Sanşiro kimin eseri? Sanşiro kitabının yazarı kimdir? Sanşiro konusu ve anafikri nedir? Sanşiro kitabı ne konu alıyor? Sanşiro PDF indirme linki var mı? Sanşiro kitabının yazarı Natsume Soseki kimdir? İşte Sanşiro kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Natsume Soseki

Çevirmen: Alper Kaan Bilir

Orijinal Adı: 三四郎 [Sanshirō]

Yayın Evi: Maya Kitap Yayınları

İSBN: 9786059902762

Sayfa Sayısı: 272

Sanşiro Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Modern Japon romanının en mühim temsilcilerinden Natsume Sōseki’nin ince gülmece ve sonsuz masumiyetle örülü bu romanı, 23 yaşındaki Sanşiro’nun yaşamış olduğu minik yerden ayrılıp üniversite için Tokyo’ya gitmesiyle başlıyor. Şehrin kalabalığı, yeni insanoğlu, bilimsel niteliği olan çevreler ve hepsinden önemlisi hanımefendiler içinde Sanşiro, yaşamını zenginleştirmenin yollarını arıyor.

Sanşiro, ilk aşk, gelenekler, modernleşme ve yaşlılığın alaycılığına karşı gençliğin idealizmini anlatırken, arka planda da devrin toplumsal ve kültürel yapısına getirmiş olduğu eleştirileri okuruna sunuyor.

Ondan fazla roman ve öykü kitabı olan ve nerede ise hepsi başka dillere çevrilen Natsume Sōseki, Japonya’nın modernleşme yolunda büyük adımlar attığı Meiji periyodunun en mühim yazarlarından biridir.

Sanşiro, benim en sevdiğim kitaplardan biri.

– Haruki Murakami –

(Tanıtım Bülteninden)

Sanşiro Alıntıları – Sözleri

• “Dünyada kuvvetli bir arzudan daha korkulu bir şey yoktur.”
• Gerçek ve insan karşılaşıp birleştiklerinde, her şeyin izahı olacaktır
• Sadece şekli kusursuz olan şeyler insanoğlunun başına beladır.
• ‘’Sen, insanoğlu sana iyi davranınca mutlu oluyor musun?’’
  ‘’Evet, eh, mutlu oluyorum’’
  ‘’Emin misin? Ben öyleki değilim. Bazen, insanoğlu bana oldukca iyi davranırsa kendimi fena hissederim.’’
  ‘’Ne süre, örneğin?’’
  ‘’İnsanlar şeklen iyi davrandıklarında. Ama iyiliği, iyilik olsun diye yapmadıklarında.’’
  ‘’O dediğiniz oluyor mu ki?’’
  ‘’Birisi sana, ‘’Yeni senenin mübarek olsun, ’’söylediğinde sahiden kutlanmış şeklinde hisseder misin?’’
  ‘’Şey…’’
  ‘’Hissetmezsin, değil mi? Benzer şekilde, karnını tuta tuta, yerde yuvarlana yuvarlana gülen asla kimse, sahiden gülmüyordur. İyilik de böyle bir durum işte. Sırf görevim bu diye iyilik eden insanoğlu vardır. Tıpkı benim okulda öğretmenlik etmem şeklinde bir şey işte. Asıl gayem, ekmek parası kazanmak, o yüzden öğrencilerin gözünde hastalık veren birisi olmalıyım. Buna rağmen Yojiro denen herif, abes teşhircilerinin şefi olarak başıma yeniden yeniden dert açan, baş edilmez bir haylazdır; fakat içinde fena niyet yoktur. Bir bakıma sevimlidir. Tıpkı Amerikalıların para mevzusunda hep oldukca dobra olmaları şeklinde. Onların hedefi paranın ta kendisidir. Onu hedefleyerek gerçekleştirdikleri eylemlerde oldukca dürüstlerdir, dünyada kınanmaya dürüstlükten daha uzak hiçbir şey de yoktur; dolayısıyla hiçbir şeyde dürüstlük gösteremeyen bizim kuşağımız, işkence şeklinde bir eğitimden geçmiş bizim şeklinde insanoğlu, istisnasız gösteriş budalasıdır.’’
• Zamane gençleri, bizim zamanımızdaki gençlerden değişik olarak kuvvetli birer ben duygusuna sahipler; kötü bir şey bu. Bizim şoseilik yaptığımız dönemde, yaptığımız şey ve olduğumuz şey birdi, birbirinden asla ayrılmazdı. Her şey, zat-ı şahane için, ana babamız içi, ülke için, cemiyet için, öteki prensipler içindi. Özetlemek gerekirse söylersek, eğitim sistemimizin yetiştirdiği hepimiz son aşama ikiyüzlüydü. Toplum değişip de bu ikiyüzlülük artık sökmemeye başlayınca, bireycilik ideolojisi damla damla ülkeye sızdı ve bu sefer de benmerkezcilik anormal bir halde yayıldı. Geriye bir tek eski devrin ikiyüzlüleri ve onların karşısında duran şimdinin abes teşhircileri kaldı.
• Dünyada kuvvetli bir arzudan daha korkulu hiçbir şey yoktur
• Modern insanlarda gerçeğe eşlik edecek duyuyu terk etme huyu vardır.Toplum her insana öyleki bir baskı uygular ki,insanların duyumsuzlaşmaktan başka çaresi kalmaz.
• İnsanlar var ya, kendilerini sorun çıkarmayacak seviyede, başkalarına yardım etmek isterler.
• “Hegel, Berlin Üniversitesi’nde felsefe dersi verdiği günlerde, felsefeden para kazanmayı asla düşünmezmiş. Verdiği dersler de gerçeği izah eden dersler değil, gerçeği bizzat yaşayan insan olmayı öğreten derslermiş. Dille verilen dersler değil, kalple verilen derslermiş. Gerçek ve insan karşılaşıp birleştiklerinde, her şeyin izahı dünyaya gelecektir; o süre ders yapmış olmak için ders verilmez, yol göstermek için ders verilir. Felsefe dersleri, işte bu noktadan yola çıkarak dinlenmelidir. “Gerçek”ten eften püften bir şeymiş şeklinde bahsedenler, ölü mürekkeple ölü kağıda boş sözler yazmaktan başka bir şey yapamazlar. Bunun hiçbir anlamı yoktur. Şimdi sınavlar için, doğrusu ekmek parası için, üzüntünü ve gözyaşlarını yutup bu kitabı okumalısın. Başını ellerinin arasına al ve ebediyete kadar imtihan sistemini lanetlemeye ant iç.”
• Modern insanlarda gerçeğe eşlik edecek duyuyu terk etme huyu vardır.Toplum her insana öyleki bir baskı uygular ki,insanların duyumsuzlaşmaktan başka çaresi kalmaz

Sanşiro İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Okuduğum ikinci Natsume Söseki kitabı. Her iki kitap da Meiji periyodu Japonyasında geçiyor ve batılılaşma sürecindeki Japon toplumunu konu alıyor geri planda.
Sanşiro, üniversite okumak için yaşamış olduğu minik şehirden Tokyo’ya gelen bir öğrencidir. Sanşiro’nun Tokyo’ya ve yeni hayatına alışma sürecinde yaşadıkları ve hayatına giren insanoğlu kanalıyla hem Japon toplumunu tanıma hem de batılılaşma sürecindeki ülkenin değişimini okuyoruz.
Fazlaca durağan bir ritmde ve klasik tarzda yazılmış bir roman. Ne mevzu ne de şekil olarak fazla beğenmedim. Fakat tercüme anlamında pozitif yönde tarafları var. Öncesinde okuduğum Ben Bir Kediyim’de ve birçok tercüme eserde olmayan açıklayıcı önsöz ve detaylı dipnotlar mevcut. (Diğdem Abşin)

Sonunda bitti. Hayatımda okuduğum en ene en temposu düşük, okuma isteğini azaltan kitaptı. Anlatılan mevzu ne kadar garip olursa olsun kitabın yavaş temposu beni benden aldı. Sürecinin en iyi kitabı olabilir, fakat bana bakılırsa değilmiş vesselam… (Naciye Kulaş)

Çağının ilerisinde: Yazar Natsume Sōseki 1867 doğumlu çağdaş Japon romanının temsilcilerinden. İlk eseri 1887’ de yazmış. 1908’ de tefrika etmeye başladığı Sanşiro romanı ilk okuduğum yapıt. Yazıldığı tarihe dikkat çekmek isterim. 20. Yüzyıl başları! 1916 da 49 yaşlarında mide ülserinden yaşamını yitiriyor. Bu duyarlılık ve 20. yüzyılın siyasal, ekonomik, düşünsel ortamında depresyon ve ruhsal sorunlarla yüzleşen bir yazar. Geleceğe dair öngörüleri en oldukca dikkatimi çeken yönü oldu. 1900 lerde yazdığı eserinde varoluş ile ilgili sorgulamaları onun çağının ilerisinde bir yazar bulunduğunun en büyük kanıtı. Bu yüzden belli de 2000 li yıllarda dünya genelinde ün kazanıyor. Bu yönüyle de tam varoluşçu bir yazar.
Kitaba gelecek olursak: Sanşiro Japonya’nın minik Kumamoto şehirinden Tokyo’ ya üniversite okumaya gidişi ile başlıyor. Tren yolculukları yaşadıkları. Daha sonrasında Tokyo’ da üniversite yaşamı bulunmuş olduğu ortamlar, arkadaşlıkları ve eğer olmazsa olmaz aşk ile devam ediyor. Konular bayağı sadece ifade ve kurgu – yazıldığı periyodu de göz önünde bulundurursak- oldukca dikkat çekici. Tokyo’ da yaşamın zorlukları, minik ve fukara bir kasabadan gelen bir gencin yaşadıkları.
Romandaki karakterler Yojiro bilgisi, yaptıkları, çevresi ile tam bir üniversite talebesi. Sanşiro’ nun onun yanında kendini tamamlanmamış hissetmesini oldukca güzel vermiş. Mineko ve Yoşiro varlıklı, şımarık ibsen karakterleri. Hirato Hoca bir lise öğretmeni fakat felsefe ve sorguları ile sohbetlerin vazgeçilmezi. kıymetinin bilinmediği hakettiği yerde olmadığı mevzusuna değiniliyor. Romanın edebiyat ve felsefe ile ilgilenen alim karakteri. Nonomiya, Fen alanında araştırmalar meydana getiren romanın bilim adamı karakteri. Bay Haraguçi Avrupai ressam karakteri.
Sōseki bu değişik karakterleri oldukca güzel bir araya getirmiş. Her birinin karakterlerine uygun konuşmaları okuyunca ayrıntılar mühim hale geliyor.
Anlattıklarım spoiler içermiyor. Anlatmak istediğim, beni sürükleyen oldukca yer var onları anlatamıyorum. Okumanızı ve okurken 1900’ lerde yazılmış bir yapıt bulunduğunu aklınızdan çıkarmadan okumanızı tavsiye ederim.
Bir de Mayakitap ve çevirmeni: Alper Kaan BİLİR oldukca iyi bir iş çıkarıp sunmuşlar. Çevirmenin sayfaların altında verdiği notlar yazarın dil oyunları, kelimelerle yapmış olduğu ironiyi – dil oyunları oldukca severim ve yazar bu mevzuda da oldukca iyi- anlamamız için oldukca güzel konu alıyor. Ayrıca gene çevirmenin notlarından Japon kültürü hakkında birçok şey öğrenmiş oldum. (Fatma D.)

Sanşiro PDF indirme linki var mı?

Natsume Soseki – Sanşiro kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Sanşiro PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Natsume Soseki Kimdir?

Sōseki Natsume Japon, İngiliz edebiyatı uzmanı ve yazardır. Uluslararası alanda sınırı olan çevirileri haricinde tanınmasa da, Japon-Rus Savaşı sonrası Japon Modern Romanına damgasını vurmuş en mühim yazardır. Batılı roman geleneği ile Japon geleneksel yazı geleneğini birleştirerek orijinal bir üslup oluşturmayı başardı.

Kendisinden sonrasında gelen Akutagawa Ryunosuke şeklinde mühim yazarları büyük seviyede etkiledi.II. Dünya Savaşı sonrası Kawabata Yasunari, Yukio Mishima ve Kenzaburo Oe şeklinde internasyonal çapta üne kavuşan yazarların temel kültürel kaynaklarından biri olduğu söylenebilir.

Türkçeye Ufak Bey adıyla çevrilmiş olan, mühim eserlerinden Bocchan’da çocukluğunda, yaramaz ve başına emir olan bir matematik hocasının taşra nahiyesine matematik öğretmeni olarak gidişini ironik bir üslupla anlatır. Bu yapının arkasında ise Japonya’nın batılılaşması ve sömürgeci ülke konumuna gelmesine yönelik ince satirik öğeler gizlenmektedir.

Natsume Soseki Kitapları – Eserleri

• Madenci
• Gönül
• Üç Köşeli Dünya
• Sanşiro
• Cam Kapının Ardı
• Ben Bir Kediyim
• Ufak Bey
• On Gece Düşleri
• Ardından
• The Gate

Natsume Soseki Alıntıları – Sözleri

• İliklerime kadar hissediyorum yalnızlığımı. Bu şekilde bir gemide yapayalnız yol almaktansa kaldırıp atmak isterim kendimi sonsuz mavinin kucağına. (On Gece Düşleri)
• Modern insanlarda gerçeğe eşlik edecek duyuyu terk etme huyu vardır.Toplum her insana öyleki bir baskı uygular ki,insanların duyumsuzlaşmaktan başka çaresi kalmaz (Sanşiro)
• Ben bir kediyim. Henüz bir adım yok. Nerede doğduğumu da bilmiyorum. Hatırladığım tek şey; hayatımda ilk kez bir insan gördüğümde nemli ve karanlık bir yerde miyavlıyor olduğum. Sonradan işittim ki, türünün en gaddar üyelerinden biriymiş bu insan… (Ben Bir Kediyim)
• “Hayatın farkına varmayan bir insan kadar tehlikeli başka bir şey yoktur!” (Ardından)
• Sadece aklın istikametinde hareket edersen insanlardan uzaklaşırsın. Duygularınla hareket edersen sürüklenirsin. Ruhunu açarsan ve dilediğin şeklinde yaşamazsan sıkışırsın. Nasıl bakarsan bak, insanlarla yaşamak zor olsa gerek. (Üç Köşeli Dünya)
• Öylesine bir acıydı ki bu, neredeyse nefes alamıyor, boğulduğumu hissediyordum. (Cam Kapının Ardı)
• Ölüm direnebileceğin bir şey değildir. Kabullenirsen korkacağın bir şey kalmaz ortada. (On Gece Düşleri)
• İnsanlar daima samimiyetin gerektirdiği şeklinde asil, içten, temiz fiil ve davranışlara haiz varlıklar değillerdir. (Ardından)
• İlk başta yemeye tereddüt edeceğimiz bir şey olsa bile ilk lokmayı ısırdıktan sonrasında önceki kadar ızdırap çekmeden devam ediyoruz. (Madenci)
• “Ancak insanoğlu fanidir. İnsanın ne kadar sağlığı yerinde de olsa, vadesi ne zaman dolar bilinmez.” (Gönül)
• Aslında hepimiz, katlanılması mümkün olmayan şeylerin asla gerçekleşmeyeceğini varsaymayı seçer. (Ben Bir Kediyim)
• Diyeceğim o ki, insanlık zamanı; etin, kemiğin ve kanın değil, yalnızca kostümlerin tarihidir (Ben Bir Kediyim)
• Acı çeken ben olduğuma bakılırsa, buna son verecek olan da ben olmalıyım. (Madenci)
• Bir insanoğlunun derin kederine tanıklık ediyor sadece o insana yardım eli uzatamıyordum. (Cam Kapının Ardı)
• Hepimiz aynı derecede kıymetliyiz. Aramızda fark yok. (Cam Kapının Ardı)
• ”Yalnızlık içindeyim, yeniden gelir misin?” (Ardından)
• “Dünyada kuvvetli bir arzudan daha korkulu bir şey yoktur.” (Sanşiro)
• Sadece aklın istikametinde hareket edersen insanlardan uzaklaşırsın. Duygularınla hareket edersen sürüklenirsin. Ruhunu açarsan ve dilediğin şeklinde yaşamazsan sıkışırsın. Nasıl bakarsan bak, insanlarla yaşamak zor olsa gerek ! (Üç Köşeli Dünya)
• Ev sessizliğe, kalbim huzura gömülüyor. (Cam Kapının Ardı)
• “ Çocuklara örnek ol, erdem timsali ol. Öğretmen dediğin yalnızca ders vermez, öğrencilerini kişiliğiyle de etkiler.” (Ufak Bey)