gemilerinin Boğazlardan geçişini egemenliğinin ihlali olarak gördüğünü duyuru etmişti. Deniz kuvvetleri tükenmiş olan ve Karadeniz’de gerçekleşebilecek bir yabancı saldırıdan korkan Sovyet Rusya ise bu ilanı heyecanla onaylamıştı. Batılı devletler ile Türkiye arasındaki sulh koşullarını görüşmek suretiyle 1922 güzünde Lozan’da toplanan konferansta bu mevzunun gündeme gelmesi kaçınılmazdı ve asla beklenmedik bir şekilde Sovyet hükümeti de “Boğazlar meselesinin müzakeresine” katılmak için konferansa çağrı edildi. Sovyet delegasyonuna Çiçerin başkanlık ediyordu. O zamanlar doğuda İngiliz emperyalizminin en büyük adamı olarak görülen Curzon’la Çiçerin’in tartışmaları basında geniş yer buldu. Boğazlar meselesinde belli bir uzlaşmaya varıldı ve bunun sonucunda ortaya çıkan anlaşmayı Sovyet hükümeti de imzatadı fakat hiçbir vakit onaylamadı. Burada elde edilmiş başarı, Sov-
    yet Rusya’nın eski Rus İmparatorluğu’nun hak ve çıkarlarının mirasçısı bulunduğunun genel kabulüydü. (Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929)
  • in the field of action, realism tends to emphasise the irresistible strength of existing forces and the inevitable character of existing tendencies, and to insist that the highest wisdom lies in accepting, and adapting oneself to, these forces and these tendencies. such an attitude, though advocated in the name of “objective” thought, may no doubt be carried to a point where it results in the sterilisation of thought and the negation of action.
    but there is a stage where realism is the necessary corrective to the exuberance of utopianism, just as in other periods utopianism must be invoked to counteract the barrenness of realism. immature thought is predominantly purposive and utopian. thought which rejects purpose altogether is the thought of old age. mature thought combines purpose with observation and analysis.
    utopia and reality are thus the two facets of political science. sound political thought and sound political life will be found only where both have their place. (Yirmi Yıl Krizi)
  • Devrimler olmaksızın sözde demokratik bir sulh, darkafalı bir ütopyadan başka bir şey değildir. (Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929)
  • 500 grevcinin askeri birlikler tarafınca öldürülmüş olduğu – “Kanlı Pazar”dan sonrasında en dehşet verici kırım – Lena altın madeninde patlak veren ciddi kavga, endüstri kesimindeki huzursuzluklarda yeni bir süreci başlattı; 1914’te savaşın patlamasından önceki iki yılda nükseden köylü ayaklanmaları da belirleyici oldu. (Bolşevik Devrimi 2)
  • Rus düşünürlerinin bir çok metafizikten oldukça etikten hoşlanmışlardır. (Michael Bakunin)
  • Devrimler olmaksızın sözde demokratik bir sulh, darkafalı bir ütopyadan başka bir şey değildir. (Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929)
  • Franko, “İspanya’yı yüce duygularla seven” her insana hitap eden bir davet yapmış oldu. “Hükümetin atadığı yetkililer” ve “dış mihrakların emirlerini… yerine getiren devrimci güruhların” kışkırttığı anarşiden İspanya kurtarılmalıydı. (Komintern ve İspanya İç Savaşı)
  • Toprak mülkiyetinin en köklü şekilde tekrardan dağıtımıyla da olsa hiçbir burjuva demokratik devrimi Rusya’yı besleyemezdi: Toprak mülkiyetine en etkili darbeyi sadece sosyalizm indirebilirdi. (Bolşevik Devrimi 2)
  • Milliyetçilik, ne özgürlüğü ne de refahı amaçlar; her ikisini de ulusu, dev­letin kalıbı ve ölçütü haline getirmesinin mecburi gerekliliğine feda eder. Ge­lişmesi, hem manevî hem de maddî yıkımla damgalanacaktır.” (Milliyetçilik ve Sonrası)
  • Gayri meşru aşkın diğeri dünyadan onay aldığını varsaymak, aslen daha oldukça sonraki Romantiklere özgüydü. Emma Bovary ilk sevdiği Rodolphe’e, “Eminim cennetteki annelerimiz aşkımızı kutsuyordur.” diyordu. (Romantik Sürgünler)
  • Lenin, Komintern’in birinci yıldönümü vesilesiyle yapmış olduğu bir konuşmada “Alman Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi’nin onların saflarını terk edip proletarya diktatörlüğünü ve Sovyet iktidarını tanıması İkinci Enternasyonal’e indirilen son ölümcül darbeydi,” “İkinci Enternasyonal öldü” ve “Almanya, İngiltere ve Fransa’daki işçi kitleleri komünistlerin tarafına geçiyorlar” diye övünüyordu. O dönemde yazdığı bir yazıda USPD’yi(Alman Sosyal Demokrat Partisi), Fransa ve İngiltere’deki muadilleriyle, her ikisi de muharebeye karşı çıkmış ve kendilerinin de kısa bir süre içinde ışığı göreceğini ummuş olan Fransız Sosyalist Partisi’ndeki Longuet grubu ILP(Bağımsız İşçi Partisi) ile karşılaştırıyordu. (Bolşevik Devrimi 3)
  • İlk kez Dostoyevski’yi okumaya giriştiğim gece yaşamımın en mühim vakasıydı. İlk aşkımdan bile daha mühim bir vaka… (Dostoyevski)
  • İspanyol Bask’ı koyu Katolik’ti fakat özerklik taleplerini geri çeviren monarşiye karşı geleneksel bir düşmanlığı vardı. Ayrıca şiddetli Franco karşıtıydı. 1 Ekim 1936’da, tekrardan yapılandırılmış Cumhuriyet hükümeti bir kararname çıkararak Bask’a otonomi tanıdı ve Bask hükümeti kuruldu. (Komintern ve İspanya İç Savaşı)
  • …Nasıl ki Osuga nehri ben niye Volga değilim diye yakınma edemezse
    serf de ben niye efendi değilim diye hayıflanmamalıdır. (Michael Bakunin)
  • 1830’larda romantizm revaçtaydı, ağırkanlı Rusya’da bile. (Michael Bakunin)
  • Eğer ertelediğin şey mutluluğun ise,
    Kaybedeceğin şey, koca bir yaşam olur. (Dostoyevski)
  • Dostoyevski ölüm döşeğinde iken karısına son kez baktı ve şu şekilde dedi:
    “Seni düşüncemde bile hiç aldatmadım.” (Dostoyevski)
  • Kapitalizmden sosyalizme geçişin, yönetici derslik olarak burjuvazinin yerini proletaryanın almasını gerektireceğine ve en azından bir-oldukça ülkede, bu yeni düzenin şiddete başvurmadan gerçekleşmesinin düşünülemeyeceğine inanılmış olduğu için, Marx’ın görüşü siyasal ve devrimci bir görüştü. Fakat bununla birlikte bilimsel ve evrimci bir görüştü bu. (Bolşevik Devrimi 2)
  • Oldukca azca olmamız yıkım değil, milyonlar bizimle olacak… (Lenin’den Stalin’e Rus Devrimi 1917-1929)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş