Eğitim

Sınırları Aşarak Yaşamak – Benedict Anderson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sınırları Aşarak Yaşamak – Benedict Anderson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sınırları Aşarak Yaşamak kimin eseri? Sınırları Aşarak Yaşamak kitabının yazarı kimdir? Sınırları Aşarak Yaşamak konusu ve anafikri nedir? Sınırları Aşarak Yaşamak kitabı ne konu alıyor? Sınırları Aşarak Yaşamak PDF indirme linki var mı? Sınırları Aşarak Yaşamak kitabının yazarı Benedict Anderson kimdir? İşte Sınırları Aşarak Yaşamak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Benedict Anderson

Çevirmen: Ayet Aram Tekin

Yayın Evi: Metis Yayıncılık

İSBN: 9786053160960

Sayfa Sayısı: 176


Sınırları Aşarak Yaşamak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Siyasetçi ve sanatçıların yaşamöyküleriyle sık karşılaşırız fakat araştırmacıların hikâyelerini pek bilmeyiz. Tüm dünyada olduğu şeklinde Türkiye’de de geniş ilgi uyandıran ve toplumsal bilimlerdeki birçok araştırmayı etkileyen Hayali Cemaatler ve Üç Bayrak Altında’nın yazarı Benedict Anderson bizlere kendi yaşamını konu alıyor. Bu sınırları aşan yaşamdan iyi bir yazarın iyi mi yetiştiğini, bir saha araştırmacısının ne şeklinde sorunlarla karşılaştığını, bunların üstesinden iyi mi geldiğini anlıyoruz. Ve en önemlisi 20. yüzyılın kendini tüm dünyadan görevli gören evrenselci solcu kuşaklarının dünyaya iyi mi baktığını hatırlıyoruz.

Çin’de dünyaya gelen, çocukluğunu Kaliforniya ve İrlanda’da geçirmiş, eğitimini büyük seviyede İngiltere’de tamamlamış, 1965 askeri darbesinden sonrasında Suharto yönetimindeki Endonezya’dan kovulunca araştırmalarına Tayland ve Filipinler’de devam etmek zorunda kalmış ve ABD’de Cornell Üniversitesi’nde Güneydoğu Asya çalışmalarını yürütmüş olan Anderson’ın hikâyesi yalnız kendisine ve kitaplarına değil, bununla birlikte Avrupa eğitimi ile Amerikan eğitimi arasındaki farklara, yeni bir araştırma alanı kurulurken yaşanmış olan zorluklara, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana üniversite kurumunun geçirdiği değişime ve Yeni Sol’un küresel fikir üstündeki etkilerine de ışık tutuyor.

Siyaset bilimi ve etnografiye ilgi duyan okurlarımız için, fakat bilhassa de iktidarın ağır ekonomik ve siyasal baskısı altında kendilerine bir toplumsal bilimci olarak yol arayan bugünün genç akademisyen kuşağı için yayımlıyoruz bu kitabı.

(Tanıtım Bülteninden)


Sınırları Aşarak Yaşamak Alıntıları – Sözleri

  • Chance often comes to us in the biçim of unexpected opportunities,which one özgü to be brave or foolhardy enough to seize as they flash by
  • “Daha geç dünyaya gelen olsaydım, tv müptelası olabilir, tiyatroya gitmeye üşenebilirdim.”
  • Özgürlük yolunda savaşan kurbağalar, kasvetli, yarım hindistan cevizi kabuklarının altında büzüldükçe kaybetmekten başka şansları yok! Dünyanın tüm kurbağaları birleşin birleşin!
  • “Bu kurbağa yaşamı süresince yarım bir hindistancevizinin kabuğu altında yaşar. Kabuğun altında hareketsiz oturan kurbağa,
    fazlaca geçmeden hindistancevizinin tüm evreni kapsadığına inanmaya adım atar.”
  • Annem ve babamın dört dörtlük entelektüel olduklarını söylemek doğru olmayabilir. Ama bizlere yaşadığımız şehirde benzeri bulunmayan bir “kütüphane” verdiklerini söylemeliyim. Yine onların teşvikleri yardımıyla dil, derslik, bölge ve tarihsel dönem bakımından değişik insanların edinim ve düşüncelerini mevzu alan kitaplar “okuma alışkanlığı” edindik. Hem annem hem de babam fotoğraf çekmeye düşkün olduğundan evimiz fotoğraf albümleriyle doluydu. Bir çok, ara sıra tatile gittikleri Çin’de ve Fransız sömürgesi Vietnam’da çektikleri fotoğraflardı
  • “İnci, sancılar çeken bir istiridyenin eseridir, dizüstü bilgisayarı olan bir istiridyenin değil.”
  • “Üretken bir bilimsel nitelikli yaşam için serüven ruhu bence şarttır.”
  • “Talih çoğunlukla beklenmedik fırsatlar şeklinde ayağımıza gelir. Hızla gelip geçmiş olduğu anda onu yakalamak için yeterince yürekli ya da deli olmak gerekir.”
  • “Altı ay gündelik hayata karışmak, üç yıl dil dersi almaya bedeldir.”


Sınırları Aşarak Yaşamak İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bir toplumsal bilimcinin anıları: Bugüne kadar birçok yazarın, sanatçının, siyasetçinin ve iş adamının değindiği anılarını ve günlüklerini büyük keyif alarak okudum. Bir toplumsal bilimci olan Benedict Anderson’un “Sınırları Aşarak Yaşamak” adlı eseri ise bir bilim insanı tarafınca kaleme alınan, okuduğum ilk anı kitabı oldu.
• • •
Bir politika bilimci olan Benedict Anderson’un anılarını okumak, bu açıdan fazlaca değişik ve garip bir edinim oldu benim için. Eserinde Anderson, çocukluğundan başlayarak, ailesinin yetişmesindeki katkıları, almış olduğu eğitimleri ve bilim insanı olma yolunda yaşamış olduğu serüveni tüm okurların da kolaylıkla anlayabileceği bir üslupla konu alıyor.
• • •
Anderson’un anılarından, toplumsal bilimlerin Avrupa ve Amerika merkezli olarak bilhassa İkinci Dünya Savaşından sonrasında iyi mi geliştiğini; büyük fonlarla desteklenerek Afrika, Ortadoğu, Orta Asya ve Güneydoğu Asya üstüne meydana getirilen çalışmaların niçin arttığını detaylı bir halde görebiliyorsunuz. Ayrıca anılarında Anderson, gerçekleştirdiği saha çalışmalarında karşılaşmış olduğu güçlükleri ve bu güçlüklerin aşılabilmesi için yapılması gerekenleri; karşılaştırmalı emek harcamaları ve bu çalışmaların disiplinler arası iyi mi yürütülebileceğini de tek tek sıralıyor.
• • •
Anderson’un anılarını okuduğunda, iyi bir bilim insanı olmanın yaşam boyu devam eden bir seyahat bulunduğunu anlıyor insan. Her bir adımı dolu dolu atılması ihtiyaç duyulan bir seyahat. Yabancı dil öğrenmeden devamlı okumaya, araştırmaya, düşünmeye ve yazmaya uzanan bir seyahat. Anderson’un hikâyesinde de görüldüğü şeklinde emekli olsanız da bitmeyen bir seyahat bu. Bu yolculuğa çıkan ya da çıkmak isteyen ya da çıkma düşsel kuran okurların bu kitabı okuması icap ettiğini düşünüyorum.
İyi okumalar! (nalkan)

Kitabi ıngılzce okudum fakat yazar ve kitap ile alakalı bu araştırma için Agos sitesinde(http://www.agos.com.tr/tr/yazi/19640/hayal-i-hayal-universite ) bulunan yazının kullanımıni kitap hakkında bir ufuk acmak adına daha yararlı buldum
‘Sınırları Aşarak Yaşamak: Bir Sosyal Bilimcinin Yaşamından Anılar’, Benedict Anderson’ın Türkçedeki üçüncü kitabı. İlk olarak 2009 senesinde Japonca basılmış. Amaç, Anderson’ın “İrlanda ve Britanya’da aldığı eğitimi, ABD’de yaşadığı akademik tecrübeyi, ayrıca Endonezya, Siyam (Tayland) ve Filipinler’de gerçekleştirdiği saha araştırmalarını konu almak, en çok ilgi uyandıran kitaplarına ve Batı’daki üniversitelere ilişkin yorumlarına yer vermek”miş. Böylece Japon öğrencilerin “Anglosakson bilim insanlarının ne gibi toplumsal, siyasal, kültürel ve dönemsel bağlamlarda doğduğu, eğitim gördüğü ve olgunlaştığıyla ilgili” bilgi sahibi olmaları umulmuş. Anderson, sonrasında kardeşi Perry Anderson’ın (evet, ta kendisi) ısrarıyla İngilizceye çevrilen kitabını şöyleki özetliyor: “Konudan konuya geçen bu kitap sonuç itibariyle iki ana tema etrafında dönüyor. Bunlardan ilki, çevirinin bireyler ve toplumlar için taşıdığı önemdir. İkincisi ise kibirli taşra hamasetine saplanma tehlikesidir – yani, ciddi bir milliyetçiliğin daima enternasyonalizme bağlı olduğunu unutma tehlikesi.”
Kitapta Anglosakson yüksek öğretiminin 20. yüzyıldaki dönüşümüne dair de epey data var. Orta ve yüksek eğitimini İngiltere’de tamamlayan Anderson, daha üniversiteye girmeden Latince, Yunanca, Fransızca, Almanca ve Rusça şiirler ezberleyen bir geleneğin son temsilcilerinden. Daha sonrasında Amerikan üniversiteleriyle tanışacak. Akademik disiplinlerin doğuşuna, yükselişine, profesyonelleşmesine, siyasetin ve üniversitenin birbiri üstündeki etkisine, alan çalışmalarının kendine yer açmasına ve zaman içinde disiplinler arasındaki sınırların sorgulanmasını sağlamasına tanıklık edecek. Çarpıcı örnekler, düşündürücü karşılaştırmalar, birbirine niçin netice ilişkisi içinde bağlanmış bir dönüşüm hikâyesi.
yazarın düşsel cemaaatler diye bir kitabı da var okurun ufkunu açabilir yazarın perspektifi ve ideolojisi için.
Kitapla kalınca (Batuuuu)

Benedict Anderson, toplumsal bilim öğrencileri için mühim adlardan biri. Kendisinin bu alana iyi mi başladığı, serüveninin seyrinin devam ederken tercihlerini nelerin etkilediğini ve en önemlisi çalmış olduğu alana duyduğu sevgiyi ve heyecanını fazlaca güzel anlatmış. Eserinde en fazlaca vurgu yapmış olduğu hususlardan bir diğeri de yaşamış olduğu çevrenin ve dönemin ona sunmuş olduğu şanslardır. Kitabın bir fazlaca yerinde, İnsanın karşısına çıkan iyi ve yahutta fena olarak görmüş olduğu sebepleri ya da neticeleri iyi değerlendirse güzelliklerle karşılaşacağını göstermek istemiştir. (Gülizar)


Sınırları Aşarak Yaşamak PDF indirme linki var mı?


Benedict Anderson – Sınırları Aşarak Yaşamak kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Sınırları Aşarak Yaşamak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Benedict Anderson Kimdir?

Benedict Richard O’Gorman Anderson (26 Ağustos 1936) İngiliz-İrlanda kökenli ABD’li politikbilimci. Cornell Üniversitesinde profesör olarak iş yapmaktadır. Ulus terimini “düşsel cemaat” olarak tanımlamasıyla ünlenmiştir.

Anderson, ulusçuluğun ve ‘düşsel cemaatlerin’ oluşumunun ana sebebi olarak, monarşilere karşı yükselen hareketleri ve kapitalizmin gelişmeye başlaması ile ortaya çıkanmatbaanın elyazmalarına ulaşım ayrıcalığını ortadan kaldırmasını gösterir (Anderson buna basılı kapitalizm “print-capitalism” der).

Anderson ulusçuluk çerçevesindeki millet teriminin ortaya çıkışını 18. yüzyılın sonuna yerleştirir. Ernest Gellner, ulusçuluğun ortaya çıkışını Batı Avrupa’nın endüstrileşmesine bağlar (ki bu yaklaşım Doğu Avrupa’daki endüstrileşmemiş ülkelerde ulusçuluğun gelişmesini yeterince açıklamaz). Elie Kedourie ise Fransız devrimi ile merkezi Fransız devletinin kurulmasında katkıda bulunan aydınlanma düşüncelerini ulusçuluğun ortaya çıkmasında etkili görür. Anderson ise baska bir alana yoğunlasir. Anderson’a bakılırsa Avrupa devletlerinin okyanus ötesinde yarattığı sömürgelerde yaşayan diasporada, bilhassa Amerika kitasindaki yeni kolonilerde gelisen bir kavramdir.

Andersona bakılırsa “millet” suni olarak inşa edilen birşeydir. 1778 ile 1838 arasinda Kuzey ve Cenup Amerika’da ortaya çıkan seçkin bir kesimin bilgili şekilde kendilerini bir “millet” olarak tanımladıklarını ve ilk millet-devlet modellerinin bu şekilde ortaya çıktığını ileri sürer. Buna bakılırsa, aslına bakarsanız mevcud “millet” bir “millet-devlet” insa etmez, “ulusalcılık düşüncesi”, ulusu ve millet-devleti beraber inşa eder. Anderson, Fransa ve Amerika örnekleri üstünden “millet” inşasının iyi mi geliştiğini gösterir. Anderson, bu ilk dalga ulusalcılığı, yurttaş ulusalcılığı olarak adlandırırken, sonrasında gelişen ikinci dalga ulusalcılığı etnik ulusalcılık olarak niteler.

Anderson, millet teorisinde yazılı edebiyata ve onun yayılmasına merkezi bir rol verir. Ulusalcılığın gelişmesi basılı kitaplarin sayısının artmasi ve basımevi teknolojisinin gelişimiyle birebir ilişkilidir.

Anderson’a bakılırsa bir ulusun inşasinda “millet”un antik dönemlere bağlanmasi ehemmiyet taşır, hatta bunu bir zorunluluk şeklinde görür. Bu noktada Anthony D.Smith’den bazı kavramları ödünç alir. Ulus inşası için gerçek öykülerden cok efsanelere ve fantastik anlatılara dayanıldığını vurgular.


Benedict Anderson Kitapları – Eserleri

  • Hayali Cemaatler
  • Sınırları Aşarak Yaşamak
  • Üç Bayrak Altında


Benedict Anderson Alıntıları – Sözleri

  • Milli bay­ramlarda söylenen ulusal marşları alın mesela. Sözler ne kadar bayağı, ezgi ne kadar basit olursa olsun, bu marşların söylen­mesinde bir eşzamanlılık deneyimi vardır. Bu şekilde anlarda birbirle­rine tamamen yabancı insanoğlu aynı ezginin eşliğinde aynı dizeleri okur. (Hayali Cemaatler)
  • Milliyetçiliğin büyüsü, rastlantıyı yazgıya dönüştürmesidir. (Hayali Cemaatler)
  • “İnci, sancılar çeken bir istiridyenin eseridir, dizüstü bilgisayarı olan bir istiridyenin değil.” (Sınırları Aşarak Yaşamak)
  • ” Bu yüzyılın büyük savaşlarını olağandışı kılan şey, öldürülmelerine izin verdiği insan sayısının emsalsizliği değil, ne kadar fazlaca sayıda insanı canlarını vermeye ikna edebildiğidir” (Üç Bayrak Altında)
  • İslami gelenekte Kuran yakın zamana kadar, kelimenin tam anlamıyla çevrilemez olarak tasarlanıyordu (dolayısıyla da çevrilmiyordu); bundan dolayı Allah’ın hakikatine sadece Arapça’da
    yazılmış işaretlerle ulaşmak mümkündü ve bunların yerine başka bir şey konamazdı. (Hayali Cemaatler)
  • Özgürlük yolunda savaşan kurbağalar, kasvetli, yarım hindistan cevizi kabuklarının altında büzüldükçe kaybetmekten başka şansları yok! Dünyanın tüm kurbağaları birleşin birleşin! (Sınırları Aşarak Yaşamak)
  • Kişi anababasının genle­rinden ve toplumsal koşullardan, ölümüne kadar bir rol oynamak suretiyle kısa süreli bir tarihsel sahneye çıkar. (Hayali Cemaatler)
  • İnsanın başka dillere ulaşmasının önündeki engel onların yüz vermezliği değil, kendi faniliğidir. Her dilin birazcık hususi ve mahrem olması bu yüzden. (Hayali Cemaatler)
  • “Talih çoğunlukla beklenmedik fırsatlar şeklinde ayağımıza gelir. Hızla gelip geçmiş olduğu anda onu yakalamak için yeterince yürekli ya da deli olmak gerekir.” (Sınırları Aşarak Yaşamak)
  • “Altı ay gündelik hayata karışmak, üç yıl dil dersi almaya bedeldir.” (Sınırları Aşarak Yaşamak)
  • Şu sararmış fotoğrafta halıya ya da beşiğe uzanmış yatan bebeğin siz olduğunuzu öğrenmek için bir başkasının yardımına ihtiyaç duymak ne garip. (Hayali Cemaatler)
  • Annem ve babamın dört dörtlük entelektüel olduklarını söylemek doğru olmayabilir. Ama bizlere yaşadığımız şehirde benzeri bulunmayan bir “kütüphane” verdiklerini söylemeliyim. Yine onların teşvikleri yardımıyla dil, derslik, bölge ve tarihsel dönem bakımından değişik insanların edinim ve düşüncelerini mevzu alan kitaplar “okuma alışkanlığı” edindik. Hem annem hem de babam fotoğraf çekmeye düşkün olduğundan evimiz fotoğraf albümleriyle doluydu. Bir çok, ara sıra tatile gittikleri Çin’de ve Fransız sömürgesi Vietnam’da çektikleri fotoğraflardı (Sınırları Aşarak Yaşamak)
  • Chance often comes to us in the biçim of unexpected opportunities,which one özgü to be brave or foolhardy enough to seize as they flash by (Sınırları Aşarak Yaşamak)
  • Neden bu insan benim yapmakta olduğum şeyleri yapıyor, birbirimizle konuşmadığımız halde benim söyleniş ettiğim kelimeleri söyleniş ediyor? (Hayali Cemaatler)
  • Birinci Dünya Savaşı hanedanlığın altın çağını sona erdirdi. 1922′ de Habsburglar, Hohenzollernler, Romanovlar ve Osmanlılar ar­tık yoktu. Berlin Kongresi’nin yerini Avrupalı olmayanların dış­lanmadığı Milletler Birliği almıştı. (Hayali Cemaatler)
  • “Üretken bir bilimsel nitelikli yaşam için serüven ruhu bence şarttır.” (Sınırları Aşarak Yaşamak)
  • “Daha geç dünyaya gelen olsaydım, tv müptelası olabilir, tiyatroya gitmeye üşenebilirdim.” (Sınırları Aşarak Yaşamak)
  • “Bu kurbağa yaşamı süresince yarım bir hindistancevizinin kabuğu altında yaşar. Kabuğun altında hareketsiz oturan kurbağa,
    fazlaca geçmeden hindistancevizinin tüm evreni kapsadığına inanmaya adım atar.” (Sınırları Aşarak Yaşamak)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş