Eğitim

Tanrıların Masalları – Michael Köhlmeier Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrıların Masalları – Michael Köhlmeier Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrıların Masalları kimin eseri? Tanrıların Masalları kitabının yazarı kimdir? Tanrıların Masalları konusu ve anafikri nedir? Tanrıların Masalları kitabı ne konu alıyor? Tanrıların Masalları PDF indirme linki var mı? Tanrıların Masalları kitabının yazarı Michael Köhlmeier kimdir? İşte Tanrıların Masalları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Michael Köhlmeier

Çevirmen: Atilla Dirim

Orijinal Adı: Sagen des klassischen Altertums

Yayın Evi: Yurt Kitap Yayın

İSBN: 9789757076414

Sayfa Sayısı: 466


Tanrıların Masalları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ve Eros içeri girdi. Yavaşça uyumakta olan kızın yanına yaklaştı. Lambayı yakmamıştı. Gelinini yavaşça okşadı, dudaklarından öptü. Psykhe daha ilkin asla kimse tarafınca dudaklarından öpülmemişti. “Sen kimsin?” diye sordu ona.

“Ben senin kocanım” dedi Eros.

“Kendini bana göstermeyecek misin?”

“Hayır.”

“Geceleri geleceğim sana” diye devam etti konuşmaya tanrı, “geceleri seveceğim seni. Beni asla göremeyeceksin. Bununla mutlu olabilir misin?”

“Evet” dedi aşık genç kız.


Tanrıların Masalları Alıntıları – Sözleri

  • “…özlemin yok olması da mümkün değildir, olsa olsa şekil değiştirir ve başka bir kalıpta varlığını sürdürür.”
  • Savaş çürütür. Hem de her şeyi: Şehirleri, tarlaları, ticareti, insan ruhunu, hatta insan aklını.
  • Akhilleus’un neredeyse tüm vücudu ölümsüz olmuştu (peri annesinin onu fırında pişirmesi yardımıyla) yalnız Thetis’in (anası) onu fırına tuttuğu yer, topuğunun arkasındaki kiriş, hâlâ insani özellikler gösteriyordu, ölümlüydü. Topukta son kabul eden bu kirişin adını hepimiz bilir: “Aşil tandunu.”
  • “…bu sebeple Pandora Aşk Tanrıçası kadar güzeldi. Pandora yanında bir kutu getirmişti. Bu kutunun içinde tüm acılar ve dertler bulunuyordu: insanlara ıstırap çektirmek suretiyle yeryüzüne dağılmayı bekliyorlardı. Prometheus kardeşine şöyleki dedi: “Pandora’nın kutusunu kapalı tut. Onu sakın açma.”
    Fakat Epimetheus bir kez daha kardeşinin öğüdüne kulak vermedi. Kutuyu açar açmaz, tüm dertler ve acılar dünyaya dağılıverdi. Prometheus atılıp kapağını kapadı, fakat en altta bulunan ‘ümit’ içeride kalmıştı.
  • Tanrılar bakıştılar ve Hermes dedi ki: “İnsanlar bu şekilde işte…sözlerine sadıklar. En azından bazıları.”
  • İnsan ruhunun bir şeyin olmuş olabileceği karşısında gösterdiği tepki, bir şeylerin olabileceği düşüncesi karşısında gösterdiği tepkiden oldukca daha şiddetlidir.
  • Savaş, çürütür. Hem de her şeyi: Şehirleri, tarlaları, ticareti, insan ruhunu, hatta insan aklını.
  • Odysseus kişiliğinde “arayan insanı” simgeleştirmiştir; evlerini, aşklarını arayan insanları, fakat kim bilir ne aradığını bilmeyen arayan insanları.
  • Öküz Zeus’un bir sembolüdür, eşek ise Kronos’un. İkisi beraber yaz ve kış mevsimlerini, doğrusu bir yılı simgelerler.


Tanrıların Masalları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Son zamanlarda okuduğum mitolojik Yunan tanrilari hikayelerinin hepsini içinde barındıran oldukca güzel bir eserdi. Okuduğum kitaplardan ;Ben Kirke, Akhilleus’un şarkısı, Zincire vurulmuş Prometheus ve son olarak da Ahmet Umut’in Kayıp tanrılar ülkesi kitabındaki hikayeler hepsini galiba bu kitabından sonrasında daha da yerine oturdu bende. Mitolojik öykü sevenlerin ne olursa olsun okuması ümidiyle. (Semiha D.)

Evet insan mitolojinin tam ortasındadır ve batı kültürünün temelleri eski yunan mitolojisiyle atılmıştır. Batıyı tanımak ve idrak etmek isteyen mitolojiyi bilecek. Bu hikayelerin bir çoğunu Homeros aktarmıştır bizlere, Köhlmeier’in bu kitabındaki Homeros ise kafasının içindedir. Mitolojik söylenceler kitapta yeni baştan anlatılmıştır, bir kaç kaynaktan alınarak. Kendinizi olayların akışına bırakacaksınız. Batı dünyası’nın çocukluğuna ilişik düşündürücü, etkisinde bırakan ve acımasız hikayeleri oldukca anlaşılır ve rahat bir üslupla okuyacaksınız. Europa, Kral Minos ve Boğa, Ödipus, Sphinks, dünyanın ve tanrıların yaradılışı, Troya Savaşı ve kahramanları, Odyssseus’un gezileri ve daha bir oldukca hikayeyi zevkle okuyacaksiniz, eğer mitolojiye ilgi duyuyorsanız. (Murat)

Şuanda bu kitabı okuyorum. Hikayeleri anlatış şekli tam aradığım kıvamda. Zor bir dili yok. Mitolojiye ilgisi olanlar ne olursa olsun okumalı daha ilkin okuduğunuz kitapların daha iyi oturmasını sağlar. Daha ilkin asla mitoloji okuması yapmamış olsanız bile bu kitap iyi bir temel olur. (mehmet)


Tanrıların Masalları PDF indirme linki var mı?


Michael Köhlmeier – Tanrıların Masalları kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Tanrıların Masalları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Michael Köhlmeier Kimdir?

Doğum: 15 Ekim 1949 (65 yaşlarında), Hard, Avusturya

Eşi: Monika Helfer (e. 1981)

Eğitim: Marburg Philipps Üniversitesi

Şarkılar: Oho Vorarlberg

Albümleri: Sagen Stmk.

Evlatları: Paula Köhlmeier


Michael Köhlmeier Kitapları – Eserleri

  • Tanrıların Masalları
  • Aşk ve Uyku
  • Perilerin Şarkısı
  • Gül Parmaklı Şafak
  • Die Nibelungen
  • Odysseus’un Oğlu Telemakhos


Michael Köhlmeier Alıntıları – Sözleri

  • “Sen sensin ve sadece sensin. Bunu kimse senden alamaz ve kimseden ödünç alamazsın.” (Odysseus’un Oğlu Telemakhos)
  • “Şımarık insanlardan fazla nefret ettiğim pek azca şey vardır.” (Odysseus’un Oğlu Telemakhos)
  • Savaş, çürütür. Hem de her şeyi: Şehirleri, tarlaları, ticareti, insan ruhunu, hatta insan aklını. (Tanrıların Masalları)
  • …yılların yıprattığı kalbini ona açtı. (Odysseus’un Oğlu Telemakhos)
  • İnsanoğlunun kalbini kim tanıyabilir ki? Bir tek Hermes. O Psychopompos, doğrusu ruhların kılavuzudur, ölülerin ruhlarına Hades’e giderken yol gösterir. Onların şikayetlerini bilir. Peki ruhlar nelerden yakınma ederler? Yaşarken bastırdıkları arzularından yakınma ederler. Ve insanların karakterini bastırılmış arzulardan daha iyi ortaya koyan bir şey yoktur. Hermes, Olimpos’un insan sarrafıdır. İnsanların talep ve arzularını suratlarından okur. (Aşk ve Uyku)
  • Belki de her şey olacağına varmıştır artık… Gözlerini kapadığın vakit ufuk çizgisi üstüne üstüne gelmiyor, sema de başına çökmüyor artık. (Odysseus’un Oğlu Telemakhos)
  • Öküz Zeus’un bir sembolüdür, eşek ise Kronos’un. İkisi beraber yaz ve kış mevsimlerini, doğrusu bir yılı simgelerler. (Tanrıların Masalları)
  • Akhilleus’un neredeyse tüm vücudu ölümsüz olmuştu (peri annesinin onu fırında pişirmesi yardımıyla) yalnız Thetis’in (anası) onu fırına tuttuğu yer, topuğunun arkasındaki kiriş, hâlâ insani özellikler gösteriyordu, ölümlüydü. Topukta son kabul eden bu kirişin adını hepimiz bilir: “Aşil tandunu.” (Tanrıların Masalları)
  • İnsan ruhunun bir şeyin olmuş olabileceği karşısında gösterdiği tepki, bir şeylerin olabileceği düşüncesi karşısında gösterdiği tepkiden oldukca daha şiddetlidir. (Tanrıların Masalları)
  • “Es war nicht zu spüren, daß die Welt begann. Und so wußte er nicht, wann und wo sie begonnen hatte.“ (Die Nibelungen)
  • Odysseus kişiliğinde “arayan insanı” simgeleştirmiştir; evlerini, aşklarını arayan insanları, fakat kim bilir ne aradığını bilmeyen arayan insanları. (Tanrıların Masalları)
  • Mitolojide meydana getirilen davranışların istisnasız tümü kişiseldir. Herakles yapmış olduğu işlerin tümünde yalnız kendisini düşünüyordu. Düşmanlarını öldürmesinin tek sebebi, kendi düşmanları olmalarıydı. Toplum refahı şeklinde mevzular aklından bile geçmiyordu. İnsanlara yardım etmesinin tek sebebi, onların kendisine sempatik gelmeleriydi, yoksa haklı olmalarından dolayı değil. (Aşk ve Uyku)
  • Yanında kalmış olduğu takdirde, asla ölmeyeceğine dair söz vermişti ona peri kızı. Aşkın verebileceği en büyük sözün bu bulunduğunu biliyordu adam… (Odysseus’un Oğlu Telemakhos)
  • “…bu sebeple Pandora Aşk Tanrıçası kadar güzeldi. Pandora yanında bir kutu getirmişti. Bu kutunun içinde tüm acılar ve dertler bulunuyordu: insanlara ıstırap çektirmek suretiyle yeryüzüne dağılmayı bekliyorlardı. Prometheus kardeşine şöyleki dedi: “Pandora’nın kutusunu kapalı tut. Onu sakın açma.”
    Fakat Epimetheus bir kez daha kardeşinin öğüdüne kulak vermedi. Kutuyu açar açmaz, tüm dertler ve acılar dünyaya dağılıverdi. Prometheus atılıp kapağını kapadı, fakat en altta bulunan ‘ümit’ içeride kalmıştı. (Tanrıların Masalları)
  • “…özlemin yok olması da mümkün değildir, olsa olsa şekil değiştirir ve başka bir kalıpta varlığını sürdürür.” (Tanrıların Masalları)
  • Artık ne bir hikâye özetleyen, ne de bir hikâye anlatılmasına müsaade eden donuk, kara toprağın üstünde yürür gibiydi. (Odysseus’un Oğlu Telemakhos)
  • Yasaları icra eden aslına bakarsan kendisiydi. Yargıç Theseus, devlet adamı Theseus’u yargılıyordu. (Aşk ve Uyku)
  • Tanrılar bakıştılar ve Hermes dedi ki: “İnsanlar bu şekilde işte…sözlerine sadıklar. En azından bazıları.” (Tanrıların Masalları)
  • Savaş çürütür. Hem de her şeyi: Şehirleri, tarlaları, ticareti, insan ruhunu, hatta insan aklını. (Tanrıların Masalları)
  • Amazonların Kraliçesi Hippolyte onlara ev sahibeliği yapıyordu.
    “Sizler ne kadar yakışıklı erkeklersiniz bu şekilde!” diyordu Theseus ve Peirithoos’a.
    Kahramanlarımız bu sözler karşısında oldukça utanmışlardı, bu sebeple geldikleri yerde bayanların erkeklere bu şekilde iltifatlar yapmasına alışkın değillerdi. Hippolyte ve sevdiği Antiope, kahramanlarımız ile ilgileniyorlardı. Bir süre daha burada kalmaları için ricada bulunuyorlardı onlara. Hiçbir eksiklik hissetmemeleri için ellerinden geleni yapacaklardı.
    “Kalalım mı?” diye sordu Peirithoos.
    “Neden olmasın?” dedi Theseus.
    “Evet, niçin olmasın?” dedi Peirithoos. (…)
    Fakat sorun oldukça karışıktı, bu sebeple hem Theseus ve Hippolyte, hem de Peirithoos ve Antiope içinde bir ilişki vardı. Peirithoos, Antiope’yi seviyordu, gerçi kara sevda ile değil, fakat gene de kız onun yatağına girmesine izin veriyordu. Bu durum karşısında Theseus ve Peirithoos, Antiope ve Hyppolyte’yi esir aldılar, daha doğrusu, onları kendi adamlarının hışmından korumak için kaçırıp saklandılar.
    Bir mağaranın içine sığınmışlardı. Oldukca duygusal bir yerdi burası. Orada hem birbirlerini sevdiler, hem de kendilerinin hain olduklarını düşündüler. Her şey oldukca coşku vericiydi.
    “Siyaset yapmaktan oldukca daha iyi değil mi bu?” diye sordu Peirithoos Theseus’a yanlarındaki hanımefendiler uykuya daldıktan sonrasında.
    “Evet, daha iyi “diye karşılık verdi Theseus.
    “Peki ya sen bu ikisini iyi mi buluyorsun?”
    “Her biri ötekinden daha iyi.”
    Ne Peirithoos, ne de Theseus, Antiope’nin uyanık bulunduğunu ve kendilerini dinlediğini fark etmemişti.
    “Ne dersin” dedi Peirithoos, “bir değiş tokuş yapalım mı? Sen Antiope’yi al, ben de karşılık olarak Hippolyte’yi.”
    “Neden olmasın” dedi Theseus. “Bir kerelik denemeye kıymet.”
    Bu sözleri işiten Antiope son aşama üzülmüştü. Halkına ihanet ederek bu adamlarla birlikte firar etmiş ve bu duygusal mağaraya sığınmıştı. Şimdi de başka birisiyle değiştirileceğini duyuyordu.
    Antiope mağaradan kaçarak Amazonların yanına geri gitti ve hücumu organize etti. Theseus, Peirithoos ve Theseus’u hakikaten seven Hippolyte kaçmak zorunda kaldılar. Ve akla gelmeyen başa geldiği vakit, doğrusu Amazonlar Atina şehrine karşı topyekün bir saldırıya geçtikleri vakit, Amazonların Kraliçesi Hippolyte, Theseus ve Atina’nın yanında, kendi halkına, kendi hanımlarına karşı göğüs göğüse çarpıştı. (Aşk ve Uyku)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş