Eğitim

Tevbe Suresi Tefsiri – Abdullah Azzam Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tevbe Suresi Tefsiri – Abdullah Azzam Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tevbe Suresi Tefsiri kimin eseri? Tevbe Suresi Tefsiri kitabının yazarı kimdir? Tevbe Suresi Tefsiri konusu ve anafikri nedir? Tevbe Suresi Tefsiri kitabı ne konu alıyor? Tevbe Suresi Tefsiri PDF indirme linki var mı? Tevbe Suresi Tefsiri kitabının yazarı Abdullah Azzam kimdir? İşte Tevbe Suresi Tefsiri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Abdullah Azzam

Yayın Evi: Buruc Yayınları

İSBN: Osmanlı’da Bir Vampir – Béla

Sayfa Sayısı: 840


Tevbe Suresi Tefsiri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şehid Abdullah AZZAMın Afgan Cihadında mücahidlerle yapmış olduğu tefsir tersleri bu kitapta toplanmış.


Tevbe Suresi Tefsiri Alıntıları – Sözleri

  • Kardeşlerim, herkeste ayıp ve hata bulunur. Fakat hepimiz yalnız hataları görüp onları yazmakla meşgul olursa, hatalardan başka ne okunması mümkün? Her topluluk geldiği süre bir öncekini lanetle anacaktır. Bu müminlerin sıfatı değildir. Yüce Rabbimiz, müminlerin sıfatını şöyleki belirtmektedir: “Onlardan sonra gelenler de derler ki: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. İman edenlere karşı kalblerimizde bir kin bırakma.” (Haşr, 10)
  • Bir adam, Harun Reşid’e gelir, “Sert bir hitab ile sana nasihat etmek ve galiz sözler söylemek istiyorum.” der. Harun Reşid de “Hayır, şüphesiz yüce Allah senden daha hayırlısını, benden daha şerlisine göndermiştir. Ve ona yumuşak olmasını emretmiştir. Yüce Allah, Musa’yı Firavun’a göndermiştir. Hz. Musa senden daha hayırlı, Firavun da benden daha şerlidir. Üstelik yüce Allah Musa’ya da şöyle emretmiştir: “Firavun’a gidin, çünkü o azmıştır. Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır yahut korkar.” (Taha, 43-44)” der.
  • Kızdırılmış demir benzer biçimde olan sıcak çöl kumunun üstüne yatırılan Bilal Habeşi (r.a.)’dan göğsüne büyük bir kaya parçası konularak tevhidden dönmesi, Lat ve Uzza putlarına ibadete yeniden dönmesi isteniyordu. Bu ağır işkencenin altında Bilal Habeşi (r.a.), zalim müşriklere şöyleki diyordu: “Ahad! Ahad! O tektir, tektir.” Daha sonrasında bazı insanoğlu, Bilal’e: “Neden o ağır işkencenin altında ‘Ahad, Ahad’ diyordun?” diye sorduklarında Bilal (r.a.) şöyleki yanıt veriyordu: “Eğer müşrikleri daha fazla öfkelendirecek başka bir kelime bilseydim, gökyüzünü işaret eden bu parmağımla şehadet ederek onu söylerdim.” Malik b. Nebi, Bilal Habeşi (r.a.)’ın bu seslenişi hakkında şöyleki diyor: “Bu, aklın seslenişi değil, ruhun seslenişidir. Çünkü akıl, Hz. Bilal’e, işkence eden Umeyye b. Halef’e boyun eğmesini emreder. Ona, “Ben de seninle beraberim.” de. Sonra Allah Rasûlün’e git ve onun huzurunda Kelime-i Tevhidi duyuru et. “Ben o müşriklerle alay ettim, Umeyye b. Halef’i aldattım. Takiyye yaptım, de.” diye emreder. Fakat davetler; hakkı gizlemeyle, kıvırmayla ve aldatmayla yücelmez. Davetler, sadece cahiliye karşısında yılmaksızın net ve açık tavır almakla yücelir. “Allah’a yemin ederim ki, sağ elime güneşi, sol elime de ayı koysanız da bu davadan vazgeçmem. Tâ ki Allah bu dini açığa çıkarıncaya kadar… ” İşte Peygamberimizin cahiliye karşısındaki net ve açık tavrı… İslamî davetler sadece bu şekilde zafer kazanır. Birtakım insanların yer altına gizlenerek okudukları kitaplarla, yaptıkları derslerle yada konuşmalarla değil. Bunlar İslam davasını muzaffer kılmaz. İslam davasını muzaffer kılacak şey; Allah için akıtılan kanlar, kurban edilen canlar, bu uğurda verilen şehidler ve kalan gaziler olacaktır. İslam adına meydana getirilen kurnazca hileler, söz oyunları değil. Cahiliyenin aldatmacaları bu davaya yardım edemez. İnsanlar, Allah için kurban edilen canlardan etkilenmektedir. İçinde söz oyunları ve hilelerin olduğu felsefelerden değil.
  • “Müslüman bayanlar! Sakın rahat ve lüks düşkünü olmayınız bu sebeple rahat ve lüks, cihadın düşmanıdır; beşerin ruhunu telef eder. Çocuklarınızı ağır şartlarda, yiğitliğe, kahramanlığa ve cihada alıştırınız. Bu esaslar üstüne eğitiniz. Evleriniz aslan inlerini andırsın. Tağutlar tarafınca boğazlansın diye, yiyip semiren tavukların kümesi olmasın!… “
  • Şâ’râvî Cuma , Mısır İç İŞleri Bakanı idi . O,tutuklu Müslüman Kardeşleri cezalandırmak için onlara meyve verilmesini yasakladı.!
    Bir gün Muhammed Kutub ,hapishanede yedi yıl kaldıktan sonrasında gene aynı hapishanede kalan kızkardeşini ziyaret etmek için cezaevi müdüründen izin istedi . Muhammed Kutup’un bu istediğini cezaevi müdürü ; ” Maalesef bunu izin veremeyeceğim, bu sebeple İçişleri bakanlığının açık emri var ; ” Muhammed Kutup , kesinlikle kızkardeşini ne sağ ne de ölü olarak görecek.”
    Muhammed Kutup’un bu talebinden hemen hemen daha bir yıl geçmeden Şâ’râvî Cuma görevdin alınır ve hapsedilir . O tarihde Hamide Kutup ve kardeşi Muhammed Kutup cezaevinden çıkmışlardır.
    Şâ’râvî Cuma’nın hanımı meyveler ile beraber onu ziyaret için cezaevine gelir . Gardiyan ” Bu ne ? ” diye sordu . Kadın, ” Kocam Şâ’râvî Bey için getirdiğim yiyecekler vs. yanıtını verir .
    – Gardiyan , Kocanız Şâ’râvî Bey mi ?”
    – Kadın, Evet
    – Kocanız bir kanun çıkarmıştı. Buna bakılırsa tutuklu ailelerin hapishaneye meyve göndermeleri yasaklanmıştır. Ben kocanızın hapishanede olmadığı dönemde bir bakan olarak ona itaat ediyordum. Şimdi de ona hapishanedeyken itaat edeceğim . Vallahi o meyvelerden birini bile tadamaz. yanıtını verdi.
    “…Yeryüzünde büyüklendiler ve fena planlar yaptılar. Oysa fena planlar, sahibinden başkasını kuşatmaz. ”
    ( Fatır Suresi 43 )
  • Bu dinin belini kıranlar yarım alimlerdir. Ne doğru dürüst alimdirler, ilme dayanarak fetva versinler; ne de cahilliğini algı ederler ki, bilmediklerini öğrensinler.
  • Bu Dinin Belini Kıranlar Yarım Alimlerdir. Ne Doğru Dürüst Alimdirler, ilme Dayanarak Fetva Versinler; Ne de Cahilliğini İdrak ederler ki, Bilmediklerini Öğrensinler.
  • sevdalarını satanları yüreklerinden vurmak isterim
  • Bu dinin belini kıranlar yarım alimlerdir. Ne doğru dürüst alimdirler, ilme dayanarak fetva versinler; Ne de cahilliğini idrâk ederler ki, bilmediklerini öğrensinler.


Tevbe Suresi Tefsiri İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İnsanı eğiten ve müslümanları dirilten bir kitap. Şehid Abdullah Azam hocamızdan her müslümanın okuması ihtiyaç duyulan bir kitap. Toplumun irşad olması için bu kitap okullarda ders olarak verilmesi lazım. (josef)

Tüm okuduğum kitaplar bir tarafa bu yaratı bir tarafa.. ruhunuzu bulacağınız ve işitmediğiniz hakikatlere şahid olacağınız nadide eserlerden biri bulunduğunu düşünüyorum. (Kitapzade)


Tevbe Suresi Tefsiri PDF indirme linki var mı?


Abdullah Azzam – Tevbe Suresi Tefsiri kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Tevbe Suresi Tefsiri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Abdullah Azzam Kimdir?

Filistin’e bağlı Sila el-Harisiye nahiyesinde 1941 senesinde hayata merhaba dedi. Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi’nden pekiyi aşama ile 1966 senesinde lisans mezuniyet belgesi aldı. Daha sonrasında kısa bir süre Amman’da lisede öğretmenlik yapmış oldu. Batı Şeria ve Mescid-i Aksa’nın 1967 senesinde Yahudilerin eline geçmesinden sonrasında, 1969’da Müslüman Kardeşler’in Mücahitler Birliğine katıldı. Yahudilerin, Müslümanları alay konusu etmeleri ve onları küçümseyişleri ona ağır geldi. Ancak Fedaiyyun ile Ürdün ordusu içinde meydana gelen Kara Eylül vakaları Filistin toprakları üstünde cihadını sürdürmesine olanak vermedi. 1969 senesinde Usul-u Fıkıh mastır yapmış oldu. Amhud Şeriat Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonrasında doktora yapmak suretiyle Kahire’ye gitti. Usul-u Fıkıh’ta birinci onur derecesiyle 1973’de doktorasını tamamladı. 1973-1980 yılları aralığında Ürdün Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmış oldu. Ürdün genel askeri hakiminin sonucu gereğince 1980 senesinde, Ürdün üniversitelerinden uzaklaştırıldı. 1981 senesinde Cidde Kral Abdülaziz Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. Daha sonrasında 1981 senesinde Afganistan cihadına daha yakın olmak maksadı ile İslamabad’daki Uluslararası İslâm Üniversitesi’nde emek verme talebinde bulunmuş oldu. Ve üniversitede emek vermesi kabul edildi. 1984 senesinde Kral Abdülaziz Üniversitesi’nden çekilme ederek, Afgan cihadında eğitim müsteşarı oldu. Tüm mesaisini de bu işe hasretti. Bazı Arap kardeşleri ile beraber, “Mücahitlere Hizmet Bürosu”nu kurdu. Afgan cihadı hizmeti doğrultusundaki çalışmalarını sürdürmekteydi. Afganistan’a gelen Arap mücahitlerin büyük çoğunluğu bu ofis çevresinde toplandılar. Bu ofis, nerede ise tüm Afganistan’da ve tüm mücahitler içinde bir oldukca öğretim, eğitim, askeri, sıhhi, toplumsal ve komünikasyon dallarında hizmetler yapmıştır. Kasım 1989’da hain bir pusu sonucu iki oğlu ile birlikte şehit edildi.


Abdullah Azzam Kitapları – Eserleri

  • Kayıp Minare
  • Afgan Cihadında Rahman’ın Ayetleri
  • Tevbe Suresi Tefsiri
  • Hamas
  • Hurilerin Aşıkları
  • İslami Düşüncenin Zirve İsmi Şehid Seyyid Kutub
  • İslam’da Cemaat Olmanın Gerekliliği
  • Marksizm’in Çöküşü
  • Tüm Gençlere Bir Mesaj
  • Tahavi Akidesi Şerhi
  • Cihad Ahkamı
  • Şehid Abdullah Azzam Külliyatı
  • Müslümanı Öldürme Suçu
  • Afgan Cihadında İlahi Yardım
  • İslam ve İnsanlığın Geleceği
  • İslam Akidesinin Özellikleri
  • Cihad Ahkamı
  • Cihad Kervanı
  • Müslüman Halkın Cihadı


Abdullah Azzam Alıntıları – Sözleri

  • Bir topluluk bir kişiyi öldürürlerse, kısas olarak hepsi öldürülür. (Müslümanı Öldürme Suçu)
  • Dünya sevgisini kalbinden çıkar ki Allah seni sevsin. İnsanların malına gözünü dikme ki insanoğlu seni sevsin. (Hurilerin Aşıkları)
  • Bugün hakkın ve hakikatin açıklanması, tek kişinin altından kalkamayacağı kadar ağırdır. Bunun içindir ki bu işin netice vermesi için büyük gayretler gereksinim vardır. İhlaslı ve samimi kişilerin bir araya gelip omuz omuza vermesi, imkanlarına ve işlerini düzene koyup belli bir program dahilinde emek harcamaları kaçınılmazdır. (İslam’da Cemaat Olmanın Gerekliliği)
  • Sessizliğini ayıplayan kişiye söyle
    Yiğit kimse dilsiz olarak doğar.
    Akıllı insanoğlunun eli devamlı dilinden önde olur. (Hurilerin Aşıkları)
  • Kendini Allah’a teslim etmek; ihlâslı olmak anlamına gelir. (İslam’da Cemaat Olmanın Gerekliliği)
  • Allah’ın selamı üstüne olsun sonrasında görüşürüz… Eğer görüşemezsek randevumuz aden olsun. (Hurilerin Aşıkları)
  • Yahudi gazeteci Sami Kohen Menderes’in idamıyla ilgili olarak şunları yazdı: “Menderes’i darağacına götürmüş olan direkt sebep, İslam dünyasıyla yakınlaşıp, İsrail ile ilişkileri yavaş yavaş soğutma politikasıydı. (Kayıp Minare)
  • Şu şekilde diyordu: ” Neden affımı isteyecekmişim ? Eğer ben hak suretiyle mahkûm edilmişsem ben hakkın hükmüne razıyım. Eğer ben bâtıl bir gerekçe ile mahkûm edilmişsem şüphesiz ki ben bâtılın affını dilemekten de müstağniyim.” O, bu sözleri söylediği esnada , onu izleyenlerin önünde idam sehpasının ipi görünüyordu. (İslami Düşüncenin Zirve İsmi Şehid Seyyid Kutub)
  • Süleyman îbni Bureyde’den rivayet olunan bir hadiste de (Neylul Evtar 7/210) şöyleki buyuruluyor:
    Süleyman İbni Bureyde bahasının şöyleki söylediğini nakleder “Rasûlullah (sav) bir orduya yada seriyyeye komutan atama etmiş olduğu süre bilhassa komutana ve tarafındaki Müslümanlara hayır tavsiye etti sonrasında da dedi ki: Allâh yolunda Allâh’ın adıyla gaza ediniz. Allâh’ın inkar edenlerle savaşınız. Cenk ediniz zulmetmeyiniz, ahdinize vefa gösteriniz. Ölülerin uzuvlarını keserek yada parçalayarak fenalık etmeyiniz. Evlatları öldürmeyiniz Müşriklerden düşmanlarınızla karşılaştığınızda onları şu üç şeye çağrı et. Bunlardan hangisine icabet ederlerse icabetlerini kabul et ve savaşma: Onları islama çağrı et. Eğer icabet ederlerse kabul et ve öldürme. Sonra yerlerini terk edip muhacirlerin yanına gelmelerini iste. Eğer bunu yaparlarsa muhacirlerin lehinde ve aleyhinde olan şeylerin kendilerinin de leh ve aleyhinde olacağını bildir. Eğer bundan yüz çevirirlerse Müslüman arapların başına gelenlerin kendilerinin de başına geleceğini ve Müslümanlarla birlikte cihad etmedikçe ganimetlerden hiçbir şeye nail olmayacaklarını bildir, Eğer bundan da yüz çevirirlerse onlardan cizye iste eğer kabul ederlerse sende onları kabul et. Eğer bundan da yüz çevirirlerse Allâh’a sığın ve onlarla cenk.” (Sahihi Müslim. Ahmet. Tirmizi) (Cihad Ahkamı)
  • Marks’a bakılırsa din halk yığınlarının afyonudur.
    Daha sonrasında “Freud” (1856-1938) geldi. Cinsiyet iç güdüsü hakkında görüşlerini duyuru etti (1906) ve insana hükmeden şeyin cinsel içgüdüler bulunduğunu söylemiş oldu. Insanı bir “Kösnü küpü” ola rak görüp, cinsiyete dair anormal insanlarda elde etmiş olduğu bazı neti celeri tüm düzgüsel insanlara uygulamaya çalıştı. Bununla da ye tinmeyip ruhun varlığını kabul etmeyerek ahlakın, dinin, sanatın kaynağının cinsiyet iç güdüsüne bağli bulunduğunu söyleyerek Bati ve Doğu toplumlarında büyük ve derin yaralar açtı. İnsanların tinsel değerlerinden uzaklaşmasına sebep oldu. Hatta adam ço cuğun cinsel içgüdü ile annesini sevdiğini, sonrasında babasını anası ile sevgisi içinde engel görüp oedipus complev’ine (odipus kompleksi) kapıldığını, kız çocuğun babasına gene cinsel iliş kiden dolayı sevgi beslediğini, annesini bu sevgiye engel görüp elektra complex’ine kapıldığını söyler. (İslam Akidesinin Özellikleri)
  • Islâm’ın başat olması demek, Filistin’deki Yahudi egemenliğinin son bulması anlamına gelir. (Hamas)
  • Şer’an ve ıstılahen cihad:
    Dört mezhebin fukahası, cihadın, cenk ve harpte yardımlaşma manasında müttefiktirler. (Cihad Ahkamı)
  • Dört mezhebin fukahasının tarifi :
    1- Hanefi mezhebine bakılırsa; İbnu Humam, Fethul Kadir de (5/187) şu ibareyi zikreder “Cihad: Kâfirleri, hak olan dine çağrı etmek ve kabul etmezlerse onlarla savaşmaktır.” Kaşani ise Bedai isminde eserinde (9/4299) şöyleki demiştir. Cihad: “Allah yolunda canla, malla, dille cenk yapmak suretiyle tüm gücün ve takatın sarf edilmesidir.” (Cihad Ahkamı)
  • Afganistan meselesi,düşman milletlerin devamlı,aç köpekler benzer biçimde yeryüzünün her tarafınca üstüne saldırı ettikleri yaralı İslam davasının acıklı hikayesidir. (Afgan Cihadında Rahman’ın Ayetleri)
  • Allah ﷻ şöyleki buyuruyor:
    Kim bir mü’mini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, lanetlemiş ve büyük bir azab hazırlamıştır. (Nisa,93) (Müslümanı Öldürme Suçu)
  • Her şeyde bir kanıt vardır.
    O’nun bir bulunduğunu gosteren
    Bu duyuru sözlü de olabilir. (Tahavi Akidesi Şerhi)
  • Bugün hayatınızın ilk yıllarındasınız, gençlik zamanındasınız. Gençlik zamanı, kardeşlerim, savaşım zamanıdır. Çaba sarf etmenin ve fedakârlığın zamanıdır. (Tüm Gençlere Bir Mesaj)
  • Şâ’râvî Cuma , Mısır İç İŞleri Bakanı idi . O,tutuklu Müslüman Kardeşleri cezalandırmak için onlara meyve verilmesini yasakladı.!
    Bir gün Muhammed Kutub ,hapishanede yedi yıl kaldıktan sonrasında gene aynı hapishanede kalan kızkardeşini ziyaret etmek için cezaevi müdüründen izin istedi . Muhammed Kutup’un bu istediğini cezaevi müdürü ; ” Maalesef bunu izin veremeyeceğim, bu sebeple İçişleri bakanlığının açık emri var ; ” Muhammed Kutup , kesinlikle kızkardeşini ne sağ ne de ölü olarak görecek.”
    Muhammed Kutup’un bu talebinden hemen hemen daha bir yıl geçmeden Şâ’râvî Cuma görevdin alınır ve hapsedilir . O tarihde Hamide Kutup ve kardeşi Muhammed Kutup cezaevinden çıkmışlardır.
    Şâ’râvî Cuma’nın hanımı meyveler ile beraber onu ziyaret için cezaevine gelir . Gardiyan ” Bu ne ? ” diye sordu . Kadın, ” Kocam Şâ’râvî Bey için getirdiğim yiyecekler vs. yanıtını verir .
    – Gardiyan , Kocanız Şâ’râvî Bey mi ?”
    – Kadın, Evet
    – Kocanız bir kanun çıkarmıştı. Buna bakılırsa tutuklu ailelerin hapishaneye meyve göndermeleri yasaklanmıştır. Ben kocanızın hapishanede olmadığı dönemde bir bakan olarak ona itaat ediyordum. Şimdi de ona hapishanedeyken itaat edeceğim . Vallahi o meyvelerden birini bile tadamaz. yanıtını verdi.
    “…Yeryüzünde büyüklendiler ve fena planlar yaptılar. Oysa fena planlar, sahibinden başkasını kuşatmaz. ”
    ( Fatır Suresi 43 ) (Tevbe Suresi Tefsiri)
  • Türk halkı, beş yüz yıldan fazla süredir beraber yaşamış olduğu miras, akide ve kültürden ve nesilden nesile geçerek kendisine miras kalan Arapça harflerle yazmaktan yoksun bırakılınca entellektüel cehalete yakalandı. Yeni gelen Türk nesli ise ne akideyi biliyor, ne kültürü, ne dini ne de prensipleri. (Kaybolmuş, kafası karışmış ve parçalanmış durumdalar.)
    Ancak iyi bir fıtrata haiz olan Türkler, birgün bu ecnebi fikirleri terk edecek ve Kemalist ilkeleri ayağının altında ezecektir. Alametleri ufukta görünmektedir. Sabah yakın değil mi?
    “Ne zamanmış o?’ diyecekler. De ki: ‘Yakın olsa gerek!”. (İsra: 51) (Kayıp Minare)
  • Özet olarak; Cihad cenk manasına gelir. “Fi sebilillah” kelimesinde ilk akla gelen şey cihaddır. İbni Rüşt Mukaddimesinde (1/369):(Kılıçla Din için müşriklerle savaşmaktır. Kim ki kendini Allah için yorarsa O’nun yolunda cihad etmiş ve cihad yalnız Allah yolunda olur. kelimesi söylendiğinde sadece ve sadece kafirler İslama girinceye yada cizye verinceye kadar savaşım etmek anlaşılır.) İbni Hacer, Fethul Bari de (6/29) şöyleki demiştir; “fi sebilillah” lafzından ilk akla gelen şey cihaddır. (Cihad Ahkamı)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş