Eğitim

Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam – Sadık Usta Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam – Sadık Usta Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam kimin eseri? Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam kitabının yazarı kimdir? Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam konusu ve anafikri nedir? Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam kitabı ne konu alıyor? Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam PDF indirme linki var mı? Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam kitabının yazarı Sadık Usta kimdir? İşte Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Sadık Usta

Yayın Evi: Epsilon

İSBN: 9786051737898

Sayfa Sayısı: 144


Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

*Doğu toplumları Hayyâm’ı esas olarak rubaileri üstünden, o da şarap ve aşk düşkünü bir ozan olarak bilir. Peki, onun dünya tarihinde eşine azca rastlanır bir ozan ve felsefeci olmasıyla birlikte büyük bir matematikçi ve gökbilimci da bulunduğunu,

*Eğer Edward FitzGerald onları özgür bir tarzda ve kendi dilinde tekrardan yazmasaydı, dünyada fazlaca azca sayıda biliminsanının tanıyıp bilmiş olduğu Hayyâm’ın rubailerinin bu kadar etkili ve meşhur olamayacağını,

*Hayyâm’ın mezarından getirtilen iki gül çitilinin FitzGerald’ın mezarına dikildiğini ve bu güllerin 1893’ten beri botanik biliminde “Ömer Hayyâm Gülü” (Omar Khayyam Rose) olarak işlem gördüğünü,

*Ömer Hayyâm rubailerinin Nazi Almanya’sında yasaklandığını ve kitaplarının kütüphanelerden toplatılarak hurdaya verildiğini, Büyük bilimadamı Hayyâm’ın niçin gözden ırak tutulup mezarının 800 yıl süresince yok oluşa terk edildiğini biliyor muydunuz?

Stefan Zweig’ın meşhur bir eseri var: “İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar” Hayyâm, bilim ve kültür geçmişine yapmış olduğu katkılarla insanlığın yıldızının parladığı anlardan birinin unutulmaz bir simgesi olmuştur. Hayyâm, fazlaca geç keşfedilmiş ve kıymeti azca bilinmiş de olsa, müstesna bir bilimadamı, düşünür ve şairdir. Okuyacağınız bu kitap, onun hikâyesidir…


Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam Alıntıları – Sözleri

  • Bir elde kadeh, bir elde Kuran
    Bir helaldir işimiz , bir haram.
    Şu yarım yamalak dünyada
    Ne tam kâfiriz, ne tam Müslüman!
  • Goethe 1800’lerin başlangıcında aşk ve sükunet arıyordu. Oysa Hayyam aklı kutsayan, isyankar bir şairdi.
  • Hayyam aklı kutsayan, isyankâr bir şairdi.
  • Ümitsizlikle dolu bir karamsarlık, yarın öleceğimiz için insanı yaşanılan anın hazlarından yararlanmaya sevk eden bir felsefe öneren manzumelerden başka bir şey olmaya ve insanı dinsizliğe sevk eden vasfıyla nitelendirilebilecek rubailere gösterilen bu harikulade rağbetin nereden kaynaklandığı sorulabilir. Bunun sebebi şudur: Bu manzume, bu rubailer, yüzyılımızın sıkıntılı sorularını, sonucu kati olmayan bir iyimserliğe müsaade eden hoşnutsuzlukla yanıtlıyor. Bilinmeyen karşısında felsefi açıdan tavır alması, tanrının adaletsizliği ihtimallerine karşı insanı meydan okumaya cesaretlendiriyor… Zira kaçınılmaz olan bir şeye karşı direniş göstermek için değil, kaçınılmaz olan şeyin geldiğini metanetle görmek için toplanmış insanların aydınlanmış kesimini temsil ediyor.
  • Şu şiir tercümesi de Tanrı kelamını batıl inanç sayan, ilahlara kafa tutan Suriyeli ozan el-Ma’arri’nin: ”Şaşarım Kisraya ve ümmetleri olan Mecusilere! Şaşarım sığır sidiğiyle yüzlerini yıkamalarına! Şaşarım Yahudilere ki kan akıtılmasını ve yanık et kokusunu seven bir Allah’a inandılar! Şaşarım Hıristiyanlara ki işkence altına alınmış, diri diri asılmış ve imdadına gelen olmamış bir hüdaya inanırlar! Şaşarım Müslümanlara ki çakıl taşı atmak ve bir kaya parçasını öpmek için uzak memleketlerden gelirler! Bunlar ne şaşırtıcı ve hayret verici ne saçma inançlardır! Hakikati görmek hususunda tüm insanoğlu kör müdürler?
  • Ona bakılırsa şarap içmek , insan kaynaklı kötülüklere isyan etmektir. “ Her kötülüğü yaparsınız, ancak şarap içmeyerek Müslüman kalırsınız”, diyerek çıkışmaktadır Hayyam
  • Rosen’e bakılırsa ”eğer Doğu-İslam uygarlığının söz konusu birikimi olmasaydı insanlık tarihinde böylesi bir atılımın gerçekleştirilmesi mümkün olmazdı”.
  • Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
    Sana soracaklarım var, dedim;
    Sen ki her bilginin temelisin,
    Bana yol göstermelisin.
    Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
    Birkaç yıl daha katlan, dedi.
    Nedir; dedim bu yaşamak?
    Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
    Evi barkı olmak nedir? Dedim;
    Biraz keyfetmek için
    Seneler yılı dert çekmek, dedi.
    Bu zorbalar ne şekil adamlara dedim;
    Kurt, köpek, çakal makal, dedi.
    Ne dersin bu adamlara, dedim;
    Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
    Benim bu deli gönlüm, dedim;
    Ne vakit akıllanacak?
    Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
    Hayyam’ın bu sözlerine ne dersin, dedim:
    Dizmiş alt alta sözleri,
    Hoşbeş etmiş derim, dedi.


Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Vakit Kaybı Kitaplar 1: Kitap armağan olarak geldi. Ömer Hayyam için bir başlangıç kitabı diye düşünmüştüm ilk elime aldığımda. Kitabın arka kapağını okuyunca; sanki Ömer Hayyam hakkında azca malum garip bilgilerin derlendiği bir kitap intibası oluşsa da, arka kapağın sonunda ki “Okuyacağınız bu kitap, onun hikayesidir…” ifadesi aslen ilk hayal kırıklığımdı. Hayyam’ın hikayesi olmak için fazlaca zayıf bir kitaptı şu sebeple. Elime alıp okuyunca yanılmadığımı anladım. Kitap benim için büyük hayal kırıklığı. Sadece kitap olsun diye basılmış, ne tam olarak bir araştırma denilebilir, ne de tatminkar. Tamamına yakını alıntılardan oluşan ilgili ilgisiz fotoğraf ve resimlerle dolu; olsun diye yazılmış bir kitap. Edisyonu da bir o denli özensiz üstelik. Beş bölüme ayrılmış kitabın her kısmı birbirinden kopuk ve düzensiz. Anlatım dili diye bir şey olmadığı için bahis açmak anlamsız bu anlamda. Vaktinize ve paranıza yazık. (Victor Navorski)

Sadık Usta-Ömer Hayyâm Kitap İncelemesi: Sporilersız yazmama gerek kalmış mıdır bilmiyorum. Zaten bir araştırma kitabı olduğundan hususi bilgilerden fazlaca genel olarak kitabı değerlendireceğim. Ilk olarak yazarın öteki kitaplarını da okuduğumu, dil ve üslup olarak yalın şekilde derin meseleleri anlatabildiğini ve beğendiğimi belirtmek isterim. Kitapta yazarın da söylediği benzer biçimde fazlaca geç keşfedilmiş ve kıymeti azca bilinmiş, müstesna bir bilim adamı, düşünür ve ozan olan Ömer Hayyâm’ın hayatıı, iyi mi keşfedildiği, düşüncelerinin iyi mi ve neye bağlı olarak biçim almış olduğu, sevdiği, kökeni, mahlasının nereden geldiği, muhteşem bir araştırma ve sonucunda mükemmel bir bireşim ile gözler önüne serilmiş. “Ömer Hayyâm’ı asla tanımıyorum ben kati anlamam bu kitabı, kati derindir.” Diye düşünmeyin asla, ilginizi çekiyorsa, merak ediyorsanız, Ömer Hayyâm ile ilgili neredeyse her şeyi bulabilirsiniz bu kitapta. Okuması oldukça zevkli, merak etmeyin hep felsefi ve yazınsal yönünden de bahsedilmiyor. Onun ile alakalı çeşitli teorileri, adını taşıyan gülü, matematik ve astronomideki eşsizliğini, Goethe’nin onu bir eserinde niçin şairi azam olarak kabul etmediğini ek olarak onun hayatına da yer vererek konu alıyor. Okurken fazlaca zevk alacağınıza inanırım. Şiddetle öneriyorum. Sağlıcakla kalınca. (Hazal Merve Çelik)

Tarihe adını kazımış bir kişilik lâkin kendi ülkesinde yeteri kadar kıymet görmüyor. Bunun sebebi ise rubailerinde şarap, aşk benzer biçimde unsurlardan bahsetmiş olduğu için zevk düşkünü olarak bilinmesi. Bu şekilde düşünen kişiler hakkaten kendileri dört dörtlük müydü bir sormak gerek! Ömer Hayyam’ın mezarını bile restore ederken para ödemek istemeyen bir hükümet Iran. Sevenleri karşılaşın diye medet ummuşlar. Senin ülkenden bir insan çıkıyor ve tüm dünyaya nam salıyor. Bununla övünüp ülkemizin adı bilinecek diye dusunecekleri yere üç beş kuruş hesabı yapmışlar.
.
.
Edward FitzGerald olmasa idi batı Ömer Hayyam’ı şu an olmasıyla birlikte taniyamacakti. FitzGerald rubailerden öyleki etkileniyor ki onların çevirisini yapmış olup tüm dünya genelinde okunmasına ön ayak oluyor. Aynı zamanda Goethe de merak salıyor doğuya lâkin o Hayyam üstünde asla emek harcama yapmıyor. Rubailerden bir haber maalesef.
.
.
Beni en fazlaca etkileyen ve üzen nokta yukarıda da söylediğim benzer biçimde Hayyam’ın mezarı senelerce başıboş şekilde kalıyor. Yani kırık dökük virane şekilde. Tam tamına 800 yıl süresince yok oluşa terk edilmiş. Diyecek söz falan bulamıyorum. Kelimelerin bittiği an bu olsa gerek.
#parlakmeltemkitapligi (Meltem Parlak Aydın)


Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam PDF indirme linki var mı?


Sadık Usta – Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sadık Usta Kimdir?

1960 senesinde doğan Sadık Usta ilk ve orta okulu Kahramanmaraşta okudu.Ardında yaşamının 16 yılını Almanya’da sürdüren Usta,liseyi Stuttgart’ta tamamlamış oldu. Frankfurt’ta Goethe Üniversitesi’nde tarih ve siyasal bilimler okudu.

Ütopyalar,eşitlikçi hareketler ve devlet teorisi konusu başlıca emek harcama alanlarıdır.


Sadık Usta Kitapları – Eserleri

  • Dünyayı Değiştiren Düşünürler 1
  • Fıçılarda Yaşamak
  • Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam
  • Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5
  • Dünyayı Değiştiren Düşünürler 2
  • Türk Ütopyaları
  • Doğu Uygarlığı Yükselişinin Tarihsel Nedenleri
  • Ütopya ve Masalbilim
  • Dünyayı Değiştiren Düşünürler 4
  • Dünyayı Değiştiren Düşünürler 3
  • İlkçağ Ütopyaları
  • Şüphenin Tarihi
  • Sun Yat-sen Halkçılık Üstüne


Sadık Usta Alıntıları – Sözleri

  • Gençleri uzun soluklu susma nöbetlerine zorlayarak, onlara kendilerini nükteli ve anlamlı ifade etmeyi öğretiyordu. Nasıl ki aşkta ölçüsüz davrananın tohumu kuvvetsiz ve verimsizse, fazlaca konuşanın da sözleri boş ve temelsiz olur. (İlkçağ Ütopyaları)
  • Goethe 1800’lerin başlangıcında aşk ve sükunet arıyordu. Oysa Hayyam aklı kutsayan, isyankar bir şairdi. (Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam)
  • (19. yy’da) Almanya’nın birçok üniversitesinde devletin modernleşmesine, din ve cemiyet işlerinin ayrışmasına, uygar kanunun çıkarılmasına, işkence ve fena muamelenin cemiyet hayatından silinmesine, bilim ve araştırmanın önündeki yasal engellerin kaldırılmasına yönelik talepler yükseltilmişti. (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 4)
  • Bu hikâyede bir uyarı ve ders vardır insanoğluna: Gösterişe, kibre, büyüklük duygusuna yenik düşme! ” Haddini bil!” (Fıçılarda Yaşamak)
  • Hayyam aklı kutsayan, isyankâr bir şairdi. (Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam)
  • Periökler: Sparta’nın kenar bölgelerinde yaşayan, iyelik hakkı olan, sadece siyasal haktan yoksun yerli halk. (İlkçağ Ütopyaları)
  • Kant’a bakılırsa asla kimse “Tanrı, Ölüm, Özgürlük, Ruh” benzer biçimde doğa ötesi sorunların yanıtlarını katı bir kesinlikle bulamaz. Bu sorular felsefenin değil, en iyimser yaklaşımla inancın, doğrusu bireylerin vicdani sorunlarıdır. Halbuki bilim adamı ve felsefeci, bilimin ve felsefenin mühim problemlerine; kavramlar ve kategoriler yaşamına yönelmelidir; mesela nedensellik, zorunluluk, olasılık, kalite, nicelik benzer biçimde mevzulara eğilmek atama edicidir. (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 4)
  • Eskiden yılanın olmadığı,
    Akrebin olmadığı bir devir vardı.
    Sırtlan yoktu, aslan yoktu.
    Ne yırtıcı köpek vardı, ne kurt;
    Ne korku vardı, ne dehşet:
    İnsanın rakibi yoktu. (Türk Ütopyaları)
  • Her uygarlık, içinden çıkmış olduğu toplumsal koşulların belirlediği sınırlar içinde gelişme izah edebilir. İbn Haldun bunu şöyleki ifade etmişti: Bedeviler ve göçebe kavimler, gelişmek (uygarlık atılımına girişmek) için fetihlere girişir ve ganimet edinir, sonrasında oturmuş bir seviye kurarak haraç ve vergi toplar; ticaretin gelişimini güvenceye almak için metropoller kurar ve böylece yükselişe geçer. Bu süreçte yeni bir uygarlığın temeli olan yeni bir kültür de yaratmış olur. Sonra cemiyet (seçkinler), maddi imkânların sınırlarına ulaşılmasının da bir ifadesi olarak sefahate dalar; toplumsal yozlaşma baş gösterir; dünya nimetlerine dalmış olanlarda yorulma ve çürüme emareleri adım atar, sonucunda uygarlık çöküşe geçer. (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5)
  • İnsan özgür doğar, fakat görüldüğü benzer biçimde her yerde zincire vurulmuştur. Bazıları kendilerini başkalarının efendisi zanneder, oysa onlar, öbürlerinden daha çok köledirler. (Rousseau) (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 3)
  • Fransız tarihçi Maurice Lombard, Batılı ülkelerin İslam ordularının fetihleri yardımıyla uygarlığı belirleyen unsurlarla (iktisat, bilim, kültür ve felsese) tekrardan buluştuğunu; İslam’ın ulaşabildiği yerlerin 13. yüzyıldan itibaren gelişme gösterebildiğini, ulaşamadığı bölgelerinse (Orta ve Kuzey Avrupa, Afrika’nın iç kısımları) uygarlık sürecine fazlaca geç bir süreçte katıldıklarını saptamaktadır. (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5)
  • Plutarkhos: “Büyük ve aslolan adamların meşhur olmak benzer biçimde bir hırsları olması imkansız, şu sebeple onlar, halka güvenir ve yapmaları ihtiyaç duyulan şeye ehemmiyet verirler.” (Fıçılarda Yaşamak)
  • Düşünen bir varlık olan insan, inanç, tabu ve alışkanlıklar üstünden aktarılan toplumsal gelenekleri şüpheyle karşılamış, yaşam süresince karşılaşmış olduğu sorunları mantıklı açıklamalarla kavramak istemiştir. Bir bakıma insanoğlunun felsefi çabası, Fransız düşünür Albert Camus’nün tanımladığı benzer biçimde, Yunan mitolojisindeki Sisifos’un kendinden katbekat büyük bir kayayı, tekrardan aşağıya yuvarlanacağını bilmiş olduğu hâlde, inatla ve ısrarla tepeye çıkarma azmine benzemektedir. (Şüphenin Tarihi)
  • … dünyadan başka bir varlığa haiz olmayan insan, bir tek içinde yaşamış olduğu dünyayı değil, bununla beraber yaşamış olduğu toplumu da anlamalı ve dönüştürmeliydi. (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 1)
  • Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
    Sana soracaklarım var, dedim;
    Sen ki her bilginin temelisin,
    Bana yol göstermelisin.
    Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
    Birkaç yıl daha katlan, dedi.
    Nedir; dedim bu yaşamak?
    Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
    Evi barkı olmak nedir? Dedim;
    Biraz keyfetmek için
    Seneler yılı dert çekmek, dedi.
    Bu zorbalar ne şekil adamlara dedim;
    Kurt, köpek, çakal makal, dedi.
    Ne dersin bu adamlara, dedim;
    Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
    Benim bu deli gönlüm, dedim;
    Ne vakit akıllanacak?
    Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
    Hayyam’ın bu sözlerine ne dersin, dedim:
    Dizmiş alt alta sözleri,
    Hoşbeş etmiş derim, dedi. (Şair ve Matematikçi Ömer Hayyam)
  • Savaşlardan ve eşitsizliğin en büyük çilesini hanımefendiler yaşar.
    Zira savaşlar onların kocalarını ve oğullarını alır. Eşitsizlikse en fazlaca onları açlığın sınırına götürür. (Fıçılarda Yaşamak)
  • İnsanlik tarihinde tek bir “neolitik kültür” yoktur. İklim, coğrafya ve insanların gelişmişlik derecesine bakılırsa fazlaca sayıda ziraat üretimine dayalı kültür oluşmuştur. (Şüphenin Tarihi)
  • Zamanın ters, sohbetin faydasız, her reisin bezgin olduğu ve her başın bir ağrı taşıdığını görünce, evime kapanıp onur ve haysiyetimi korudum ve izzet olarak bununla kanaat ettim.
    Farabi (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5)
  • Örneksiz bir İslam felsefesinin varlığı bir uydurma değil, tarihsel bir gerçektir, Felsefe tarihinde “büyük felsefi katkılar” yoktur. Her büyük katkı, öncekilere “küçük” ve detay düzeyinde bir katkıdır . Düşüncede büyük sıçrayışlar istisnadır ve aslen her “küçük” tarihsel katkı, bir paradigma değişikliğine de karşılık gelir. Büyük düşünürler olan Platon’un, Aristoteles’in, Descartes’ın, Kant’ın, Marx’ın katkıları da hep ufak fakat atama edici (paradigma değiştiren) ölçekte katkılardır. Katkı, düşüncede tıkanmanın giderilmesi, bendin aşılıp suyun önünün açılmasıdır. (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5)
  • Mesela; Samaveda Upanişad’ta, ”Ne Tanrı, ne aden, ne cehennem, ne de ruh göçü vardır ve ne de tekrardan üstüne doğulan bir dünya var” demektedir!
    Veya şu sözler:
    Vedalar ve Upanişadlar kendini beğenmiş ahmakların eserleridir, düşünceler bir tek sayıklama ve fantezidir, sözler hakikat dışıdır. İçinden güller açan laflara aldanan halk, Tanrılara sarılmakta, kafasında evliyalar yaratarak mukaddes mabetler buluş etmektedir. Halbuki Vişnu (Tanrı) ile herhangi bir köpek içinde hiçbir fark yoktur. İnsanın kendisi bu dünyada mutlu olmalıdır. Benliğine iyi bakmalıdır. Bu dünyada mutlu olabilen, benliğine bakım yapabilendir; bu kimse her iki dünyada da, hem burada hem de öbüründe mutlu olur. (Dünyayı Değiştiren Düşünürler 1)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş