Eğitim

Sissoylu – Matem Bantları – Brandon Sanderson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sissoylu – Matem Bantları – Brandon Sanderson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sissoylu – Matem Bantları kimin eseri? Sissoylu – Matem Bantları kitabının yazarı kimdir? Sissoylu – Matem Bantları konusu ve anafikri nedir? Sissoylu – Matem Bantları kitabı ne konu alıyor? Sissoylu – Matem Bantları PDF indirme linki var mı? Sissoylu – Matem Bantları kitabının yazarı Brandon Sanderson kimdir? İşte Sissoylu – Matem Bantları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Brandon Sanderson

Çevirmen: Eralp Ersoy

Orijinal Adı: The Bands of Mourning (Mistborn, #6)

Yayın Evi: Akılçelen Kitaplar

İSBN: 9786059800747

Sayfa Sayısı: 396


Sissoylu – Matem Bantları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Matem Bantları, Lord Hükümdar’ın haiz olduğu ve takanlara onun güçlerini bahşettiği rivayet edilen efsanevi metalakıllar. Ama Matem Bantları’nın hakikaten de var bulunduğunu düşünen tek bir şahıs bile yok neredeyse…

Bir araştırmacı kandranın, yanında Matem Bantları’nı tasvir eder benzer biçimde görünen bazı görseller ve asla kimsenin okuyamadığı bir dilde yazılmış metinlerle Elendel’e dönmesi, şehirde büyük bir coşku yaratıyor. Waxillium Ladrian, durumu soruşturmak için güneye, Yeni Seran şehrine gitmekle görevlendiriliyor.

Bu seyahat esnasında, amcası Edwarn ve Küme olarak malum karanlık örgütün gerçek emellerine işaret eden ipuçları keşfedecek.

İster geçmişte isterse gelecekte geçsin, Brandon Sanderson’un yazdığı kitaplar, fantastik edebiyattan keyif alan ve dünyanın dört bir yanında yaşayan hayranlarını büyülemeye devam ediyor.


Sissoylu – Matem Bantları Alıntıları – Sözleri

  • “Daha ilkin sana asla uymayan bir yerde bulundun mu? Senden başka her insanın işleyişini anında kavradığı bir verde? Ne yapacaklarını bildikleri, ne söyleyeceklerini bildikleri bir yerde. Ama senin bu pas tutası düğümleri çözmek için çabalaman gerektiği bir yerde.”
    Steris yumuşak bir sesle, “Az ilkin hayatımı özetledin,” dedi.
  • İyi ve kötü karakterler arasındaki fark, yapmayı göze aldıkları şeylerle ilgili değil bu davranışları kim ve ne için yaptıklarıyla alakalıdır.
  • “Kanunları uygulayacağım, hepsi bu.”
    “Yani değişebilen ya da gereksinimler çerçevesinde esnetilebilen şeyleri…”
  • Yeterince dikkatli bakarsan devamlı başka bir görüş açısı vardır.
  • İnsan kendini yalnız olduğunda keşfederdi. Konuşacak ve suçlayabilecek bir tek bir şahıs olurdu.
  • İnsanlar yanıt almayı beklemedikleri halde niçin bu kadar oldukça sual sorar?
  • İnsanların hakkında ne düşündüğünün bir önemi olmadığını fark ettiğinde vakalar karşısında büyük bir avantaj sahibi oluyorsun.


Sissoylu – Matem Bantları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Üzdün Sanderson, hemde bir seri kadar üzdün. sissoylu en sevdiğim fantastik serilerden biri iken yazar bu ikinci seri ile o güzelim dünyayı harcadı. Nereden başlayıp sitem etsem bilemiyorum ki.
Seriye genel olarak bakacak olursak bu kitaptaki karakterlere bir türlü ısınamadım, hepsi fazla üst düzey idi, gülünç olan oldukça “gülünç”, bir tek gülünç benzer biçimde tek tip özellikleri olan tek özellik üstüne fazlaca gidilmiş karakterlerdi, ne demek istediğimi okuyanlar daha iyi anlayacaktır. Yazar bu seri ile ilgili fikri bulmuş da Sissoylu dünyası ile bağlantı kuramayınca yama halletmeye çalışmış benzer biçimde, üç kitabın genelinde bir mevzu var fakat fazlaca zorlanmış benzer biçimde o mevzu yerine otursun diye ve o da olmamış.
Son kitap, doğrusu bu öteki ikisinden daha iyiydi, en azından daha azca sıkılarak daha süratli bitirdim sadece son yarıda ortaya çıkan bazı gelişmeler seri için oldukça yersizdi, fantastik kurgudan bilim kurguya kaymaya başladı seri, ümit ederim yazar bir üç yüz yıl ondan sonra diyerek bilim kurgu yazmaz bu seri için.
Sissoylu ilk üç kitabı ile görkemli bir fantastik kurgu iken bu son trio serinin ilk üçlemesi ile de kıyaslanınca fiyasko olmuş bence. Okuması can sıkan değil sadece size bir şeyler vaat etmekten de yoksun ve yazarın gülmece katma çabaları bir yerden sonrasında çekilmez oluyor ki tekrar yapmaz ümit ederim. Wayne, nefret ettim senden, tekrar karşılaşmayız ümit ederim.
Seri eğer bu trio ile başlasaydı Sissoylu’nun bu kadar seveni olacağını sanmıyorum. Yazar ilk üçlemenin üstüne aslına bakarsak bir oldukça şey koymuş, yeteneklerin birleşimi, türler arasındaki etkileşim ile artan kabiliyetler vs ortaya çıkan çeşitlilik hakikaten oldukça iyiydi sadece öykü ve karakterler zayıf kalınca, çeşitliliğin verdiği zevk gölgede kalıyor. TeenSoon ve Sazed’ı tekrardan görmek zevk vericiydi, bunu sevenlerinin gönlünü kazanmak için bilhassa yapmış olduğu bir hamle bulunduğunu düşünüyorum.
Sanderson oldukça iyi bir yazar, düşünce makinesi benzer biçimde bu kuşkusuz olsa da cevheri işlemek süre alır, daha uzun süre verse kendine daha iyi sonuçlar çıkacaktır inanırım. Bunu bir tek bu seri için demiyorum aynı şeyi Beyaz Kum , Steelheart benzer biçimde kitaplarında da yaşadım. (Esma T)

Bu kitabı bitireli yedi gün olmadı fakat çoktan uçup gitti benim için. Scadrial’ın gözümün önünde harcanışını izledim sanki. O metallerle dolu, güzelim büyü sistemi… Ah ah. İlk iki kitapta da devamlı kendime söylediğim benzer biçimde bu kitapta da “İlk seri ile ilgili bilgi ve Cosmere ipuçları alabilirsin, okumaya devam et” dedim kendime. Ama şunu söyleyeyim, ilk iki kitap kadar zor değildi okuması.
Kitapta Steris daha ön plandaydı ve bu hoşuma gitti, şu sebeple seride sevebildiğim tek karakter sayılır. Zira Marasi’ye esasen asla ısınamamıştım, bu kitapta da Wax’tan soğudum.
Gelelim spoiler içeren incelememe:
Kitapta İlk olarak her şey normaldi. Yine bir macerayla uğraşacaklar, diye düşünüyordum, bu yüzden okumaya devam ettim. İçimde bir yerlerde şu Trell adlı tanrıyla ilgili bir şeyler öğrenme umudu vardı, o da pek olmadı.
Bir noktadan sonrasında kitap bilim kurguya döndü. Ben ne işe yaradığını anlamadan uzay gemisi sandığım bir tür şey geldi, yok işte onlar Lord Hükümdar’ın sonradan ziyaret etmiş olduğu bir kıtaymış da teknolojileri bilmiyorum neymiş falan… Oldukça üstünkörü işlenmişti oralar, pek hoşlanmadım doğrusu.
Ama kitapta beni en oldukça sinirlendiren şey, Wax ve Marasi’nin mukaddes güç elde etmiş olduğu şu saçma kısımdı. O Miraç Kuyusu’nun gücüne eşdeğer bir şey değildi elbet diye tahmin ediyorum fakat Marasi ve Wax, eskiden yaşamış kişiliklerle karşılaştırılınca gözümde öyleki değersiz kalıyorlar ki… Öyleki bir güce, bu kadar azca uğraşla ulaşmaları sinirimi bozdu bir tek.
Ve gelelim, bir sonraki kitabı okuyacak olma sebebime… Son bölüm. Eğer son bölüm olmasaydı, ben kitabı kapatır, Sissoylu serisini de zihnimde birinci seriden ibaret görürdüm. Ama son bölümde, bir tek “Firar” lafını duymak bile beni… Biliyorum, şu dakikadan sonrasında Kelsier gelse bile bir şey olacağı yok doğal olarak, saçmalanır iyice fakat buna karşın görmek isterim sanırım. Ya da en azından, Kelsier’ın geçmişi ile ilgili daha oldukça şey bilmek isterim. Zira tüm altı kitabı okuduktan sonrasında bile favorim Kelsier ve asla da değişmeyecek sanırım.
Beni mutlu edip kuşkulandıran öteki bir kısım, şu Hoid’le karşılaştığımız kısımların peşinden yaşanılanlar oldu. Buradan sonrasında yazanlar, Cosmere Evreni ile pek iç içe olmayanlar için anlaşılmaz yada spoilerımsı olabilir, bu yüzden geçebilirsiniz.
Ilk olarak sf 155’te oldukça garip bir karı geliyor. Her ne kadar bu kadının öteki kitapta Scadrial içinden bir bilim insanı çıkma olasılığı yüksek de olsa içten içe daha gizemli bir şeyler görmeyi umuyorum sanırım. Eğer hanım, “koyu ten renkli, saçı sımsıkı örülü ve çekici dudaklı” olarak betimleniyor ve bu bana birazcık tanıdık geldi. Öte taraftan, “Ferusimya Cosmere’in garipliklerinden biri” tanımını kullanımı bende birazcık merak uyandırdı.
Bir de gülünç bir şey daha söylemek isterim, şu uzaylı gemisi sandığım şeyle ilgili. Bunu da Fırtınaışığı okuyanlar anlamış olur. Sayfa 241’de Marasi şu Allik’le karşılaşıyor ya, ilk maskesiyle şöyleki betimleniyor hani: “Kalın bir kürkle kaplı, yüzü parlak kırmızı.” Ben bunu okur okumaz “HA Parshendi bu iyice karıştır Brandon bravo” diye kendi kendime kitabı bırakmaya kalktım sanırım. (İdil Drita)


Sissoylu – Matem Bantları PDF indirme linki var mı?


Brandon Sanderson – Sissoylu – Matem Bantları kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Sissoylu – Matem Bantları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Brandon Sanderson Kimdir?

1975’te, Lincoln, Nebraska’da hayata merhaba dedi. Biyokimya bölümünde bir dönem okuduktan sonrasında kendine geldi ve aslolan eğiliminin yazarlık alanında bulunduğunu fark etti. İngilizce kısmına geçti ve Brigham Young Üniversitesi’nden mezun oldu, sonrasında okuluna geri dönerek yaratıcı yazarlık mevzusunda yüksek lisans yapmış oldu. O zamandan bu yana hem yetişkinler hem de genç okuyucular için kitaplar yazmıştır. Bunların içinde Mistborn üçlemesi, Warbreaker ve Alcatraz dizisi bulunmaktadır. Karısı ve evlatları ile beraber Utah’da yaşamaktadır, sık sık Magic: The Gathering oynamaktadır, tertipli olarak peynirli makarna yemektedir ve bazen da BYU’da yazarlık öğretmektedir.


Brandon Sanderson Kitapları – Eserleri

  • Sissoylu – Son İmparatorluk
  • Sissoylu – Kuşatma
  • Elantris
  • Lejyon
  • Sissoylu – Çağların Kahramanı
  • Kralların Yolu
  • Steelheart
  • Parlayan Sözler
  • Lejyon 2 – Kayıp Cesedin Peşinde
  • Steelheart / Firefight
  • Savaşkıran
  • Lejyon
  • Sissoylu – Kanun Alaşımı
  • Calamity
  • Alcatraz Fena Kütüphanecilere Karşı
  • Oathbringer
  • Ritmatist
  • İsimsiz’in Evlatları
  • Sissoylu – Benliğin Gölgeleri
  • Sissoylu – Matem Bantları
  • Alcatraz Fena Kütüphanecilere Karşı 2-Katibin Kemikleri
  • Beyaz Kum
  • Kristalya Şövalyeleri
  • Kırık Mercek
  • Kara Yetenek
  • Skyward
  • Kralların Yolu 1. Cilt
  • Arcanum Unbounded
  • Kralların Yolu 2. Cilt
  • Edgedancer: From the Stormlight Archive
  • Rhythm of War
  • Dawnshard
  • The Emperor’s Soul
  • Words of Radiance
  • Oathbringer – 1. Cilt
  • Shadows for Silence in the Forests of Hell
  • Brandon Sanderson’s White Sand Volume 2
  • Starsight
  • Sissoylu 6 – Matem Bantları
  • Oathbringer – 2. Cilt
  • Warbreaker
  • The Eleventh Metal
  • The Original
  • Snapshot
  • Perfect State
  • The Way of Kings Prime
  • Sixth of the Dusk
  • Cytonic
  • Mistborn Trilogy Boxed


Brandon Sanderson Alıntıları – Sözleri

  • Teskinde gerçek ustalık naturel duyguların teşvik edilmesiydi, öteki doğru duyguları dikkatli halde daha azca kuvvetli hale getirerek yapılırdı. İnsanlar duygulardan örülmüş bir halıydı; bir çok süre “hissettiklerini” sandıkları şeyler, bir tek o anda hangi duyguların baskın olduğuyla ilgiliydi. (Sissoylu – Kuşatma)
  • “What is it you think I am?” Shallan whispered, meeting the older woman’s eyes, finally asking the question that she hadn’t dared.
    “Right now, you are but a promise,” Jasnah said. “A chrysalis with the potential for grandeur inside. When once humans and spren bonded, the results were women who danced in the skies and men who could destroy the stones with a touch.” (Words of Radiance)
  • “Mutluluk geçer. Bir çok süre kısadır; bu yüzden de onu arzulamakla, onun tadını çıkardığımızdan daha çok süre harcarız.” (Kralların Yolu 1. Cilt)
  • Kumaşta rengin, duvarlarda tabloların, güzel müziğin de koşul olmadığını, sadece insanoğlunun hayatta kalma ihtiyacından fazlası bulunduğunu söylerdi. (Ritmatist)
  • Başarmak mı istiyorsun? diye düşündü. Etrafında olan bitenlerin kontrolünü ele almak, oradan oraya sürüklenmemek mi istiyorsun? O süre başarısızlıkla baş etmeyi de öğrenmek zorundasın. (Savaşkıran)
  • It’s good to have someone at your side who disagrees with you, Duchess. It makes you work harder to be sure you are right… and to question when you are wrong. (Beyaz Kum)
  • Bu kadar ferah bir yerde, bir hücreye kapatılmış olduğu süre olduğundan daha gerilmiş ve sıkışmış hissedebilmesi amma acayip. (Sissoylu – Kanun Alaşımı)
  • Yalnız başınaysan, kimse sana ihanet edemez. (Sissoylu – Son İmparatorluk)
  • “Acıma kuvvetli bir vasıta olabilir. Ne süre başka birine bir şeyler hissettirebilirsen, onların üstünde güç sahibi olmuşsun anlama gelir.” (Arcanum Unbounded)
  • Neler olacağından oldukça fazla korkarsan, asla harekete geçemezsin. (Steelheart)
  • Ne olmuş? diye yeniden ettim.
    Evet, bir tek kafamın içindeydi.
    Ama acı denen şey de bir tek kafamın içinde değil mi?
    Sevgi de bir tek kafamın içinde değil mi?
    Hayatta mühim olan ne var ise, hepsi de tartıya vurulamayan şeyler!
    Hepsi de beynimizin uydurmuş olduğu şeyler!
    Uydurulmuş olmak onları önemsiz yapmıyor. (Lejyon)
  • Yeterince dikkatli bakarsan devamlı başka bir görüş açısı vardır. (Sissoylu – Matem Bantları)
  • Time. It was a sadistic master. It made adults of children — then gleefully, relentlessly, stole away everything it had given. (Rhythm of War)
  • Nothing to do.
    No, he thought. You can’t pretend you have nothing to do because you’re scared. Find a new purpose. (Rhythm of War)
  • “Guc yoldan cikarir; mutlak guc ise mutlak bir yoldan cikistir.” (Steelheart)
  • Ruhunuza mâl olacak kitaplar mı okursunuz? (Alcatraz Fena Kütüphanecilere Karşı 2-Katibin Kemikleri)
  • “Efendim,” dedi Darriance, Wayne’in paltosunu katlarken. “Ranette Hanım’dan sizin için yeni ekipmanlar geldi. Onları kontrol etmek isteyip istemeyeceğinizi soruyor.”
    “Hay Harabet!” dedi Wayne. “Onu kaçırdım mı? Benim için ne bıraktı?”
    “Size tokat atmamı söylemiş oldu,” diye itiraf etti Darriance.
    “Onun da gönlü var. Gördün mü, Wax, onun da gönlü var!” (Sissoylu – Benliğin Gölgeleri)
  • “Farklı olmanın zor tarafı, insanların seni kim olduğunla değil, ne olduğunla tanımlamaya başlamasıdır.” (Alcatraz Fena Kütüphanecilere Karşı 2-Katibin Kemikleri)
  • Güneşin doğuşunun güzel olmak için güzel olmaya ihtiyacı yoktu (Calamity)
  • “Ölüm tüm insanların sonu!” diye kükredi Dalinar. “Bir kere göçtükten sonrasında, onun ölçütü ne? Biriktirip üstünde didişmeleri için mirasçılarına bıraktığın zenginlik mi? Sadece onu öldürenlere aktarılmak suretiyle toplamış olduğun şan mı? Tesadüf eseri haiz olmuş olduğun yüce konumlar mı?
    Hayır. Biz burada savaşıyoruz şu sebeple biz anlıyoruz. Sonlar aynı. İnsanları birbirinden ayıran yollar. Biz o sonun tadına baktığımız süre, bunu başlarımız dik, gözlerimiz de güneşe bakarak yapacağız.” (Kralların Yolu 2. Cilt)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş