Sefer kimin eseri? Sefer kitabının yazarı kimdir? Sefer konusu ve anafikri nedir? Sefer kitabı ne konu alıyor? Sefer PDF indirme linki var mı? Sefer kitabının yazarı Murat Başekim kimdir? İşte Sefer kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Murat Başekim

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053757122

Sayfa Sayısı: 136

Sefer Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Murat Başekim, Sefer’de bir intikam öyküsüne çağrı ediyor bizi. Tuhaf bir yetimhaneye kapatılan gençlerin zalim dünyaya karşı sıkıntılı bir mücadeleye iyi mi giriştiklerini, hayal güçlerini cesaretleriyle iyi mi birleştirdiklerini konu alıyor.

Bir ucu klasik macera edebiyatına, bir ucu görkemli Viking destanlarına oluşturulan bu öykü, hepimizin içindeki o maceracı ruhu, fırtına ve karanlığa doğru unutulmaz bir sefere gönderiyor.

“Herkes üzülür. Hayat, çocukluğun yitik cennetinden düştüğün andan itibaren art arda gelen bir üzüntüler saldırısıdır. Dünya da düşmanca sefere çıkar sana karşı. Ve zorba dünyanın sürekli saldırısı, seferi karşısında aslında herkes kaçar, herkes unutmaya çalışır, çünkü korkarlar. Kaçarlar: zenginlik, güç, tüketim istikametlerine… Herkesin çıktığı bir sefer vardır.”

Sefer Alıntıları – Sözleri

• ” Herkes üzülür. Hayat, çocukluğun yitik cennetinden düştüğün andan itibaren art arda gelen bir üzüntüler saldırısıdır…”
• Dünyanın acımasız çölünde kitaplar, yapraklarının rüzgarıyla serinleten vahalardır.
• Savrul. Debelen. Bat. Yüksel.
  Cebelleş. Savaş…
  Ne kadar güçlü istiyorsun yaşamayı?
• Eski büyülü hikayelerin iyi mi da başka kültürlere kaçırılıp, onlara köle edildiğine bak…
• Kemiklerimizi üşüten deniz ayazı. Ruhumuzu üşüten dünya nefesi.
• Adem’le beraber uzun koridorlardan kütüphaneye girdik. Kütüphaneye yanımda ürkek , minik bir çocukla gitmenin burukluğuyla içim sızladı bir an : kütüphanedeki kitaplarında sahipleri tarafınca suratsız dev kurumlara öylesine verilip terk edilmiş sahipsiz yetimler bulunduğunu hissettim. Evim olsa , param olsa , bir sürü kitap alırdım. Kendi kütüphanemi kurardım ve kitaplarımın hiçbirini, “kütüphane” denilen bu tozlu, tenha kitap yetimhanelerine vermezdim.
• Karanlığın üstüne yürümezsen seni kör eder.
• Karanlığın üstüne yürümezsen seni kör eder.
• Dünyanın acımasız çölünde kitaplar, yapraklarının rüzgarıyla serinleten vahalardır.
• Hayat, çocukluğun yitik cennetinden düştüğün andan itibaren art arda gelen bir üzüntüler saldırısıdır.
• Dünyanın acımasız çölünde kitaplar, yapraklarının rüzgarıyla serinleten vahalardır.
• Bu senin çağıl çağındaki iletişimin başlıca unsurlarından olan Bluetooth, tam söylediğin benzer biçimde Kuzey Krallıklarını birleştiren ve bu sayede kültürel ve askeri kontakt elde eden, savaşçılarıyla sefer başlatan cenk şefi Harald Bluetooth’tan gelir. Bluetooth sembolü bir kontakt rünüdür; bağlama, birleştirme tılsımıdır.
• Herkes üzülür. Hayat, çocukluğun yitik cennetinden düştüğün andan itibaren art arda gelen bir üzüntüler saldırısıdır.
• Mühim olan cesaret, mutlu son değil.
• Evim olsa, param olsa, bir sürü kitap alırdım. Kendi kütüphanemi kurardım ve kitaplarımın hiçbirini, “kütüphane” denilen bu tozlu, tenha kitap yetimhanelerine vermezdim.

Sefer İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Oldukca beklentiye girmeden başladım fakat beklentiminin üstünde çıktı… Zorbalık ve fenalık ile ilgili değişik bir biçim…. Gayet başarı göstermiş bir kitap… Tavsiye ederim… (Esra tekiner)

Murat Başekim’i niçin devamlı tavsiye ettiğim ve üslubuna fanatik kaldığımı yeniden anladım. Zira asla olmayacak bir hikayeyi oldukça gerçekmiş benzer biçimde özetleyebilecek son dönemdeki en göze çarpan kalemin sahibi. Yarısının gerçeklik, kalan yarısının ise okuyucunun gerçek bulunduğunu dileyeceği bir fanteziyle sarmalandığı çok büyük bir kısa roman okudum. “Fenalık gördüğünüz yerde ayaklanın, düşmanınıza aman vermeyin”
_EDDA (Tamer Sağcan)

Macera, İntikam, Tarikat, Zalimlik, Nordik Motifler, Kuzey’in Öfkesi…: Evlatların yetişkinlere ya da hayata dair maceralarını, mücadelelerini okumayı hep sevmişimdir; İki Yıl Okul Tatili, Sineklerin Tanrısı vs… bu tadı yeniden arayanlar bu kitabından pişman olmayacaktır.
Ilk olarak kitabın dili, betimlemeleri bana oldukça şiirsel geldi, inanılmaz sanat içerikli haz verdi.
Nordik motifleri bu topraklara getirme mevzusunda oldukça başarılıydı kitap, zira okumaya başlamadan ilkin bunun mümkün olmadığını, eğreti duracağını düşünüyordum, beni yanılttı. Ve Kuzey’e dair birçok şey öğretti.
Kültlerin, cemaatlerin ne kadar can bunaltan olabileceğini ne kadar zalimleşebileceğini gösteriyor kitap.
Kitabın o kısımları kalbime inanılmaz ağır geldi. Ne kadar romanda yaşansa da, yaşadığımız dünyada gerçeklik oranı olması kalp sızlatıcı… Zorbey karakterinin izdüşümü olarak düşünebileceğimiz oldukça örnek olması cabası…
Belki de hâlâ sessiz sedasız bu zulme uğrayan çocuklar vardır. Yazar bu kitabı onlara armağan ederek karanlıklarına bi nebze ışık oluyor.
Aynı zamanda kitapta Aykan karakterimizin, kendi deyimiyle “orijinal bir hikayeyi kitlesel bir seri üretime” çeviren klasik fantastik eserlere dair bir tiradı var; o kısım benim ek olarak hoşuma gitti, değişik bir bakış açısını gösterdi.
Bu şekilde bir kitabın edebiyatımızda bulunuyor olması gurur verici. Daha oldukça kıymet verilmeli hepimiz okumalı…
Şuracığa, kitaba ve yerli berserkr’imiz Aykan’ın anısına, bir sefer şarkısı da bırakayım Kuzey’in Gazabı kısmında dinlemenizi naçizane tavsiye ediyorum 🙂
https://youtu.be/Qj1RS9vHcsw (Hatice Tuztaş)

Sefer PDF indirme linki var mı?

Murat Başekim – Sefer kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Sefer PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Murat Başekim Kimdir?

MURAT BAŞEKİM Ankara’da dünyaya geldi. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı kısmı mezunu.Çevirmenlik, çizgi-roman senaristliği yapmış oldu. İlk kitabı DG, 2012’de İletişim Yayınları’ndan çıktı. Türkiye Bilişim Derneği’nin Bilimkurgu Hikâye yarış- malarında 2011 ve 2012’de iki yıl üst üste, ayrı öykülerle birinci seçildi. Sonrasında ilk romanı İSKİT yayımlandı (2014, KRP Yayıncılık). Soyadında ‘H’ harfi bulunmadığı ve tıp eğitimi almadığı mevzusunda, bigün, dünyayı ikna edebileceğine inanıyor

Murat Başekim Kitapları – Eserleri

• İskit
• Sefer
• Karanlık Çağ
• Hayal Et Hikayeleri
• DG
• Demir Dövme Öyküleri

Murat Başekim Alıntıları – Sözleri

• Kuvvetsiz olduğundan mi korkuyordu, korkmuş olduğu için mi güçsüzdü? (İskit)
• Karanlığın üstüne yürümezsen seni kör eder. (Sefer)
• Alfabede A’dan evvel ,gizli saklı yirmi yedi harf daha bulunduğunu bilir miydin, ey kardeşim? Veyahut Z’den sonrasında gelen gizli saklı dokuz harften haberdar mısın? Hatta M ile N içinde aslına bakarsak, kim bilir on bir harf daha bulunduğunu işitmiş miydin? (Karanlık Çağ)
• Savaşçılar ise, yalnız Şimdi’ye bakardı. Onlar, olmuş yada olacak vakalarla değil, o an olmakta olan vakalar ile ilgilenirlerdi. Yaşanan anlara dikkat kesilirdi onlar; tepkileri anlık gelişirdi. Ondandı ki Opea, yaşamış olduğu azap ve işkence dolu günleri unutacaktı. Yeni anlamış olur gelecekti önüne. Geçmişe fazla kafa yormayacaktı. Hikayeci değildi zira o. Tarihçi değildi. Yalanlar yada yaşanıp yalan olmuş hayalleri düşünüp hatırlamayacaktı. Savaşçı idi zira. (İskit)
• Evim olsa, param olsa, bir sürü kitap alırdım. Kendi kütüphanemi kurardım ve kitaplarımın hiçbirini, “kütüphane” denilen bu tozlu, tenha kitap yetimhanelerine vermezdim. (Sefer)
• Sanki dünya koca bir gençlik filmiymiş , ben ise kaldırımdaki bir figüranmışım benzer biçimde. (Hayal Et Hikayeleri)
• Bu senin çağıl çağındaki iletişimin başlıca unsurlarından olan Bluetooth, tam söylediğin benzer biçimde Kuzey Krallıklarını birleştiren ve bu sayede kültürel ve askeri kontakt elde eden, savaşçılarıyla sefer başlatan cenk şefi Harald Bluetooth’tan gelir. Bluetooth sembolü bir kontakt rünüdür; bağlama, birleştirme tılsımıdır. (Sefer)
• Eski büyülü hikayelerin iyi mi da başka kültürlere kaçırılıp, onlara köle edildiğine bak… (Sefer)
• Dünyanın acımasız çölünde kitaplar, yapraklarının rüzgarıyla serinleten vahalardır. (Sefer)
• Edebiyat dünyayı değiştirir mi bilmiyorum…
  Ama bence sanki en fazla unutturur. (Demir Dövme Öyküleri)
• İnsanın ruhunun sızısı geçici olarak dinip de yaşama luğu içinde çalkalandığı vakit,gövde iştahlarının uyanıp ayaklanması ne garip idi. (Karanlık Çağ)
• Herkes üzülür. Hayat, çocukluğun yitik cennetinden düştüğün andan itibaren art arda gelen bir üzüntüler saldırısıdır. (Sefer)
• Bir bilseniz benim ülkemi -yaşlılığı- orada her gün cenk vardır ölüme karşı.Her gün sınır yağmaları ve talanlar yapar düşman. Amansızca senden çalar.
  Bir vakit cüzzamı benzer biçimde, bir dünya vebası benzer biçimde yıpratır, koparır, kemirir, sınırlarını küçültür. Hızını, hareket kabiliyetini azaltır. Siz ayrı ülkedesiniz, ben ayrı..
  Keşke asla bilmeseniz yaşlılık ülkesini. Orada yaşamaya gelmeseniz asla. (Karanlık Çağ)
• Kemiklerimizi üşüten deniz ayazı. Ruhumuzu üşüten dünya nefesi. (Sefer)
• Adem’le beraber uzun koridorlardan kütüphaneye girdik. Kütüphaneye yanımda ürkek , minik bir çocukla gitmenin burukluğuyla içim sızladı bir an : kütüphanedeki kitaplarında sahipleri tarafınca suratsız dev kurumlara öylesine verilip terk edilmiş sahipsiz yetimler bulunduğunu hissettim. Evim olsa , param olsa , bir sürü kitap alırdım. Kendi kütüphanemi kurardım ve kitaplarımın hiçbirini, “kütüphane” denilen bu tozlu, tenha kitap yetimhanelerine vermezdim. (Sefer)
• Mühim olan cesaret, mutlu son değil. (Sefer)
• Hayat gündüz yaşanmış olan bir şey değil ki aslına bakarsanız. Gündüz, bir an ilkin gece olsun da gidip zevkime bakayım diye katlanıp, bekledigin bir tırı vırı aslına bakarsanız. (Demir Dövme Öyküleri)
• Oldukca anlamam fakat bence edebiyat, başkasının acılarını yaşamadan yalnız sayfaya harfler dökerek {hiç de} değiştiremeyeceğimiz bu dünyanın, binbir değişik şekilde neşterlediği ruhun kan kaybetmesi yalnız. Ruhun akan iltihabı… (Demir Dövme Öyküleri)
• Dünyanın acımasız çölünde kitaplar, yapraklarının rüzgarıyla serinleten vahalardır. (Sefer)
• Doğru söylerim halk razı değil, eğri söylerim Hak razı değil. (DG)