Eğitim

Rusya Tarihi – Akdes Nimet Kurat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Rusya Tarihi – Akdes Nimet Kurat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Rusya Tarihi kimin eseri? Rusya Tarihi kitabının yazarı kimdir? Rusya Tarihi konusu ve anafikri nedir? Rusya Tarihi kitabı ne konu alıyor? Rusya Tarihi PDF indirme linki var mı? Rusya Tarihi kitabının yazarı Akdes Nimet Kurat kimdir? İşte Rusya Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Akdes Nimet Kurat

Yayın Evi: Türk Tarih Kurumu Yayınları

İSBN: 9789751627865

Sayfa Sayısı: 556


Rusya Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Rusya Tarihi, 862’de Rus Devletinin kuruluşundan, 1917’de Romanovlar Sülâlesinin sonuna kadarki devri ele alır. Kiyef Rusyası, Kiyef Rusyası’nın Hıristiyanlaşması, Kumanlarla savaşım devri, Novgorod Cumhuriyeti, Suzdal Rusyası, Moğol İstilâsı ve Rusya’da Türk (Tatar) hakimiyeti, Rusya’da “Udel” (Yurt) sistemi, Moskova Knezliği, Altın Orda zamanında Rus knezlikleri, Moskova Velikorus Devleti, Rusya’nın Türk illeri sahasında genişlemesi, Korkunç İvan devri, iç karışıklıklar devri, İlk Romanovlar, Rus İmparatorluğu (189-1917) devirleri kitapta ele alınan ana başlıklardır. Eserin on bölümden oluşan son kitabında Rusya’nın İran, Osmanlı ve Kafkas ahalisi ile ilişkileri ele alınmıştır. Ayrıca Rus kültürü, ilim ve güzel sanatlar müessesleri de dikkatsizlik edilmemiştir. Kurat’ın, alanında en fazlaca faydalanılan eserlerden kabul edilen kitabının 1999’da meydana getirilen dördüncü baskısı tükenmiş bulunmaktaydı; bu sebeple 2010’da beşinci baskısı yapılmıştır.


Rusya Tarihi Alıntıları – Sözleri

  • Doğu Slavlardan Polyan, Radimiç, Severyan ve Vyatiç uruğlarının Hazarlara tâbi oldukları ve vergi ödedikleri biliniyor.
  • VI. yüzyıl Bizans kayıtlarıyla, IX.-X. yüzyıl arap kaynaklarındaki bilgiye bakılırsa de Slavların “sarı saçlı”bir kavim oldukları bilinmektedir.
  • Avarlar’ın bir kısmı İdil (Volga) nehrini aşarak Avrupa’ya geçmişler,ve 568 e doğru, Pannonya merkez olmak suretiyle, büyük bir Avar imparatorluğu kurmuşlardı.
  • İlk slav vatanının Vistül nehrinden başlıyarak Pripet havzasını ve Orta Dnepr sahasını işgal etmiş olduğu anlaşılıyor.
  • Slavların hind-avrupa (arî) menşeli kavimlerle aynı ırktan oldukları antropolojik ve dil araştırmalarıyla
    tesbit edilmiştir.
  • Slavların geçim tarzları ve meşguliyetlerinin icabı olarak, uzun vakit bir yerde kalmadıkları anlaşılıyor.
  • Doğu Slavları Pripet havzasından doğu-şimal ve doğu istikametinde ilerledikçe, fin kavimleriyle temasa geldiler ve fin sahasını işgale başladılar.
  • Slavlara milât sıralarında, “Vened” denildiği biliniyor; daha sonraları, M. s. VI. yüzyılda Slavların bir kısmına “Ant” denildiğini de biliyoruz.
  • Slav (Slovene) adına ilk kez, eserini M. s. VI. yüzyılın başlarında yazan, Nazians’h Pseudo-Cesarios’un kitabında rastlanıyor.
  • “Dil, arkeologya ve nebat adlarının araştırmasından çıkan neticelere bakılırsa “ilk Slav vatanı”nın Vistül nehrinden başlayarak Pripet havzası ve Orta Dnepr sahasını işgal etmiş olduğu anlaşılıyor. … “


Rusya Tarihi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Rusya Tarihi: Üniversitelerde Rusya geçmişine girişte kronolojik olarak fazlaca iyi detayları olan bilimsel nitelikli bir gösterim. Rusya tarihini Rus kaynaklarından faydalanarak yazmış Akdes hocamız. Türk Tarih Kurumu yayınlarından çıkan bu kitap Rusya Tarihi’ni başlangıçtan itibaren idrak etmek için iyi bir seçim olabilir. (Öykü Cenup Oruçoğlu)

İçerik: Türk Tarih kurumunun kıymetli bir yayınıdır Rusya’nın iyi mi oluştuğunu ilk Rus toplumlarının iyi mi ve ne şekilde yönetildiğini iyi mi birliğini sağlamış olduğu ondan sonra Rusya tarihindeki savaşlar ve mühim vakalar, çarlar, kültür yaşamı, Romanovlar, Rus imparatorluğunun kuruluşu, reformlar, birinci dünya savaşına giden süreçte Rusya ve ondan sonra Rusya’nın çöküşüyle sonlanıyor. (kadir sonsöz)

Yeniden Yazılmalı: Oldukça, eski olan bu kitabı bununla birlikte ders kitabı olarak kullandık. Kitabın basımı oldukça eski olduğundan informasyon yanlışları ve günümüz Türkçesinde kullanımı tercih edilmeyen birçok kelime mevcut. Pdf formatında 1967 baskısını okurken, 2020 baskısına denk geldim sadece anladığım kadarıyla kitapta yazar vefat etmiş olduğu için noktalama ve yazım hataları düzeltilmiş.İyi bir editörle bu kitabın tekrardan yazılmasını fazlaca isterim. Kitap Rusya tarihini, Türk bakış açısıyla görmenize oldukça destek olacaktır. Eğer Rusya geçmişine ilginiz var ise Kezban Acar hocanın derlem türünde olan kitabını da okumanızı tavsiye ederim. (İrem KÜRÜ)


Rusya Tarihi PDF indirme linki var mı?


Akdes Nimet Kurat – Rusya Tarihi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Rusya Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Akdes Nimet Kurat Kimdir?

22 Nisan 1903’te, Kazan’ın Novoşeşminskiy Rayonu’na bağlı Berkete köyünde,[2] Tâhir Şahmurad ile Şâkire İrfan’ın evladı olarak dünyaya geldi.[3] 1920’de Bügülme Lisesi’nden mezun oldu ve eğitimine devam etmek için ilkin Leningrad ve arkasından Moskova’ya gittiyse de yüksek öğrenimini buralarda tamamlamadı.[2] 1922’de, eğitimini sürdürmek için Almanya’yı planlasa da, Letonya üstünden Polonya’ya giderken pasaportsuz olduğundan tutuklandı ve burada altı ay kadar hapis yattı.[2] Hapisten çıkmasının peşinden Varşova civarlarındaki bir çiftlikte ortalama bir buçuk yıl çalıştı, bu esnada Lehçe öğrendi.[2] Polonya’daki Türkiye elçiliğinden almış olduğu pasaportla 1924 kasımında İstanbul’a geldi.[2]

İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesinde tarih ve felsefe eğitimi aldı.[3] 1925 ağustosunda Mehmet Fuat Köprülü tarafınca Türkiyat Enstitüsüne asistan olarak alındı.[3] Mayıs 1928’de tarih bölümünden mezun olmasının peşinden Almanya’daki Breslau ve Hamburg üniversitelerinde Doğu Avrupa, Bizans zamanı, iktisat ve felsefe alanlarında eğitim görmüş oldu.[3] 1933 senesinde İstanbul’a dönmesiyle beraber orta zamanlar zamanı doçent adaylığına getirildi.[3] 1935’te Kurat soyadını aldı.[2] 1937 senesinde İsveç’e giderek Uppsala Üniversitesi’nde ders verdi ve bununla birlikte başkent Stockholm’deki İsveç Devlet Arşivi’nde araştırmalarda bulunmuş oldu.[3] Burada geçirdiği bir senelik süreçte ve sonrasında Berlin,Viyana, Londra, Paris şeklinde merkezlerdeki arşiv ve kütüphanelerde yapmış olduğu araştırmalarda Prut Seferi ve Barışı adlı eseri için doküman topladı.[3]

1938’de Türkiye’ye dönmesinin peşinden Kurat; Denizli Lisesi, Gazi Terbiye Enstitüsü şeklinde eğitim kurumlarında tarih öğretmenliği yapmış oldu.[3] 1941 eylülünde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kapsamında oluşturulan Rus Dili ve Edebiyatı Kısmına doçent olarak atandı, 1944’te ise profesörlüğe yükseltildi.[3] Ertesi yıl Ortaçağlar Tarihi profesörlüğüne getirilen Kurat; 1954-1955 yıllarında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanı olarak vazife yapmış oldu.[3]

28 Ağustos 1971’de, Ankara’dan İstanbul’a giderken içinde bulunmuş olduğu otobüsün kaza geçirmesi sonucu ağır yaralandı, 8 Eylül günü ise İstanbul’da vefat etti.


Akdes Nimet Kurat Kitapları – Eserleri

  • Rusya Tarihi
  • Türk Kavimleri ve Devletleri
  • Peçenekler
  • Çaka Bey
  • Türkiye ve Rusya XVIII. Yüzyıl Sonundan Kurtuluş Savaşı’na Kadar Türk -Rus İlişkileri
  • Türkiye ve Rusya
  • Türkiye ve İdil Boyu
  • Peçenek Tarihi


Akdes Nimet Kurat Alıntıları – Sözleri

  • Tür İslam ahalisi nazarında Minik Kaynarca Muahedesi’nin en ağır şartı Kırım’ın elden gitmesi idi.Barış hükümlerine uygun olarak han seçilen Devletgerey, (Devlet Giray) Türkler tarafınca desteklendiğinden Ruslarca makbul sayılmadı. Bu kez Ruslar Şahingerey(Şahin Giray)’ın şahsında kendileri için elverişli bir namzet buldular ve türlü entrikalar ve zor kullanarak kendisini Kırım tahtına geçirdiler. Babıali ise Şahingerey’in hanlığını tanımadı ve bu yüzden Kırım’da ikililik çıktı. Ruslar da karışıklıkları bastırmak suretiyle asker yolladılar. Rus baskısı altında Şahingerey tahtından feragat etti. II.Katerina, bir manifesto ile Kırım’ı Rusya’ya kattığını bildirdi. Kırım ülkesi tamamıyla Türkiye’nin elinden çıktı. (Türkiye ve Rusya XVIII. Yüzyıl Sonundan Kurtuluş Savaşı’na Kadar Türk -Rus İlişkileri)
  • Rusya, Uzak Doğu ve Türkistan’da yayılma fütuhatla meşgulken Osmanlı Devletinin dış siyasetinde büyük bir değişim hasıl oldu. Sultan II.Abdulhamit, şimdiye kadar dış siyasette İngiltere ile muvazeneyi bozmamak kimi zaman de Rusya’ya dayanmak siyasetini takip ettiğini görmüştük. Osmanlı padişahı bu kez Avrupa’da yeni beliren kuvvete kısaca Almanya’ya dayanmak yoluna sapmıştı. Osmanlı padişahını bu yola iten en büyük amilin şüphesiz 1882 senesinde İngiltere’nin Mısır’ı işgali olmuştur. (Türkiye ve Rusya XVIII. Yüzyıl Sonundan Kurtuluş Savaşı’na Kadar Türk -Rus İlişkileri)
  • Bizans imparatorluğu için Balkanlarda fazlaca büyük bir çekince baş göstermişti; o da gene bir Türk zümresi olan Peçenekler idi. Peçenekler 1053 de Bizansla yaptıkları 30 senelik sulha bakmaksızın Bizans ülkesine akın yapmaktan geri durmadılar. (Çaka Bey)
  • 2 Ocak günü Enver Paşa, mütecessir bir halde, fakat hissiyatını belli etmeyerek, cepheden ayrıldı. Kızılkilise yanında azca kalsın bir Rus müfrezesinin eline düşüyordu. Enver Paşa 3 Ocak günü, XI.
    kolordu kumandanı Abdülkerim Paşa’nın karargâhından geçti ve Erzurum’a gitti. Oradan da hiçbir şey olmamış şeklinde, İstanbul’a döndü.Sarıkamış tarafındaki çarpışmalar ise 17 Ocak gününe kadar devam etti ise de bunların artık önemi kalmamıştı. Türk kıtaları tedricen
    geri çekildiler ve gene soğuktan, dondan, açlıktan müthiş zayiat uğradılar. Ardahan ve Oltu tekrardan Ruslar tarafınca işgal edildi. Türk ordusunun cok büyük kayıplar vermesine sebebiyet verdi. (Türkiye ve Rusya XVIII. Yüzyıl Sonundan Kurtuluş Savaşı’na Kadar Türk -Rus İlişkileri)
  • İlk slav vatanının Vistül nehrinden başlıyarak Pripet havzasını ve Orta Dnepr sahasını işgal etmiş olduğu anlaşılıyor. (Rusya Tarihi)
  • 558 senesinde Kandik adlı bir Avar elçisi İstanbul’a geldi. Avar elçisi, kendi kavminin kudretinden ve hiçbir kavmin ona karşı duramayacağından öğünerek bahsetmişti. (Türk Kavimleri ve Devletleri)
  • Uzun saç örgüleri ve giyimleriyle umumiyetle öteki Hunlara benzemeyen Avarlar, İstanbul ahalisi tarafınca paradoks bir kavim olarak adlandırılmıştı: bu garip kıyafetli adamları görmek maksadıyla, tüm İstanbul ahalisi sokaklara dökülmüştü. (Türk Kavimleri ve Devletleri)
  • Bizans İmparatorluğunun belli bir “Barbar” siyaseti vardı: Tehlikeli olmaya süregelen bir barbar kavmi, başka bir barbar kavim vasıtasıyla imha etmek. (Türk Kavimleri ve Devletleri)
  • Kumanlar, birinci derslik atlı asker olmalarından dolayı komşu devletler tarafınca ücretli asker olarak sık sık çağrı edilmişlerdir. (Türk Kavimleri ve Devletleri)
  • Doğu Slavlardan Polyan, Radimiç, Severyan ve Vyatiç uruğlarının Hazarlara tâbi oldukları ve vergi ödedikleri biliniyor. (Rusya Tarihi)
  • Rusya’nın Türkiye’ye karşı takip etmiş olduğu politika ve amaçlarının gizli saklı bir tarafı yoktu. İlk uygun fırsat zuhur edince Boğazları ve İstanbul’u Rusya’nın kontrolü altına koymak şeklinde anlatılan bu Rus emeli Türkiye’de daima kaygı deposu olmuştu. (Türkiye ve Rusya XVIII. Yüzyıl Sonundan Kurtuluş Savaşı’na Kadar Türk -Rus İlişkileri)
  • Bir Avar bir yere gitmek istediğinde, kendisini taşıyacak olan otomobile at yerine Slav hanımlarını koyarmış. (Türk Kavimleri ve Devletleri)
  • Anadoluda Çaka adını taşıyan bir beyin, Anadolu Beylerinden
    Danışment Beye izafeten Danişmentname adını taşıyan el yazmasında, Danışment Beyin arkadaşları içinde Çavuldur Çaka adlı bir kişi da zikrediliyor. Bu Çakanın 1078 den sonrasında Bizanslılara eline tutsak düştüğünü Anna Komnena vasıtasiyle öğrendiğimiz Çakanın ayni olup olmadığını tesbit edecek vaziyette değiliz. Şimdi adını söylediğimiz Bizans kaynağına bakılırsa, Çaka tutsak düşmüş olduğu vakit hemen hemen genç bir delikanlı idi. Ondan evvel onun “bütün Asyayı (Orta Anadoluyu) harp ederek geçmiş” olduğuna bakılırsa, yüksek Çakanın hakikaten Doğu
    Anadolu’dan gelen Türkmen Beylerine mensup Beylerden biri olduğu anlaşılıyor. (Çaka Bey)
  • Coğrafya kaderi tekerrür eder;
    İngiltere ve Rusya, Türkiye’yi askeri bir kuvvet olarak önemsiz telakki etmekle birlikte Almanya tarafında harbe katılmasını istemiyorlardı. Türkiye harbe girmiş olduğu takdirde Rusya’nın Kafkas cephesinde bir miktar asker bırakması mecburiyeti hasıl olacağından Türkiye’nin harbe girmesi asla arzu edilmiyordu. (Türkiye ve Rusya XVIII. Yüzyıl Sonundan Kurtuluş Savaşı’na Kadar Türk -Rus İlişkileri)
  • Birfazlaca yapınak kapanmıştı. Halkın günlük ihtiyacımı gören mamul eşya piyasadan kaybolmuştu; kara borsa cilık aldı yürüdü, o nisbette de her şeyin fiyatı terfi etti; paranın kıymeti azaldı ve yaşam pahalılığı her her geçen gün kendini hissettirmeye başladı; bu genel sorun içinde bazı zümreler, harp zenginleri, muhtekirler ve karaborsacılar, lüks yaşam sürmekte idiler; nüfuz yada servet sahibi birçok aileler çocuklarını rahat bölgelere yerleştirmek suretiyle askerlik mükellefiyetinden kurtarmak yada cepheye gitmelerinin önünü almak için, ya iltimas yada ilgili sahislara rüşvet vermek suretiyle işlerini uydurmakta idiler. (Türkiye ve Rusya XVIII. Yüzyıl Sonundan Kurtuluş Savaşı’na Kadar Türk -Rus İlişkileri)
  • Doğu Slavları Pripet havzasından doğu-şimal ve doğu istikametinde ilerledikçe, fin kavimleriyle temasa geldiler ve fin sahasını işgale başladılar. (Rusya Tarihi)
  • Slavların geçim tarzları ve meşguliyetlerinin icabı olarak, uzun vakit bir yerde kalmadıkları anlaşılıyor. (Rusya Tarihi)
  • Avarlar’ın bir kısmı İdil (Volga) nehrini aşarak Avrupa’ya geçmişler,ve 568 e doğru, Pannonya merkez olmak suretiyle, büyük bir Avar imparatorluğu kurmuşlardı. (Rusya Tarihi)
  • Sakız adasında cereyan eden harplerin 1090’dan daha evvel olması lazım gelir; şundan dolayı 1090’da Bizans hükümeti adaları zaptedecek kadar kuvvet gönderecek vaziyette değildi.O yıl Bizans imparatorluğunun tüm kuvvetleri İstanbul surlarına kadar gelebilen Peçeneklerle meşguldü. (Çaka Bey)
  • Harbin başladığı vakit Enver Paşa Türk ordusunun en mümtaz siması ve en büyük vatanseveri olarak tanınıyordu. Onun vatanseverliğinden, etik dürüstlüğünden ve bilhassa cesareti ile kahramanlığından kimsenin şüphesi yoktu. (Türkiye ve Rusya)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş