Eğitim

Türk Anayasa Hukuku – Ergun Özbudun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türk Anayasa Hukuku – Ergun Özbudun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türk Anayasa Hukuku kimin eseri? Türk Anayasa Hukuku kitabının yazarı kimdir? Türk Anayasa Hukuku konusu ve anafikri nedir? Türk Anayasa Hukuku kitabı ne konu alıyor? Türk Anayasa Hukuku PDF indirme linki var mı? Türk Anayasa Hukuku kitabının yazarı Ergun Özbudun kimdir? İşte Türk Anayasa Hukuku kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ergun Özbudun

Yayın Evi: Yetkin Yayınları

İSBN: 9789754640007

Sayfa Sayısı: 473


Türk Anayasa Hukuku Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiye`nin Anayasal Gelişmeleri ve 1982 Anayasasının Temel Nitelikleri

Türkiye`de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış

1961 Anayasasının Temel Nitelikleri

Milli Güvenlik Konseyi Rejimi ve 1982 Anayasasının Yapılması

1982 Anayasasının Başlıca Özellikleri

Devletin Temel Nitelikleri

Devlet Fonksiyonları ve Kamu Hukuku İşlemleri

Kurucu İktidar: Anayasayı Değiştirme Sorunu

Kuvvetler Ayrılığı

Yasama Fonksiyonu

Yasama İşlemleri

Yürütme Fonksiyonu ve Yürütme İşlemleri

Cumhuriyetin Temel Kuruluşu

Yasama Organı

Yürütme Organı

Yargı Organı


Türk Anayasa Hukuku Alıntıları – Sözleri

  • Tavsiye edilen anayasa değişikliklerinin aslı,Türkiye’nin anayasal demokratik geleneğinden tehlikeli bir geri adım teşkil etmektedir.Venedik komisyonu,tavsiye edilen sistemin,otoriter ve kişisel bir rejim yönünde yozlaşması tehlikelerini vurgulamak istemektedir.
  • Avupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM),Türkiye’de mecburi din ve terbiye derslerinin bugünkü okutuluş şeklini,Sözleşmeye (AİHS) aykırı bulmuştur.
  • Hiçbir anayasal düzenleme , parlementer rejim içinde sağlam ve disiplinli bir parlemento çoğunluğunun hükümete vereceği siyasal güç ve otoritenin yerini tutamaz.
  • onüç üyeden altısının artık yansız bir güç olmayan Başkan,yedisinin de üstünde Başkanın tesir sahibi olduğu ve seçimlerin beraber yapılmasının sonucu olarak oldukca büyük olasılıkla Başkanla aynı siyasal güçleri temsil edecek olan Büyük Millet Meclisi tarafınca seçildiği bir yapıya dönüşecektir.Kurulun hiçbir üyesi artık kendi eşitleri olan hakimler tarafınca seçilmeyecektir.
  • Şüphesiz, bir devletin adının Cumhuriyet olması ve başlangıcında da kalıtım kanalıyla iktidara gelmiş olmayan bir devlet başkanının bulunması, kesinlikle o devletin ulusal egemenlik ilkesine dayanan demokratik bir hükümet sistemine haiz olduğu söylenemez.
  • Başkanın HSK üstündeki kontrolü,yargının tümüne yaygınlaşmış olacaktır.Başkanın Hakimler ve Savcılar üstündeki kontrolü,dolaylı olarak,Anayasa Mahkemesi üstündeki kontrolünü de güçlendirecektir.
  • “Bir çok süre, anayasalara, kanunlara mahkemelere oldukca fazla umut bağlamış olup olmadığımızı düşünüyorum. Bunlar boş ümitler; emin olun bana, hoş ümitler. Özgürlük, adam ve bayanların kalplerinde yatar; orada öldüğünde hiçbir mahkeme onu koruyamaz; hatta hiçbir anayasa, hiçbir kanun, hiçbir mahkeme buna fazla destek bile olması imkansız. Orada yatmış olduğu sürece de, kendisini korumak için, hiçbir anayasaya, hiçbir kanuna, hiçbir mahkemeye ihtiyacı yoktur.”
    Learned Hand (Amerikalı hakim)
  • Türkiye’de yabancının toprak(arsa,arazi,bina)edinmesi yalnızca iyelik problemi olarak görülemez.Bundan dolayı toprak devletin olmazsa olmaz temel öğesi,egemenliğin ve bağımsızlığın simgesidir.Yabancıların ülkede mülk edinmesini olanaklar ölçüsünde sınırlayan Lozan Barış Andlaşması’yla süregelen hukuk siyaseti,günümüze dek sürmüştür.
  • “Tabii haklardan olan hürriyetin hepimiz için sınırı, başkalarının hürriyetinin sınırıdır. Bu sınırı sadece kanun çizer.”


Türk Anayasa Hukuku İncelemesi – Kişisel Yorumlar


Türk Anayasa Hukuku PDF indirme linki var mı?


Ergun Özbudun – Türk Anayasa Hukuku kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Türk Anayasa Hukuku PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ergun Özbudun Kimdir?

Prof. Dr. Ergun Özbudun, halen Bilkent Üniversitesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak, anayasa hukuku ve Türk siyasal yaşamı mevzularında dersler vermektedir. Aynı zamanda Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu’nun (Venedik Komisyonu) 1990 yılından beri üyesidir.


Ergun Özbudun Kitapları – Eserleri

  • Türk Anayasa Hukuku
  • Anayasalcılık ve Demokrasi
  • Otoriter Rejimler, Seçimsel Demokrasiler ve Türkiye
  • Türkiye’de Parti ve Seçim Sistemi
  • Türkiye’de Demokratikleşme Süreci 
  • Türk Siyasal Hayatı
  • 1921 Anayasası
  • 1924 Anayasası
  • Türkiye’de Demokratik Siyasal Kültür
  • Uygar Türk Politikası


Ergun Özbudun Alıntıları – Sözleri

  • Genellikle “Az gelişmiş ülkeler” yada “Gelişmekte olan ülkeler” olarak adlandırılan ülkelerde kurulan yeni demokrasiler, kısa zamanda, anarşik özgürlük ve otoriter dönemlerinden donra siyasal istikrarsızlığın egemen olduğu pretöryen rejimlere dönüşürler. (Türkiye’de Demokratikleşme Süreci )
  • “Demokratlar için siyasal katılma hakkı en temel haktır ; çünkü o , bütün diğer hakların koruyucusudur …” (Anayasalcılık ve Demokrasi)
  • “Türkiye`de asker-sivil ilişkilerinin, Batı demokrasilerinde olduğu şeklinde sivil iradenin üstünlüğüne dayanan bir modele kavuşturulabilmesi için, yapılması ihtiyaç duyulan daha birçok anayasal ve kanuni düzenlemeler vardır.” (Türk Siyasal Hayatı)
  • Çoğunlukçu demokrasi modelinde parlamentonun egemenliği hukuken sınırsız olup, bilhassa kanunların anayasa uygunluğunun bağımsız bir yargı organınca denetlenmesi söz konusu değildir.
    Oydaşmacı demokrasi modelinde, hem parlamentonun iradesi düzgüsel kanunlarla değiştirilemeyecek “katı anayasa” hükümleriyle sınırlandırılmıştır, hem de bunun ergonomik yaptırımı olarak kanunların anayasaya uygunluğunu denetleme görevi bağımsız mahkemelere verilmiştir.  (Türkiye’de Demokratikleşme Süreci )
  • Kaybetmek, bir tek bir dahaki sefere daha iyi hazırlanmak ve kazanmak suretiyle, daha oldukca ve disiplinli çalışmak için bir motivasyon olarak kabul edilebilmelidir. (Türkiye’de Demokratik Siyasal Kültür)
  • Kanun No: 85
    20/1/1337 (1921)
    MADDE 1: Hakimiyet bilâ kaydü koşul milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil yönetim etmesi esasına müstenittir.
    MADDE 2: İcra kudreti ve teşri salahiyeti milletin yegâne ve hakiki mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.
    MADDE 3: Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafınca yönetim olunur ve hükümeti “Büyük Millet Meclisi hükümeti” unvanını taşır.
    … (1921 Anayasası)
  • Başkanlık sistemin öteki bir pozitif yanları olarak gösterilen, başkanın belli bir dönem için kuvvetli yetkilerin verilmesiyle oluşan hükümet istikrarı, aslen başkanın durağan(durgun) vazife süresi ile sistemi katılaştırır ve sistemin sakıncalı bir yönünü oluşturur. Parlamenter sistemdeki esneklikten yoksun bırakır.
    Parlamenter sistemlerde hükümetin kamuoyunun itimatını kaybetmesi halinde ya yeni bir hükümetin kurulması ya da yasama meclisi seçimlerinin yenilenmesi kanalıyla kolayca çözülebilecek bir uyumsuzluk, başkanlık sisteminde anayasal bir bunalım boyutlarına ulaşabilir. (Türkiye’de Demokratikleşme Süreci )
  • Resmi ulemânın, yeni kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde devlet bürokrasisine dahil edilmesine karşılık, tarikatların öncülük etmiş olduğu isyanlar şiddetle bastırılmış, tarikatlar yasaklanmış,tekke ve zaviyeler kapatılmıştır. (Otoriter Rejimler, Seçimsel Demokrasiler ve Türkiye)
  • Şüphesiz, bir devletin adının Cumhuriyet olması ve başlangıcında da kalıtım kanalıyla iktidara gelmiş olmayan bir devlet başkanının bulunması, kesinlikle o devletin ulusal egemenlik ilkesine dayanan demokratik bir hükümet sistemine haiz olduğu söylenemez. (Türk Anayasa Hukuku)
  • “Bir çok süre, anayasalara, kanunlara mahkemelere oldukca fazla umut bağlamış olup olmadığımızı düşünüyorum. Bunlar boş ümitler; emin olun bana, hoş ümitler. Özgürlük, adam ve bayanların kalplerinde yatar; orada öldüğünde hiçbir mahkeme onu koruyamaz; hatta hiçbir anayasa, hiçbir kanun, hiçbir mahkeme buna fazla destek bile olması imkansız. Orada yatmış olduğu sürece de, kendisini korumak için, hiçbir anayasaya, hiçbir kanuna, hiçbir mahkemeye ihtiyacı yoktur.”
    Learned Hand (Amerikalı hakim) (Türk Anayasa Hukuku)
  • onüç üyeden altısının artık yansız bir güç olmayan Başkan,yedisinin de üstünde Başkanın tesir sahibi olduğu ve seçimlerin beraber yapılmasının sonucu olarak oldukca büyük olasılıkla Başkanla aynı siyasal güçleri temsil edecek olan Büyük Millet Meclisi tarafınca seçildiği bir yapıya dönüşecektir.Kurulun hiçbir üyesi artık kendi eşitleri olan hakimler tarafınca seçilmeyecektir. (Türk Anayasa Hukuku)
  • Türkiye’nin laik olduğu liberal demokrasiler ya da hür ülkeler kategorisine ulaşması, sadece, hürriyetçi bir dünya görüşü ile hazırlanacak, devletm degil kişi eksenli, resmi ideolojiden ve vesayetçi ruhtan arındırılmış, tümüyle sivil ve demokratik bir anayasanın yapılmasıyla mümkün olabilecek görünmektedir. (Otoriter Rejimler, Seçimsel Demokrasiler ve Türkiye)
  • ” …Thomas Jefferson’dur: ‘yüz yetmiş üç despot, tek bir despot kadar zalim olabilir… Bizim uğruna savaştığımız hükümet sistemi, bir seçimli despotizm değildir’… Dolayısıyla anayasalcılar, siyasal iktidarı kullananlar üstünde, özgür seçimler haricinde, bir kurumsallaştırılmış sınırlamalar sistemi talep etmektedirler. ” (Anayasalcılık ve Demokrasi)
  • Gerçekten CHP, tüm tek parti periyodu süresince, devlet elitlerinin hakimiyetindeki bir kadro partisi olarak kalmış, köylü kitlelerini mobilize ederek partinin halk desteğini genişletmeye çalışmamış, bunun yerine ilgisini Batılılaşmış dar seçkin zümre üstünde yoğunlaştırmıştır. (Otoriter Rejimler, Seçimsel Demokrasiler ve Türkiye)
  • Önleyici ve Bastırıcı Denetim: Kanunların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimini kabul etmiş olan ülkeler, çoğu zaman bu denetimin “bastırıcı” özellikte olmasını, doğrusu normun yürürlüğe girmesinden sonrasında gerçekleştirilmesini öngörmüşlerdir. (Türkiye’de Demokratikleşme Süreci )
  • 14 Nisan 1928 tarihinde Resmî Gazete’de gösterilen 1222 sayılı Kanun’la, Anayasa’nın 2, 16, 26 ve 38’inci maddeleri değiştirilerek, Anayasa’nın ilk metnindeki tüm İslâmî referanslar kaldırılmıştır. Bunlar, 2 ’nci maddedeki “Türkiye Devletinin dini, Din-i İslâmdır” ve Meclis’in yetkilerine ilişkin 26’ıncı maddedeki “ahkâm-ı şer’iyenin tenfizi” hükümleri ile 16 ve 38’inci maddelerde milletvekili ve Cumhurbaşkanı yeminlerindeki “vallahi” kelimeleridir. Değişikliğin öne sürülen nedeni, değişim teklifinde şöyleki açıklanmaktadır:
    “Muasır uygarlık hukuk-u ammesinde, millet hâkimiyetinin tecellisine medar (hizmet eden) en mütekâmil (gelişmiş) devlet şeklinin lâyik ve demokratik cumhuriyet olduğu müsellemattandır (malum gerçeklerdendir). Millet Meclisi’nin ittifakiyle tasvib edilmiş olan Kanun-u Medenî, Ceza Kanunu şeklinde müdevvenat-ı hâzıramız (bugünkü kanunlarımız) da bu esası tatbikat ve fiiliyat sahalarında tecelli ettirmektedir. Esasen devlet bir şahsiyet-i maneviye (tüzel şahıs) olduğuna bakılırsa bizâtihî (kendisi) bir mefhum-u mücerrettir (soyut kavramdır). Dinin maddî şahıslara tahmil etmiş olduğu (yüklediği) mükellefiyetleri, farzları amelen ifasına imkân da mutasavver değildir (düşünülemez). Bu şekilde mümkün olmayanı istihsal (elde etme) ardında ısrarın bir zaaf – tüm
    zaaflar şeklinde zararı olan bir zaaf teşkil edeceğinde kuşku yoktur. Esbâb-ı mesrudeye (ileri sürülen sebeplere) binaen lâyik devletin esas telâkkisine münafi (aykırı) fıkraların Teşkilât-ı Esasiyeden tayyı (çıkarılması) teklif olunmuştur. Din ve devletin ayrılma prensibi, devlet ve hükümetçe dinsizliğin tervici (teşviki) mânâsını tazammun etmemelidir (içermemelidir). Din ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılması; dinlerin, devleti yönetim edenlerle edecekler elinde bir alet olmaktan kurtuluş teminatıdır… Bu suretledir ki, beşeriyetin manevî saadetlerini deruhte eden din, ağyar (başkaları) eli değmeyen vicdanlarda bülent (yüce) mevkiini ihraz ederek (kazanarak) Allah ile fert içinde mukaddes bir temas vasıtası haline girmiş bulunacaktır. Bu kutsi teması Camilerde, Kiliselerde, Havralarda yada bir tek vicdanlarında arayıp bulanlar vardır. Devlet ve kanunları cümlesinin hâmisidirler (koruyucusudurlar).” (1924 Anayasası)
  • Başkanın HSK üstündeki kontrolü,yargının tümüne yaygınlaşmış olacaktır.Başkanın Hakimler ve Savcılar üstündeki kontrolü,dolaylı olarak,Anayasa Mahkemesi üstündeki kontrolünü de güçlendirecektir. (Türk Anayasa Hukuku)
  • Sınırı olan fakat görevli olmayan bir plüralizme yer veren; işlenmiş ve yol gösterici bir ideolojiye değil, kendine özgü zihniyetlere haiz olan; gelişimlerinin bazı aşamaları haricinde, yaygın ve yoğun bir siyasal mobilizasyon yaratmayan; bir liderin yada kimi zaman minik bir grubun, biçimsel yönden iyi belirlenmemiş, fakat fiiliyatta oldukça tahmin edilebilir sınırlar içinde iktidarı kullandıkları siyasal sistemler. (Otoriter Rejimler, Seçimsel Demokrasiler ve Türkiye)
  • Delegasyoncu demokrasilerde, yatay hesap verme neredeyse asla yoktur; bu yüzden siyasal kararlar büyük hızlıca alınabilir. Ama aynı nedenle, kararların aceleye gelmesi, yeterince tartışılmaması, hatalı olması ve sonuçta uygulamanın büyük seviyede aksaması şeklinde tehlikeler vardır. (Türkiye’de Demokratikleşme Süreci )
  • Tek parti sistemi, bu kamplardan birinin, yoğun bir savaşım sonunda öteki kampı zorla hakimiyeti altına alması ve ülkede kendi yönetim tekelini kurması anlamına gelir. (Otoriter Rejimler, Seçimsel Demokrasiler ve Türkiye)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş