Tuba Ünsal “Yaşamda sizin için de her şey hep çok yolunda gitmemiştir herhalde, arada takıldığınız anlar da olmuştur öyle değil mi? Böyle anlarda nelerden efor aldınız?” sualine verdiği cevapla gündem oldu:
DİNDAR BİR AİLENİN PARÇASIYDIM
“Dua ederim.
Babaannem Sare’yle muhteşem bir ilişkim vardı. Kızıma onun ismini koyarken dua ettim, ruhu ona üflensin, onun gibi acımalı biri olsun diye. Onun sayesinde namaz kılmayı, dua okumayı ve iman etmeyi bilmiştim. Sonra dinin çağdaş toplumdaki tabuları ve üzerindeki baskıyla bir anda kendimi meditasyon yaparken, kavra dilde Sanskritçe mantralar dinlerken buldum. Sonra hakikatinde ‘ortaklaşa dua’ diye bir şey olduğunu keşfettim, başka bir deyişle bu topraklarda herkesin ortak ettiği duanın titreşiminin mucizelerini baktım.
Sabah namazına da başladım. Secde etmenin kan akışıyla birlikte hipofiz bezi üzerinde harikulade pozitif bir tesiri var. Yogadaki balasana pozu ve secde etmek aynı tesiri yaratıyor. İkisinin de kelime karşılığı “Boyun eğmek, teslim olmak.” Dini vecibeleri yerine getirmek için bütüncül bir yaşam başkalaşımına giremiyorsam da kendime iyi geleni tercih etmekte hürüm”
.
