Sanat/Cinsiyet kimin eseri? Sanat/Cinsiyet kitabının yazarı kimdir? Sanat/Cinsiyet konusu ve anafikri nedir? Sanat/Cinsiyet kitabı ne konu alıyor? Sanat/Cinsiyet PDF indirme linki var mı? Sanat/Cinsiyet kitabının yazarı Ahu Antmen kimdir? İşte Sanat/Cinsiyet kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Ahu Antmen

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750505904

Sayfa Sayısı: 331

Sanat/Cinsiyet Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yakın geçmişe kadar müze koleksiyonlarına ve sanat zamanı kitaplarına baktığımızda, tarih süresince derhal asla hanım sanatçının yaşamamış olduğu, yaşamışsa da herhangi mühim bir sanat içerikli katkıda bulunmadığı kanısına varabilirdik. Bugün durum pek de o şekilde değil. ABD ve Avrupa’da 1960’lı yıllardan itibaren yaşanmış olan toplumsal feminist dalga, oldukça geçmeden tesirini sanat pratiği ve kuramında da gösterdi. Başta Linda Nochlin’in çığır açıcı makalesi “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?” olmak suretiyle, feminist eleştirmen ve sanat tarihçilerinin geleneksel sanat zamanı üstündeki incelemeleri, hanım sanatçıların üretiminin görmezlikten gelinmesi sürecini ciddi anlamda kesintiye uğrattı. Aradan geçen seneler içinde sanat zamanı kitaplarının yeni basımlarında bayanlara da yer verilmeye başlandı; feminist sanat tarihçilerinin öncülüğünde, unutulmuş, gözden firar etmiş, çeşitli nedenlerle asla önemsenmemiş hanım sanatçılarla ilgili monografik emekler yapılmış oldu. Deha, ustalık, kabiliyet benzer biçimde kavramların erkekler tarafınca erkekler için belirlenmiş olduğuna inanan feminist sanat tarihçi ve eleştirmenlerin, akademi, müze, sanat zamanı benzer biçimde belirleyici kurumların hanım sanatçıyı devamlı dışlayan sistematiğini belli bir sorgulamaya doğal olarak tutması, tarihin akışını bir seviyede dönüştürdü. 

Bu seçki, bugün de sürmekte olan o yoğun sorgulama sürecinden seçilmiş metinleri bir araya getiriyor.

Sanat/Cinsiyet Alıntıları – Sözleri

• “Kadın problemi önemsiz benzer biçimde görünüyorsa, bunun sebebi adamların küstahlığının bu problemi kavgaya dönüştürmüş olmasıdır.” (İkinci cins)
• Feminist düşüncenin ilk örneklerinde, “hanım olma koşulları ve deneyimi” vurgulanır ve “farklılıklar azaltılmaya ve en aza indirilmeye” çalışılır; şundan dolayı “erkeklerden değişik olmak eşitsizlik ve hanımefendiler üstünde baskının sürmesi anlamına gelir”. Böylece hanımefendiler daha ilkin analizlerden dışlanmış olan bayanların dünyalarını belgelemeye girişirler. İkinci dönem feministlerin vurgu mevzusunda yaptıkları değişim farklılığın en aza indirilmesi değildir; onlar farklılığın önemini, araştırmanın yaşamsal odağı haline getirirler.
• Cinsel zevk ya da tahrik imgeleri devamlı hanımı araç-gereç edinerek adamların zevk alması için erkekler tarafınca yaratılır. (Nochlin)
• Ya Picasso dünyaya kız olarak gelseydi? Senyor Ruiz(Picasso’nun babası) ufak Pablita’yla benzer halde ilgilenir, başarma hırsını aynı seviyede ona da yansıtır mıydı?
  Linda Nochlin
• Gerilla Kızlar’ın afişinde okuduğumuz benzer biçimde, Metropolitan Müzesi’ndeki
  bayanların yüzde doksanı hala çıplaktır fakat artık her biri, adam egemen bir tarih yazımının/sunumunun göstergeleri haline gelmiştir. Bakışını geçmişe yönelten feminist eleştirinin ortaya koyduğu benzer biçimde, bayanların çıplaklığı değil, kralın çıplaklığıdır artık söz konusu olan. Feminist eleştiri, hanım bedeninin seyirlik bir nesne haline getirilişini dünyanın en naturel durumuymuş benzer biçimde sunan bir tarihin cinsiyet ayrımcı bakışını ortaya koymayı amaçlamış ve bunu başarmıştır.
• Kadın sesinin özgünlüğü, Alessandra Comini’nin hüzün üstüne yapmış olduğu bir karşılaştırmalı incelemede de tartışılır.
  Camini, Kathe Kollwitz ile Edvard Munch’ün sanatında­ ki hüzün ifadelerini karşılaştırır. 79 Comini’ye gore alışılmış streotipler tersine çevrilmiştir ve Kollwitz’in duygulan if a de biçimi Munch’e gore oldukça daha derin ve evrenseldir; Munch ise bu mevzuda daha öznel ve kişiseldir (“Munch kendisi için hüzne kapılır. .. Kollwitz ise insanlık için”).

Sanat/Cinsiyet İncelemesi – Kişisel Yorumlar

ABD ve Avrupa’da 1960’lı yıllardan itibaren yaşanmış olan toplumsal feminist dalga, oldukça geçmeden tesirini sanat pratiği ve kuramında da gösterdi. Başta Linda Nochlin’in çığır açıcı makalesi “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?” olmak suretiyle, feminist eleştirmen ve sanat tarihçilerinin geleneksel sanat zamanı üstündeki incelemeleri, hanım sanatçıların üretiminin görmezlikten gelinmesi sürecini ciddi anlamda kesintiye uğrattı. Aradan geçen seneler içinde sanat zamanı kitaplarının yeni basımlarında bayanlara da yer verilmeye başlandı; feminist sanat tarihçilerinin öncülüğünde, unutulmuş, gözden firar etmiş, çeşitli nedenlerle asla önemsenmemiş hanım sanatçılarla ilgili monografik emekler yapılmış oldu. Deha, ustalık, kabiliyet benzer biçimde kavramların erkekler tarafınca erkekler için belirlenmiş olduğuna inanan feminist sanat tarihçi ve eleştirmenlerin, akademi, müze, sanat zamanı benzer biçimde belirleyici kurumların hanım sanatçıyı devamlı dışlayan sistematiğini belli bir sorgulamaya doğal olarak tutması, tarihin akışını bir seviyede dönüştürdü.
Bu seçki, bugün de sürmekte olan o yoğun sorgulama sürecinden seçilmiş metinleri bir araya getiriyor. (birazcık kitap konuşalım)

Sanat/Cinsiyet PDF indirme linki var mı?

Ahu Antmen – Sanat/Cinsiyet kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Sanat/Cinsiyet PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahu Antmen Kimdir?

AHU ANTMEN, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdikten sonrasında Londra Üniversitesi Goldsmiths Koleji’nde ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde uygar sanat alanında yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Cumhuriyet ve Radikal gazetelerinde sanat eleştirmenliği yapmış oldu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesidir. Yapıtları: 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar (Sel Yayıncılık, 2009), Kimlikli Bedenler / Sanat, Kimlik, Cinsiyet (Sel Yayıncılık, 2013), Sanat Tarihi ve Feminist Eleştiri (İletişim Yayınları, 2008), Zamanların Belleği: Ali Teoman Germaner (İş Bankası Kültür Yayınları, 2008), İçerdeki Yabancı: Hale Tenger (Yapı Kredi Yayınları, 2007).

Ahu Antmen Kitapları – Eserleri

• 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar
• Kimlikli Bedenler
• Sanat/Cinsiyet

Ahu Antmen Alıntıları – Sözleri

• Akademisyen, askere gittiğinde çiftçinin oğluyla yan yana yürür. (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• Tiyatroda fısıldamak istiyorsan izleyicinin seni işitebileceği kadar yüksek fısıldaman gerekir. (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• Osman Hamdi’nin resimlerinde de hanım figürleri pek oldukça kez çıplak ayaklarla betimlenmiştir, sadece izleyicinin gözü, çoğunlukla okuyan, çiçeklik yerleştiren, müzik çalan, izlendiğinin sanki bilincinde olmayan bu kızların yapmış olduğu işlere ve “Doğu” kültürünün yansıdığı ortamlara, giysilere çekilir. (Kimlikli Bedenler)
• Ya gövde?
  Ne farklıdır. (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• …orada ölebilmek, burada unutulmak isterim. (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• Betimlenecek bir şey var ise resmini yapmanın anlamı yoktur. (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• Resimlerimde kullandığım bir unsur sanat tarihindenmiş, bayağı bir desen defterindenmiş ya da ne olduğu belirsiz bir şekilmiş, harfmiş… asla fark etmez, alıntı yaparken benim için aralarında hiyerarşik bir ilişki yoktur. (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• “Kadın problemi önemsiz benzer biçimde görünüyorsa, bunun sebebi adamların küstahlığının bu problemi kavgaya dönüştürmüş olmasıdır.” (İkinci cins) (Sanat/Cinsiyet)
• “Ayrılanlar, Gidenler, Kalanlar” (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• Kadın sesinin özgünlüğü, Alessandra Comini’nin hüzün üstüne yapmış olduğu bir karşılaştırmalı incelemede de tartışılır.
  Camini, Kathe Kollwitz ile Edvard Munch’ün sanatında­ ki hüzün ifadelerini karşılaştırır. 79 Comini’ye gore alışılmış streotipler tersine çevrilmiştir ve Kollwitz’in duygulan if a de biçimi Munch’e gore oldukça daha derin ve evrenseldir; Munch ise bu mevzuda daha öznel ve kişiseldir (“Munch kendisi için hüzne kapılır. .. Kollwitz ise insanlık için”). (Sanat/Cinsiyet)
• Küçümsenişler ve aptallıklar, onların yoluna döşenmiş güller gibidir. (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• Bir ressam, karşısındaki giyinik hanımı uzanan bir çıplak olarak betimler, bu görsel komiklik vasıtasıyla çıplaklığın bir taraftan da insan bedenine giydirilen bir poz bulunduğunu ortaya koyar. (Kimlikli Bedenler)
• 18. yüzyılda İspanya’da dinsel tutuculuğun yansıması olarak çıplak resimlere karşı gösterilen duyarlılık, Cumhuriyet’in duyuru edilmiş olduğu yıllara değin yaşam kültürünü İslam dininin şekillendirdiği Türkiye’de de geçerliydi. Fakat burada da gene hususi bir kesimin, şu demek oluyor ki saray aristokrasisinin görsel zevkini doygunluk etmeye yönelik çıplak betimlemelerine rastlanabiliyordu: (Kimlikli Bedenler)
• Kadınların kamusal alanda iyi mi giyindiği ise, resmi düzeyde başlı başına ehemmiyet verilen bir mevzu olarak dikkat çeker. Bu mevzuda devamlı fermanlar çıkarılmış, kurallara uymayanlar cezalandırılmış ve bu uygulamaların, 1890’lı yıllarda bir seviyede gevşemeye başladığı gözlemlense bile hanımefendiler gene de sıkı bir denetime doğal olarak tutulmuşlardı. (Kimlikli Bedenler)
• … yakınma benzer biçimde görünen şey, aslen yakınlaşmanın/uzlaşmanın anahtarı olabilir. (…) kim bilir hiyerarşiler (…) kültürler arası bir “gri bölge” içinde tekrardan okumalarla silinecektir. (Kimlikli Bedenler)
• biliyor musunuz, picasso’yla o denli yakın arkadaşken birbirimizin resimlerini ayırt etmekte güçlük çekerdik. (…) picasso’yla asla tanışmamış olsaydım, kübizm kübizm olur muydu? (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• Tanzimat’tan sonraki dönemde bayanların yalnızca toplumsal olarak değil, fizyolojik olarak da “görünmez” kılınmasına yönelik yasalar hala çıkarılmaktaydı, mesela nüfus kayıtlarıyla ilgili bir talimatnamede adamların fizyolojik görünümleri betimlenirken, bayanların yalnız adları ve yaşlan yazdırılmaktaydı. (Kimlikli Bedenler)
• Feminist düşüncenin ilk örneklerinde, “hanım olma koşulları ve deneyimi” vurgulanır ve “farklılıklar azaltılmaya ve en aza indirilmeye” çalışılır; şundan dolayı “erkeklerden değişik olmak eşitsizlik ve hanımefendiler üstünde baskının sürmesi anlamına gelir”. Böylece hanımefendiler daha ilkin analizlerden dışlanmış olan bayanların dünyalarını belgelemeye girişirler. İkinci dönem feministlerin vurgu mevzusunda yaptıkları değişim farklılığın en aza indirilmesi değildir; onlar farklılığın önemini, araştırmanın yaşamsal odağı haline getirirler. (Sanat/Cinsiyet)
• İnsan yaratmak istediği şeyi öykünmek etmemelidir. (20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar)
• Cinsel zevk ya da tahrik imgeleri devamlı hanımı araç-gereç edinerek adamların zevk alması için erkekler tarafınca yaratılır. (Nochlin) (Sanat/Cinsiyet)