Eğitim

Söz Söyleme ve Diksiyon – Can Gürzap Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Söz Söyleme ve Diksiyon – Can Gürzap Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Söz Söyleme ve Diksiyon kimin eseri? Söz Söyleme ve Diksiyon kitabının yazarı kimdir? Söz Söyleme ve Diksiyon konusu ve anafikri nedir? Söz Söyleme ve Diksiyon kitabı ne konu alıyor? Söz Söyleme ve Diksiyon PDF indirme linki var mı? Söz Söyleme ve Diksiyon kitabının yazarı Can Gürzap kimdir? İşte Söz Söyleme ve Diksiyon kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Can Gürzap

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751411549

Sayfa Sayısı: 200


Söz Söyleme ve Diksiyon Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yıllarını tiyatroya, Türkçenin doğru ve güzel konuşulmasına adayan Can Gürzap’ın bu kitabı, konuşma problemlerinden gövde anlatımına, nefes ve ses çalışmalarından fonetiğe, diksiyondan topluluk önünde konuşma yöntemlerine kadar geniş bir yelpazenin içinde, konuşmanın inceliklerini sunuyor okurlara. Söz Söyleme ve Diksiyon, oyunculuğu meslek olarak seçmiş kişiler, dilimizi doğru ve güzel konuşmak isteyenler, başarının kendini iyi ifade edebilmekten geçtiğine inananlar için gerçek bir rehber…

(Arka Kapak)


Söz Söyleme ve Diksiyon Alıntıları – Sözleri

  • Kelime zenginliği dilin zenginliğidir. Dillerin zenginliği kelime sayısının çokluğuyla ölçülür. Fikir kelimelerde gerçekleşir.
  • “İhanet” ile “aldatma” kelimeleri anlam olarak birbirine yakın olmakla beraber farklılıkları vardır. Aldatma, kolay bir eylemdir. Oysa, ihanet ağır, yaralayıcı bir anlama haizdir. Vatanı aldatamazsınız, vatana ihanet edersiniz.
  • ” İnsanı hayvandan ayıran en mühim özellikler nedir diye sorduğumuzda, bence doğru yanıt şu olmalıdır: İnsanı hayvandan ayıran en mühim özellikler, onun duygusal ve zihni davranışlar açısından eğitilebilme ve öğrenebilme yetenekleridir. İnsan, düşünmeyi de, konuşmayı , yazmayı da, kendini ifade edebilmeyi de eğitilerek ve öğrenerek gerçekleştirir. Eğer, insanoğlunun eğitilebilme ve öğrenebilme kabiliyetleri olmasaydı bugün yeryüzünde uygarlık adına taş üstünde taş kalmayacaktı. Zira, doğadaki en yırtıcı, en acımasız, en gözü kara varlık öğrenmemiş ve eğitilmemiş insandır. “
  • “Pek çok kişi, sesini ses alıcısından dinlerken yadırgar, hatta beğenmez. Ama gerçek sesiniz, konuşurken duyduğunuz ses değil, ses alıcısından duyduğunuz sestir. Çünkü, konuşurken sesimizi hem ağız yoluyla, hem de kulak yoluyla duyarız.”
  • ” Tüm dünya bir oyun sahnesidir. Kadın, adam tüm insanoğlu da yalnız oyuncular. Her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır. “
  • İnsanın eğitilip öğrenmesinin bir öteki sebebi de, bilhassa ahlâkî açıdan, birbirlerine zarar vermeden yaşayabilmelerinin sağlanabilmesi isteğidir. Eğitilmiş insan, istisnalar haricinde, beraber hayata devam etmenin kurallarına uyan, başkasının hakkına saygı gösteren, yardımlaşmaya, beraber yaratmaya ve emeğe ehemmiyet veren insandır. İnsanlığın ortak değerlerini yaratan ve yaratılmasına destek olanlar eğitilmiş ve gerçeği öğrenebilmiş insanlardır.
  • Dillerin yok olma sebeplerinin başlangıcında, ulusların ya da toplulukların kültürel özerkliklerini tamamen kaybetmeleri gelir. Bir topluluğun kültürel kimliğinin yok olması dilinin de yok olması anlamına gelir. Zira kültürel kimliğin, kültürel birlikteliğin en mühim harcı “ana dil” dir.
  • “ Bütün dünya bir oyun sahnesidır. Kadın , erkek bütün insanlarda sadece oyuncular. Her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır..”
  • Dilin gelişebilmesindeki en mühim etkenlerden biri toplumların demokratik ve özgürlükçü yapısıdır. Çeşitli engelleme ve yasaklarla dili sınırı olan kalıplara soktuğunuz vakit düşünceyi de kalıplara hapsedersiniz. Zira düşünceyi özetleyen şey dildir. Dilde fikir şeklinde yaşayan bir varlıktır ve devamlı olarak gelişme gereksinimi içindedir.


Söz Söyleme ve Diksiyon İncelemesi – Kişisel Yorumlar

can gürzap’ın remzi yayınevinden çıkan oldukça bunaltan diksiyon kitabı.
ilk olarak gereksiz açıklamalarla boğan bu kitabın üçte ikisinin ağaç israfı bulunduğunu söyleyebilirim. “ayak bir adım atma organıdır” nevinden tanımlamalar dahi var.
bir kere diksiyon eğitimi almayan yurttaş bu kitabı okumaz. e bilen de bu kadar kolay şeyleri okumadan benim şeklinde üstünkörü geçer.
doğrusu güzel türkçemizdeki ğ harfimize söz atınca birazcık kıllandım.
sonrasında Allah’ın adını anmak yerine ısrarla tanrı demesi iyice rahatsız etti.
nihayet zinayı “yasal olmayan cinsel ilişki” diye tanımlayınca bende ipler koptu. aslına bakarsanız iyice sıkılmışım!
dost “gayrimeşru=şeriata uymayan” dememek için zinayı insani yasaya bağlamış. iyi mi olsa Allah lafzına muhalif ya!
paragrafları şööyle göz ucuyla atlaya atlaya iyi yerlerini de gördüm elbet.
yurttaş diksiyonu “zor tekerlemeleri söyleyebilme ve ağdalı konuşma tekniği” sandığı için bu mevzuya ilgi göstermiyor. oysa zannettiği onda bir bile değil.
her neyse. kitaptaki bazı egzersizler yararlı ve uygulanabilir. ek olarak yaygın kelimelerin hatalı telaffuzları için güzel bir sıralama de var. tembeller için aşağıya ekliyorum.
nefes konusu da oldukça mühim. nefes alırken göğsünüzü değil, karnınızı şişirin. sonrasında sırt ağrısı, kalp krizi, beyin hastalıkları, zor doğum, kabızlık, nerden çıktı bunlar diye hayıflanmayın!
işte bazı muntazam söyleyişlerin sıralaması:
aakıbet
giyim gösterisi (defiile değil)
meş ale
resm i geçit (resmii değil)
şaahaane
şale (şaale değil)
vak a
zinaa (ziinaa değil)
karşılıklar:
global – küresel
durumundayız – zorundayız
etik olarak (yunanca) – ahlaken
korkarım (ingilizce filmlerden saçma tercüme) – üzgünüm, maalesef
sahne almak (böyle bir durum yok) – sahneye çıkmak
şimdilerde – bugünlerde
start almak (saçma) – adım atmak
tolk şov (tam bir aşağılık kompleksi) – söyleşi, söyleşi
şut denemesi (ne denemesi adam şutun çekmiş aslına bakarsanız!) – (bir ihtimal) gol denemesi, şut çekmek
top çerçeveyi buldu (çerçeve aynada olur!) – top kaleyi buldu
kitabın sonunda konuşma emek harcamaları için çeşitli metinler var. can bey burada vereceğiniz konuşma için size mevzu ödevleri veriyor.
bunlardan birkaçı yazarın dünya görüşünü idrak etmek açısından mühim!
* “evlenmeden ilkin beraber hayata devam etmenin avantajları ve dezavantajları nedir?”. çiftler bir birine alışıp deneyim kazanırmış falan! dezavantajları ise cemiyet ve din baskısı yüzünden huzursuz olurlarmış! ya ne olacağıdı?
* “çalışan bayanların daha mutlu bir yaşamı olmaktadır”. diğerlerinde başlıklar sual şeklindeyken burada peşin hükmünü vermiş. hanım ekonomik bağımsızmış ve üzerine üstlük “hanım daha ilgi uyandırıcı kişiliğe haizdir”! boşanma oranının yüksek olmasını söylemiş fakat sanırım başlıktaki mutluluğa engel değil!
* “ülke politikasında laikliğin önemi nedir?” burada da kendince dayattığı peşin hükümleri var.
* son olarak da evde köpek beslemenin avantajları ve yarattığı zorlukları nedir? sanırım dezavantajları yok demek istiyor. aslına bakarsanız köpeklerin candan dost olmasından dem vurup kirletmesinden falan bahsetmiş.
netice olarak yazarın kendi dünya görüşünü yansıttığı ideolojik kaygılı bir kitap.
ben atlayarak da olsa okudum fakat pişman değilim. sonuçta kendimce bir şeyler gördüm. hakkaten boş vakti olan ilgilisi var ise okuyabilir. (Derin Millet)

Sanırım Can GÜRZARP birazcık değişik şeyler tecrübe etmek istemiş fakat kimi zaman değişik olmak isterken dozu kaçırıp yaptığımız hataları da görmüyoruz. Ben birazcık bazı noktalarda yanlış örnekler verdiğini ve bu örnekleri devamlı artırmasını da anlam ifade etmeyen buldum açıkçası. Bunaltan değildi fakat öyleki boş bir zamanınız var ise okunabilir (Ali negince)

Eğitici, öğretici ve içinde bulundurduğu pasajlarla monotonluktan kaçabilmiş bir kitap olmuş. Kitabın sonlarındaki şiirler kitabı ek olarak bir güzel yapmış 🙂 (Atilla)


Söz Söyleme ve Diksiyon PDF indirme linki var mı?


Can Gürzap – Söz Söyleme ve Diksiyon kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Söz Söyleme ve Diksiyon PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Can Gürzap Kimdir?

Can Gürzap (d. 26 Mayıs 1944, İstanbul), Sinema, Tiyatro ve dizi oyuncusu, yazar, eğitmen.

İlk tiyatro eğitimini, kendisi şeklinde sanatçı olan babası Reşit Gürzap’tan alan sanatçı, 1962’de Kadıköy Maarif Koleji’ni tamamladıktan sonrasında Ankara Devlet Konservartuarı Tiyatro Kısmı’nü tamamlamış oldu ve Londra’da Central School of Speech and Drama’da eğitim görmüş oldu. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda yönetmen ve oyuncu olarak vazife yapmış oldu. Konservatuarda öğretmen olarak derslere girdi. TRT’de radyoya birçok radyo tiyatrosu hazırladı. 1971 senesinde Arsen Gürzap ile evliliğe ilk adımını attı. 1978’de İstanbul Devlet Tiyatrosu kurucu müdürü oldu. Çevirmenlik ve senaryo yazarlığı (Yorgun Savaşçı – 1993) da meydana getiren sanatçı, halen kurucusu olduğu Dialog sunuculuk ve dil okulunda vazife yapmakta, beyaz perde ve dizi filmlerde rol almaktadır.

Sanatçı, 2004 senesinde Kadıköy Maarif Koleji ve Anadolu Lisesi Mezunlar Derneği tarafınca Kristal Martı ödülüne layık bulunmuştur.


Can Gürzap Kitapları – Eserleri

  • Söz Söyleme ve Diksiyon
  • Konuşan İnsan
  • Perde Arkasından


Can Gürzap Alıntıları – Sözleri

  • “İhanet” ile “aldatma” kelimeleri anlam olarak birbirine yakın olmakla beraber farklılıkları vardır. Aldatma, kolay bir eylemdir. Oysa, ihanet ağır, yaralayıcı bir anlama haizdir. Vatanı aldatamazsınız, vatana ihanet edersiniz. (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • Tiyatronun Değeri
    “İnsanın en kıymetli varlığı vücudu ve ruhudur. Hastane gövdelerin, tiyatro ruhların şifa deposudur. Ruhsuz adam bir kalıptır. Düşünmekten, duymaktan, insanlıktan, iyi ile kötüyü ayırt etmekten uzak bir kalıp! En korkulu suçları işleyenler hep bu ruhsuz kalıplardır. Çevremizi karartan, eğitim ışığına varamamış bu sakat ruhlardır. Toplumların küçükleri için okul ne ise, büyükleri için de tiyatro odur. istediğimiz kadar küçükleri okutalım, büyüklerin eğitimi unutulursa, küçükler de karanlığın tesiri altında geceye gireceklerdir. Bu bakımdan tiyatro, okul kadar, hastane kadar önemlidir. Beden hastası ölür, ruh hastası öldürür. Bir toplumun kültür ölçüsü tiyatrosudur. İnsanlığı onunla ölçülür. Adama insanlık duygusu orada aşılanır. Oturmayı, kalkmaya, dinlemeyi, anlamayı, inceliği, birbirimizi sevmeyi orada öğreniriz. Tiyatro bir şehrin ocak başıdır. Orada en güzel masallar söylenir, en gerçek sözler duyulur. Tiyatrosuz yerlerde bacalar tütmez, ateş ısıtmaz olur. Çocuklar evlerinde ısınacak sıcak bir köşe bulamayınca iyi mi yuvadan kaçar, kendilerini kahveye, gazinoya ve daha başka bölgelere atarsa, tiyatroda birleşmeyen büyükler de kendilerini can sıkıntısına kaptırırlar, karamsar ve kötümser olurlar. Bu güzel yeryüzünde karamsarlık ve kötümserlik kanserden de korkulu bir dert.
    Tiyatrosuz bir cemiyet yeni doğan bir çocuk sayılır. Daha dile gelmemiş, hemen hemen ilk sözcüğünü öğrenmemiş bir çocuk. Ne istediğini el sallamalarıyla anlatmaya çalışan bir bebek! Bir toplumun ilk piyesi, bir çocuğun ilk sözcüğü anlamına gelir. Biz XX. yüzyılda hâlâ ilk çağların kültürünü, onların elimizde kalan eserleriyle ölçüyor, ne demek istediklerini onlardan anlamaya çabalıyoruz. Ömrü süresince tiyatrosuz kalan bir cemiyet, ilkin dilini yitirir, geleceğini unutur, sonrasında tüm bağlar çözülür, sokağa düşer. En büyük fenalık birbirimizden ayrıldığımız gün adım atar.” 1961 senenin-da Cumhuriyet gazetesinde piyasaya sürülen yazısında söylenecek her şeyi söylemiş Muhsin Ertuğrul. (Perde Arkasından)
  • “Pek çok kişi, sesini ses alıcısından dinlerken yadırgar, hatta beğenmez. Ama gerçek sesiniz, konuşurken duyduğunuz ses değil, ses alıcısından duyduğunuz sestir. Çünkü, konuşurken sesimizi hem ağız yoluyla, hem de kulak yoluyla duyarız.” (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • Dilin gelişebilmesindeki en mühim etkenlerden biri toplumların demokratik ve özgürlükçü yapısıdır. Çeşitli engelleme ve yasaklarla dili sınırı olan kalıplara soktuğunuz vakit düşünceyi de kalıplara hapsedersiniz. Zira düşünceyi özetleyen şey dildir. Dilde fikir şeklinde yaşayan bir varlıktır ve devamlı olarak gelişme gereksinimi içindedir. (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • Kelime zenginliği dilin zenginliğidir. Dillerin zenginliği kelime sayısının çokluğuyla ölçülür. Fikir kelimelerde gerçekleşir. (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • “ Bütün dünya bir oyun sahnesidır. Kadın , erkek bütün insanlarda sadece oyuncular. Her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır..” (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • İnsanın eğitilip öğrenmesinin bir öteki sebebi de, bilhassa ahlâkî açıdan, birbirlerine zarar vermeden yaşayabilmelerinin sağlanabilmesi isteğidir. Eğitilmiş insan, istisnalar haricinde, beraber hayata devam etmenin kurallarına uyan, başkasının hakkına saygı gösteren, yardımlaşmaya, beraber yaratmaya ve emeğe ehemmiyet veren insandır. İnsanlığın ortak değerlerini yaratan ve yaratılmasına destek olanlar eğitilmiş ve gerçeği öğrenebilmiş insanlardır. (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • …bu ülke yarım yamalak bir demokrasi yaşamış, hala da yaşamaktadır. Zira, demokrasi kolay bir rejim değildir. Büyüyüp olgunlaşması için oldukça çaba ve koşul gerekir ki, bu şartların başlangıcında da, vakit ve eğitim süreci gelir. Bu süreci kısaltan ve insan yapısını pozitif yönde yönde güçlendiren de sanatlardır. Tabii ki, devamlı söz söyleyen, bir insanoğlunun en mühim özelliği olan “düşünebilmeyi” öğreten tiyatro da bu sanatların en önemlilerinden biridir. (Perde Arkasından)
  • ” Tüm dünya bir oyun sahnesidir. Kadın, adam tüm insanoğlu da yalnız oyuncular. Her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır. ” (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • ” İnsanı hayvandan ayıran en mühim özellikler nedir diye sorduğumuzda, bence doğru yanıt şu olmalıdır: İnsanı hayvandan ayıran en mühim özellikler, onun duygusal ve zihni davranışlar açısından eğitilebilme ve öğrenebilme yetenekleridir. İnsan, düşünmeyi de, konuşmayı , yazmayı da, kendini ifade edebilmeyi de eğitilerek ve öğrenerek gerçekleştirir. Eğer, insanoğlunun eğitilebilme ve öğrenebilme kabiliyetleri olmasaydı bugün yeryüzünde uygarlık adına taş üstünde taş kalmayacaktı. Zira, doğadaki en yırtıcı, en acımasız, en gözü kara varlık öğrenmemiş ve eğitilmemiş insandır. ” (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • Dillerin yok olma sebeplerinin başlangıcında, ulusların ya da toplulukların kültürel özerkliklerini tamamen kaybetmeleri gelir. Bir topluluğun kültürel kimliğinin yok olması dilinin de yok olması anlamına gelir. Zira kültürel kimliğin, kültürel birlikteliğin en mühim harcı “ana dil” dir. (Söz Söyleme ve Diksiyon)
  • İstediğin kadar ticareti artır, ihracatı geliştir, istediğin kadar bilgisayar ağları kur, iletişimi geliştir. Ama, ilkin geliştirmen ihtiyaç duyulan en mühim unsur insandır. Kültür ve sanatla bezenmiş kaliteli insan sayısının artırılmasıdır. Zira insan beyninin ve ruhunun vitamini sanatlardır. Türkiye bunu seneler boyu gözardı etti. Bu mevzuda ciddi yatırımlar yapmadı. Ne yazık ki, seneler ve seneler heba oldu. (Perde Arkasından)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş