Eğitim

Kederli İpek – Furuğ Ferruhzad Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kederli İpek – Furuğ Ferruhzad Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kederli İpek kimin eseri? Kederli İpek kitabının yazarı kimdir? Kederli İpek konusu ve anafikri nedir? Kederli İpek kitabı ne konu alıyor? Kederli İpek PDF indirme linki var mı? Kederli İpek kitabının yazarı Furuğ Ferruhzad kimdir? İşte Kederli İpek kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Furuğ Ferruhzad

Çevirmen: Kenan Karabulut

Yayın Evi: Telos Yayıncılık

İSBN: 9786058495098

Sayfa Sayısı: 104


Kederli İpek Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kederli İpek; Furuğ’un sağlığında yayınladığı Esir, Duvar, İsyan ve Yeniden Doğuş kitaplarından bir seçki.

Şiirlerin mühim bir kısmı daha ilkin Türkçeye çevrilmemişti. Bu yanıyla da Furuğ ile Türkçenin, Furuğ şiiri ile okurun yeni bir buluşması olacak Kederli İpek.

Yoksul ile dervişin, üzüntü ile sevincin, hanım ile isyanın, acıma ile acının buluşmuş olduğu şiirler bunlar. Bundan dolayı bir ülkenin toprağı, bir tarihin nefesi var onlarda.

O yüzden bu denli zamanımıza dair işte!..

gönlümüzde alevlenen o ateş

eğer şeyhin eteğine düşseydi

aşk kıvılcımıyla yanmış olan bizlere, artık

rezil günahkarlar demezdi


Kederli İpek Alıntıları – Sözleri

  • ah, bırak sende kaybolayım
    kimse benim izimi bulamasın…
  • seni gördüm bir gece rüyamda, sarhoşum
    ah… yoksa rüyalarda mı göreceğim artık seni
  • Keşke güz şeklinde sessiz ve hüzünlü olsaydım
  • Seninle konuşmak istiyordum
    fakat sesim düğümlenmekten kısılmıştı…
  • günler geçti ve ben artık
    hangisiyim bilmiyorum
    o mağrur dik başlı olan mı
    yoksa eski bir yenik mu
  • evet, her şey sevmekle adım atar…


Kederli İpek İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Furuğ’un şiirlerini oldukca severim. Hatta bana şiiri sevdiren kişidir kendisi. Onun o ironik, kimi yerde karamsar ve kimi yerde ümit dolu şiirleri ve aşkı tanım edişi eşsizdir benim açımdan. Şairler içinde gözümde yeri bambaşkadır.
Kederli ipek adlı eserde ise Furuğ hayattayken piyasaya sürülen şiirlerinden seçkiler yer almış. Ve genel anlamda daha ilkin okumadığım kısa şiirlerdi bunlar. Şiirlerin dili ve yapısına ve dahi güzelliğine ne kadar değinsem azdır sanırım. Furuğ’un bende yarattığı hisler daha ilkin hiçbir yazarı okurken meydana gelmeyen hislerdir.
Şiirleri kadar yaşam öyküsü de farklıdır Furuğun. 1950’li yılların İranında bir karı olarak bu kadar cesurca şiirler yazmak kendisine karşı bir fazlaca sesler yükseltmiş ve baskılar artmış. Ama o asla tüm bunlara karşı yılmamış ve tutkusu olan şiirlerini yazmaya devam etmiştir. Pek de uzun yaşayamamıştır Furuğ. 1967 senesinde, bir kış günü, öğrencilerle dolu bir okul aracına çarpmamak için direksiyonu ölüme kırmıştır. 33 yaşlarında hayata gözlerini yummuştur…
Bu incelemeye eserde yeralan Yeryüzü Ayetleri adlı şiirinden bir alıntı paylaşmakla son vermek isterim:
“ondan sonrasında güneş soğudu
ve bolluk yeryüzünden gitti.” (Edebi Hayat)

Geçen gün bir tahlil yazısında, övülen bir şiir kitabının hararetli savunmasında, okur, o bir sayfaya üçbeş dizenin iliştirildiği, şiirlerin bir solukta okunup bitirildiği şiir kitaplarının yüzlerce sayfalık felsefe, tarih ve sosyoloji vb. kitaplarının yanında, okunmuşlar listesine yakışmadığı mevzusunda bizlere telkinler veriyordu. Oysa kimi zaman bir solukta okunduğu iddia edilen o mısra, ruhun perdesini öyleki bir kımıldatıverir ki, o notlar aldığımız, en baştan defaatle okuduğumuz yüzlerce kitabın size veremediğini, bir emanetmiş şeklinde hürmetle bırakır heybenize…
Sadece bir mısra, kimi zaman asla şahidi bulunmadığınız sırlı bir rüzgâr şeklinde, toprağı eşeleyip, içine oyuncağınızı sakladığınız günlerden haberler fısıldar size… Tıpkı kalbini görebildiğiniz birisiyle konuşmanın sizleri getirmiş olduğu o yepyeni, o aydınlık, o şaşırtıcı cümleleri, söylediğiniz fakat bir yabancı şeklinde uzaktan hayretle dinlediğiniz o bilinci aşan dakikalar şeklinde…
Furüğ Ferruhzad’ın şiiri bana Fransız yazar George Sand’ın satırlarını anımsatır hep, etkilendiği yazarlar içinde yer aldığını düşünmekle beraber, elimizde bu hususta kati bir informasyon bulunmamakta 🙂 Ama Sand’ı okuyanların inanılmaz benzerliği onaylayacağını tahmin ediyorum…
İlk şiir mecmuası ‘Esir’ ile şiir serüveninin ikinci yarısını başlatan ‘Tevellud-i Diger’ içinde inanılmaz bir değişiklik söz konusu…Esir’i serazer bir ruh ikliminde, Romantizmin tesiri altında özgürlük ve şahsiyet mücadelesi içinde kaleme aldığını, şiirinin ikinci yarısında felsefi ve toplumsal mevzulara eğilim gösterdiğini gözlemliyoruz.
Füruğ, hanım şairlerin boşluğunu (sayıca azlığını) büründüğü katıksız, korkusuz, yalın ve içten duruşuyla aşabilecek kadar ozan…’Kadından ozan olmaz’ kabulünü de bence ziyadesiyle al aşağı etmiştir.
Beni en oldukca büyüleyen, Onun kendisiyle konuşmuş olduğu şiirleriydi…Hitabında ki ince sızı, bir o denli keskin ve hırçın, aniden ölesiye yalnız, aniden sevginin en alımlı çağlarında derin bir tebessüm ve onu besleyen sayısız hüzün…Evet hüzün kaybı, tebessümü öldürür…
Füruğ ‘un dayatmalardan kendine bir doğrular ekseni yarattığına okuduğum öteki eserlerinde de tanık olmuştum, şöyleki ki ona nazaran hâkikât onu bağıranların sönük bakışlarında değil, yaşayanların halisâne pişmanlığında…
“Ah eğer denizlerime bir yol olsaydı
Dalmaktan bir korkumuz olmazdı.”
Füruğ Ferruhzad, şiirle olan bağını şöyleki dile getiriyor;
“Belki şiir görünüşte beni mutlu kılamaz , sadece ben mutluluğu kendim için başka türlü yorumluyorum.Mutluluk benim için güzel elbise iyi yaşam ve iyi yiyecek değil.Ben , ruhum memnun olduğu süre mutluluk duyuyorum ve şiir benim ruhumu memnun ediyor…”

Marcel Khalife ‘in muhteşem performansını ve Oumaima Khalil’in bu nefis yorumunu , “Kederli İpek” in ruhuna oldukca yakın bulduğumdan, sizlere de duyurmak istedim…
https://youtu.be/kr1jR-EA_fo
Şiir okumalar… (Eylül Türk)

Furuğ, güzel hanım. Ortadoğu’nun yaralı ve hırçın hanımı. Ölesiye yalnız ve bir başına.. Ona dayatılan şeylere, kaderine, doğduğu topraklara şiirlerindeki çığlıkları ile yanıt veren yürekli hanım. Ozan olmayı insan olmaktan ayırmayan, mutluluğu şiirlerde ararken kaybolan.. Kısacık hayatına ne büyük mücadeleler sığdırıp geçtin yaşamdan.. (Ruža)


Kederli İpek PDF indirme linki var mı?


Furuğ Ferruhzad – Kederli İpek kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Kederli İpek PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Furuğ Ferruhzad Kimdir?

Füruğ Ferruhzad, (Farsça: فروغ فرخزاد, Forough Farrokhzad) (d. 5 Ocak 1935 – ö. 13 Şubat 1967), İranlı ozan, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam. İran’ın 20. yy’da yetiştirdiği en mühim hanım şairlerindendir.

Yaşamı

Babası Albay Muhammed Ferruhzad ve anası Turan Veziri Tebar’ın yedi çocuğundan üçüncüsüydü. Mahalle okulunda 9. sınıfa kadar devam ettikten sonrasında kız sanat okuluna gitti. Burada fotoğraf, dikiş-nakış ve el sanatları öğrendi. Hicivci ozan Füruğ, 16 ya da 17 yaşlarına ulaştığında Perviz Şapur ile evliliğe ilk adımını attı. Eğitimine kocasının yanında Ahvaz’da devam etti. Bir yıl sonrasında tek evladı olan Kāmyār’ı dünyaya getirdi. Evliliğinden iki yıl sonrasında 1954 senesinde Füruğ, eşinden ayrıldı. Mahkeme Kāmyār’ın velayetini babasına verdi.

Füruğ, Tahran’a geri dönerek şiir yazmaya devam etti ve Esir adını verdiği ilk kitabını yayınladı.

1958 senesinde İbrahim Gülistan’la tanışır ve dokuz ayını Avrupa’da geçirir. Ozan bu zamanda yaşamının esin deposu olan şiirlerine devam eder ve hızla iki kitabını daha piyasaya sürer. Bunlardan ilki Duvar ve diğeri de İsyandır.

İranlı cüzzam hastalarını ve onların sorunları ile ilgili olarak Tebriz’de film yapar. 1962 senesinde filmi Kara Ev adını verdiği filmiyle dünyanın çeşitli yerlerinde ödüller kazanır. Film çekimi esnasında cüzzamlılar evinde tanıştığı Hüseyin Mansur isminde evladı evlat edinir.

1963 senesinde Füruğ, Yeniden Doğuş adlı eserini yayınlar. Artık şiirde olgunlaşma zamanlarıdır ve sanatla alakalı düzeyi yüksektir. Bu kitabıyla ozan, İran şiirinde derin ve etkisinde bırakan değişikliklere yol açmıştır.

13 Şubat 1967 tarihinde öğleden sonrasında saat 14.30’da stüdyoya gitmek için hızla seyir halindeyken karşısına çıkan okul aracına çarpamamak için direksiyonu kıran Füruğ, aracından fırlayıp, boynunun kırılmasıyla 32 yaşlarında hayata gözlerini yummuştur.

Modern İran şiirine mühim katkılar elde eden şairin ölümünden sonrasında emekleri Soğuk Mevsim adı altında bir kitapta toplandı. Michael Hillman, Yalnız Kadın adıyla onun yaşamını ve şiirlerini 1987 senesinde yayınladı. Şairin şiirleri ve yaşamı hakkında daha pek oldukca yazı ve kitap gösterildi, yaşamı filme çekildi.

Füruğ Ferruhzad şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. Bunun yanında, şiirlerinde hanımefendilerin sorunlarını da ele almakta, İran toplumunun hanımefendilere karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. Bu fikirleri ara sıra şiddetli tartışmalara yol açmıştır. İran’da hanımefendilerin yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunmaktaydı. Dönemindeki Şah’ın despotluğuna da karşı çıkmıştır. Şiirleri kimi süre İran toplumunca erotikbulunmuştur.

İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin 1999 yılında yapılmış Rüzgar Bizi Sürükleyecek filminin adı, şairin bir dizesinden alıntıdır.

Ödülleri

1962 senesinde yapmış olduğu belgeselle İtalya Belgesel Filmler Festivali’nde birincilik.

1963 senesinde “Kara Ev” filmiyle, Almanya’daki Oberhausen Film Festivali’nde en iyi film ödülü.


Furuğ Ferruhzad Kitapları – Eserleri

  • Yaralarım Aşktandır
  • Sonsuz Gün Batımında
  • Aşk Şiirleri
  • Yeryüzü Ayetleri
  • Dünya Sevmek İçin Oldukça Minik
  • Furuğ-i Ferruhzad
  • İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına
  • Kederli İpek
  • Bir Başka Doğuş
  • Gitmekti Benim Payıma Düşen
  • Ses, Ses, Yalnız Ses
  • Hemû Berhem
  • Sonsuz Günbatımı
  • Rüzgâr Bizi Götürecek
  • Ilkin Ben Öleceğim
  • Tüm Şiirleri
  • Sadece Ses Kalıcıdır
  • Sin: Selected Poems of Forugh Farrokhzad
  • Duvar
  • Furuğ – Dünya Şiir Mitosları 2
  • Ma Baweri Bı Destpekerdışe Mewsime Serdi Biyar
  • Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar
  • Son Gün


Furuğ Ferruhzad Alıntıları – Sözleri

  • O günlerde çepeçevre dönen kuşlara benziyordum. Karanlık sema ile çevrilmiş boşlukta kanat açarak yükselmiş, aydınlığın ve ışığın kaynağına doğru uçmak istiyordum. Yolumda yağmurlu ipekler ayağıma dolanıyor, rüzgârların nefesi uçuş seyrimi kesiyor ve bulutların sisi gözlerimi kapatıyordu. Ben kanat çırpıyordum, devamlı kanat çırpıyordum. Yolum uzak bir yoldu. Kanatlarım yorulunca uykunun kucağına dalmak için aşağıya indim. Yorgunluktan uyanık kalma korkusunu unuttum fakat uykumda uçuşları düşünüyordum ve şimdi o uykudan uyandım. Yolumda yağmurların, rüzgârların ve bulutların oturup beklemekte olduklarını biliyorum. Ve ben bitkinlikten, acıdan boşalmış kanatlarla ve umut dolu bir kalple gene de ufkun uzaklarındaki o aydınlık, rahat, mutlu ve gerçek özgürlüğün olduğu caddelerde parlayan güneşin hayranı olacağım. (Dünya Sevmek İçin Oldukça Minik)
  • Neden gölgemi uzaklaştırıyorsun benden?
    Soruyorum sana:
    Acı mıdır yoksa mutluluk mudur karanlık?
    Zindan mıdır yoksa özgürlük ovası mıdır gövde?
    Nedir gecenin karanlığı?
    Gece,
    Kimin kara ruhunun gölgesidir? (Duvar)
  • ben pişman değilim
    kalbim sanki zamana doğru akmakta
    yaşam kalbimi tekrarlayacak
    rüzgar göletlerinin üstünde hindiba sürüyor
    o beni tekrarlayacak. (Sonsuz Gün Batımında)
  • „ah…
    budur benim payıma düşen
    budur benim payıma düşen
    benim payıma düşen
    Bir perde asılmasının benden almış olduğu gökyüzüdür
    benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden
    inmektir
    ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette
    benim payıma düşen, anılar bahçesinde hüzünlü gezintidir
    ve “ellerini seviyorum” diyen
    sesin hüznünde ölmektir” (Ses, Ses, Yalnız Ses)
  • “Ax, bihêle wenda bibim di dilê te de.”
    —Ohhh bırak kalbinde kaybolayım.”:::!!! (Hemû Berhem)
  • Benim için mutluluk güzel elbiseler, iyi yaşam ya da güzel yemekler değil, ben ru­hen rahat olduğumda mutlu oluyorum ve şiir ruhumu rahat kılı­yor. (Sonsuz Gün Batımında)
  • ger min dest bida ser felekê mîna yezdan
    min ê rakira ji binî vê feleka han
    ji nû ve yeka din a wisa ava bikira ku
    kirina mirazê dil bibûya özgür û hêsan
    Xeyyam (Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar)
  • su akışının sesi…
    ve dişi toprak kabuğu üstüne..
    yıldız ışığının düşüş sesi ve aşkın yayılma sesi..
    Ses, ses, yalnız ses kalıcıdır. (Sadece Ses Kalıcıdır)
  • ben yüreğini yitirmiş bu zamandan korkuyorum (Yeryüzü Ayetleri)
  • Şklovski der ki: “Biz birbirimizin yüzüne bakarız fakat birbirimizi görmeyiz!” (Ses, Ses, Yalnız Ses)
  • “Titreyen ağlayışım dans ediyor gözyaşlarımla” (Gitmekti Benim Payıma Düşen)
  • güneş ölmüştü
    güneş ölmüştü ve yarın
    evlatların belleğinde
    belirsiz, yitik bir imgeydi… (Rüzgâr Bizi Götürecek)
  • ah!
    bana düşen budur
    bana düşen budur
    bana düşen
    bir perdenin asılışının benden almış olduğu gökyüzüdür
    bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek
    ve yalnızlık içinde çürümekte olan bir şeye ulaşmaktır
    bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır (Yeryüzü Ayetleri)
  • “kalbim, kalbinle beraber okudu aşk masalını” (Rüzgâr Bizi Götürecek)
  • Düşünüyorum fakat biliyorum ki asla
    gücüm yok bu kafesten kurtulmaya,
    gardiyan razı olsa da
    takatim yok kanatlanıp uçmaya. (Yeryüzü Ayetleri)
  • hemî hebûna min ayeteke tarî ye
    ku di ber xwe de te dubare dike
    dê te bibe berbanga bişkivîn û şînbûnên ebedî
    di vê ayetê de min kir axîn ji te re, kir axîn
    di vê ayetê de min tu li dar û av û agir lûl kirî (Baweriye Binin Em Bi Destpeka Demsala Sar)
  • hemû hebûna min ayeteke tarî ye.. (Hemû Berhem)
  • Gece kara bir toz şeklinde ağaçları üstüne çökmüştü. Sert bir rüzgar esiyor ve kuru sarı yaprakları caddede bir o yana, bir bu yana sürüklüyordu. O donmuş parmak uçlarıyla pencerenin buharla kaplı camını sildi. Şehrin ışıkları uzaktan göz kırpıyor ve her an daha da soluklaşıyordu. Uzun ağaçların dallarında sanki bir yalvarış vardı, gökyüzüne uzanmış ve yukarıda bir yerde, bulutların içinde bir şeyler arıyordu. (Son Gün)
  • Ses,ses, yalnız ses,
    su akışının sesi
    ve dişi toprak kabuğu üstüne
    yıldız ışığının düşüş sesi ve aşkın yayılma sesi
    Ses, ses, yalnız ses kalıcıdır. (Sadece Ses Kalıcıdır)
  • seni gördüm bir gece rüyamda, sarhoşum
    ah… yoksa rüyalarda mı göreceğim artık seni (Kederli İpek)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş