Eğitim

Pir Sultan Abdal – Abdülbaki Gölpınarlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Pir Sultan Abdal – Abdülbaki Gölpınarlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Pir Sultan Abdal kimin eseri? Pir Sultan Abdal kitabının yazarı kimdir? Pir Sultan Abdal konusu ve anafikri nedir? Pir Sultan Abdal kitabı ne konu alıyor? Pir Sultan Abdal PDF indirme linki var mı? Pir Sultan Abdal kitabının yazarı Abdülbaki Gölpınarlı kimdir? İşte Pir Sultan Abdal kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Abdülbaki Gölpınarlı

Yayın Evi: Kapı Yayınları

İSBN: 9786055107291

Sayfa Sayısı: 170


Pir Sultan Abdal Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Geleneğe gore Alevi-Bektaşi Edebiyatı’nın deposu Yunus Emre’dir, kurucusu ise Kaygusuz Abdal. Bu edebiyat içinde en orijinal didaktik eserleri sunan da Hatayî’dir. Fakat bu edebiyatın en yüksek şairi, asla tereddütsüz söylenebilir ki Pir Sultan’dır. Hatta o, yalnız Alevi-Bektaşi Edebiyatı’nın değil, Türk Halk Edebiyatı’nın en büyük şairlerinden biridir.

Klasik Edebiyat ve Tasavvuf Tarihi alanlarında oldukça mühim bir yere haiz olan Abdülbâki Gölpınarlı tarafınca titizlikle ve bilimsel nitelikli bir metotla hazırlanan bu eserde, Pir Sultan Abdal’ın yaşamı ve şairliği anlatılıyor, şiirleri günümüz okuyucusuna yabancı olabilecek kelimelerin açıklamalarıyla beraber aktarılıyor.

Dün gece seyrinde coştuydu dağlar

Seyrim ağlar ağlar Pir Sultan deyü

Gündüz hayalimde gece düşümde

Düş de ağlar ağlar Pir Sultan deyü

(Tanıtım Bülteninden)


Pir Sultan Abdal Alıntıları – Sözleri

  • Sabahtan cemâlin seyran eyledim
    Gönüller perişan elinden sunam
    Nice bekliyeyim gurbet illerde
    Hiç bilir yok mudur halimden sunam
  • Yalan söylemiş oldu de yüzüme güldü…
  • Korkum ayrılıktan fikrim ölümden
    Gelde çattı beni buldu n’ eyleyim
  • Âlem çiçek olsa arı ben olsam
    Dost dilinden tatlı bal bulamadım
  • Şu dünüyaya geldim giderim
    Gönül senden özge yâr bulamadım
    Yaralandım al kanlara bulandım
    Elimin kanını yur bulamadım
  • “Gitti giden yaşam geri dönülmez…”
  • Yar elinden dolu dolu içmiş deliyim
    Üstü kan köpüklü meşe seliyim
  • Ağlatmayın beni derdim büyüktür
    Âşıklar meydanda coşmadan gel gel
    Benim ciğerciğim delik deliktir
    Kaynayıp kaynayıp taşmadna gel gel
  • Felek bir bilezik taktı koluma
    Ben hâlimi arzcdemem yârime
  • Sen seher yelisin gider gelmezsin
    Gelirsen de bana bâki kalmazsın
    Seni uçuranlar murad almasın
    Seni kim havalandırdı gölünden sunam
  • Her nereye gitsem yolum dumandır
    Bizi bu şekilde kılan ahd ü amandır
    Zincir boynum sıktı fazlaca zamandır
    Açılın kapılar Şah’ a gidelim
  • Deli gönül inim inim inleme.
  • Âşıklar harabât olur
    Hak yanında kıymetl’ olur
    Muhabbet candan tatl’ olur
    Doyamazsın demedim mi
  • Yağmur şeklinde yağar taşlar başıma,
    İllede dostun bir fiskesi yâralar beni …


Pir Sultan Abdal İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bozuk şu cihanın pergeri bozuk
Yazıktır şu geçen ömüre yazık
Tükendi daneler kalmadı azık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
Değerli Pir Sultan Abdal’ın her alandan; yaşamına dair, doğaya, hayvana, ağaca, aşka, öğretmeye dair kısaca kısacası insanca değerlerin hepsi şiirlerinde ve şiirlerin bir kısmı bu kitapta…
İyi ki okuduklarımdan!!! (Demet)

21.yüzyılda dilden düşmeyen sözlerden biri de ” Bir şeylerin anlamlı olduğu zamana denk gelmek arzu ederdim.” Sözüdür. Pir Sultan Abdal in dizelerini okurken bir şeylerin anlamlı olduğu süre dilimine istemsizce sürüklenip gidiyoruz. Şiirleri okurken bir insan aşkı iyi mi bu şekilde güzel anlatabilir dersiniz, başka şiire geçerken tabiat aslen ne kadar anlam ifade edermiş diye düşünürsünüz ve nihayet yaşam ve ölüm temalı şiirlere ulaşınca de evet biz bir yolcuyuz ve o son dem vardığında bizlerden ne kalmış geriye dersiniz. Her acısıyla güzel, akıcı ve anlamlı dizelerin olduğu bir şiir kitabı, şiir severleri bekliyor diyebiliriz. (Hamit YATÇİ)

Pir Sultan Abdal’ın özetlemek gerekirse yaşamını özetleyen sonrasında şiirlerine yer verilen kitap kesinlikle okunmaya değerdir.
Benim okuduğum 95 yılının baskısı.
Yazar derhal her dörtlüğün açıklamasını yapmıştır.
Bu kitap olmasa bile Pir Sultan Abdal’ımın yaşamını, şiirlerini şöyleki bir okuyun derim. (Nazlı Dursun)


Pir Sultan Abdal PDF indirme linki var mı?


Abdülbaki Gölpınarlı – Pir Sultan Abdal kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Pir Sultan Abdal PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Abdülbaki Gölpınarlı Kimdir?

1900 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Asıl adı Mustafa İzzet Baki’dir. Ailesi Azerbaycan’dan göçtü. Menbaü’l-İrfan İdadisinin rüştiye kısmında ve Gelenbevî İdadisinde okudu. Öğretmenlik ve Vezneciler’de kitapçılık yapmış oldu. Bir arkadaşının davetine uyarak Çorum’un Alaca ilçesine öğretmen olarak gitti (1918). 1923’te İstanbul’a döndü. İstanbul Erkek Muallim Mektebini (1927) ve İ.Ü. Edebiyat Fakültesini (1930) tamamladı. Konya, Kayseri, Balıkesir, Kastamonu, Haydarpaşa liselerinde edebiyat öğretmenliği yapmış oldu. A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine Farsça okutmanı olarak belirleme edildi. Burada doktorasını verdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde metinler şerhi okuttu. Doçentliğe terfi etti. İ.Ü. Edebiyat Fakültesine geçerek İslâm-Türk tasavvuf zamanı okutmaya başladı. Bu sıra 142. maddeden tutuklandı. Beraat ettikten sonrasında üniversiteye döndü. 1949’da emekliye ayrıldı. 25 Ağustos 1982’de İstanbul’da öldü.

Abdülbaki Gölpınarlı çalışmalarını Tasavvuf, Mevlevîlik, Şiîlik ve Divan Edebiyatı üstüne yoğunlaştırmış, bu sahalarda dikkate kıymet eserler vermiştir. Ayrıca devrin gazete ve edebiyat dergileri yanında Türk Ansiklopedisi, İslâm Ansiklopedisi ile Şarkıyat, Türkiyat ve İktisat Fakültesi mecmualarında oldukça sayıda makalesi çıkmıştır. 60’a yakın yaratı bıraktı.


Abdülbaki Gölpınarlı Kitapları – Eserleri

  • Yunus Emre – Hayatı ve Tüm Şiirleri
  • Pir Sultan Abdal
  • Nehcü’l Belaga
  • Yunus Emre
  • Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri
  • Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar
  • Nedim Divanı
  • Hayyam ve Rubaileri
  • 100 Soruda Tasavvuf
  • Melamilik ve Melamiler
  • Şeyh Galip
  • Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 1-2
  • Mevlana Celaleddin-i Rumi
  • Tasavvuf
  • Nasreddin Hoca
  • Mevlana’dan Sonra Mevlevilik
  • Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik
  • Baki
  • Mevlana Celaleddin
  • Divan Edebiyatı Beyanındadır
  • Mevlevi Adab ve Erkanı
  • On İki İmam
  • Yeni Gülzar-ı Haseneyn – Kerbela Vak’ası
  • Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri
  • Sosyal Açıdan İslâm Tarihi
  • Müminlerin Emiri Hz. Ali
  • Yunus Emre
  • Yunus Emre Ve Tasavvuf
  • Kaygusuz Abdal, Hatayi, Kul Himmet
  • Mevlana Celaleddin Mektuplar
  • Alevi Bektaşi Nefesleri
  • Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 5-6
  • Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 3-4
  • Şeyh Bedreddin ve Manakıbı
  • Mevlana Adı Aşk
  • Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar
  • Nesimi Usuli Ruhi
  • Hz. Muhammed ve Hadisleri
  • Hafız
  • 100 Soruda Türkiye’de Mezhepler Ve Tarikatler
  • Mevlana
  • Fuzuli
  • Şeyh Galib Divanı’ndan Seçmeler
  • Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi
  • Yurt Bilgisi
  • Hafız Hayatı Sanatı Eserleri
  • Nail-i Kadim
  • Ramazan Geldi Hoş Geldi
  • Mesnevi Şerhi – Cilt 1
  • Kur’an-ı Kerim ve Meali
  • Yunus Emre Hayatı ve Tüm Şiirleri
  • Yunus ile Âşık Paşa ve Yunus’un Bâtıniliği
  • Fuzûlî Dîvânı
  • Mevlana
  • Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin ve Menakıbı
  • Kaygusuz Vizeli Alaeddin
  • Yeni Gülzar-ı Haseneyn
  • Mesnevi Şerhi – Cilt 6
  • Mesnevi Şerhi – Cilt 5
  • Mesnevi Şerhi – Cilt 4
  • Mesnevi Şerhi – Cilt 2
  • Mesnevi Şerhi Cilt 3
  • Divan Şiiri XV-XVI. Yüzyıllar


Abdülbaki Gölpınarlı Alıntıları – Sözleri

  • İnanmayanlara de ki: Gücünüzün yettiğini yapın, şüphe yok ki ikimiz de yapmadayız.
    Ve bekleyin, şüphe yok ki ikimiz de beklemedeyiz. (Kur’an-ı Kerim ve Meali)
  • Hiç buğday ekersin de arpa biter mi? Attan sıpa doğduğunu gördün mü asla? (Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 1-2)
  • 1.Gittin ammâ ki kodun özlem ile cânı bile
    İstemem sensiz olan söyleşi-i yârânı bile
    2. Devr-i meclis bana girdâb-i belâdır sensiz
    Mey-i zehrâb-i sitem sâgar-i gerdânı bile
    3. Bâğa sensiz bakamam çeşmime âteş görünür
    Gül-i handânı değil, serv-i hirâmâm bile
    4. Sineden derd ile bir âhedeyim kim dönsün
    Aksine çerh-i felek mihr-i dırahşanı bile
    5. Hâr-i firkatle Neşâti-i hazînin vâhayf
    Dâmen-i ülfeti çakoldu girîbânı bile (Divan Şiiri XV-XVI. Yüzyıllar)
  • Gel gel beru ki savm ü salatın kazası var
    Sensiz geçen süre ı yaşamın kazası yok
    (Gel gel beri ki orucun da namazın da kazası var fakat sensiz geçen dönemin kazası yok) (Nesimi Usuli Ruhi)
  • Hoca, bir köye misafir olmuş. Köy ağası, Hoca’ya sormuş;
    — Padişah mı büyük, ziraatçi mi?
    Hoca yanıt verir.
    — Elbette ziraatçi büyük. Ziraatçi buğday vermese padişah acından ölür. (Nasreddin Hoca)
  • ?
    Allah’ın ihsânı ve acıması olmasaydı pek azınız müstesna, Şeytan’a uyup gitmiştiniz. (Kur’an-ı Kerim ve Meali)
  • Sen seher yelisin gider gelmezsin
    Gelirsen de bana bâki kalmazsın
    Seni uçuranlar murad almasın
    Seni kim havalandırdı gölünden sunam (Pir Sultan Abdal)
  • ,
    Bunalıp sana geldim halimi bil
    Mededin var ise gözüm yaşın sil.
    … (Yunus Emre Ve Tasavvuf)
  • Onun Sana Şeker Gibi Olmasını İstiyorsan Ona Aşıkların Gözüyle Bak,
    Güzele Sen Kendi Gözünle Bakma İstenilene Onu İsteyenin Gözüyle Bak..(mesnevi) (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
  • Ya Râb âleme yayılan bu acı nedir; dünya halkının hepsi yas ve mateme girdi
    Yerden bir kıyamet kopuyor,göğe bir sur sesi yükseliyor
    Âlemleri gam vadisine salan bu karanlık sabahleyin,hangi tan vakti doğmaktadır
    Sanki güneş batıdan dünyaya geldi,dünyadaki tüm zerreler birbirine girdi
    #Aşura (Yeni Gülzar-ı Haseneyn – Kerbela Vak’ası)
  • Hz. Rasul-i Ekrem (S.M), “Her peygamberin bir vasisi ve varisi vardır; Ali, benim vasim ve var isimdir” buyurmuşlardır.
    (Künuzü’l Hakaık; 2 , s.148). (Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik)
  • Hz Peygamber (S.M), Ali’yi (A.M), ilminin, hükmrtinin kapısı olarak bildirmişler, “Ali bendendir, ben O’ndanım” buyurmuşlar, O’nu, “Hayırlı, iyi kişilerin imamı, kafirlerin öldürücüsü” olarak övmüşler, O’nun Kur’an’la birlikte bulunduğunu beyan etmişler…. (Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik)
  • “Bir günah işlediğinde derhal tövbe et. İnsan suya düşmüş olduğu için değil, sudan çıkamadığı için boğulur.”
    -Hz. Mevlânâ (k.s) (Mevlana Adı Aşk)
  • Ortodoks Müslümanlık insanları inanışlarına gore sınıflandırırken tasavvuf, büyük bir müsamahayla dinlerin üzerine çıkıyor, herkesi bir görüyor, ârifin, yâni gerçeği bilip anlayan kişinin su şeklinde, bulunmuş olduğu kabın renk ve şeklini alacağını söylüyor, hattâ bu şekilde de kalmıyor, hayrı, şerri nisbî ve izafî kabul edip herkesten zuhur eden işin, istidada gore doğru ve yerinde bulunduğunu telkin ediyordu. (Mevlana Celaleddin)
  • Görmezler mi ki onlar her yıl bir, veya iki kere musibetlere uğratılırlar da gene ne tövbe ederler, ne öğrenek alırlar. (Kur’an-ı Kerim ve Meali)
  • Bir yağ parçasıyla gören, bir et parçasıyla konuşan, bir kemikle işiten ve bir delikten solunum eden şu insana şaşırın doğrusu! (Onun yaratılışı hakkında düşünün.) (Nehcü’l Belaga)
  • Muradım olsun diye iplikler bağlanmış,üfürükçülerin elleri öpülmüştür.Ölüye kandil,mum,elektrik yapmaktansa parasıyla vatanın evlatlarına okul açılsa elektrikler konuşma salonlarında yakılsa olmaz mıydı ? Hiç hekim bakmazsa,ilaç alınmazsa,iplik bağlamakla hastalık geçer mi ? (Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri)
  • Ben özümden bîhaber mecnûn iken verdi hıraş
    Akl edip şâgird-i nâ kabil Felâtun’u bana
    Ben, kendinden haberi bile olmayan bir deliyken akıl, tuttu da Eflatun’u, bana kanikiyetsiz bir talebe yapmış oldu… (Nail-i Kadim)
  • Din dersinin mecburi olması kuşkusuz laikliğe aykırıdır. (Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri)
  • Birinci karısı ihtiyarlayınca genç bir hanımla evliliğe ilk adımını atmıştır. Lâkin gene kabak, Hoca’nın başına patlar…
    Her gün, Hoca’ya, hangimizi daha oldukça seviyorsun diye merak ederler. Hoca’yı, yanıt ver­meye zorunlu etmek için bigün, suali şöyleki yeniden ederler; İkimiz bir­den suya düşsek hangimizi daha evvel kurtarırsın? O süre Hoca, ihti­yar karısına dönerek, tatlılıkla, sen birazcık yüzme biliyorsun, değil mi der. (Nasreddin Hoca)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş