Eğitim

Sünnetin Anayasal Niteliği – Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sünnetin Anayasal Niteliği – Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sünnetin Anayasal Niteliği kimin eseri? Sünnetin Anayasal Niteliği kitabının yazarı kimdir? Sünnetin Anayasal Niteliği konusu ve anafikri nedir? Sünnetin Anayasal Niteliği kitabı ne konu alıyor? Sünnetin Anayasal Niteliği PDF indirme linki var mı? Sünnetin Anayasal Niteliği kitabının yazarı Ebu’l A’lâ el-Mevdudi kimdir? İşte Sünnetin Anayasal Niteliği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ebu’l A’lâ el-Mevdudi

Yayın Evi: Çıra Yayınları

İSBN: 9786059853514

Sayfa Sayısı: 352


Sünnetin Anayasal Niteliği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu eserde piyasaya çıkan yazılar iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde “sünnetin anayasal niteliği” mevzusunda benimle Dr. Abdulvedud içinde meydana getirilen yazışmaların tümü yer verilmiştir. İkinci bölümde ise Pakistan Yüksek Mahkemesi üyesi Egemen Muhammed Şefi’nin 21 Temmuz 1960’ta Reşide Begüm davasında Şihabüddin ve arkadaşları adına verdiği kararın metni ve onunla ilgili detaylı eleştirim yer verilmiştir.

Bu her iki bölümde okurlar, bir taraftan sünnet inkârcılarının tüm meselelerini ve delillerini kendi ifadeleriyle öğrenecek ve öteki taraftan din düzeninde sünnetin gerçek konumunun ne işe yaradığını da bilmiş olacaklardır.


Sünnetin Anayasal Niteliği Alıntıları – Sözleri

  • Arapça bilenler bilir ve kimi zaman rastgele değisik hadislere şöyleki bakmakla yetinmeyen, aksine hadis kitaplarının tümünü yada en azından birini baştan sonuna kadar okumuş olanlar anlamış olur. Bu kimseler, Resulullah’ın kendisine özgü bir dil, ifade, üslup ve konuşma biçimi bulunduğunu ve bunların tüm hadislerde aynı şekilde ve asla degişmeden yansıdığını bilirler…Eğer birçok hafızası zayıf kimse bu tarz şeyleri yanlış bir şekilde nakletmiş ve birçok zihnin azizliği bu tarz şeyleri kendi görüş ve eğilimlerine nazaran bozmuş ve tahrif etmiş olsaydı hadislerdeki bu bireysel özellik asla bulunmazdı. Biroldukca zihnin biraraya gelmiş olarak tek renkli uyumlu bir literatür ve kendine özgü bir üslup ortaya çıkardığına aklınız yatıyor mu?
  • “Aslında siz”kişiye tapma”dan değil, “Allah’a tapma”dan kaçıyorsunuz. Asıl tapmakta olduğunuz da içinizdeki koskocaman puttur. Yüce Allah, kullarından nerede boyun eğmelerini istemişse orada boyun eğmek, puta değil, Allah’a tapmaktır. Bu da kişiye tapma değil, Allah’a tapmadır.Ancak bundan kaçınan ve bunu inkar eden şahıs, aslına bakarsak Allah’ın emrine boyun eğme yerine kendi içindeki putun önünde eğilmektedir.”
  • Ilkin Resulullah’ı (a.s) anayasadan çıkarmak ve “Muhammedsiz bir Kur’an” buluş edip ona uymak şeklinde garip bir yolu benimserler. Daha sonrasında da Kur’an’dan paçayı kurtarmak için, Kur’an’ın keyiflerince tevillerini hayata geçirmeye başlarlar. Şeytan bile bunların kurnazlığına şaşar!
  • “İktidar hevesi kişi, cemiyet ve kanunun üstünlüğünü bozmaya ve aksatmaya niçin olur. İktidar nerede sınırsız ve mutlak ise orada fesat son olarak sınırına varır.”
  • Hangi mevzularda Yüce Allah vahyi metluv yada vahyi gayri metluv ile Resulullah’a (a.s) yol göstermiyorsa, o mevzularda Hz. Muhammed (a.s) gene Allah’ın verdiği emirler ışığında bunların insanların iradesine bırakıldığını düşünür ve bunlarla ilgili olarak sahabelere danışarak kararını verirdi. Bununla amaç, Resulullah (a.s) vesilesiyle insanlara İslami danışma yöntemi mevzusunda eğitim vermekti. Müslümanların bu şekilde eğitilmesi aslına bakarsanız risalet görevinin bir parçasıydı.
  • Resulullah’ın tek bir hatası bile dinin tüm düzenini bozmaya yeteceği için Allahu Teala, nübüvvet görevinin yerine getirilmesi mevzusunda bizzat ona yol gösterme ve denetleme sorumluluğunu kendi üstüne almıştı. İnsan olması sebebiyle herhangi bir hata işlemesi halinde onu düzeltmek işini de üstüne almıştı. Böylece din düzeninde herhangi bir eksiklik kalmayacaktı.
  • Sünnetin Güvenilirliği
    Hz Peygamberin as hayatında yalnız birkaç tane yanlışlık olmuş ve Allahu Teala da bu tarz şeyleri derhal düzeltmiştir. Böylece biz, Hz Peygamberin sünnetine daha kuvvetli bir inançla sarılabiliriz, şu sebeple onun başka hataları olsaydı, daha ilkin yapmış olduğu şeklinde, Yüce Allah onları da düzeltirdi.
  • Hadisi inkar edenlerin belirgin bir özelliği de, yanlışlarını on kez bile delillerle ispatlamanıza karşın, kendi görüşlerini tekrarlamaya devam etmeleri ve sizi asla dinlememeleridir.
  • Ümmetin ittifak etmiş olduğu şeyleri bir tarafa, ihtilafları bir tarafa toplayın. İhtilafın ne kadar azca, ittifakın ne kadar fazla bulunduğunu bizzat görmüş olacaksınız. Temel hususlarda neredeyse ittifak halindedirler. İhtilaf, daha oldukca cüzlerdedir. Ancak münakaşa, ittifak edilen hususlarda değil de aksine daima ihtilaflı meselelerde olduğundan tartışmalar ihtilafları belirgin kılmıştır. Bu sebeple bilgisiz kişiler, ümmet içinde hiçbir hususta ittifak olmadığı yanılgısına düştüler.
  • Gerçek şu ki, sünnet olmasaydı, Kur’an-ı Kerim’in buyruk ve emirinde o denli ihtilaflar olacaktı ki, iki Müslüman bile ortak herhangi bir iş yada toplumsal hareket yapamazdı. Mesela, Kur’an-ı Kerim sık sık namaz kılınmasını emreder. Eğer sünnet namazın biçim ve yöntemini belirlemeseydi, insanoğlu bunun iyi mi kılınması icap ettiğini bilmezlerdi.
  • Hadisi inkar edenlerin belirgin bir özelliği de, yanlışlarını on kez bile delillerle ispatlamanıza karşın, kendi görüşlerini tekrarlamaya devam etmeleri ve sizi asla dinlememeleridir.
  • Kur’an-ı Kerim’de anlam ve sözcüklerin her ikisi de Allah’ındır. Bunlar olduğu şeklinde insanlara iletilmek suretiyle Resulullah’a indirilmiştir. Bu nedenle bunlara vahy-i metluv denilir. Vahyin öteki türü, şu demek oluyor ki “gayr-i metluv” niteliği, yapısı ve amacı bakımından bundan tamamen farklıdır. Bunlar Resulallah’a yol göstermek amacıyla inerdi. İnsanlara, Allah’ın sözleriyle değil, Hz. Peygamber’in emir, karar ve işleri olarak ulaşırdı. Bir şahıs, Hz. Peygamber’e ilk tür vahiylerin geldiğini kabul ediyorsa, başka türlü bir vahyin de geldiğini niçin kabul etmiyor? Kur’an’ın olağanüstü kelamı, bunun tanrısal kelam bulunduğunu bizlere kanıtlıyorsa, peki Resul-u Muhterem’in olağanüstü yaşamı ve olağanüstü işleri, Allah’ın rehberliğinin neticeleri olduğu mevzusunda bizi niçin ikna edemesin?
  • …oldukca mühim bir husus daha var bunu sadece Arapça bilenler bilir ve kimi zaman rastgele değisik hadislere şöyleki bakmakla yetinmeyen, aksine hadis kitaplarının tümünü yada en azından birini baştan sonuna kadar okumuş olanlar anlamış olur. Bu kimseler, Resulullah’ın kendisine özgü bir dil, ifade, üslup ve konuşma biçimi bulunduğunu ve bunların tüm hadislerde aynı şekilde ve asla degişmeden yansıdığını bilirler…Eğer birçok hafızası zayıf kimse bu tarz şeyleri yanlış bir şekilde nakletmiş ve birçok zihnin azizliği bu tarz şeyleri kendi görüş ve eğilimlerine nazaran bozmuş ve tahrif etmiş olsaydı hadislerdeki bu bireysel özellik asla bulunmazdı. Biroldukca zihnin biraraya gelmiş olarak tek renkli uyumlu bir literatür ve kendine özgü bir üslup ortaya çıkardığına aklınız yatıyor mu?
  • Hangi mevzularda Yüce Allah vahyi metluv yada vahyi gayri metluv ile Resulullah’a (a.s) yol göstermiyorsa, o mevzularda Hz. Muhammed (a.s) gene Allah’ın verdiği emirler ışığında bunların insanların iradesine bırakıldığını düşünür ve bunlarla ilgili olarak sahabelere danışarak kararını verirdi. Bununla amaç, Resulullah (a.s) vesilesiyle insanlara İslami danışma yöntemi mevzusunda eğitim vermekti. Müslümanların bu şekilde eğitilmesi aslına bakarsanız risalet görevinin bir parçasıydı.
  • Beyninde eğrilik olmayan mütevazi ve dürüst bir Müslüman, fiilen itaatsizlik edebilir sadece “doğal olarak olduğu Peygamber’e itaat etmeye asla zorunlu değildir” şeklinde bir inancı asla benimseyemez.


Sünnetin Anayasal Niteliği İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kitabın başlığı aslına bakarsanız yeterince açık, Allah ondan razı olsun yazar Mevdudi’nin de açıklamaları yeterince ikna edici olmuş. Okurken bilincinde olmadığım benimde aklıma takılmış olan bir oldukca probleminin yanıtını bulduğum için keyifle okudum. Akıcı bir kitap başı karşılıklı mektuplaşma sonları ise maddeler halinde toparlanıp yazılmış. Yazarın deyimiyle; ” Bu her iki bölümde okurlar, bir taraftan sünnet inkarcılarının tüm meselelerini ve delillerini kendi ifadeleriyle öğrenecek ve öteki taraftan din düzeninde sünnetin gerçek konumunun ne olduğunuda bilmiş olacaklardır.”
Geri dönerek yeniden okuyacağım bir yapıt. Allah yazandan, okumamıza vesile olanlardan razı olsun. (Aysunur Serbest)

Sünnet Müdafaası: Sünnet müdafaası noktasında oldukca muhteşem bir kitap. Bu noktada araştırma yapmak isteyenlerin muhakkak okuması ihtiyaç duyulan bir kitap bulunduğunu düşünüyorum. (İbrahim Halil Yıldırım)

Sünnet müdafaası noktasında referans alınabilecek bir yapıt. Kişinin aklındaki birçok batıl sorulara apaçık yanıt vermesi ve daha oldukca sual yanıt, itham taaruz şeklinde olması hasebiyle yapıt standardını konuşturuyor.
Ama ve lakin muhabbet birazcık uzatılmış görünüyor. Bu da yalnız sünnet ikame etmesi haricinde Peygamber(sav) , hadis evrenininde mevzuya dahil olmasından kaynaklanıyor. Editör mevzunun uzadığını birazcık farketmiş olacak ki ileriye doğru bazı önlemler almak istemiş.
Eserin Mantığı, Muhaliflerin yaklaşımları ilk sayfalarda kavranabiliyor. O yüzden dileyen sonuna değin okuyabilir dileyende anladıktan sonrasında bırakabiliyor. (Sercan Akbayrak)


Sünnetin Anayasal Niteliği PDF indirme linki var mı?


Ebu’l A’lâ el-Mevdudi – Sünnetin Anayasal Niteliği kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Sünnetin Anayasal Niteliği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Kimdir?

Mevdudi, 25 Eylül 1903 senesinde Pakistan’ın Haydarabad Dekran bölgesinde hayata merhaba dedi. Hint Yarımadası’nın büyük alim yetiştiren ailelerinden birine mensup olan Mevdudi’nin babası, çocuğunu İngiliz eğitiminden uzak hususi bir eğitimle yetiştirdi. Hususi öğretmenlerden almış olduğu derslerle yetişen Mevdudi; İngilizce, Arapça ve Farsça öğrendi.

1920’de babasının vefatı üstüne emek verme hayatına atıldı ve 17 yaşlarında iken Hint Kıtası Müslümanlarının büyük ilgi ile izlediği el Camiat Gazetesi’nin yazı işleri müdürlüğüne getirildi. Daha sonrasında Tercüman’ul Kur’an adıyla bir gazete çıkarmaya başladı. 1941 senesinde Cemaat-i İslâmiyye’yi kurdu ve 1976 yılına kadar bu teşkilatın liderliğini sürdürdü.

Ebû’l-A’la Mevdûdî, fıkıh, iktisat, politika, tarih, siyer, sosyoloji, kültür zamanı ve Kur’an bilimleriyle ilgili mühim eserler yazdı ve bu eserleri dünyanın neredeyse tüm dillerine çevrildi. Yüzyılımızın en büyük bilginleri arasından yer edinen Mevdûdi, 22 Eylül 1979’da Amerika’da tedavi görmüş olduğu Buffalo Hastahanesi’nde vefat etti.


Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Kitapları – Eserleri

  • Kur’an’a Bakılırsa Dört Terim
  • Gelin Müslüman Olalım
  • İslam’a Giriş
  • Gelin Bu Dünyayı Değiştirelim
  • Kur’an’ı Nasıl Anlayalım
  • Hicab
  • İslamda Cihad
  • Tefhimu’l-Kur’an – 1.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 2.Cilt (Büyük Boy)
  • İslami Kavramlar
  • İslâm’da İhyâ Hareketleri
  • Tefhimu’l-Kur’an – 3.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 7.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 4.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 6.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy)
  • Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı
  • Sünnetin Anayasal Niteliği
  • İslam Davetçilerine
  • İslamda Siyasi Sistem
  • Hilafet ve Saltanat
  • İslam İnkılabının Süreci
  • Cihad
  • Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali
  • İslamın Geleceği ve Öğrenciler
  • İslam’ı Anlamaya Doğru
  • Tevhid Bilinci
  • Siret-i Nebi (Arapça-Türkçe)
  • İslami Hareketin Ahlaki Temelleri
  • İslam’da Aile Hukuku
  • Fetvalar
  • Faiz
  • Müslümanların Temel Problemi ve Çözümü
  • İslam’ın Çağrısı
  • Cebir ve Kader Problemi
  • Fıtrat Bilinci
  • İslam Savaşçısının Ahlaki Stratejisi
  • İslam Medeniyeti
  • İslam’ın Anlaşılmasına Doğru
  • İslam’da İnsan Hakları
  • İslâmda Savaş Hukuku
  • İslam Nizamı
  • Tefhimu’l-Kur’an: Kısa Surelerin Tefsiri
  • Cuma Konuşmaları
  • Namaz Bilinci
  • İslam Ekonomisinin Temel İlkeleri
  • Barışın Yolu
  • Yeniden Diriliş Yolunda Engeller Tavsiyeler
  • Tevekkül Bilinci
  • İman Bilinci
  • İslam ve Eğitim
  • Tefhimu’l-Kur’an Kur’an’ın Anlamı ve Tefsiri (7 Cilt Takım – Minik Boy)
  • İslam ve Modern Medeniyet
  • Modern Çağda İslami Meseleler
  • İslam ve Cahiliye
  • İslam’da Hükümet
  • Savaşım Bilinci
  • Tefhimu’l-Kur’an
  • Kur’an ve İnsanlık
  • Hitabeler
  • İslam Bilinci
  • Sünnet Bilinci
  • İslam Nazarında Doğum Kontrolü
  • İslamı Doğru Anlamak
  • Takva Bilinci
  • Günümüzde İslam
  • Kıyamet Bilinci
  • Ümmet Bilinci
  • Cahiliye Bilinci
  • Kur’an Bilinci
  • İnfak Bilinci
  • Sabır Bilinci
  • Devlet Bilinci
  • İslami Yaşama Biçimi
  • İslami Hareketin Dinamikleri
  • Müslüman Gençliğin Görevi
  • Müslümanca Yaşamak Üstüne
  • Salah ve Fesat
  • İslami Hareketin Stratejisi
  • İslam’da Ahlak Nizamı
  • Kur’an’da Firavun
  • İslam Hukukunda Sünnetin Yasal Konumu
  • İslam’da Yönetim Tartışmaları ve İnsan Hakları
  • Sünnetin Anayasal Niteliği
  • Dua Bilinci
  • Cihad Bilinci
  • Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı 2. Cilt
  • İslam’ın İstikbalinde Talebeler
  • İslam Vahdeti ve Irkçılık
  • İslam Dinine İlk Adım
  • Kur’an’ın Dört Temel Terimi
  • Tefhimu’l Kur’an Meali
  • Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı 1. Cilt
  • Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı 3. Cilt


Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Alıntıları – Sözleri

  • “Asra yemin olsun ki, insan Ziyan içindedir. Ancak inanıp Salih amellerde bulunanlar birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabır tavsiye edenler kural dışı.”
    (Asr,1-2-3) (Tevhid Bilinci)
  • Kur’an-ı Kerim’de anlam ve sözcüklerin her ikisi de Allah’ındır. Bunlar olduğu şeklinde insanlara iletilmek suretiyle Resulullah’a indirilmiştir. Bu nedenle bunlara vahy-i metluv denilir. Vahyin öteki türü, şu demek oluyor ki “gayr-i metluv” niteliği, yapısı ve amacı bakımından bundan tamamen farklıdır. Bunlar Resulallah’a yol göstermek amacıyla inerdi. İnsanlara, Allah’ın sözleriyle değil, Hz. Peygamber’in emir, karar ve işleri olarak ulaşırdı. Bir şahıs, Hz. Peygamber’e ilk tür vahiylerin geldiğini kabul ediyorsa, başka türlü bir vahyin de geldiğini niçin kabul etmiyor? Kur’an’ın olağanüstü kelamı, bunun tanrısal kelam bulunduğunu bizlere kanıtlıyorsa, peki Resul-u Muhterem’in olağanüstü yaşamı ve olağanüstü işleri, Allah’ın rehberliğinin neticeleri olduğu mevzusunda bizi niçin ikna edemesin? (Sünnetin Anayasal Niteliği)
  • Ey Allah’ı zikreden ve O’na yakarma eden kimseler(!) boynunuza kölelik, zulüm halkasını geçirten sebep nedir? (İslami Kavramlar)
  • Hz.Ömer Sahâbîlere:
    “–Allah’ın yardımı ve fetih vardığında…
    diye başlamış olan Nasr Sûresi hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sordu. Bir kısmı:
    “–Yardım görüp fetih gerçekleşince Allah’a hamd ve istiğfar etmekle emrolunmaktayız.” dedi.
    Kimi de asla yorum yapmadı. Ömer (r.a) bu sefer bana hitâben:
    “–Ey İbn-i Abbâs! Sen de böyle mi düşünüyorsun?” dedi. Ben:
    “–Hayır!” dedim.
    “–Peki, ne diyorsun?” diye sordu. Ben de:
    “–Bu sûre, Efendimiz’in(sav) ecelinin geldiğini kendisine haber verdi. Allah’ın yardımı ve fetih sana ulaşınca -ki, bu Sen’in ecelinin geldiğinin alâmetidir- Rabbini hamd ile tesbih et, bağışlanma dile!
    Bundan dolayı o tevbeleri kabul edendir.” buyruluyor dedim. (Tefhimu’l-Kur’an – 7.Cilt (Büyük Boy))
  • Hidaye’de sorun şu şekildedir.
    “Kitabi hanımlarla evlenmek caizdir fakat evlâ olan yoksulluk bulunmadıkça onlardan evlenmemek ve kestiklerini yememektir. Harp ehli kitabî hanımlarla evlenmek icma ile mekruhtur şu sebeple bu biçim evlenme ile adamın hanımla birlikte diyar-ı harpte yaşaması ihtimali ve dolayısıyla doğacak olan evlatların kafirlerin ahlakından etkilenmeleri söz konusu olacağı için fitne kapısı açılmış olur.” (Modern Çağda İslami Meseleler)
  • İman, talep ve histen ibaret değildir. Ancak kalpte yerleşip amelde kendini gösterendir.. (İslamda Cihad)
  • “Gidilecek yeri aynı olmayanların yaşam yolu iyi mi bir olabilir ki? (Takva Bilinci)
  • Dünya’da hiçbir yer yoktur ki orada Müslümanların yerleşim yeri olmasın ve orada ezan okuyarak Resulullah’ın risaleti duyuru edilmesin.Namazda da Resulullah’a salavat getirilir.Cuma hutbesinde de Resulullah zikredilir.Senenin on iki ayının hiçbir günü ve günün 24 saatinin hiçbir ânı yoktur ki yeryüzünde bir yerde Resulullah zikredilmesin.Bu, Kur’an’ın doğruluğunun açık ispatıdır. (Tefhimu’l-Kur’an – 7.Cilt (Büyük Boy))
  • ‘İlimden kendilerine oldukca azca hisse verilmiş insanların, düzen koyma, kanun yapma yetkilerini kendilerinde görmeye kalkmaları, sonu cehennem olan bir tağutluk iddiası olduğu şeklinde fazlasıyla gülünçtür de.’ (İslâm’da İhyâ Hareketleri)
  • “Hevasını kendisine ilâh edinen kimseyi gördün ya. Allah, onu bir ilim üstüne şaşırtmış kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de bir perde çekmiştir. Artık ona Allah’tan başka kim hidâyet edebilir? Hâlâ düşünmez misiniz? (Ayet;23) (Takva Bilinci)
  • Ikinci Bölüm: İkinci bölüm ise, İslam’a hizmet et meye gönül vermiş askerleri yetiştiren bir imalathane olacak ur. Bunların köşe taşları iffet ve dolandırıcılıktan uzaklık olan erdemli bir ahlakla bezenmeleri gerekir. Ayrıca bakış lanı kesinlikle asil gayelerinden başkasına yönelmeme lidir. Şiarları, bu amaç uğrunda fedakârlık ve çaba göster mek olmalıdır. İşinde mütevazi, sıkı ve istikrarlı olmakla tanınan fertlerden oluşan bu genç gruptan, hedeflenen devrim par tisinin çekirdeği oluşacaktır. İşlerinde ve davranışlarında nizamın, kardeşliğin ve dayanışmanın ruhu onlara başat olur, öyleki ki insanoğlu onlarda, iki ayağı üstünde yürüyen İslam’ı görür. (Müslümanların Temel Problemi ve Çözümü)
  • İslâm nizâmı, gayri meşru parayla kurulamaz. (Gelin Bu Dünyayı Değiştirelim)
  • İnsana bedeni varlığı için değil de etik sıfatları için insan denilmektedir. (Savaşım Bilinci)
  • Nitekim hakikati bilmek için bizzat Allah’ın bilimsel kâfidir. (Tefhimu’l Kur’an Meali)
  • İmanın İslam ile olan ilgisi, ağacın tohumla olan ilgisi gibidir. Tohumun ihtiva ettiği güzellikler, sadece o tohumdan gelişen ağaçta gözlenebilir. Öyleki ağacı iyice incelediğiniz süre tohumda olan tüm özellik ve güzellikleri rahatça görebilirsiniz. (Savaşım Bilinci)
  • Siz bir Müslümanın ahlâk ve karakterini iyice kavrarsınız, bir Müslümanın hiçbir süre dünyada rezil , mahkum ve yenik olarak yaşamayacağına yürekten inanırsınız. Bir Müslüman devamlı galip ve hakim olarak yaşar , şu sebeple İslâm’ın onda yaratmış olduğu özellikler hiçbir güç bastıramaz. (İslam’a Giriş)
  • Bir kulun Rabbine en yakın anı, secde etmiş olduğu andır. (Tefhimu’l-Kur’an: Kısa Surelerin Tefsiri)
  • Gözler O’na ulaşamaz. Ancak O, gözlere ulaşır. O, her şeye derinlemesine nüfuz eder ve her şeyden haberdardır. (Tefhimu’l Kur’an Meali)
  • Ben sizden birini, Allah’ın bana havale etmiş olduğu bir devlet işi için vergi memuru olarak gönderiyorum da geri döndüğünde bana; ‘Şu mal devlet malı, şu da bana verilen hediyedir’ diyor. Bu doğru olsaydı, acaba babasının anasının evinde otururken de kendisine bu şekilde hediyeler verilir miydi? (Fetvalar)
  • İslam, imanın fiiliyata aktarılmış halidir. (Savaşım Bilinci)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş