Eğitim

Sanat Manifestoları – Ali Artun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sanat Manifestoları – Ali Artun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sanat Manifestoları kimin eseri? Sanat Manifestoları kitabının yazarı kimdir? Sanat Manifestoları konusu ve anafikri nedir? Sanat Manifestoları kitabı ne konu alıyor? Sanat Manifestoları PDF indirme linki var mı? Sanat Manifestoları kitabının yazarı Ali Artun kimdir? İşte Sanat Manifestoları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ali Artun

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750508288

Sayfa Sayısı: 377


Sanat Manifestoları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sanat manifestoları 20. yüzyılda sanatın tarihinin en sahici belgeleridir. O nedenle manifestolara başvurmadan modernizmi ve avangardı canlandırmak boşunadır. Onlar, uygar sanatın bilinçaltının da şifreleri sayılır. Ayrıca, sanat manifestolarının gücü, başta felsefe ve siyaset olmak suretiyle, sanatın ötelerinde de etkili olur. Uygar eleştirel düşüncenin esin kaynaklarından biri, bu manifestoların modernliğe karşı yürüttüğü inatçı muhalefettir.

Sanat Manifestoları derlemesi, sanatı ve yaşamı aklın egemenliğinden sökmeye çalışan, hayal enerjisini özgürleştiren ve sanatın özerkliğini kuran avangard hareketlerin bildirilerini biraraya getiriyor. 20. yüzyılda avangardın vaat etmiş olduğu umudun ve direnişin yüzyıl dönümündeki izlerini sürüyor.

Modernizm olarak malum kültürel devrimi, ilk olarak manifesto biçiminden yapmış olduğu uyarlamalar dolayısıyla kavrıyoruz.

Janet Lyon


Sanat Manifestoları Alıntıları – Sözleri

  • Bir zamanlar sanatçının görevi iyi sanat yapmaktı, şimdiyse herhangi bir halde sanat yapmaktan kaçınmak.
  • “Son siyasetçi, son kapitalistin bağırsaklarıyla asılana dek insanlık mutlu olmayacaktır.”
  • ‘Komşunu sev’ ilkesi, gerçekte ikiyüzlülüktür. ‘Kendini tanı’, bir ütopyadır, fakat daha kabul edilebilir bir yanı da yok değildir bu sözün, zira kötülüğü barındırır.
  • Cinsel arzu ve sanat beraber dünyaya gelmiştir. Ve erotizm, üremek şeklinde akılcı, faydacı bir yaklaşımla açıklanamaz zira ilkesi hazdır; aynen oyun şeklinde, büyü şeklinde, sarhoşluk şeklinde, baştan çıkarma şeklinde – ve doğal sanat şeklinde.
  • Bilince ilişkin olan her şey yıpranır. Bilinç dışına ilişkin olan, bozulmamış olmayı sürdürür. Ama bir kez özgür bırakıldığında o da yıkılıp harap olmayacak mıdır?
  • Tüm fikirleri alkışlarım, fakat yalnızca beni ilgilendirenleri, başka bir şeyi değil, çevresinde uçuşanları değil, fikirlerden çıkar sağlamak midemi bulandırır.
  • Her insan hata yapar, fakat en büyük hatalar, yazılan şiirlerdir.


Sanat Manifestoları İncelemesi – Kişisel Yorumlar


Sanat Manifestoları PDF indirme linki var mı?


Ali Artun – Sanat Manifestoları kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Sanat Manifestoları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ali Artun Kimdir?

1972’de Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Kısmı’nden mezun oldu. Mimarlar Odası’nda bilim ve teknoloji mevzuları ile mimar ve mühendislerin toplumsal konumları üstüne araştırmalar yürüttü, çeşitli yazıların yanı sıra Fordizmin ve Mühendisin Dönüşümü adlı kitabı yazdı. 1980’den sonrasında Ankara Uygar Sahne Kültür Merkezi’ni yönetti ve burada 500 Senelik Bilmece programı çerçevesinde sanat zamanı, edebiyat ve müzikle ilgili etkinlikler düzenledi. 1984’te Galeri Nev’in kuruluşuna katıldı. Bu zamandan başlayarak Galeri’nin Ankara’daki sergilerini düzenledi ve aralarında Resme Bakan Yazılar, Arslan-Defterler ve Tiraje-Zamanların Hafızası’nın da bulunmuş olduğu yüzü aşkın Galeri Nev yayınının editörlüğünü yapmış oldu. Galeri sergilerinden başka, Ankara’da Cobra ve 1950-2000, Kopenhag’da Ben Bir Başkası, İstanbul’da Mübin Orhon-Sainsbury Koleksiyonu sergilerini hazırladı. Sanart’ın kuruluşunda ve yönetiminde vazife aldı. Halen, kültürel eleştiri alanında eserlerin derlendiği “Sanathayat” dizisini yönetiyor ve İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Programı’nda “Sanat ve İktidar” dersini veriyor. Ekim 2011 tarihinde internette yayına başlamış olan e-skop sanat ve eleştiri dergisinin kurucusu ve editörü. Son gösterilen kitapları: Modernliğin Sınırında Sanat-Eleştiri, Özerklik, Siyaset (2006), Müze ve Modernlik (2006), Uygar Sanatın Örgütlenmesi: Estetik Modernizmin Tasfiyesi (2011).


Ali Artun Kitapları – Eserleri

  • Sanat Manifestoları
  • Mümkün Olmayan Müze
  • Uygar Sanatın Örgütlenmesi
  • Sanat Müzeleri-1
  • Sanatın İktidarı
  • Sanat / Siyaset
  • Uygar Sanat ve Kültüralizm
  • Sanat Müzeleri 2 – Müze ve Eleştirel Fikir
  • Uygar Sanat Nedir?
  • Dada Kılavuz 1913 – 1923
  • Modernizm Kavramı ve Türkiye’de Modernist Sanatın Doğuşu
  • Sanat Emeği


Ali Artun Alıntıları – Sözleri

  • Fatih de Osmanlı himaye sistemini kurarken, Medici Müzesi’ni gönendiren ve Leonardo, Michelangelo ve Boticelli kadar Machiavelli’nin de hamisi olan Muhteşem Lorenzo’yla yakın ilişkiler geliştirir. (Mümkün Olmayan Müze)
  • Dünyada en varlıklı 85 kişiye ilişkin servet, dünya nüfusunun yarısının, şu demek oluyor ki ortalama 3,5 milyar insanoğlunun toplam gelirinden fazladır.
    Bu aşırı yoksullaşmanın başta gelen sebebi, daha ilkin mahalli, ulusal endüstriler tarafınca üretilen birçok ürünün üretiminin, işgücünün en ucuz, emek verme koşullarının da en denetimsiz olduğu yabancı ülkelere sürülmesidir. (Sanat Emeği)
  • Antik Yunan’da, başlangıçta, müzelere adanmış bahçe, mabet, mukaddes kalıntı odaları şeklinde birçok yere, hatta festivaller kadar kitaplara da “müze” denebiliyor. (Sanat Müzeleri-1)
  • Bir yöneticinin sözleri, yazarsız metinler gibidir; kelimeler bir kez harekete geçti mi, anlamları yöneticinin kontrolünden çıkar. Artık topluluğun mülküdürler. (Sanat Emeği)
  • Rönesans kabinelerinin gizemciliğinden, rasyonalist müzeolojiye geçişin ilk gerçek sahnesi Louvre’dur. Ne var ki, ‘devrimci’, ‘aydınlanmacı’ müze disiplinine nazaran tasarlanıp inşa efilen ilk müze, Schinkel’in eseri olan Berlin Altes Museum’dur. (Mümkün Olmayan Müze)
  • “Son siyasetçi, son kapitalistin bağırsaklarıyla asılana dek insanlık mutlu olmayacaktır.” (Sanat Manifestoları)
  • Bir zamanlar kültür, tarımla ilgili (agri-culture), maddi üretimle ilgili bir kategoriydi. Giderek doğayı dönüştürmekle ilgili, informasyon şeklinde, sanat şeklinde öteki “üretimler”i de içerdi. (Uygar Sanat ve Kültüralizm)
  • Postmodernizm, pek oldukça şeyin yanı sıra, ister sanat içerikli avangard bağlamında olsun, ister totaliter ya da başka siyasî hareket ve rejimler bağlamında, sanatın bu dolaysız siyasî konumunun da sonunu duyuru etti. Mesela Arthur Danto, “sanatın sonu”ndan söz ederken, siyasal sanat ideolojilerinin ve tarihsel ilerlemeciliğin sanat ideolojilerinin sonunu kas­tediyordu. (Sanat / Siyaset)
  • Gürleyen her kahkahayla beraber zorbalığın tehditkar sesini duyuyoruz. (Sanat Emeği)
  • geleneğe başkaldıran, alışılmışın haricinde mecralara oluşturulan, değişik disiplinleri bağdaştıran, uzmanlığa, ustalığa yüz vermeyen kolektif dada girişiminin zürih’teki başlangıcında, kabare voltaire’deki gösterilerin oluşumunda iki hanım dadacının hatırı sayılır katkıları vardı: emmy hennings ve sophie taeuber. bu iki sıradışı hanım dada gösterilerinde yaratıcılıklarına oluşturulan bir alan buldular. becerilerini, kabiliyetlerini sınayacakları işbirliklerine girdiler. alışılagelmiş toplumsal normları ihlal ettiler, sanat içerikli kategorileri aştılar.
    1906’da, 21 yaşlarındayken gezici bir tiyatro kumpanyasına katılan hennings, sonraları turnelerde, operetlerde, gece kulüplerinde gösterilere çıktı; almanya haricinde moskova’dan budapeşte’ye, birçok yerde çalıştı. bir taraftan da şiir yazıyordu. morfin bağımlısıydı. hep para sıkıntısı çekti. 1911-1914 içinde onlarca kere tutuklandı. birkaç kez hırsızlıktan, bir kez de sokaklarda fahişelik yapmış olduğu için. bu yüzden vesikalı oldu. hennings bir romantikti; başta fahişeler, toplumun dışladığı kişilere derin bir yakınlık duyuyordu. son tutuklanışı savaştan kaçmak isteyenlere düzmece geçişlik hazırlaması dolayısıyla oldu. o ta başından muharebeye karşıydı. oysa hugo ball dahil ekspresyonist çevredekiler her ne kadar sonradan muharebeye şiddetle karşı çıksalar da, önceleri savaşın wilhelm süreci almanya’sının sonunu getireceğine ve yeni bir başlangıca yol açacağına inanmışlardı.
    hennings hem cinsel çekiciliği olan bir hanımdı hem de çocuksu ve naif; hem toplumun geleneksel değerlerine meydan okuyan cüretkâr bir dişiydi hem dünyevilikten uzak saf bir varlık. hugo ball’la beraber ansızın zürih’i terk edip altı ay kadar bir köye çekildiklerinde katolik gizemciliğe kapılacaklardı. hatta zürih’e geri döndüklerinde, hennings dördüncü dada suaresinde tanrı’nın gizemine dair bazı ortaçağ metinlerinden bölümler okuyacaktı. yaşamı o denli ilginçti ki, insanoğlu bir çok süre onun gösterileri ve şiirleriyle ilgilenmek yerine yaşam hikâyesine odaklandılar. 1948’de ölümünden birkaç ay ilkin günlüğüne “kimsenin benden bir yapıt talep ettiği yok” diye yazmıştı, “kendim için bunu arzu eden yalnızca benim; insanların istedikleri ise kişi olarak ben’im.” (Dada Kılavuz 1913 – 1923)
  • Endüstri sonrası işlerde geçerli olan, uzmanlık, yeterlik, tecrübe değil, değişik rolleri oynayabilme kapasitesidir. Marshall McLuhan’ın sözleriyle “artık iş sahibi olmanın yerini rol sahibi olmak almıştır.” (Sanat Emeği)
  • Venüs, onu ilk tasarlayan Grekler için tapındıkları bir tanrı, Ortaçağ Hıristiyan geleneğinde lanetli bir put, çağdaş müze ortamında ise antik bir sanat eseri bir heykeldir. (Sanat Müzeleri-1)
  • 1874 yılı, Avrupa’da insanların hayvanlarla beraber sergilenmeye başladığı senedir (Mümkün Olmayan Müze)
  • Teşkilat içindeki azınlık seslerinin, uyuşmazlık seslerinin yüksek sesle konuşmaya çağrılması gerek; ve onların mesajları, her ne kadar örgütün pürüzsüzce işlemesini engellese de, anlaşılır kılınmalı, özümsenmeli ve entegre edilmeli. (Sanat Emeği)
  • Kolonyalizmin yerini globalizm almaktadır. (…)Oysa globalizm, ekonomik olmasıyla birlikte kültüralist bir oluşumdur. Modernliğin kaydetmediği tüm kültürel farklılıkların içerilmesini ve piyasaya eklemlenmesini gerektirir. (Uygar Sanat ve Kültüralizm)
  • Sonuçta küreselleşme sürecinin uygar müzeleri “coğrafi sınırları ve zamanı olmayan bir sanat üretimini” kutsar. (Mümkün Olmayan Müze)
  • arthur cravan, jacques rigaut, julien torma ve jacques vache’nin dadaist intiharları charles baudelaire’in ölüm-intihar birliği mevzusundaki köktenciliğinin de ötesine geçer. onlar 20. yüzyılda sayıları giderek artan intihari sanatçılardan değildir. onlar intihar eden değil sanatlarını intiharlarıyla icra eden sanatçılardır. sanatlarıyla ölümlerini birleştiren değil, sanatları ölüm olan sanatçılardır. sanat yaşamları ölümleridir. intiharları bir trajedi değil bir ironidir. yada jacques’in buluş etmiş olduğu deyimle bir ”umour”dur. kral übü şeklinde bir saçmalıktır (Dada Kılavuz 1913 – 1923)
  • Sanat, etnik yada kişisel bir tikelliğin ifadesi olması imkansız. Sanat, herkesi muhatap alan gayri kişisel bir hakikatin üretilmesidir. Küreselleşme bizlere soyut bir evrensellik sunar: Paranın, iletişimin, iktidarın evrenselliği. Günümüzün evrenselliği budur. Peki paranın ve iktidarın evrenselliğine karşı, sanatın meselesi nedir? Bugün sanat içerikli yaratım yeni bir evrensellik önermelidir, bir tek beni yada cemaati ifade etmemeli, yeni bir tür evrenselliği hayata geçirmelidir. Ben buna “hakikat” diyorum.
    – Alain Badiou (Uygar Sanat ve Kültüralizm)
  • Alfred Jarry hayranı julien torma (1902-1933) bir patafizikçidir. devamlı hayal kurar ve dalga geçer. arkadaşlarının ilgisi yardımıyla gösterilen küçücük kitaplarından ilki, 1920 senesinde yazdığı şiir kitabıdır. la lampe obscure. avangard bohemyanın gözdelerinden, dostu max jacob havasındaki bu şiirler erotik bir gizem uyandırır. ”onun yokluğumu var eden cinselliği…” 1925’te bir şiir kitabı daha yayınlanır. le grand troche, sorite. arkadan iki oyunu çıkar. lauma lamer ve coupures. adından da anlaşılacağı suretiyle kupürler sağdan soldan kesilmiş ve rastgele montajlanmış satırlardan oluşmaktadır. arkadaşı Jjean Montmort’un derlediği euphorismes (öforizmalar) da aynı zamanlarda basılır. bu kitabıyla julien torma tüm köprüleri atar. akıl, hakikat, informasyon, fikir şeklinde kavramları kökten siler. dadaya bile sataşır. yalnızca jarry ve patafizikten yana bulunduğunu açıklar. (Dada Kılavuz 1913 – 1923)
  • Avrupa kraliyet hanedanlıkları tarafınca birer burjuva ve sonradan görme olarak horlanan Mediciler, zaman içinde yaptıkları izdivaçlarla tüm bu hanedanlara nüfuz etmişler, Almanya, Avusturya ve İspanya saraylarına girmişler, aile fertleri arasından iki Fransa kraliçesi, iki papa çıkarmışlardır. (Sanat Müzeleri-1)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş