Tutankamon’un hançeri hakkında harikulade gerçek! Bu dünyadan değil… Mısır firavunu Tutankamon, tarih süresince pek fazlaca efsaneye mevzu oldu. Takribî 8-9 yaşlarında saltanatına başladığı kabul edilen Tutankamon’un akraba evliliğinden doğması sebebiyle pek fazlaca hastalıkla çaba etmiş olduğu ve bundan dolayı uzun bir ömrünün olmadığı düşünülüyor. Ufak yaşta vefatı pek fazlaca efsaneye mevzu oldu, ‘Tutankamon laneti’ efsanesi de kim bilir bundan dolayı ortaya çıkmış olabilir.
Filmlere ve evraksallara mevzu olan Tutankamon’un kabrinden çıkartılan esrarengiz eşyaları günümüze kadar muhafaza edilebildi.
1920’de arkeologlardan tarafınca Tutankamon’un Krallar Vadisi’ndeki kabrinden çıkartılan eşyalardan biriyle ilgili yeni bir araştırma yapılmış oldu. Tutankamon’un 1 metrelik hançeri üstünde meydana getirilen analizler, şaşırtıcı ve hayret verici bilgiler ortaya çıkarttı.
Hançer demir bir göktaşı grubundan üretilmiş
Arkeologlar ilk analizlerinde hançerin demirden yapıldığını açıklamıştı sadece bu durum oldukça donakaltıcı bi gelişmeydi zira Demir Çağı firavunun vefatından takribî bir yüzyıl sonrasında başlamıştı.
Yapılan bu analizle hençer üstündeki demir, nikel, manganez ve kobalt yoğunluğu incelendi. Bıçağın kararmış noktalarında ise kükürt, klor, kalsiyum ve çinko bulunmuş oldu. Analistleri afallatansa bu maddelerin dağılımı oldu.
Arai, “Hançerin iki tarafında da yer yer çapraz çizgili bir doku oluştuğunu fark ettik. Bu da oktahedrit diye öğrenilen demir göktaşlarına özgü Widmanstätten desenini akla getiriyor. İşte bu fazlaca donakaldığımız bir yemini” dedi.
Analistlerin araştırmış olduğu Amarna Mektupları diye öğrenilen 3 bin 400 senelik tabletlerde, Tutankamon’un büyükbabası III. Amenhotep’in Anadolu’daki Mitanni kralının kızıyla evlendirilmiş olduğu ve bu sebeple firavuna altın kınlı demir bir hançer verildiğinden söz ediliyor. Bu da Tutankamon’un hançerinin Anadolu’da hırpalanmış bir aile yadigarı olabileceği anlamına geliyor. Hançerle ilgili araştırmalarına devam edeceklerini açıklayan Arai, ilerleyen günlerde kökeniyle ilgili daha kati bilgilere erişmeyi umduklarını açıklıyor.
.
