Eğitim

Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) – Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) – Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) kimin eseri? Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) kitabının yazarı kimdir? Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) konusu ve anafikri nedir? Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) kitabı ne konu alıyor? Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) PDF indirme linki var mı? Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) kitabının yazarı Ebu’l A’lâ el-Mevdudi kimdir? İşte Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ebu’l A’lâ el-Mevdudi

Çevirmen: Kolektif

Yayın Evi: İnsan Yayınları

İSBN: 9789755745909

Sayfa Sayısı: 620


Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsanoğlu tarih süresince tanrısal mesaja muhatap olmuştur. Ardarda ve her kavme gelen Peygamberlerin, indirilen sahife ve kitapların hepsi tek bir mesajı iletmek istemiştir insana: Allah birdir ve O’ndan başka ilah yoktur. Yani “Tevhid”, varlığın yaşam deposudur. Kur’an, insan tarihinin tanık olduğu tüm Peygamberlerin ve Kutsal Kitapların bu evrensel mesajını doğrulayan, tamamlayan son tanrısal Kitaptır.

Şu halde insanoğlu, tanrısal informasyon ve tebliği sadece bu kitabı okuyarak, onu anlamaya emek vererek öğrenebilir; ruhunu, dünyasını ve geleceğini aydınlatabilir.

İslam dünyasında yüzlerce tefsirin kaleme alındığını görüyoruz. Bu kıymetli tefsirler, Kur’an-ı Kerim’i çeşitli seviyelerde açıklayarak insanoğlunun tanrısal tebliği anlamasına destek olan eşi olmayan kaynaklardır…


Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) Alıntıları – Sözleri

  • Hasan Basri….oldukça güzel bir halde izah etmiştir. “İnsan Allah’ı iyi mi tasarım ederse, amellerini de o tasavvura gore ayarlar…”
  • Peygamber (s.a) tüm ashabını topladı ve onlardan artık buradan son nefesimizi verinceye kadar bir adım geri çekilmeyeceğiz diye söz aldı. Durumun nezaketi göz önüne alınırsa bunun rahat bir biat olmadığını hepimiz anlamış olur.
  • Hiç kimse şu şüpheye kapılmamalıdır: İslâmî hükümet de müslümanlarla zimmi teb’a içinde ayırım yapar, onlara eşit haklar tanımaz; o yada bu şekilde bir tarafı kayırır… Bu şekilde bir kuşku yersizdir; şu sebeple Firavun’un siyasetinin aksine, bu şekilde bir ayırım, irk,
    renk, dil ve derslik esası üstüne değil, tersine ideoloji ve yaşam seçimi esasi üstüne yapılmıştır. İslâmi sistemde müslümanlar ile zımmi’lerin yasal hakları mevzusunda kesinlikle bir ayırım sözkonusu değildir.
    Tek ayırım onların siyasal haklarıyla ilgilidir ve bu da şu rahat sebebten ötürüdür: Bir ideoloji devletinde yönetici derslik yalnızca devletin
    temel ideolojisine inananlardan oluşabilir. Bu ideolojiyi kabullenen hepimiz bu sınıfa girebilir. Reddedenlerse dışarda kalır. Dolayısıyla
    bu ayırımla Fir’avnî ayırım içinde hiçbir benzerlik yoktur, zira Fir’avni ayırıma gore ezilen sınıfın hiçbir üyesi, hiçbir şekilde (kati
    likle) yönetici sinifina giremez; ezilen kavim temel insan (kul) haklarindan yararlanamaz, siyasî ve ekonomik haklarından dem vuramaz. Hatta onlar yaşama ve hayatta kalma haklarından bile mahrumdur, her ne olursa olsun herhangi bir haklan güvencede değildir, buna karşılık tüm hususi ayrıcalık ve haklar, devletin yüksek kademeleri, yaşamın nefis nimetleri, yönetici sınıfa ve bu derslik içinde dünyaya gelen bulunan her insana tahsis edilmiştir.
  • “Ey Rabbim! Bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.”
    Neml 19
  • Hudeybiye tam Harem sınırı üstünde bir yerdir. Burada Huzaa oğullarının başkanı Hudeyl b. Verka, kabilesinden birkaç kişiyle Peygamberimizin yanına gelmiş olarak ne niyetle geldiklerini sordu: Peygamber de (s.a) hiçkimseyle savaşmak için gelmediklerini, bir tek Beytullah’ı ziyaret ve tavaf etmek niyetinde olduklarını söylemiş oldu. Bunun üstüne heyettekiler geri dönerek Kureyş’in liderlerine durumu anlattılar, konuşmayı naklettiler ve Kureyşlilere bu Kabe ziyaretine engel olmamalarını tavsiye ettiler.
  • Kureyşliler onlarca kere gizlice Peygamber’in kampına saldırı edip sahabeyi tahrik ederek, ne pahasına olursa olsun savaşı başlatmaları için bahane olabilecek bir vaka çıkarmaya çalışıyorlardı. Fakat her seferinde sahabenin sabır ve disiplini, Hz. Peygamber’in (s.a.) ince düşüncesi ve hikmetli davranışı onların tüm oyunlarını boşa çıkardı. Bir keresinde 40-50 Kureyşli geceleyin gelip müslümanların kampına taş ve ok yağdırmaya başladılar. Sahabe-i Kiram hepsini yakalayıp Hz. Peygamber’in (s.a.) huzuruna getirdiler. Ama Peygamber hepsini özgür bıraktı. Bir öteki vakada, Ten’im tarafınca 80 şahıs, tam sabahleyin namazı vakti gelmiş olarak ani bir hucum yaptılar. Bu adamlar da yakalandılar fakat Peygamber (s.a) bu tarz şeyleri da özgür bıraktı.
  • Hz. Peygamber’in (s.a.) bu yıl geri dönerek, gelecek yıl Umre için gelmesinde ısrar ediyorlardı. Uzun görüşmelerden sonrasında sulh anlaşmasının maddeleri şu şekilde belirlendi:
    1) 10 yıl süreyle iki taraf içinde cenk durdurulacak. Bir taraf diğerine karşı, gizli saklı yada açık hiçbir harekette bulunmayacak.
    2) Bu süre içinde Kureyş’ten biri kendi hamisinin izni olmadan kaçarak Muhammed’in yanına gelirse, o şahıs Mekke’ye geri gönderilecek. Peygamberimizin adamlarından bir şahıs Kureyş’e dönerse onlar onu iade etmeyecek.
    3) Arab kabilelerinden her biri bu anlaşmaya katılarak taraflardan birini seçmekte özgür olacak.
    4) Muhammed bu yıl geri dönecek; gelecek yıl Umre için üç gün Mekke’de kalabilecek. Yanlarına birtek kılıçtan başka hiçbir aleti almayacaklar. Bu üç gün süresince Mekkeliler, herhangi bir çatışmaya meydan vermemek için Mekke’yi üç gün süreyle terkedecekler. Ama müslümanlar geri dönerken Mekke halkından asla kimseyi götürmelerine izin verilmeyecektir.
  • Hz. Abdullah ibn Mes’ud, Hz. Cabir ibn Abdullah ve Hz. Bera b. Azib’ten ayrı ayrı fakat aşağı yukarı aynı manadaki şu sözler rivayet edilmiştir: “İnsanlar, Mekke’nin fethine zaferdir diyorlar, oysa biz aslolan zafer olarak Hudeybiye barışını kabul ediyoruz” (Buhari, Müslim, Müsned-i Ahmed, İbn Cerir)
  • Anlaşmada en oldukça şu iki madde müslümanların gücüne gidiyordu: Birincisi, ikinci madde idi ki bununla ilgili olarak hepimiz, adaletsizliği açıkca belli bir şarttır, diyorlardı. Mekke’den kaçarak gelenleri biz geri vereceksek Medine’den kaçıp gidenleri onlar niçin geri göndermesinler? diye itiraz ediyorlardı. Bunun üstüne Hz. Peygamber (s.a) şu şekilde buyurdu: “Bizden kaçarak onlara giden şahıs bizim ne işimize yarar, Allah onu bizlerden uzaklaştırmıştır, fakat onlardan kaçarak bizim yanımıza gelenleri iade edersek Allah onları kurtarmanın bir başka yolunu gösterecektir.”
  • Bu adamların tutumları şu şekilde: “Muhammed abdest alırken ashabı, suyun bir damlasını dahi yere düşürmüyorlar hepsini gövde ve elbiselerine sürüyorlar. Artık siz, kimlerin karşısında bulunuyorsunuz bir düşünün!”
  • Bu Kur’an bir felsefe eseri değil ki, doğru ya da yanlış olma ihtimali bulunsun. O, Allah tarafınca vahyolunan kati bir gerçektir.
  • Bazı insanoğlu kendi bilinç ve iradesiyle Allah’ı velî edinirler. İşte bu insanlara, Allah yardım eder, onlara doğru yolu gösterir, salih ameller nasip eder ve onları kendi rahmeti altına alır. Allah’tan başka velî edinen kimseler ise, Allah’ın rahmetinden yoksun bırakılırlar. Burada ek olarak gerçek velînin Allah olduğundan ve başka asla kimsenin velayet hakkına haiz bulunmadığından bahsedilmiştir.


Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) İncelemesi – Kişisel Yorumlar


Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) PDF indirme linki var mı?


Ebu’l A’lâ el-Mevdudi – Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy) PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Kimdir?

Mevdudi, 25 Eylül 1903 senesinde Pakistan’ın Haydarabad Dekran bölgesinde hayata merhaba dedi. Hint Yarımadası’nın büyük alim yetiştiren ailelerinden birine mensup olan Mevdudi’nin babası, çocuğunu İngiliz eğitiminden uzak hususi bir eğitimle yetiştirdi. Hususi öğretmenlerden almış olduğu derslerle yetişen Mevdudi; İngilizce, Arapça ve Farsça öğrendi.

1920’de babasının vefatı üstüne emek verme hayatına atıldı ve 17 yaşlarında iken Hint Kıtası Müslümanlarının büyük ilgi ile izlediği el Camiat Gazetesi’nin yazı işleri müdürlüğüne getirildi. Daha sonrasında Tercüman’ul Kur’an adıyla bir gazete çıkarmaya başladı. 1941 senesinde Cemaat-i İslâmiyye’yi kurdu ve 1976 yılına kadar bu teşkilatın liderliğini sürdürdü.

Ebû’l-A’la Mevdûdî, fıkıh, iktisat, politika, tarih, siyer, sosyoloji, kültür zamanı ve Kur’an bilimleriyle ilgili mühim eserler yazdı ve bu eserleri dünyanın neredeyse tüm dillerine çevrildi. Yüzyılımızın en büyük bilginleri arasından yer edinen Mevdûdi, 22 Eylül 1979’da Amerika’da tedavi görmüş olduğu Buffalo Hastahanesi’nde vefat etti.


Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Kitapları – Eserleri

  • Kur’an’a Gore Dört Terim
  • Gelin Müslüman Olalım
  • İslam’a Giriş
  • Gelin Bu Dünyayı Değiştirelim
  • Kur’an’ı Nasıl Anlayalım
  • Hicab
  • İslamda Cihad
  • Tefhimu’l-Kur’an – 1.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 2.Cilt (Büyük Boy)
  • İslami Kavramlar
  • İslâm’da İhyâ Hareketleri
  • Tefhimu’l-Kur’an – 3.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 7.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 4.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 6.Cilt (Büyük Boy)
  • Tefhimu’l-Kur’an – 5.Cilt (Büyük Boy)
  • Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı
  • Sünnetin Anayasal Niteliği
  • İslam Davetçilerine
  • İslamda Siyasi Sistem
  • Hilafet ve Saltanat
  • İslam İnkılabının Süreci
  • Cihad
  • Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali
  • İslamın Geleceği ve Öğrenciler
  • İslam’ı Anlamaya Doğru
  • Tevhid Bilinci
  • Siret-i Nebi (Arapça-Türkçe)
  • İslami Hareketin Ahlaki Temelleri
  • İslam’da Aile Hukuku
  • Fetvalar
  • Faiz
  • Müslümanların Temel Problemi ve Çözümü
  • İslam’ın Çağrısı
  • Cebir ve Kader Problemi
  • Fıtrat Bilinci
  • İslam Savaşçısının Ahlaki Stratejisi
  • İslam Medeniyeti
  • İslam’ın Anlaşılmasına Doğru
  • İslam’da İnsan Hakları
  • İslâmda Savaş Hukuku
  • İslam Nizamı
  • Tefhimu’l-Kur’an: Kısa Surelerin Tefsiri
  • Cuma Konuşmaları
  • Namaz Bilinci
  • İslam Ekonomisinin Temel İlkeleri
  • Barışın Yolu
  • Yeniden Diriliş Yolunda Engeller Tavsiyeler
  • Tevekkül Bilinci
  • İman Bilinci
  • İslam ve Eğitim
  • Tefhimu’l-Kur’an Kur’an’ın Anlamı ve Tefsiri (7 Cilt Takım – Ufak Boy)
  • İslam ve Uygar Medeniyet
  • Modern Çağda İslami Meseleler
  • İslam ve Cahiliye
  • İslam’da Hükümet
  • Savaşım Bilinci
  • Tefhimu’l-Kur’an
  • Kur’an ve İnsanlık
  • Hitabeler
  • İslam Bilinci
  • Sünnet Bilinci
  • İslam Nazarında Doğum Kontrolü
  • İslamı Doğru Anlamak
  • Takva Bilinci
  • Günümüzde İslam
  • Kıyamet Bilinci
  • Ümmet Bilinci
  • Cahiliye Bilinci
  • Kur’an Bilinci
  • İnfak Bilinci
  • Sabır Bilinci
  • Devlet Bilinci
  • İslami Yaşama Biçimi
  • İslami Hareketin Dinamikleri
  • Müslüman Gençliğin Görevi
  • Müslümanca Yaşamak Üstüne
  • Salah ve Fesat
  • İslami Hareketin Stratejisi
  • İslam’da Ahlak Nizamı
  • Kur’an’da Firavun
  • İslam Hukukunda Sünnetin Yasal Konumu
  • İslam’da Yönetim Tartışmaları ve İnsan Hakları
  • Sünnetin Anayasal Niteliği
  • Dua Bilinci
  • Cihad Bilinci
  • Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı 2. Cilt
  • İslam’ın İstikbalinde Talebeler
  • İslam Vahdeti ve Irkçılık
  • İslam Dinine İlk Adım
  • Kur’an’ın Dört Temel Terimi
  • Tefhimu’l Kur’an Meali
  • Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı 1. Cilt
  • Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı 3. Cilt


Ebu’l A’lâ el-Mevdudi Alıntıları – Sözleri

  • “Asra yemin olsun ki, insan Ziyan içindedir. Ancak inanıp Salih amellerde bulunanlar birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabır tavsiye edenler kural dışı.”
    (Asr,1-2-3) (Tevhid Bilinci)
  • Kur’an-ı Kerim’de anlam ve sözcüklerin her ikisi de Allah’ındır. Bunlar olduğu benzer biçimde insanlara iletilmek suretiyle Resulullah’a indirilmiştir. Bu nedenle bunlara vahy-i metluv denilir. Vahyin öteki türü, doğrusu “gayr-i metluv” niteliği, yapısı ve amacı bakımından bundan tamamen farklıdır. Bunlar Resulallah’a yol göstermek amacıyla inerdi. İnsanlara, Allah’ın sözleriyle değil, Hz. Peygamber’in emir, karar ve işleri olarak ulaşırdı. Bir şahıs, Hz. Peygamber’e ilk tür vahiylerin geldiğini kabul ediyorsa, başka türlü bir vahyin de geldiğini niçin kabul etmiyor? Kur’an’ın olağanüstü kelamı, bunun tanrısal kelam bulunduğunu bizlere kanıtlıyorsa, peki Resul-u Muhterem’in olağanüstü yaşamı ve olağanüstü işleri, Allah’ın rehberliğinin neticeleri olduğu mevzusunda bizi niçin ikna edemesin? (Sünnetin Anayasal Niteliği)
  • Ey Allah’ı zikreden ve O’na yakarma eden kimseler(!) boynunuza kölelik, zulüm halkasını geçirten sebep nedir? (İslami Kavramlar)
  • Hz.Ömer Sahâbîlere:
    “–Allah’ın yardımı ve fetih vardığında…
    diye başlamış olan Nasr Sûresi hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sordu. Bir kısmı:
    “–Yardım görüp fetih gerçekleşince Allah’a hamd ve istiğfar etmekle emrolunmaktayız.” dedi.
    Kimi de asla yorum yapmadı. Ömer (r.a) bu sefer bana hitâben:
    “–Ey İbn-i Abbâs! Sen de böyle mi düşünüyorsun?” dedi. Ben:
    “–Hayır!” dedim.
    “–Peki, ne diyorsun?” diye sordu. Ben de:
    “–Bu sûre, Efendimiz’in(sav) ecelinin geldiğini kendisine haber verdi. Allah’ın yardımı ve fetih sana ulaşınca -ki, bu Sen’in ecelinin geldiğinin alâmetidir- Rabbini hamd ile tesbih et, bağışlanma dile!
    Şu sebeple o tevbeleri kabul edendir.” buyruluyor dedim. (Tefhimu’l-Kur’an – 7.Cilt (Büyük Boy))
  • Hidaye’de sorun şu şekildedir.
    “Kitabi hanımlarla evlenmek caizdir fakat evlâ olan fakirlik bulunmadıkça onlardan evlenmemek ve kestiklerini yememektir. Harp ehli kitabî hanımlarla evlenmek icma ile mekruhtur şu sebeple bu biçim evlenme ile adamın hanımla birlikte diyar-ı harpte yaşaması ihtimali ve dolayısıyla doğacak olan evlatların kafirlerin ahlakından etkilenmeleri söz konusu olacağı için fitne kapısı açılmış olur.” (Modern Çağda İslami Meseleler)
  • İman, talep ve histen ibaret değildir. Ancak kalpte yerleşip amelde kendini gösterendir.. (İslamda Cihad)
  • “Gidilecek yeri aynı olmayanların yaşam yolu iyi mi bir olabilir ki? (Takva Bilinci)
  • Dünya’da hiçbir yer yoktur ki orada Müslümanların yerleşim yeri olmasın ve orada ezan okuyarak Resulullah’ın risaleti duyuru edilmesin.Namazda da Resulullah’a salavat getirilir.Cuma hutbesinde de Resulullah zikredilir.Senenin on iki ayının hiçbir günü ve günün 24 saatinin hiçbir ânı yoktur ki yeryüzünde bir yerde Resulullah zikredilmesin.Bu, Kur’an’ın doğruluğunun açık ispatıdır. (Tefhimu’l-Kur’an – 7.Cilt (Büyük Boy))
  • ‘İlimden kendilerine oldukça azca hisse verilmiş insanların, düzen koyma, kanun yapma yetkilerini kendilerinde görmeye kalkmaları, sonu cehennem olan bir tağutluk iddiası olduğu benzer biçimde fazlasıyla gülünçtür de.’ (İslâm’da İhyâ Hareketleri)
  • “Hevasını kendisine ilâh edinen kimseyi gördün ya. Allah, onu bir ilim üstüne şaşırtmış kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de bir perde çekmiştir. Artık ona Allah’tan başka kim hidâyet edebilir? Hâlâ düşünmez misiniz? (Ayet;23) (Takva Bilinci)
  • Ikinci Bölüm: İkinci bölüm ise, İslam’a hizmet et meye gönül vermiş askerleri yetiştiren bir imalathane olacak ur. Bunların köşe taşları iffet ve dolandırıcılıktan uzaklık olan erdemli bir ahlakla bezenmeleri gerekir. Ayrıca bakış lanı kesinlikle asil gayelerinden başkasına yönelmeme lidir. Şiarları, bu amaç uğrunda fedakârlık ve çaba göster mek olmalıdır. İşinde mütevazı, sıkı ve istikrarlı olmakla tanınan fertlerden oluşan bu genç gruptan, hedeflenen devrim par tisinin çekirdeği oluşacaktır. İşlerinde ve davranışlarında nizamın, kardeşliğin ve dayanışmanın ruhu onlara egemen olur, o şekilde ki insanoğlu onlarda, iki ayağı üstünde yürüyen İslam’ı görür. (Müslümanların Temel Problemi ve Çözümü)
  • İslâm nizâmı, gayri meşru parayla kurulamaz. (Gelin Bu Dünyayı Değiştirelim)
  • İnsana bedeni varlığı için değil de etik sıfatları için insan denilmektedir. (Savaşım Bilinci)
  • Nitekim hakikati bilmek için bizzat Allah’ın bilimsel kâfidir. (Tefhimu’l Kur’an Meali)
  • İmanın İslam ile olan ilgisi, ağacın tohumla olan ilgisi gibidir. Tohumun ihtiva ettiği güzellikler, sadece o tohumdan gelişen ağaçta gözlenebilir. Öyleki ağacı iyice incelediğiniz süre tohumda olan tüm özellik ve güzellikleri kolaylıkla görebilirsiniz. (Savaşım Bilinci)
  • Siz bir Müslümanın ahlâk ve karakterini iyice kavrarsınız, bir Müslümanın hiçbir süre dünyada rezil , mahkum ve yenik olarak yaşamayacağına yürekten inanırsınız. Bir Müslüman daima galip ve hakim olarak yaşar , şu sebeple İslâm’ın onda yaratmış olduğu özellikler hiçbir güç bastıramaz. (İslam’a Giriş)
  • Bir kulun Rabbine en yakın anı, secde etmiş olduğu andır. (Tefhimu’l-Kur’an: Kısa Surelerin Tefsiri)
  • Gözler O’na ulaşamaz. Ancak O, gözlere ulaşır. O, her şeye derinlemesine nüfuz eder ve her şeyden haberdardır. (Tefhimu’l Kur’an Meali)
  • Ben sizden birini, Allah’ın bana havale etmiş olduğu bir devlet işi için vergi memuru olarak gönderiyorum da geri döndüğünde bana; ‘Şu mal devlet malı, şu da bana verilen hediyedir’ diyor. Bu doğru olsaydı, acaba babasının anasının evinde otururken de kendisine bu şekilde hediyeler verilir miydi? (Fetvalar)
  • İslam, imanın fiiliyata aktarılmış halidir. (Savaşım Bilinci)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş