Eğitim

Talat Paşa – Hüseyin Cahit Yalçın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Talat Paşa – Hüseyin Cahit Yalçın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Talat Paşa kimin eseri? Talat Paşa kitabının yazarı kimdir? Talat Paşa konusu ve anafikri nedir? Talat Paşa kitabı ne konu alıyor? Talat Paşa PDF indirme linki var mı? Talat Paşa kitabının yazarı Hüseyin Cahit Yalçın kimdir? İşte Talat Paşa kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Hüseyin Cahit Yalçın

Yayın Evi: Ötüken Neşriyat

İSBN: 9786051556673

Sayfa Sayısı: 120


Talat Paşa Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Elinizdeki kitap hem yaşam öyküsü, hem hatırât, hem de yâdigâr türünde bir yaratı. Hüseyin Cahit bu ufak hacimli ve fakat oldukca büyük tarihî ve fikrî kıymeti hâiz eserinde o edebî türlerden herhangi birisine bağlı kalma endişesi hissetmeden tanımış olduğu, bilmiş olduğu, beraber savaşım verdiği, ara sıra tenkid etmiş olduğu, fakat hiçbir zaman dostluğuna, kardeşâne hukukuna halel getirmediği yol arkadaşını içinden geldiği şeklinde ve dürüstçe anlatmaktadır. Anlattığı Tal’at’ın yaşam sahneleri içindeki çeşitli aktörlerden biri de kendisidir. Yazar o “sahne”lerin kimisinde bizzat rol oynamış, kimisine de ön sıradaki ve en dikkatli “seyirci”lerden biri sıfatı ile şâhit olmuştur. Bu şekilde bir mevkide bulunmuş kişinin yazdıkları, o şahıs bir de çağının en zekî ve en yetenekli kalem erbabı içinde ise şüphesiz ki, apayrı bir kıymet ve önem taşıyacaktır; velev ki, muhteviyâtında tenkide müstehak hususlar bulunsa bile… Kaldı ki, Hüseyin Cahit’in bu eseri saygı ve muhabbet duyulan bir dosta, bir dâvâ arkadaşına kuru methiyeden, mübalâğalı teveccüh ve iltifatlardan, hilâf-ı hakikat yakıştırmalardan oldukca uzak bir anlayışla kaleme alınmıştır. Yazarın üslûbundaki ısı, içtenlik ve zenginliğin, eserindeki hakkaniyetli ve serin kanlı değerlendirmeleri, derinlikli tahlilleri, geniş bir görüş açısı ve şaşırtıcı data birikimiyle devrinin meselelerine getirmiş olduğu îzâhları gölgede bırakmaması temenni olunur.

Dr. Mustafa ÇALIK


Talat Paşa Alıntıları – Sözleri

  • İttihat ve Terakki işte Türk’ün bu zor dakikalarında ruhundan kopan bir savunma-i nefs [kendisini savunma] hamlesi idi.
  • İttihat ve Terakki dünyada bütüún Türkleri ayaklandırmak ve birleştirmek isterdi. Türk ülkelerini tahrikçi ve propagandacı gösterirdi. İttihat ve Terakki cahildi, mutaassıptı, haris ve menfaatperest idi. Zalim ve müstebitti. Hıristiyanları öldürtür, Arap ve Arnavutları ezer, yalnız Türkleri başat kılmak ister ve her şeyden evvel kendi şahsî menfaatlerini temine çalışırdı.
  • “Beni bigün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar, vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talât gider, bin Talât yetişir.”
  • İttihat ve Terakki paylaşılmak suretiyle bulunan bir vatanı kurtarmak için milletin içinde vücut bulmuş bir isyan ve fedakârlık mahsulü idi. Kendisini kurtarmak isteyen Türk, İttihat ve Terakki bayrağı altında toplanıyor, savaşım ediyordu.
  • Siyasî fırkalar, umumiyetle bir sınıfın, geniş bir zümrenin menfaatlerini temsil ve savunma eder. Siyasî bir toplum ise, çoğun, yüksek bir ahlâkî ve siyasî ideal uğruna birleşmiş, hayatlarını feda etmeyi göze almış feragat ve karakter sahibi kimselerin birleşmesinden vücut bulur.
  • -Beni bigün sokakta vuracaklar, derdi. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar, vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talât gider, bin Talât yetişir.
  • Aralarındaki tüm münâferet ve husûmete karşılık, yalnız İttihad-Terakki ile Enver ve Tal’at aleyhtarlığında ittifak edebilen Kemalistler ve İslâmcılar…
  • Mümkün olsa şu iki şahıs aleyhinde konuşanların dillerini kestirirdim: biri Talat Paşa, diğeri Mustafa Kemal Paşa!
  • Enver’in de, Cemal’in de büyük nüfuzları ve hükûmet icraatında büyük tesirleri oldu. Fakat İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ve fırkasının mekanizmasında en ziyade Talât’ın nüfuzu hissedilmiş ve bu mekanizma sonuna kadar Talât’a sadık kalmıştır.
  • Memleketi seven, Türklüğün yükselmesi uğrunda çalışan vatan evlâtları içinde Talât daima yüksek ve muhterem bir mevki tutacaktır.
  • İttihat ve Terakki gösterişe, üstünlüğe, kişisel teferrüt [benzersizlik] ve temayüze [sivrilmeye] düşmandı. İttihat ve Terakki kendi azalarını ve fertleri değil, vatanı yükseltmeye azmetmişti. Onun için , şahıslar siliniyor, bilinmeyen kalıyor, mevkii vatana hizmet gayesi ihraz ediyordu [alıyordu]. Onun için, Talat acaba İttihat ve Terakki’nin başı mıydı, son neferi miydi diye düşünmeye mahal yoktur.
  • İstiklâl tuzağının albenisine kapılarak Türk hâkimiyetine karşı suikaste kalkmış türlü türlü unsurlar karşısında Ittihat ve Terakki Türk unsuruna istinat etmeyip de ne yapabilirdi ? Hangi unsur Türk ile halis ve samimî bir ortaklık halletmeye hazır idi?
    Ittihat ve Terakki işte Türk’ün bu zor dakikalarda ruhundan kopan bir savunma-i nefs hamlesi idi.
  • Mümkün olsa şu iki şahıs aleyhinde konuşanların dilini kestirirdim: biri Talat paşa , diğerinde Mustafa Kemal paşa!
    Mahmut Esat Boazkurt
  • İşte bunun içindir ki, berhayât olan millî mefkûre sahibi nesiller ile İttihat ve Terakki erkânı arasındaki o ruhî tanışıklık, imtizac ve yakınlık bu kadar canlı ve diridir. Onun için onlar, Talat’lar, Enver’ler, Cemal’ler, Hâfız Hakkı’lar, Dr. Nâzım’lar, Kara Kemal’ler, Bahattin Şakir’ler, Ömer Nâci’ler, Rahmi Bey’ler, Süleyman Askerî’ler, Kuşçubaşı Eşref’ler… onların hepsi bizim ”senli-benli” olduğumuz mektep arkadaşlarımız gibidir. Akran gibiyiz onlarla, ufak isimleriyle bahsederiz çoğundan… Her gün birlikte oturup kalkıyoruz sanki; muazzez ruhları ile yanı başımızdalar, seslensek gelecekler; seslenseler “Buradayız!” diyecek kadar… Ruhlarımız karışmış âdetâ!
  • Her şey isimsiz olarak yapılacak, hedef yalnız vatanın hayır ve selâmeti olacak ve asla kimse bundan şahsî bir durur duymayacak ve şöhret kazanmayacaktı.


Talat Paşa İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yeni senenin ilk incelemesi… Tarih meraklılarının – bilhassa son dönem Osmanlı zamanı ile alâkadar olan kesimlerin – oldukca iyi bilmiş olduğu üç mühim simadan birisi olan Talât Paşa, Ittihat ve Terakki Cemiyeti’nin (Fırka) siyasî kanadının liderliğini üstlenmiş mühim bir şahsiyet.
Üç Paşalar içinde, Enver ve Cemal Paşa’ya gore daha çok anlayışlı, alçakgönüllü ve mütevazı bir karaktere haiz olan Talât Paşa, (Enver ve Cemal Paşa’nın daha sert yapıda olmaları muhtemelen asker kokenli olmalarıyla alâkalı) yoksul bir ailenin evladı olarak dünyaya gelmiştir. İmparatorluk Türkiyesi’nin çeşitli kadrolarında vazife meydana getiren Paşa, aslolan namını Sadaret makamına gelmesiyle duyurmuş desek yanlış olmaz elbet.
Siyasi işlerin sorumluluğunu alan Talât Paşa, yazarın aktardığına gore cemiyetin de en mühim adı konumunda bulunuyor. Umumî Harbin kaybedilmesi sonrası toplum üyelerinin Talâtçı ve Enverci olarak ikiye bölünmeleri bir noktada bunu doğruluyor şeklinde; aslına bakarsanız cemiyetin tek bir lideri, başı bulunduğunu söylemek İttihat ve Terakki’nin yapısına da terstir…
Gelelim kitaba; kitap bilimsel niteliği olan bir araştırmanın mahsulü değil elbet, devrin mühim simaları içinde bulunan Hüseyin Cahit Yalçın’ın, Talât Paşa ile alakalı görüşlerinden oluşan yaratı, elbet yer yer taraflı bir görünüme de bürünüyor; bilimsel niteliği olan kaygısı olmayanlar için mesele teşkil etmeyecektir, bir hatıra niyetine okumak keyifli olacaktır düşüncesindeyim.
Yer yer taraflı oluyor derken söylediği her şey de abartı demiyorum elbet, aslına bakarsanız Talât Paşa hakkında düşünce sahibi olanlar Paşa’nın iyi mi bir insan bulunduğunu azca oldukca kavramışlardır; fakat Talat Paşa’yı asla bilmeyip en baştan öğrenmek isteyenler için pek kafi bir kitap olmayacaktır diye düşünüyorum.
Ben okurken keyif aldım, Paşa hakkında bilmediğim birkaç şeyi de öğrenmiş oldum elbet, aslına bakarsanız kısa ve çerezlik bir kitap, meraklıları için güzel bir tercih olacaktır. (Yusuf Can Örgen)

İttihat ve Terakki’nin bilmemiz ihtiyaç duyulan en mühim isimlerinden birisini özetleyen bir kitap. Kitap içinde hatıralar, makaleler ve dönem içersindeki vakaları da bulabilirsiniz. Talat Paşa cinayeti de fazladan araştırmanız ihtiyaç duyulan bir dava. Keyifli okumalar. (Eki)

Hüseyin Cahit Yalçın’ın “Talat Paşa” kitabının Yenigün Yayınları içinde piyasaya sürülen 1943 baskısını seneler ilkin okumuştum. Kitaplığımda da vardı.
Ötüken Yayınları içinde çıkan yeni baskısına Mustafa Çalık’ın “TAL’AT” başlıklı takdim yazısını okuyunca bu baskısını da aldım…
Mustafa Çalık’ın takdimi bir o kadar güzel ve o denli emek verildiği belli olan bir yazı ki… Yalnızca o yazıyı okuyan birisi Talat Paşa’yı tanır… Eğer bir ansiklopedi yayımcısı olsaydım, “Talat Paşa” maddesini Mustafa Çalık’a yazdırmak için uğraşırdım..
Talat Paşa’yı “Posta ve Telekomünikasyon Tarihinden Portreler” kitabımı yazarken detaylı bir şekilde inceledim… Sevdiğim Talat Paşa’yı daha da sevdim…
Son yıllarda Talat Paşa’nın biyografik romanının yazma arzusuna kapıldım. Son 4-5 senedir onun hakkında yazılmış ne kadar kitap yazı ve yazı var ise topladım. Büyük bir koleksiyon oldu.
Ama yalnızca Talat Paşa’yı özetleyen kitap ve yazıların roman yazmak için yetmeyeceğini anlamadım, bu kez İttihat ve Terakki hakkında yazılmış kitaplarla, o dönem aydın ve siyasilerinin kitaplarını temin etmeye başladım…
Ama araştırma amacı olmayanlara Talat Paşa’yı tanımak isteyenlere tavsiyem; oldukca kitap okumaya gerek yok. Talat Paşa’nın arkadaşı Hüseyin Cahit Yalçın’ın yazıya döktüğü bu kitap onu her yönüyle – komitacılığı, teşkilatçılığı, devlet adamlığı, insani yönü- tanımanız için kâfi…
Kitap aslen 120 sayfa… Ama bazı kitaplar şeklinde keçi boynuzu şeklinde değil… Bir gram bal almanız için kilolarca odun yemenize gerek yok… Tam konsantre bal.. (Fazlı KÖKSAL)


Talat Paşa PDF indirme linki var mı?


Hüseyin Cahit Yalçın – Talat Paşa kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Talat Paşa PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hüseyin Cahit Yalçın Kimdir?

İstanbullu bir aileye mensup olan Hüseyin Cahit 1875 senesinde Balıkesir’de dünyaya geldi. Edebiyat hayatına hikâye, roman ve mensur şiir yazarak süregelen Hüseyin Cahit, ondan sonra gazetecilik, eleştiri ve tercüme alanlarında eserler vermiştir. Edebiyat-ı Cedide’nin mühim isimlerinden önde gelen sanatçı, Mektep ve Servet-i Fünun dergilerinde çalışmış; Meşrutiyetten sonrasında Tevfik Fikret ve Hüseyin Kazımla Tanin gazetesini çıkarmış ve siyasal hayata atılmıştır.

Edebi Kişiliği

Hüseyin Cahit’in edebî yaşamı Servetifünun edebiyatından öncesinde, Ahmet Mithat Efendi’nin telif ve tercümelerini okumuş olduğu dönemde adım atar. Bu dönemde okumuş olduğu hikâye ve romanlardan esinlenerek “Nadide” adlı ilk romanını da yayımlamıştır. Daha sonraları ilgi duyduğu ve edebî benliğinin oluşmasında mühim etkilere haiz olan Fransız edebiyatının da etkisiyle birçok düzyazı türünde yaratı verse de o Servetifünun Edebiyatı içinde eleştiri yazılarıyla tanınmıştır.

İlk ilkin Muallim Naci döneminden kalma eski edebiyat taraftarlarına verdiği yürekli cevaplarla Servetifünun Edebiyatının bir nevi sözcüsü durumuna gelmiştir. Daha sonraları Edebiyat-ı Cedidecileri Dekadanlıkla suçlayan Ahmet Mithat Efendi’yle de oldukca sert tartışmalara girmiştir. Hüseyin Cahit’in tüm yazıları elbet münakaşalardan oluşmaz. Sanatçı, Avrupa edebiyatına ilişkin bazı yazılar kaleme alarak da bu edebiyatı tanıtmayı amaçlar. Bu münakaşa ve edebî emek harcamaları 1910 senesinde yayımladığı “Kavgalarım” adlı eserinde toplar.

Hüseyin Cahit’in kullandığı dil, öteki Servetifünun sanatçılarına gore daha mütevazi ve yapmacıksızdır. Bu durum yalnız yazarın eleştiri yazılarında değil, hikâye ve romanlarında da böyledir. Hüseyin Cahit’in dilindeki bu sadeliğin en mühim sebebi edebî benliğinin oluştuğu dönemde yöneldiği Fransız edebiyatından dolayı Arapça ve Farsça kelimelere tam anlamıyla başat olamamasıdır. Sanatçı bu durumu: “Rauf’un ve benim bu sadeliğimiz, doğrusunu isterseniz cehaletimizden ileri geliyordu. Cenap’ın Arapçasını, Fikret’in kamusunu bize verseniz, bak neler yazardık. En cahili Rauf’la bendim. Bundan dolayı Türkçe yazdık.” sözleriyle açıklar.


Hüseyin Cahit Yalçın Kitapları – Eserleri

  • Talat Paşa
  • Tanıdıklarım
  • Hayal İçinde
  • Edebiyat Anıları
  • Kavgalarım
  • Siyasal Anılar
  • Seçme Hikayeler
  • Söz ve Çizgi Ustalarımız
  • Nadide
  • Estetik – Servet-i Fünun Yazıları I
  • En Güzel İtalyan Hikayeleri
  • İttihatçı Liderlerin Gizli Mektupları


Hüseyin Cahit Yalçın Alıntıları – Sözleri

  • “O, kültür sahasında kendisini arayan,her temiz hakikat membaından kana kana içmek için dolaşan bir seyyah idi.Fakat her zaman bağlı kaldığı bir hedeften gözlerini ayırdığı hiç yoktu: Türklük! Ziya’nın bütün büyüklüğü ve kuvveti bundadır.Onu kalbimizde ilelebet yaşatacak kaynak budur.” (Tanıdıklarım)
  • Galiba dünyada herşey bir rakkas hareketine doğal olarak.Bir an birbirine yaklaşanlar, aradan bir süre geçtikten sonrasında, asla bilincinde olmadan birbirlerinden uzak kalıyorlar.Elverir ki bu uzaklıkları dolduracak samimi bilir yaşasınlar.⭐ (Tanıdıklarım)
  • Aşk bir hulyâdır gözüm,buna aldananlar da budaladır. (Hayal İçinde)
  • Hayat, elbet bir dergi-i rastlantı değildir, olması imkansız. (Hayal İçinde)
  • Şimdi tek bir gerçek var: Ölüm. Tüm o umutlar, didinmeler hep boşmuş… (Edebiyat Anıları)
  • Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. (Edebiyat Anıları)
  • Bu doğu sezgisi, İslam Uygarlığı, Arap bilimleri ülkeyi uyuşturmak, onu yanı başımızdaki Batının yaşam seline atılmaktan alıkoymak için zehirli bir madde şeklinde her yazıda, her nedenle çevreye yayılmak istenirdi. (Edebiyat Anıları)
  • İttihat ve Terakki Cemiyeti, benim gözümde, yurdu kurtarmış mukaddes bir kuruluştu. Ona karşı kalbimde minnettarlıktan ve sevgiden başka bir duyguya yer olamazdı. Fakat yaradılışım gereği bu şekilde cemiyetlere, heyetlere girmekten hoşlanmıyordum (Siyasal Anılar)
  • Düşünmemek, içinde yaşadıları o sun’i heva-yı müheyyic-i hayal-pervere bir ziya-yı hakikatin nüfuzuna zaman bırakmamak için sevişirlerdi, daima sevişirlerdi. (Seçme Hikayeler)
  • Ben İttihat ve Terakki’ye yüksek bir inançla sarılmıştım. İttihat ve Terakki benim için bir ülküydü. İttihat ve Terakki’ye düşman gördüklerime o denli sertçe saldırmanın sırrı işte bu itimat ve inançtı. Tanin binasında kapanık şeklinde yaşayarak çatışmanın sıcaklığı içinde çevreyi göremediğim sürece bu ideal, tüm gücüyle bana egemen oldu. Ama eşyanın gerçeğine daha yakından değinmek olanağı doğunca ve bu ilişki arttıkça aradığım şeyin bu olmadığını gördüm.
    İttihat ve Terakki’yi tekrardan iktidara getirmek için sen ve bazı arkadaşların hayatlarınızı ortaya koyarak bir işe giriştiniz ve başardınız. Yarın yeni bir çekince daha doğsa ben ortadan yitmek çaresini arayacağım. Tehlikeye karşı yürüyenler ise gene sizler olacaksınız. (Siyasal Anılar)
  • Bu ülkede düşünebilen; yurdunu seven, genç, yaşlı tüm
    Türklerin göz diktikleri amacın, bekledikleri kurtuluşun,
    iyiliğin tek bir adı vardı: Meşrutiyet! (Siyasal Anılar)
  • Tekabül eden bir nazar onlara meşguliyetlerini bıraktırırdı. Koşarak odalarına kapanırlardı. Orada her türlü kayd u nazardan masun, teşne ve münhemik, sevişirlerdi. (Seçme Hikayeler)
  • İttihat ve Terakki işte Türk’ün bu zor dakikalarında ruhundan kopan bir savunma-i nefs [kendisini savunma] hamlesi idi. (Talat Paşa)
  • Enver’in de, Cemal’in de büyük nüfuzları ve hükûmet icraatında büyük tesirleri oldu. Fakat İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ve fırkasının mekanizmasında en ziyade Talât’ın nüfuzu hissedilmiş ve bu mekanizma sonuna kadar Talât’a sadık kalmıştır. (Talat Paşa)
  • Matmazel Matran’ın apartmanına ziyaretçiler gelmeye başlamışlardı. Bunlar hep Suriyeli’ydiler. (Siyasal Anılar)
  • Enver için o denli titreyen Yakup Cemil, sonrasında harp içinde Enver’in hayatına suikast etmek cürmüyle mahkum oldu ve kurşuna dizildi.. Siyaset ne acayip, ne mantıksız, insafsız ve iğrenç bir yaşam! (Tanıdıklarım)
  • “Şiir de ulûm ve fünûn şeklinde tabiatın bir tefsirinden ibarettir. Fakat ulûm ve fünûnun bu yoldaki tefsiratı hiçbir zaman şiirinkilerin yerini tutamayacaktır. Şu sebeple ulûm ve fünûn insanda yalnız mahdut bir kuvvete tevcih-i hitap etmiş olduğu hâlde, şiir insanoğlunun tüm mevcudiyetine hâkimdir. İşte bunun için şiir mahvolamaz.” (Estetik – Servet-i Fünun Yazıları I)
  • Yalnız kötü olmamak kâfi gelir fikrinde değilim. Fenalığı ezmek için uğraşmak lüzumuna inanç ediyorum. (Kavgalarım)
  • Hüseyin Cahit Yalçın üst seviyede briç oyuncusudur. Briçte kazanılmış olduğu paraları ayrı bir yerde biriktirirdi. Bir gün poker oynar ve hepsini kaybeder. O günden sonrasında bana tekrar eline kağıt almadığını söylemişti. Ben, “büyükbaba iyi mi kendini tutabildin?” söylediğim zamansa “ben çocukluğumdan beri irademi kuvvetlendirmeye çalışırdım. Mesela tatlıyı oldukca sevmeme karşın masaya tatlı vardığında, ‘Cahit bugün tatlı yemeyeceksin’ der ve yemezdim” yanıtını vermişti. (Tanıdıklarım)
  • Demek oluyor ki âsâr-ı sanat bir mahsûl-i coşku ve teessürdür. (Estetik – Servet-i Fünun Yazıları I)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş