Eğitim

Sessizliğin Yanıtı – Max Frisch Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sessizliğin Yanıtı – Max Frisch Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sessizliğin Yanıtı kimin eseri? Sessizliğin Yanıtı kitabının yazarı kimdir? Sessizliğin Yanıtı konusu ve anafikri nedir? Sessizliğin Yanıtı kitabı ne konu alıyor? Sessizliğin Yanıtı PDF indirme linki var mı? Sessizliğin Yanıtı kitabının yazarı Max Frisch kimdir? İşte Sessizliğin Yanıtı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Max Frisch

Çevirmen: Saliha Yeniyol Kerkhoff

Yayın Evi: Kolektif Kitap

İSBN: 9786052205402

Sayfa Sayısı: 96


Sessizliğin Yanıtı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Rüzgarlar gibidir hayatımızın imkanları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile – acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!”

Sessizliğin Yanıtı yaşamın sıradanlığına, beyhudeliğine katlanamayan otuz yaşındaki bir insanın varoluşunun sınırlarını zorladığı bir kendini arayış hikayesi. Max Frisch, kendi yaşamından da ipuçları barındıran bu ilk dönem eserinde, heba edilmiş bir yaşamın tek sorumlusunun o yaşamın sahibi bulunduğunu gösteriyor bizlere.

“Sessizliğin Yanıtı burjuva dünya görüşünün hayata geçirilmesi fikriyle uzlaşmanın peşi sıra gelecek krizi daha başından ele alır.” Peter von Matt


Sessizliğin Yanıtı Alıntıları – Sözleri

  • “Sevgili ölüm, hemen hemen yaşamadım.”
  • “Sevgili ölüm, henüz yaşamadım!”
  • “Sevgili ölüm, hemen hemen yaşamadım.”
  • “Sevgili ölüm, hemen hemen yaşamadım.”
  • Sevgili ölüm, hemen hemen yaşamadım…
  • Sevgili ölüm, hemen hemen yaşamadım.
  • “Sevgili ölüm, henüz yaşamadım.”
  • Rüzgârlar gibidir hayatımızın imkânları, gene de insan niçin cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir yaşamdan daha iyidir…
  • “Sevgili ölüm, hemen hemen yaşamadım.”


Sessizliğin Yanıtı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

‘Buna hayat mı diyeceksin, insanın sakalının ve tırnaklarının uzamasını izlemesine?’
.
cokokur1 Merve’cimin hediyesi kitabım 🙂
Geçen yıl bu zamanlar Thomas Mann’in ‘Büyülü Dağ’ını okumuştum. Bu kitabı okurken hep onu anımsadım. Sonra kitabın sonsözünde de bahsi geçince gülümsedim 🙂
Otuz yaşına gelmiş bir dağcının hikayesi. Hayatın sıradanlığına katlanamayan, kendi varoluşunun peşine düşen dağcının. ‘Kim ki otuz yaşına gelip henüz bir şeyler başaramamışsa gönül rahatlığıyla gidip ilk ağaca asabilir kendini…’ diyor!
Okurken dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan en mühim cümle gene sonsözde vurgulanıyor!
‘Ölü bir yaşayan mı yoksa yaşayan bir ölü mü olacaktır?’
Esrarengiz Dağ beni fazlaca yormuştu fakat okurken yaşamıştım o kitabı. Bunda da aynı şeyi yaşadım. Dağcının gidişini, nişanlısı ve yeni tanıştığı genç kadının onu bekleyişi, soğuk, donma, çaba hepsine ortak oldum ben de.
Kolay okunabilecek, güzel bir öykü fakat sanırım çeviriden kaynaklı bazı zorlanmalar yaşadığımı da belirtmek isterim. Yine de sevmiş olarak okudum!
Psikoloji ve felsefe okumaya meraklı iseniz bu kitabı listenize ekleyebilirsiniz.
.
‘Rüzgarlar gibidir hayatımızın imkanları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile-acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!’
.
Keyifli okumalar. (Emine Kaplan Özcan)

Uzun zamandır bu kadar keyif alarak okuduğum bir kitap olmamıştı. Kısacık bir kitap fakat her sayfası, her cümlesi o şekilde kıymetli ki… Üstüne hiçbir şey söylemek istemiyorum. Benzer hisleri, benzer düşünceleri paylaşan hepimiz keyif alarak okuyacaktır.
Sevdiğim birkaç alıntı ile sonlandırıyorum:
“İnsan yorgunsa eğer ve ertesi sabah uyanması için bir sebebi varsa yaşam ne güzeldir diye düşünüyor. Bu bilgiye nadiren sahiptir insan, her seferinde boş, beyhude bir varoluşa uyanır, bazen buna uzun süre katlanamayacağını düşünür. Zaman zaman kendini çok çaresiz hissedebilir, masanın üzerine yığılabilir ya da bazen başını alıp duvarlara çarpmak isteyebilir, düşündüğü ne varsa parçalanıp gitsin diye, fakat en sonunda bir an gelir ve uyku bastırır; her şeye galip gelen düşüncelerimizden ve çaresizliklerimizden daha güçlüdür uyku, sıkıntılarımızın tümünü kolayca bir kenara iter, böylece ölümcül düşünceler silinir gider. Aslında uykunun hiçbir şeye çözüm olmadığı bilinir, isteği sadece bizi yeni çaresizliklere karşı bilemektir; insan ertesi sabah bir adım bile ilerlememiş olduğunu bile bile ayağa kalkmak zorundadır, bilinmezliğe doğru, inançtan, amaçtan yoksun, manadan yoksun, her şeyden ve her türlü maharetten yoksun, böylece insan giderek yaşlanır, içi daha da boşalarak, daha çaresiz bir hal alarak…”
(Syf 14)
“İnsanın yerinden fırlayıp masaya bir yumruk indirmek istediği, herkesi sarsmak, ürkütmek istediği anlamış olur oluyor! Onlara şunu ya da bunu niçin yaptıklarını bilip bilmediklerini sormak istediği anlamış olur! Onların soğukkanlı, kendinden güvenli yüzlerini yırtmak, alaşağı etmek istediği anlamış olur var – evet, kağıttan bir maskeymişçesine yırtmak! Ve acaba biliyorlar mı niçin bu şekilde bir çehre takındıklarını, sabahleyin yataktan kalkıp giyinme sebeplerini, ne için okuduklarını, çalıştıklarını, oyun oynadıklarını; hepsi ne için? Belki de bilmiyorlar ve yaşamak sonucunda bir tek şanından ya da eski bir anane olduğundan bu şekilde. Tüm şeylerin ardında kendini gösteren bu dipsiz boşluğu ve can sıkıntısını kimse itiraf etmek istemez, gene de o şekilde bir ciddiyet takınır, manadan ve sebepten haberdarlarmış benzer biçimde hareket ederler ki, Tanrı aşkına, insan ayağa kalkıp masaya bir yumruk indirmek ister, hepimiz kendine gelsin ve dürüst olsun diye!
Fakat kim buna cüret edebilir ki!”
(Syf 27)
“Bir bayrak yarışı gibi, diyor gülerek; amacı ve sonu olmayan bir bayrak yarışı; yaşamı elimize tutuşturup söylenen şu: Koş bununla, yirmi ya da yetmiş yıl. İnsan elinde ne olduğuna bakmaksızın koşar, koşar ve bayrağı bir diğerine verir. Biri bunun amacını soracak olursa söyleyecek neyi vardır? İnsan hile yapabilir tabii, birini kolundan tutup kenara çekebilir ama elini açarsa bulacağı bir hiçtir. Bunun için mi koşturuyoruz, kuşaktan kuşağa? Tam bir sirk bu, çemberin etrafında dönüp durmak, belki de çemberin ortasında sevgili Tanrı oturuyordur ve eğlencesi bitmesin diye bizi yüzlerce tutkuyla kırbaçlayıp karnı ağrıyıncaya kadar gülüyordur.”
(Syf 31) (Beyza)

Dağcı… Bu novellanın kahramanı. 30 yaşlarında. Yaşamı, ona biçilen giysilerden ibaret. Öğretmen, yakında evlenecek. Toplumun kalıplarının içine sığmaya çalmış olduğu bir ritüeller karmaşası içinde. ‘Dur’ diyor kendine, yaşamının bir dönemecinde. Dur ki yaşamayı, ölmemek sanma yanılgısından kurtul. Gençliğinin iyi mi heba bulunduğunu, sıradanlığın kafeslerinde iyi mi eriyip bittiğini gör.
Hayatında ilk kez kendine ilişkin bir şey başarma düşüncesiyle, cesaretini toplayıp, kimsenin canlı dönemediği Nordgrat’a tırmanmaya karar verir. Geçmişiyle, varoluşuyla hesaplaşmaya dönüşür bu seyahat. Berrak dereler, ışıltılı çakıltaşları, bembeyaz bulutlar, masmavi sema vardır tüm bu zihin karmaşıklığına birlikte rol alan. Bile bile ölümün kucağına atlayışta, son bir el dokunur kendisine…..
Hayatımızın kim bilir kaç döneminde karşıladı bizi bu kıstırılmışlık, yok oluş, dibe çöküş, umutsuzluk duygusu. Kaçıyla yüzleşebildik, kaçının suyuna gittik peki? Çıkış yollarında hangi düşüncelerle boğuştuk? Sessizliğin Yanıtı, bu düşüncelerin beslediği bir kitap. Her okurun kendinden bir şey bulacağını düşünüyorum. (oziokur)


Sessizliğin Yanıtı PDF indirme linki var mı?


Max Frisch – Sessizliğin Yanıtı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Sessizliğin Yanıtı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Max Frisch Kimdir?

15 Mayıs 1911’de Zürih’te doğan Max Frisch, on altı yaşlarında yazmaya başladı. Alman dili üstüne eğitim görürken, yirmi iki yaşlarında babasının ölmesiyle gazetecilik hayatına atıldı. Böylece Doğu Avrupa’ya ilk araştırma gezilerini yapmış oldu. Yirmi beş yaşlarındayken, Zürih Yüksek Teknik Okulu’na girdi ve 1941’de mimarlık diplomasını aldı. İkinci Dünya Savaşı esnasında İsviçre ordusunda vazife icra eden Frisch’in 1934’ten itibaren pek fazlaca romanı ve tiyatro oyunu gösterildi. Yazar 1958’de Almanya’nın en mühim edebiyat ödülü olan Georg Büchner ödülünü, 1976’da da Alman kitapçıların verdiği Barış Ödülü’nü aldı. Yapıtlarının tümünde çağının genel toplumsal bunalımlarını ve geleneklere dayalı düzene karşı uyanan kuşkuyu dile getiren Frisch, bugün uygar İsviçre edebiyatını dünya edebiyatında temsil eden en büyük adlardan biridir. 1991’de yaşamını yitirmiş olan Max Frisch’in başlıca yapıtları şunlardır: Homo Faber, Stiller, Locarno’u Eczacının Düşü, Biyografi, Mavi Sakal, Adım Gantenbein Olsun.


Max Frisch Kitapları – Eserleri

  • Sessizliğin Yanıtı
  • Homo Faber
  • Mavi Sakal
  • Stiller
  • Kont Öderland
  • Montauk
  • Andorra
  • Sorular-Sorular-Sorular
  • İnsan Nedir ki
  • Günlükler 1946-1949
  • Don Juan ya da Geometri Aşkı
  • Bidermann Und Die Brandstifter
  • Locarnolu Eczacının Düşü
  • Biyografi
  • Günlükler 1966-1971
  • Günce
  • Adım Gantenbein Olsun
  • Tirbüşon
  • 2 Oyun Kont Öderland – Santa Cruz
  • Sorular Sorular Sorular
  • Cezaevi Günleri


Max Frisch Alıntıları – Sözleri

  • Eğittiğimiz insan zihninin, temelde türün kendi kendini yok etmesi üstüne tesis edildiğine akıl erdirebilir misiniz!?… (Sorular-Sorular-Sorular)
  • “Sevgili ölüm, hemen hemen yaşamadım.” (Sessizliğin Yanıtı)
  • ve her şey yerle bir oluveriyor. (İnsan Nedir ki)
  • Dur! dedi: Sen orada durunca Venüs daha güzel görünüyor… (Homo Faber)
  • Niye mutlu bir düş? (Locarnolu Eczacının Düşü)
  • Birileri parayı getiriyor, ötekiler alıp götürüyor. Her gün bu şekilde. Mesela birileri paraya gereksinimleri olduğundan çalışıyor, diğerleriyse onların yerine para çalmış olduğu için kazanıyor. (Kont Öderland)
  • Sevişmeyle geçen gecelere yazık. (Locarnolu Eczacının Düşü)
  • “Dünyadaki tabanca birikimini kalemimizle yok edemeyiz, fakat iki tarafça da harp yöntemi olarak kullanılan boş söz yığnlarını allak bullak edebiliriz. (Günce)
  • Benim arkadaşa ihtiyacım yok. Kendi kendime düşünürüm. (Mavi Sakal)
  • Neden sizin gözünüzde gerçek sahibi degilim? Siz hakikatten güçlümüsünüz? (Andorra)
  • Herkes, er ya da geç kendi yaşamı sandığı bir öykü yaratır. (Adım Gantenbein Olsun)
  • Kıskançlık: Başkasıyla kıyaslanmaktan korku. (Günlükler 1946-1949)
  • Duvardaki çatlak benzer biçimde bir şey bu. Çatlağı görmemek için duvarı kâğıtla kaplayabilir insan. Oysa çatlak kalır. (Kont Öderland)
  • Ulaşıl­maz bir uçurumda çürüyen bir yatak (İnsan Nedir ki)
  • …aslen unuttum doğrusu istemediğim vakit asla hatırlamam. (Homo Faber)
  • sevilmeye kıymet demek isterim (Homo Faber)
  • “Yalan söylemek, yalancılığın aksine gücümüzü tüketir: yalan bir edimdir, şeytani bir edim. Yalan söylemek başka bir bilinci bilgili olarak gizlemektir, irade gerektirir ve tehlikeli bir girişimdir daima; oysa yalancılık sözcük olarak aynı şeyi ifade etse de merttir, ahlaklıdır, huzurludur. Bu nedenle yalancının söylediğini çürütmek mümkün olmaz asla, tıpkı bir tapınağa saygısızlık edildiğinde olduğu benzer biçimde öfkelenir insan bir tek; onun tapınağı, ona en iyi gelen şeyin , gerçeğin , kendi gerçeğinin değil , aslolan gerçeğin sonsuz, değiştirilemez, dokunulmaz, mukaddes ve mutlak olduğuna duyduğu itimat ve umuttur. (Günlükler 1966-1971)
  • Senin bana özgürlük tanıman gerekmez, gereksinim duyarsam kendi özgürlüğümü kendim alırım. (Stiller)
  • “Beni duyuyormusun? Ben diyorumki: sen korkak değilsin. Eğer öteki Andorralılar benzer biçimde olmak istersen, işte o vakit korkaksın…” (Andorra)
  • İnsanın öz-özlüyündə bütöv olmaması dəhşətli bir şeydi! Və onun bütövləşmək arzusu nə qədər güclüdürsə, onu başqa cinsə nökərçiliyə vermiş taleyin lənəti də o qədər güclü olur. (Don Juan ya da Geometri Aşkı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş